Röportaj: Bade Çakar
Fotoğraf: Lara Sayılgan
Saç:Burhan Çılgın
Makyaj: Ali Rıza Özdemir
Mekan: The Stay Bosphorus
Güzel oyuncu Nur Fettahoğlu, bu sefer objektiflerin karşısına canlandıracağı bir rol için değil, Cengiz Abazoğlu'nun adL için hazırladığı Cengiz Abazoğlu + adL 'Wonderland' 2019 ilkbahar-yaz koleksiyonu için geçti. Normalde moda ile çok içli dışlı olmadığını söyleyen ve günlük hayatında oldukça sade bir stil tercih eden Nur Fettahoğlu, oynadığı karakterlerin stiliyle ise adeta renklendiğini hissediyormuş. "Sadece moda diye bir kıyafeti giymem" diyen Fettahoğlu, estetik durana da ilgisi olduğunu kabul ediyor. Güzelliğiyle tasarımlara ayrı bir hava katan Nur Fettahoğlu ile reklam yüzü olduğu koleksiyonun detaylarını konuştuk. Ayrıca oyunculuk konusunda başarılı işlere imza atan güzel oyuncuya hayatıyla ilgili merak ettiklerimizi de sorduk.
Cengiz Abazoğlu + adL için objektif karşısına geçtiniz. Türk modasının önemli isimlerinden Cengiz Bey ile çalışmak nasıldı?
Cengiz Abazoğlu'nun tarzını ve duruşunu her zaman sevmişimdir, bu nedenle beklentilerim oldukça olumluydu. Onunla çalışmak ise, beklentilerimi doğru çıkarttı; eğlenceli ve keyifli bir çekim geçirdik.
Koleksiyonun dikkat çeken parçaları ve sizin en beğendiğiniz yönleri neler oldu?
Koleksiyon, neredeyse tatlı bir meltem havasında, giydiğin an kendini uçuş uçuş bir dünyada buluyorsun, ben de hem bu ruh halini, hem de koleksiyonun genelindeki bohem havayı kendime çok yakın buldum ve benimsedim. Koleksiyondaki her parça gerçekten insanın içine baharı aşılıyor. Canlı, enerjik ve göz alıcı parçalar var içinde ve tam adı gibi giydiğiniz anda 'Harikalar Diyarı'ndaymışcasına bir his yayılıyor içinize... Hem giydiğinizde kendinizi iyi hissettirecek hem rahat hareket etmenizi sağlayacak hem de tam aklınızdakini verecek kıyafeti bulmak her zaman mümkün olmuyor. Koleksiyon bunu sağlıyor bence.
Diziler, kırmızı halı etkinliği derken modayla iç içesiniz. Günlük hayatınızda moda ne kadar yer alıyor? Moda sizin için ne ifade ediyor?
Açıkçası, moda bir ifade tarzı, hayat tarzının bir göstergesi. Estetik olan, incelikli işlere zaafım yok değil tabii, ama genel geçer bir kavram olarak çok ilgilendiğimi söyleyemem. En son ne zaman 'bu şu anda moda' diye bir şey alıp giydiğimi hatırlamıyorum. Gündelik hayatımda olabildiğince sade ve pratik giyiniyorum. Ama tabii oynadığım karakterler sayesinde renkleniyorum!
Stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Sade, doğal, feminen ve az biraz muzur.
Stil olarak asla giymem dediğiniz bir tasarımcı var mı?
'Asla' kelimesi yaşam tarzıma zıt; o nedenle kullanmamayı tercih ediyorum, bu notla birlikte; şuna inandığımı da söyleyebilirim, nasıl ki yaşamımızda 'renkli' insanlar, farklı insanlar oldukça yaşamımız güzelleşiyor, bazı tasarımcıların parçaları da bunun gibi. Tepeden tırnağa bir tasarımcının kıyafetlerini giydiğinizde bu sizin kimliğinizi silikleştirebilirken, bir göz alıcı parça ve normalde ilişkilendirmeyeceğiniz tasarımcıların birlikteliğinden çarpıcı sonuçlar çıkabiliyor. O yüzden, her zaman açığım; ve yeni bakış açılarından heyecan duyuyorum.
Sizi oyunculuğunuz ile tanıyoruz ama güzelliğinizle de oyunculuğunuz kadar herkesi büyülüyorsunuz. Kendinize nasıl bakıyorsunuz?
Çok naziksiniz. Sağlıklı beslenip spor yapmak beni zinde hissettiriyor. Öte yandan, huzur ve mutluluk insanın enerjisini değiştiriyor; bunun da pozitif dışavuruma dönüştüğüne inanıyorum. Huzurlu ve mutlu olabilmek de çaba gerektiren bir şey. Gündelik hayatta en ufak şeyi bile kafamıza takabiliyor, dert edinebiliyoruz, zihnimiz bazen bize bunu öğretmiş oluyor, bu öğrenim kalıplarını kırmak, pozitif bakış için gerekli. Bunun dışında en temelde cildimi temiz tutmaya özen gösteriyorum.
Oyunculuğa uzun süre ara verdiniz ancak hızlı bir şekilde başarılı projelerle geri döndünüz. Kamera karşısında olmak nasıl hissettiriyor?
Eve geri dönmek gibi! Kamera karşısında olmak; ifade etmek, anlatmak, anlamak, özgür olmak, kucak açmak, sarılmak, aşık olmak, el uzatmak, fark etmek ve bazen teslim olmak demek; tüm duyguları bir plana sığdırmak demek. O yüzden iyi hissettiriyor.
Hemen hemen yer aldığınız her projede farklı bir karakterle karşımıza çıktınız. Rol seçimlerini neye göre yapıyorsunuz? O karakteri benimseme süreci nasıl oluyor?
Aslında belirli bir şeye bakarak seçiyorum demek doğru olmaz. Birçok karakter geliyor önüme ama gördüm ki ben, önünde sonunda en çok derdi olan karakterleri seçiyorum. Onları anlamak, içindeki güçleri açığa çıkarma süreçlerini yaşamak, hayata tutunmalarını izlemek. En temelinde okuduğum anda beni içine çekmesi gerekiyor karakterin. Hak vermem, bazen kızmam, anlamam, üzülmem, sevinmem, karakterin arka planınını özümsemem demek. Bunu yapmadan sete çıkmak zor. Ayrıca sadece karaktere değil, çerçevenin bütününe de bakmak gerekiyor. Çünkü oyunculuk bir etkileşim işi. Bu bütünü anlamadığın ve ona tepki göstererek kendini konumlandırmadığın zaman iş savrulmaya başlar.
Hem yoğun iş temposu hem de özel hayat derken oldukça tempolu bir hayatınız var. Boş zamanlarınızı en çok nasıl değerlendirmeye özen gösteriyorsunuz?
Evet, gerçekten oldukça yoğun. Ama bana iyi gelen tam da bu yoğunluk; ne kadar çalışırsanız o kadar odaklanıyorsunuz. Tabii ki kızımı özlüyorum, bu nedenle set dışında tüm vaktimi kızımla geçirmeye çalışıyorum. Halen daha plan yaptığım ancak yoğunluktan gidemediğim bir dolu oyun var, sergi var... Ayrıca seyahat edip arınmayı özlemedim desem yalan olur.
Hayatınızda nasıl bir dönemdesiniz?
Yelkenlerimi açtım, kendimi rüzgara bıraktım, ılıklığında ve huzurla seyir halindeyim. Yaşadığım ve yaşayacağım her şeye minnetle, hayatın tadını çıkartma, kendimi fark etme evresindeyim.
Hayatınızda da farklı rolleriniz var hem eş hem anne hem başarılı oyuncu... Bunların arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Bir tarafta tutkun olduğum işim, diğer tarafta ailem; kızım. Şu aralar set neredeyse tüm zamanımı kaplıyor, bu nedenle dengemi yeniden kuruyorum. Kızımla vakit geçirebilmek çok önemli bu nedenle tüm boş zamanlarımda onunla program yaparak geçiriyorum. Böylelikle sete huzurla gidebiliyorum. Bu denge yerinden oynarsa savrulmamak işten değil.
Gelecek için hala gerçekleştirmek istediğiniz hayalleriniz neler?
Hayaller motive edici olsa da anda yaşamayı, anda kalmayı daha doğru buluyorum. O nedenle şu ya da bu diyemem; hem ailem hem de işim için bu iki durum arasındaki ideal dengeyi kurmaya çalışıyorum.