RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF SERKAN ELDELEKLİOĞLU
VİDEO BETÜL YAZICIOĞLU
Güçlü tavrı, rafine stil seçimleri ve fark yaratan bakış açıları ile Nur Bilen Yavuzer, klasik parçaları günümüze uyarlamak konusunda moda sahnesinin öne çıkan isimlerinden. Bundan tam beş yıl önce kurduğu Beauty Omelette markası ile dört yıl önce Nişantaşı'nda ilk mağazasının kapılarını aralayan Yavuzer, kozmetik ve tekstil ürün grupları ile moda tutkunlarının çok sevdiği markalar arasında. Şimdilerde kozmetik ve tekstil ürünleri ile İstinyePark'ta yeni açılan mağazasıyla sevenleriyle buluşacak olmanın heyecanı içindeki Yavuzer ile tasarım felsefesinden, marka DNA'sına, gelecek planlarından en yeni heyecanlarına kadar keyifli bir sohbeti paylaştık. Bu keyifli anları Yavuzer'in sezon seçimlerinden oluşan bir moda çekimi ile taçlandırdık.
NUR BİLEN YAVUZER İLE GERÇKELŞETİRDİĞİMİZ RÖPORTAJIN BACKSTAGE VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Beauty Omelette nasıl gidiyor, nasıl bir yıl oldu sizin için?
Sezon çok güzel başladı; hepimiz özledik sokakta, işte eskisi gibi sosyal olmayı galiba. Bu duygu beni ve Beauty Omelette'yi çok besliyor. Ben bir yaz insanıyım, bu yüzden yaz çok güzeldi, Bodrum mağazası ile orada mevsimi tam anlamıyla yaşadık. Özellikle plaj koleksiyonu çok sevildi. Benim için ise hem dinlendiğim hem çalıştığım hem de 2022 yazı için uzun zamandır hayalini kurduğum gece koleksiyonunu planladığım bir yaz oldu.
Sonbahar/kış koleksiyonunuz da hayli dikkat çekici parçalara sahip. Nasıl ortaya çıktı, özel bir hikayesi var mı?
Beauty Omelette rahat, güçlü ve klasik parçalardan oluşan bir marka olarak doğdu. Zamanla bu etki pekişti ve BO kadınları ile büyüdü. Pandemi hepimizde bir farkındalık, bir uyanış ve belki bir değişim oldu. Kontrolün aslında bizde olmadığını anladığımız bu süreçte, hep güçlü kalmaya çalışmanın yorucu olduğunu anladım. Bir yandan daha romantik, daha kadınsı, daha özgür olmak istedim ya da belki var olanı ortaya çıkartmayı... Bu kış koleksiyonu da dediğiniz gibi daha dikkat çekici ve daha cesur. Bu duyguyu sahipleniyoruz çünkü kadın istediği gibi olma ve değişme hakkına sahiptir. Bundan sonra yine güçlü, cesur ve aynı zamanda romantik ve özgür kadını giydireceğiz.
Peki, hazırladığınız koleksiyonlarla sizi diğer yerel markalar arasında farklılaştıran çizginiz hususunda neler söylersiniz?
Giyilebilir ve ulaşılabilir olmak diyebilirim. Ben bu markayı kurarken daha önce yapılmamış bir tasarım yaparak akılda kalmak değil, her dolapta yer edecek sıkılmadan giyilen en klasik parçaları güncel olarak yorumlamak üzere yola çıktım. Öncelikle kendi ihtiyacımdı bu; iyi kalıplı, iyi kumaşlı, iyi dikişli klasik ve sade kıyafetler bulmakta zorlanıyordum. Pahalı olup sadece belirli bir kesimin markası olmayı hiç istemedim; değerin fiyatla oluştuğunu düşünmüyorum. 10 lira kazanacaksam, 10 kadına değil 100 kadına satarak kazanmak istedim. 13 farklı atölyede yaklaşık 250 parçalık koleksiyon hazırlıyorum, tam olarak neyi hayal ettiysem öyle oldu. Yaptığım üretim kalitesi ile kar marjım çok daha yüksek olabilirdi ama öyle hızlı ve güzel büyüdü ki, bu da benim gücüm oldu.
Erkekler için de son yıllarda tasarım parçalar oldukça önem kazandı. Markanızla siz, erkekler için bir şeyler yapmayı düşünür müsünüz?
Bunu ilk günden beri istiyorum çünkü Beauty Omelette babamın bende bıraktığı hisle doğdu. Küçükken onun yeleklerini, kazaklarını hatta ceketlerini giymeye bayılırdım. Onun parfümünü sıkardım okula giderken. Erkek reyonları her zaman önceliğimdir. Bu yüzden evet, bunu yapacağım ve bu konuda çok talep var; aynı çizgide bir erkek koleksiyonu ne zaman gelecek diye soran çok erkek var, eşim de bu listenin başında geliyor.
Sezon gardırobunuzun demirbaşı nedir? Ve kendiniz için yaptığınız son üç alışveriş neler?
Ceketler ve gömlekler benim için vazgeçilmez, az ama değer parçalar alıp tekrar tekrar giymeyi seviyorum. LV'den bir ceket, YSL bir çizme ve Celine mont aldım bu sezon. Üçü de 13 yıl sonra dahi giyilebilecek parçalar.
Ve yine bu yılın trendleri arasında 'asla giymem' dediğiniz bir şey var mı?
Çok desenli ve renkli parçalar beni yoruyor, bu yüzden tercih etmiyorum. Asla giymem demiyorum artık, eskiden giymezdim ama bu sezonun en hit parçası olan mini etekleri bolca giyeceğim ve hatta koleksiyonda da yer verdim.
Modada sürdürülebilirlik üzerine son yıllarda çok fazla görüş ortaya atılıyor. Röportajımızı sonlandırmadan önce; sizin marka olarak sürdürülebilirlikle ilgili özel çalışmalarınız var mı?
Biz 2018'de ilk üretimimiz ile buna hep öncelik verdik. Organik pamukla başladı ilk koleksiyon ve olabildiğince doğal kumaşlar kullanıyoruz. Zaten 'bir sezon giy, sonra yenisini al' davranışına karşıyız. Bir Beauty Omelette denim pantolon, ceket, palto, takım elbise ömür boyu dolapta kalır, bu sürdürülebilirliğin en önemli kısmı bence, sürdürmek.
NUR BİLEN YAVUZER RÖPORTAJININ TAMAMI ŞAMDAN PLUS YENİ SAYISINA...