Röportaj: İrem Orhan
Fotoğraflar: Cafer Pala
Moda ve tasarım tutkusu küçük yaşlardan gelen Neslişah Yılmaz Hidayetoğlu, gerek kurucusu ve tasarımcısı olduğu marka ile ortaya çıkardığı tasarımlar gerekse günlük hayattaki farklı okazyonlara uygun seçimleriyle her daim dikkatleri üzerine toplamayı başarıyor. Tasarım ve stil yolculuğundaki son gelişmeleri ve sezondaki favorilerini konuşmak üzere bir araya geldiğimiz Neslişah Yılmaz Hidayetoğlu ile özel
bir moda sohbetini paylaştık ve sezon favorilerini konuştuk.
Nasılsınız, nasıl gidiyor şimdilerde her şey sizin için? Yeni sezon nasıl başladı sizin için?
Londra Moda Haftası şubat defilemiz harika geçti. Yeni sezon öncesinde güzel bir başlangıç oldu bizim için. Bu arada Londra’da mağaza açmak için kollarımızı sıvadık. Alternatif lokasyonlar arasında karar vermeye çalışıyoruz, öte yandan hem üretim yapıyoruz hem de eylül ayındaki Londra Moda Haftası’na hazırlanıyoruz. Tüm bu koşturmacaya ilaveten, yenilenen yüzüyle İstanbul tasarım ofisimiz de Nişantaşı’nda hizmet veriyor. Çok hareketli ve güzel bir şekilde ilerliyor sezon bizim için.
Modayı ve trendleri de çok yakın takip ediyorsunuz, kedinize özgü bir çizginiz de var; siz kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız?
İşim gereği tabii ki takip etmek durumundayım. İş hayatının ve üretimin içinde bil- fiil bulunduğum için daha çok rahat olmayı istiyorum. Hareketimi kısıtlamayan kon- forlu giysiler tercih ediyorum. Bunları şık aksesuarlarla kombinleyerek daha stylish bir görüntü oluşturmayı tercih ediyorum. Aslında tek bir tarzdan ziyade; kıyafetlerimi o günkü programım ve moduma göre seçiyorum diyebilirim.
Stilinizle ilgili de sıkça iltifat alıyorsunuzdur; şimdiye kadar duyduğunuz en güzel şey neydi?
Girdiğimde ortamda dikkat çeken elbiseer tercih etmem. Duruşuma uygun kıya- fetler tercih ettiğim için genelde aldığım iltifat “Çok klas görünüyorsun” oluyor. Aslında benim kendi markamda vermek istediğim etki de bu. Önemli olan sizin iyi taşıyabildiğiniz giysiler tercih edip, uygun saç, makyaj, aksesuar ve en önemlisi de kendi gülüşünüzle bunu bütünleştirmek. Klas ve elegan görünmek tam istediğim bir şey.
Kıyafet seçimleri ve kişinin seçtikleriyle özgüvenli hissetmesi arasında bir bağ var mı sizce? Bu durum sizi nasıl etkiliyor mesela?
Kesinlikle var. Çünkü enerjiniz nasılsa öyle giyinmek istiyorsunuz. Eğer o gün enerjim yüksekse, giydiğim kombinleri daha iyi taşıyorum. Eğer modum düşük ve o gün hareketli geçecekse, hemen renkli bir şeyler seçip, enerjimi yükseltmeye çalıştığım durumlar da oluyor. Dik bir duruş bile kendinize olan özgüveninizi sergilemeyi ve giydiğiniz kombini daha iyi taşımanızı sağlıyor.
Bazen kıyafet seçimlerinizle eleştiri aldığınız da oluyor mu? Daha doğrusu bu konuda eleştiri kabul etmeyenlerden mi yoksa her eleştiriyi değerlendirenlerden misiniz?
Çok eleştiri almıyorum açıkçası. Eleştiri şekli kabalık sınırına ulaşmadığı sürece her türlü yapıcı ve iyi niyetli eleştiriye açık biriyim.
Sizce bir tasarımda farklılık ve özgünlük mü daha önemli yoksa kullanılabilirlik mi? Ne dersiniz, siz genelde tercihinizi hangisinden yana kullanıyorsunuz? ,
İkisinin de gerektiğini düşünüyorum. Ben de bir tasarımcı ve aynı zamanda kullanıcı olarak kendimi değerlendirdiğimde özgün- lük olması gereken bir unsur ama bunun yanında kullanışlı da olmalı. Sadece çok gü- zel ve farklı diye rahatsız bir elbiseyi tercih etmem. Tüm gece göğüs kubunu çekmek zorunda kaldığınız bir elbiseyle ne kadar şık görünebilirsiniz... Aynı şey günlük hayatta da geçerli benim için. Özgün bir tasarıma sahip olduğu kadar rahat ve konforlu da olmalı.
Ayrıca mesela ayakkabı, çanta ya da bir küçük elbise fark etmez, size göre bir tasarımı arzu nesnesi yapan şey nedir?
Aksesuarlara daha düşkün olabilirim. Ama trend ürünlerinden çok zamansız parçaları almayı tercih ediyorum.