YAZI: NAZAN ORTAÇ nazan.ortac@sabah.com.tr
Melek gibi yüzüyle moda dünyasının gelmiş geçmiş en güzel kadınlardan olan Natalia Vodianova, şöhretini ve gücünü iyiliğe dönüştüren gerçek bir melek. 28 Şubat 1982'de, Rusya'nın Nischni Nowgorod kentinde dünyaya gelen Vodianova, oldukça yoksul koşullarda bir çocukluk geçirdi. Anne-babasının, o henüz küçük yaşlarda iken ayrılmasıyla yoksullukları ve zorlukları katlandı. Çünkü annesi, o andan itibaren onu ve biri engelli olan iki kardeşini tek başına büyütmek zorunda kaldı. Her gün hayatta kalma mücadelesi veren ailesinin zorlukları, güzel modeli erken yaşta olgunlaştırdı ve ona mücadeleci karakterini kazandırdı. Verdiği bir röportajda çoğu geceler aç yattıklarını anlatan güzel model, bu nedenle çocuk yaşlardan itibaren para kazanmak için çalışmaya başladı. Okula gitmek yerine, sokak kenarlarında meyve sattı örneğin. Buna rağmen tüm bu zorluklar onu yıldırmadı, tam tersine güçlü bir kadın olan annesini kendisine rol model aldı ve şikayet etmektense, çok çalışarak, ayakları üzerinde durmayı öğrendi. 15 yaşında kendine yeni bir yol çizmek için kolları sıvadı ve bir modellik okuluna kaydını yaptırdı.
Okulun sahibi, Natalia'nın büyük potansiyeli olduğunu ve Paris'te başarılı olabileceğini söyledi. Ancak tek bir eksiği vardı; o da İngilizce bilmemesi. Fakat genç kadının hırsı her şeyden güçlüydü ve sadece iki ay içinde kendi kendine İngilizce öğrenmeyi başardı. 1999 yılında, henüz 17 yaşındayken tek başına Paris'e taşındı ve Viva Models ajansı ile bir sözleşme yaptı. Bu melek yüzlü genç kız, çok güzeldir ve oldukça dikkat da çekti. Ancak başka ünlü modellerde olduğu gibi bir gecede yıldız olmadı. Çünkü sadece 1.76 metre boyundaydı ve diğer modeller gibi incecik değildi. Fakat bu dezavantajı, 19 yaşında anne olmasıyla değişti. İlk oğlu Lucas'ın doğumundan sonra yaşadığı stresten dolayı hızla kilo verdi ve kendi deyimiyle 'fasulye sırığına' döndü. Ve bu hali, modacılar tarafından çok beğenildi. 2002 yılında nihayet meşhur olmayı başardı. Gucci parfümünün yüzü oldu ve aynı zamanda Louis Vuitton'ın ilkbahar kampanyasını tanıttı. Ve iD, W, Vogue gibi büyük moda dergilerinin kapağını süsledi. Kariyeri birden roket hızıyla ilerledi ve arka arkaya büyük kampanyalara imza attı. 2007 yılında, yıllık 4.5 milyon dolarlık geliriyle Forbes'un en çok kazanan modeller listenin 5. sırasını kaptı. Ünlü moda fotoğrafçısı Mario Testino, ona 'Supernova' adını takarak, kariyerini özetledi.
Kariyeri zirve yaparken, özel hayatı inişe geçti. 2001 yılında evlendiği İngiliz aristokrat Justin Trevor Portman'la, 10 yıllık evlilik ve 3 çocuktan sonra boşanmaya karar verdi. Hızlı yükselen kariyerine 3 çocuk sığdırmayı başarmıştı. 2001 yılında dünyaya gelen Lucas'ın ardından, 2006 yılında kızı Neva'yı, 2007 yılında da ikinci oğlu Viktor'u kucağına aldı. Bu süreçte Rusya'daki ailesini de asla ihmal etmedi. Engelli kardeşiyle yaşayan annesine bir apartman satın aldı, diğer kız kardeşinin iyi bir eğitim alması için maddi yardımda bulundu. Başarılı kariyeri ve zengin eşi, küçükken yaşadığı zorlukları unutmasına neden olmadı. 2004 yılında Rusya'nın Beslan şehrinde bir okulda yaşanan rehine krizi, onu derin bir şekilde etkiledi. Çoğu çocuk 331 kişinin öldüğü baskın sonrası 'Naked Heart Vakfı'nı kurdu ve çocuklar için çalışmaya başladı. AIDS'le mücadele için de gönüllü çalışmalar yapan Vodianova, dünyanın çeşitli yerlerindeki maratonlarda koşarak yardım toplamaya devam ediyor. Yaklaşık 50 milyon dolarlık servetiyle dünyanın en zengin modelleri arasında olan Natalia, 2011 yılındaki boşanmasının ardından gönlünü Antoine Arnault'a kaptırarak, yeni bir aşka yelken açtı. Antoine Arnault, moda devi LVMH'nin CEO'su Bernard Arnault'un oğlu. TAG Heuer, Zenith, Hublot, Bulgari, Dior, De Beers, Fred, Chaumet, Loewe, Celine, Kenzo, Givenchy, Berluti, Fendi, Emilio Pucci, Marc Jacobs ve 70'den fazla markayı içinde bulunduran holding LVMH'nin sahibi Bernard Arnault, 41 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin işadamlarından. Onun oğlu Antoine Arnault ile nikah masasına oturmayan Natalia Vodianova, mutlu ilişkisini iki çocukla taçlandırdı. Mücadeleyle geçen hayatının ardından şimdi 5 çocuklu hayatının tadını çıkartıyor. Yanında, Avrupa'nın bir zamanlar en gözde bekarı, Paris'e 40 dakikalık uzaklıktaki Arnault Kır Evi'nde, yine de boş oturmuyor. Elinde bilgisayarı hep projeler yazıyor ve onları dünyadaki yoksul çocuklara yardımcı olmak için hayata geçirmeye çalışıyor. Ve bu peri masalı hayatı, şimdi beyazperdeye aktarılarak, tüm genç kızlara ilham olacak.