Mutlu evliliğin formülünü verdiler

NAFİ & GÜLSÜM GÜRAL

ALTIN YIL

Evlilikte mutluluğu yakalamanın bir formülü var mıdır?

Evlilik bir deniz gibidir. Bu denizde fırtına da çıkarabilirsiniz, sakin ve huzurlu bir hale de getirebilirsiniz. Öncelikli ben değil, biz olabilmeyi başarmak gerekir. Bir tartışma yaşandığında eşinize kin gütmeyin. Aşırı kıskanç ve suçlayıcı olmayın. O sakin denizde ömür boyu yaşamak, beraber yaşlanmak istiyorsanız eşinizle empati kurun. Mutlu evliliğin formülü, karşılıklı anlayış ve ilgidir. Birlikte yeni bir yaşam inşa etmektir.

Çocuk sahibi olmak evliliği daha mı güçlü kılıyor?

Çocuk sahibi olmak önemli ve büyük bir görevdir. Örnek vermek gerekirse kıymetli eşim Nafi Güral, çocuklarımızın okul döneminde sürekli iş seyahatindeydi. Tüm okul işleriyle ben ilgilendim ve çocuklarımla birlikte 4 kez mezun oldum. İyi bir birey olarak yetişmeleri için çok gayret ettim. Onların eğitimlerine destek verdim çünkü babaları gibi başarılı olmaları gerektiğinin bilincindeydim. Bir çocuğun yetişmesi emek ister, sevgi ister, fedakarlık ister. Çocuklar, bir evliliği güçlendirebilir ancak temeli sağlam olmayan bir ilişki, çocuk olduğunda da değişmeyecektir. Kısaca söylemek gerekirse; mutlu ebeveynler mutlu çocuklar yetiştirir.

Evlilikte asla yapılmayacak ve mutlaka yapılacaklara birer örnek verir misiniz?

Biz 1969 yılında evlendik. 50 yılı aşkın evliliğimiz boyunca elbet biz de sorunlar yaşadık ama birbirimize ne olursa olsun üzmeden, kırmadan, sevgiyle yaklaştık. Günün sonunda aynı yastığa baş koymak önemli... Bize göre evlilikte en önemli kriterler; fedakârlık, saygı, dürüstlük, sebat ve sabır. Asla yapılmaması gerekenler ise eşinizi incittiğinizde veya onunla tartıştığınızda konuyu fazla uzatmamalısınız, yeri geldiğinde özür dilemeyi bilmelisiniz. Ayrıca eşinizi olduğu gibi kabul edin, onu değiştirmeye çalışmayın.

Evlenecek gençlere bir altın öğüt verecek olsanız bu ne olurdu?

Evlilik bir oyun değil, ciddi bir müessese... Kendinizi gerçekleştirmeden evlenmeyin. Kendi ayaklarınızın üzerinde durabildiğiniz ve öz benliğinizin farkına vardığınız zaman evlenin. En önemlisi de önce kendinizi sevin ve çok değerli olduğunuzu unutmayın. Kendisini sevmeyen, değer vermeyen başkasını da sevemez.

KEZBAN ARCA BATIBEKİ & KORAY ARCA

GÜMÜŞ YIL

Ne zaman evlendiniz?

11 Ocak 1983’te Milano Konsolosluğu’nda evlendik. Bizim evlilik hikayemiz ilginçtir. Tencereyle kapağı örneğinde olduğu gibi Koray da ben de düğün öncesi ve sonrası seremonilerinden hiç hoşlanmayan insanlarız. Nişan da yapmamıştık zaten. Kimseye haber vermeden, huzur içinde evlenelim dedik. O dönemde Türkiye’de evlenme prosedürleri çok uzun sürerdi. Tüm evrakları İstanbul’da hazırladık. İkimiz de tarihler konusunda çok unutkanız. 31 Aralık 1982 ya da 1 Ocak 1983’te evlenelim ki böylece yıl dönümümüzü atlamayız diye düşünmüştük. Ailelere tatile gidiyoruz dedik ve evlenmek niyetiyle çok sevdiğimiz Londra’ya gittik. Oysa oradaki konsolosluğumuzun yetkileri Kıbrıs Savaşı sonrası kısıtlanmış, nikah kıyma yetkileri yokmuş artık. Sağ olsun konsolosumuz yine de yardımcı oldu ve bizi Milano Konsolosluğu’na yönlendirdi. Neye niyet neye kısmet deyip soluğu Milano’da aldık. Yanımızda kamera da olmadığından nikah fotoğrafımız da yok. Ama bu arada Londra’ya da vakit ayırmak istediğimizden tarih 11 Ocak olmuştu bile... Akıllı arkadaşlar ve akıllı telefonlar çıkana kadar evlenme tarihimizi de sürekli unuttuğumuzu belirtmek isterim.

Evlilikte mutluluğu yakalamanın bir formülü var mıdır?

Evlilikte mutluluğu yakalamanın bir formülü olduğunu düşünmüyorum. Bizim şansımız; ilk yıllarımızda, Koray’ın işinin yurt dışında olması nedeniyle uzun sürelerle ayrı kalmamız oldu. İkimiz de aslında pek evlenmeye hevesli kişilikler değildik. Böylece herkes için atlatılması en zor olan ilk yıllar bizde kişisel özgürlükten, ortak yaşama yumuşak bir geçişle, özleyerek, balayı havasında geçince çok daha kolaylaştı.

Çocuk sahibi olmak evliliği daha mı güçlü kılıyor?

Biz çocuk sahibi olmamanın evliliği daha güçlü kıldığını düşünenlerdeniz.

Evlilikte asla yapılmayacak ve mutlaka yapılacaklara birer örnek verir misiniz?

Bence bu tip örnekler; yetiştiğin coğrafyadan hareketle, aile, eğitim ve sosyal çevreyle şekillenir. Aynı evde yaşamaya başlayan ve tüm yapıları farklı olan iki kişiliğin karşı karşıya gelmesiyle başlar, zaman içerisinde ve birbirlerini tanıdıkça şekillenir. Bu nedenle genellemenin mümkün olacağını sanmıyorum ama aile ve çevre baskısı, aile içi bireysel özgürlük kısıtlamaları (herkes için) evlilikte asla söz konusu olmamalı. Bireyin haklarına saygı gösterildiği zaman yıllar içerisinde o beraberlik öyle paha biçilmez bir sevgi ve arkadaşlığa dönüşür ki işte o zaman mutluluğu yakalamak için bir formül varmış diyebiliriz.

Evlenecek gençlere bir altın öğüt verecek olsanız bu ne olurdu?

Çok genç yaşta evlenmenin ve hemen çocuk sahibi olmanın birlikteliği yıpratıcı sonuçları olacağını düşünüyorum. Genç insanlar daha yeni birbirini tanıma, baş başa iyi vakit geçirme aşamasındayken bir de çocuğu tanıyıp büyütmeye çalışmaları, ailelerin işin içine fazlasıyla girmeleri bence çekirdek aile yapısını daha başlarken yorabilir. İleriyi görmeden çocuk sahibi olmak boşanma durumunda çok daha yıpratıcı oluyor. Ve dediğim gibi ailelerin ve eşlerin; karşılarındaki ‘yabancı’ya zaman ve bireysel özgürlük tanımalarının doğru olacağı kanısındayım.

DİLA TARKAN & DAĞHAN DOĞRUER

PAMUK YIL

Evlilikte mutluluğu yakalamının bir formülü var mıdır?

DAĞHAN DOĞRUER: Ufak şeyleri kafaya çok takmamak. Mutlaka zıt görüşler veya hoşunuza gitmeyen şeyler olacak, bunları çok kafaya takıp büyütmek iki tarafı da yıpratır, bazı şeyleri görmezden gelmek gerekir.

DİLA TARKAN DOĞRUER: Alttan almayı öğrenmek ve fedakarlık yapmak, fedakarlık yapmadan mutluluğa varılamıyor bence. İki insanın tamamen aynı olma şansı yok o yüzden mutlaka fikir ayrılıkları oluyor o noktada bir tarafın bazı şeylerden fedakarlık yapması gerekiyor. Çözüm odaklı olmakta çok önemli, en ufak bir anlaşmazlıkta kaçıp gitmektense birlikte sorunlara göğüs germek ilişkiyi çok daha güçlendiriyor ve daha huzurlu ve mutlu bir evliliğe yaklaştırıyor.

Çocuk sahibi olmak evliliği daha mı güçlü kılıyor?

DAĞHAN D. Bence bu çok değişken bir durum, her ilişki için farklıdır diye düşünüyorum.

DİLA TARKAN D. Her zaman değil. Eğer temelleri sağlam bir ilişki ise bence çoçuk sahibi olmak dünyanın en güzel şeyi ama bir yandan da gerçekten zor bir şey. Her ebeveyn çocuğunu kendi istekleri doğrultusunda yetiştirmek istiyor, o yüzden temelinde çok sağlam bir ilişki değilse bir sürü problemle karşılaşılıp ilişkiyi daha da yıpratabilir.