Mr. Kırmızı Taban'la selfie'siz bir gece

'Mr. Louboutin geliyor' dediler, soluğu Nişantaşı'nda aldık.

Mr. Kırmızı Taban'la selfie'siz bir gece
Christian Louboutin, dünya çapında kırkı aşkın butiği ve yılda ürettiği 850 bin çift ayakkabı ile 1992 yılından beri kadınların ve şimdilerde de erkeklerin vazgeçilmezi... 'Mr. Louboutin geliyor' dediler ve biz de soluğu Nişantaşı butiğinde aldık. Her ne kadar bu butikte erkek için tasarlanan modeller satılmasa da, ben yine de giderim ve Christian ile tanışırım... Gecenin detaylarından önce biraz geçmişe dönelim... Louboutin'in, tasarım dünyasında sayısız tecrübesi olmuş. 80'li yıllarda Paris'teki tiyatro ve müzikhollerdeki dansçıların ayakkabılarını tasarlamış. Ardından Chanel ve Yves Saint Laurent'in ayakkabı tasarımlarını yapan Charles Jourdan ile beraber bir dönem çalışmış. Ufak bir ara verdikten sonra, en yakın arkadaşı ile bugünün vazgeçilmez kırmızı tabanlı ayakkabı markası Christian Louboutin'i yaratmış. Gelelim o günkü davetten ufak detaylara...
Cemiyet dünyası, kırmızı tabanlarını ayağına geçirmiş, saat 18.00'de mağazaya gelecek olan Christian'ı bekliyor. Bir saati aşkın rötarla gelen ünlü tasarımcı; adeta bizim kadınlarımızı sınava tabii tutmuş, o yüksek topukları ile onlara dayanıklılık testi uygulamış.


AYAKKABI GETİRİP İMZALATANLAR

Geceden fotoğraf çektiremeyip ayrılanların dışında ipi göğüsleyip Louboutin ile sohbet etme imkanı yakalayanlar ise Naz Elmas, Işıl Reçber ve Özge Ulusoy oldu.
Gecenin tek bir kuralı vardı; 'No selfie piliiizz.' Evet, Louboutin son günlerin salgını selfie olayından hiç haz etmiyordu. 'Fotoğraf istiyorsanız adamakıllı poz verelim' diyordu. Adam haklı, o bir trendsetter, niye çoğunluğun bir parçası olsun ki?
Bir ara çantasından evdeki Louboutin ayakkalarını getirip altını imzalatmaya çalışan bir kadın gözüme takıldı. Bir ara da evdeki onlarca Louboutin kutularını gösterip 'Bak sana ne kadar yatırım yaptım' diyeni gördüm. Lüksü sever kadınlarımızın Louboutin ile sınavı eğlenceli ve komik detaylarla doluydu.

GÜNÜMÜZÜN MODERN ANNELERİ

Louboutin davetinde Feryal Gülman ile ayaküstü sohbet ettik. Konumuz; Louboutin ayakkabılar veya son moda kılık kıyafet değildi. Biz oğlu Aslan Gülman'ı konuştuk. Los Angeles'a üniversite okumaya giden Aslan'ı evine yerleştirdiğini ve yedek diş fırçasına kadar hazırladığını dile getirdi. Hayatta annelik duygusu kadar karşılıksız başka bir duygu daha yoktur herhalde. Benim şaşırdığımsa; günümüzün modern anneleri. Bir yandan kendi işlerine koştururken, diğer yandan çocukları kaç yaşına gelirse gelsin, onların hayatlarını da en güzel şekilde organize ediyorlar. Kadınlar; hem anne olmayı, hem de başarılı birer iş kadını olmayı nasıl beceriyor hayranlıkla izliyorum. Feryal Gülman da bu konuda ilham alınacak kadınlardan biri. Kasım ayında ve yıl boyunca ara ara oğlunun yanına gideceğini söyleyen Feryal Hanım'a bu uzun yolculuklar, oğluna kavuşma sevinci ile su gibi geçecektir.

Mert Vidinli / Sabah - Günaydın

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.