RÖPORTAJ ŞERİF ERCAN
Dünyanın en güzel kadınlarından biri olarak kabul edilen ve 'Maria Callas: Mektuplar ve Anılar' adlı tek kişilik oyunuyla, iki kez Türkiye'de de sahne alan ünlü İtalyan oyuncu Monica Bellucci, şimdi de 'Memory' (Geçmişe Dönüş) fi lmi ile Türk TV izleyicisinin karşısında... Sinemalarda büyük ilgi gören fi lm, 25 Ekim'de SPI International'ın televizyon kanallarından FilmBox Extra ile çevrimiçi fi lm ve dizi izleme platformu FilmBox+'ta Türk izleyicisiyle buluşacak. Usta yönetmen Martin Campbell'in yönettiği 'Geçmişe Dönüş' fi lminde; Monica Belluci, hırslı, başarılı ve bir o kadar da kötü bir iş kadını olan Davana Sealman'a hayat veriyor. Bu özel röportajda Bellucci, fi lmde sosyopat Sealman'ı oynamanın neden 'kalıpları kırdığını' uzun ve başarılı kariyeri boyunca oynadığı karakterler üzerinden değerlendiriyor. 57 yaşındaki oyuncu, bu karakter için kilo alma tercihinden yaşının sinemada ve sahnede ilginç rollere nasıl kapı açtığına kadar hakkında tüm merak edilenleri Şamdan Plus'a anlattı.
'Memory'de canlandırdığınız Davana Sealman, son derece ilginç bir karakter. Dışarıdan bakınca dürüst bir iş insanı, hayırsever ama sonradan anlıyoruz ki durum hiçte göründüğü gibi değil... Bu rolü oynamaktan heyecan duydum ki, çok fazla antagonist (zıt, muhalif, kötü) bir karakteri canlandırmamıştım. Davana'nın hayatında iyi bir insan olduğu zamanlar da var ama canavar olduğu zamanlar da var. Bu ikiliği oynamak ilgimi çekti. Bu rol için hayatımın büyük bir bölümünde içine düştüğüm kalıbı kırmak istedim. Biraz kilo aldım; aydınlatma ve makyaj da bu yeni karakterin yaratılmasında etkili oldu.
Davana Sealman, yaşlanmamak için elinden geleni yapıyor ve bu durum onu tüketiyor da... Bir doktorla diyaloğu var; 135 yaşına kadar yaşamayı istediğini söylüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, yaşlanmaya nasıl bakıyorsunuz?
Bu iyi bir şey. Yaş, bana yeni karakterler oynamam için fırsatlar açtı. 'Memory'de Davana Sealman'ı canlandırmak benim için yeni bir kapının anahtarıydı. Ayrıca İstanbul ve Londra gibi dünyanın önemli kentlerinde, tiyatro sahnesinde, 'Maria Callas: Mektuplar ve Anılar'ı oynuyorum. İlginç çünkü Maria Callas gibi bir karakteri gençken bile oynayamamıştım. Maria Callas'ı oynamak için böyle bir kadını anlayacak deneyime sahip olmanız gerekir. O çok yetenekli bir diva. Aynı zamanda kalbi de çok temiz... Gerçekten de üzüntüden öldü.
Davana Sealman'ın neden yaşlanmaya karşı takıntılı olduğunu düşünüyorsunuz?
Zaman ve ne kadar yaşayacağı dahil her şeyi kontrol etmek istiyor. Zamanı kontrol etmek imkansızdır. Bunu yapamazsınız, ancak Davana, hayatının her anını kontrol altında tutmak istiyor. Hepimiz biliyoruz ki, bunu kimse yapamaz.
Davana Sealman, 135 yaşına kadar yaşamak için doktorla görüşüyor. Siz 135 yaşına kadar yaşamak ister miydiniz?
Hayır (gülüyor). Aslında kontrol takıntılı tüm insanlar, sonsuza dek yaşamak ister. Bu imkansız. Para, her şeyi kontrol edemez Filmdeki karakterinizin bir başka ilginç yönü de oğluyla olan ilişkisi. Oğlu en aşağılık şeyleri yapıyor ama annesi yani siz, onu koruyorsunuz. Bir anne olarak bu konu hakkındaki görüşleriniz nedir? Bence o deli. Oğlu da deli! Onu korumak, aynı zamanda kendisini de koruması demek. Dış dünyada herkes onun temiz bir insan olduğunu düşünüyor. Gerçek ortaya çıkarsa başının belaya gireceğini biliyor. Yani oğlunu koruması, aynı zamanda kendisini de koruması... Konu sadece oğlunu savunması değil.
Film, tıpkı sizin gibi James Bond serisinde ve diğer birçok filmde başarılı olan Martin Campbell tarafından yönetiliyor. Tüm zamanların en iyi oyuncularından biri olan Liam Neeson ile başrolü paylaşıyorsunuz. Başarılı yönetmen Martin Campbell ve usta aktör Liam Neeson ile çalışmak nasıldı?
Filmi yapmak istedim çünkü Martin (Campbell) ile çalışmak istiyordum. Ona çok saygı duyuyorum çünkü kamera arkasına geçtiğinde seyirciyi nasıl avucunun içine alabileceğini bilen bir yönetmen. Liam (Neeson) ile de çalışmak istiyordum. O harika bir aktör ve harika bir insan. Çok kibar ve cömertti. Harika sohbetlerimiz oldu. Ona büyük saygı duyuyorum.
Liam Neeson ile sohbetlerinizden biraz söz edebilir misiniz? Liam Neeson'a dair ilginç bulduğunuz bir şey oldu mu?
Duygu dolu... İnanılmaz derecede derin biri. Pek çok şey hakkında konuştuk. O çok 'insan', çok hassas. Sohbetlerimizi çok sevdim.
Liam Neeson, ilginçtir ki, bir kiralık katili oynadığı halde seyirci, onun karakterine sempati besliyor. Muhteşem kariyerine bakıldığında, pek çok farklı karakteri oynadığı görülüyor ancak rolü ne olursa olsun hassas tarafı ortaya çıkıyor...
Evet. Birlikte çalıştığınız insanlarla, profesyonelliğin dışında, böyle bir insani bağa sahip olmanın güzel olduğunu düşünüyorum. Saygı duyduğum insanlarla çalışmayı seviyorum ve kesinlikle Liam'a saygı duyuyorum. Bir sonraki yapacağım film, Catherine Hardwicke ve Toni Collette ile... Adı da Mafia Mamma. Bu bir komedi ve çok komik! Aslında çok fazla komedi yapmadım. Bu gerçekten harika. Catherine'nin çalışmalarını seviyorum ve Toni de harika bir oyuncu.
Filmdeki en dramatik sahnelerden biri, vurulduğunuz an... Çok şiddetli! Nasıl bir his olduğundan bahsedebilir misiniz?
Davana, o sahnede olanları hak ediyor (gülüyor). Kendisini dokunulmaz sanıyor. Bu sahne, bazen öngörülemeyen bir şeyin olabileceğini ve her şeyi kontrol edemediğini kanıtlıyor. Yapabileceğini sanıyor ama yapamıyor.
Bu sahneyi çekmek eğlenceli miydi yoksa korkutucu ve de çok eğlenceli değil miydi?
Aman! Biraz korktum (gülüyor). Profesyonel anlamda yani ekranda gayet iyi işleyen bir süreç... Çok da etkili...
Pandemiyi atlattıktan sonra sinema ve sahnede çalışmaya geri dönmek nasıl bir şey?
Geri dönmek çok önemli. Çalışmak ve ilginç şeyler yapmak zorundayız çünkü şu anda dünyanın şiire, sanata ve güzel şeylere ihtiyacı var.
Zaman ayırdığınız için çok teşekkürler...
Ben teşekkür ederim. Benim için bir onur...