Moda diyetler işe yarıyor mu?

Sağlıklı beslenmenin modası olmaz ama buna rağmen her dönem yeni beslenme trendleri ön plana çıkıyor. Yeni trendleri mercek altına aldım.

Moda diyetler işe yarıyor mu?

BANU KAZANÇ Beslenme ve Diyet Uzmanı www.banukazanc.com.tr

Sağlıklı beslenerek diyeti bir yaşam stiline dönüştürmek ve yiyerek diyet yapmak; benim önerim özetle bu esasa dayanıyor. Bu işin modası mı olurmuş demeyin! Herhangi bir beslenme modelini uygularken, kendinizi önemseyin, araştırıcı olun, alışkanlıklarınıza en uygun, kısa bir süre uygulayıp bırakacağınız değil de sürdürebileceğiniz beslenme ve diyet modelini benimseyin, diyet yapayım derken sağlığınızdan olmayın uyarısını yapmak istiyorum. Şimdi; moda diyet trendleri neymiş bir göz atalım...

FLEXITARIAN DİYET
Adı gibi esnek ve vejetaryen beslenme tarzının birleşimi ile olmuş bir diyet. Veganlar gibi tüm hayvansal ürünlerin tüketilmediği bir beslenme değil, vejetaryen olduğu için, süt ve yumurtaya yer veriyor. Bitkisel besinler ağırlıkta tabii, her öğünde daha fazla sebze, sınırlı olarak da olsa et tüketimine izin verdiği için özellikle B12 eksikliği yaşanmamış oluyor.

KATOJENİK DİYETLER
Ketojenik diyetlerde olduğu gibi karbonhidratların azaltılıp, yağların aşırı arttırıldığı orta düzeyde protein tüketildiği bir beslenmeyi de önermiyorum. Belki hızlı kilo verebilirsiniz ama hatalı davranmış olursunuz. Yüksek proteinli yiyecekleri tercih etmek uzun dönemde kalp-damar hastalıkları ve kanser riskini arttırır.

GLUTENSİZ DİYET
Bu yıl glütensiz beslenmeyi destekleyen diyet programları gündemdeydi. Çölyak hastalığından etkilenenler haricinde glutensiz diyetleri destekleyecek bir araştırma olmamasına karşın buğday ve gluten sıklıkla medyanın gündeminde. Gluten, birçok insan için mide-bağırsak kanalı yoluyla kolaylıkla sindirilebilen normal bir protein olmasına karşın, bazı kişiler sindiremez. Bu kişilerde intoleranstan söz edilir, daha ciddi boyutta bir hastalık olan çölyak hastalarının, gluten tüketmeleri ise oldukça risklidir. Durum böyle iken, kilo vermek, enerjiyi artırmak, otizmi tedavi etmek ve sağlıklı olmak için önerilen glutensiz diyetleri; kişide çölyak hastalığı veya gluten duyarlılığı yok ise uygulamaları bana çok doğru gelmiyor.

DETOKS PROGRAMLARI
Detoks programları gibi yoğun olarak sıvı beslenmeye ağırlık veren, vücuttan toksinleri temizlediği için başvurulan programları, pek çok kişinin genel sağlık durumlarını bilmediklerinden, uygulamanın sakıncalı olduğunu düşünüyor ve önermiyorum. Bu yöntemi özellikle kalp ve şeker hastalığı olanların kullanmaması gerekir. Detoks, bir zayıflama programı değildir, sonrasında metabolizma hızlanacağından kilo vermek kolaylaştırır gibi gözüküyorsa da gün boyu taze sebze ve meyveleri tüketerek, tek besin grubuna dayalı beslenme uzunca bir zaman sürdürmemelisiniz, aksi halde vücuda fayda yerine zarar verirsiniz. Benim önerim, detoks yapmanız değil de günde en az 2.5 litre su içmeniz yönünde olacaktır. Vücutta biriken ödem ve toksinlerden kurtulmanın en doğal yolu bol bol su içmekten geçer.

SIVI AĞIRLIKLI BESLENME
Bir diyet trendi olarak da sebze ve meyveleri sıvı şeklinde tüketme biçimi ile karşılaşıyoruz. Sıvılarla aldığımız kaloriler, katı beslenme ile alınan kalorilerle aynı davranmazlar, öncelikle tok tutmazlar, çünkü çok çabuk sindirilirler. Katı gıdalar ise mideyi daha geç terk ederler ve daha uzun tok kalmanızı sağlarlar. Ayrıca çiğneme ile fizyolojik doyma tepkileri artar.

ARALIKLI YEME
Haftanın birkaç günü kişilerin kendilerini çok az kalori almaya ya da yemek aralarını uzatarak uzun saatler boyunca yiyecek tüketilmeyen diyetler; sağlık için sağladığı yararlar ile adından çok bahsettiriyor. Yine de yeme düzeni oturtulmadığından her zaman başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Kişiler ayrıca kısıtlanan günlerin dışında daha büyük porsiyonlardan oluşan öğünler yemeye eğilimli oluyorlar.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.