RÖPORTAJ İREM ORHAN irem.orhan@sabah.com.tr
FOTOĞRAFLAR DIMITRIS GIOUVRIS
MEKAN PATMOS AKTIS SUITES & SPA
Kumaşlar ile hikaye yaratmak ve görünümle bir karakter oluşturmak Mirela Cerica'nın doğuştan var olan özellikleri. ''Daha çocuk yaştan itibaren, kesintisiz ilgi duyduğum alan buydu. Bunun ileride işim olacağını biliyordum'' diye anlatıyor işine duyduğu aşkı ve başlıyoruz tasarıma olan tutkusunu konuşmaya. Markasının kurucusu ve kreatif direktörü Cerica ile kendi adını taşıyan markası, tasarımdaki orijinal çizgisi ve yaratım süreçleri üzerine keyifli bir sohbeti paylaştık.
Moda ve tasarımla olan güçlü bağınız çocukluk yıllarına dayanıyor ve kurumsal firmalarda başlayan kariyerinizde son durak tasarım dünyası. Kariyer yolculuğunuzda şu an bulunduğunuz noktaya kadar süreç nasıl ilerledi sizin için?
Ben Arnavutluk'ta doğdum ve 10 yaşımdan itibaren aşık olduğum şehir olan İstanbul'da dahil olmak üzere birçok ülkede seyahat halinde yaşadım. Aslında kıyafet tasarlamak, kumaş ile bir hikaye yaratmak ve görünümle bir karakter oluşturmak doğuştan var olan özelliklerim. Üç veya dört yaşlarımdan itibaren, kesintisiz ilgi duyduğum alan buydu. Bunun ileride işim olacağını biliyordum fakat inşaat mühendisi bir anne ve babanın en büyük çocuğu olarak, analitik düşünmenin önemiyle büyütüldüm. Dolayısıyla "önce iyi bir üniversitede bilgisayar ve işletme eğitimi al, sonra hayallerine koş" denilerek yönlendirildim. Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri eğitimini, Saint Martins ve IMA gibi ek eğitimler takip etti. Tasarıma ve styling'e olan tutkumu, bu yaklaşım ve bakış açısıyla daha ileriye taşıdığımı düşünüyorum ve bugün bu aldığım eğitimleri büyük bir şans olarak görüyorum. Bu eğitimler ve yaklaşım sayesinde uzun yıllar perakende sektörünün lider firmalarında üst düzey yöneticilik yaptım. Bu yıllarda Hong Kong'a yaptığım bir iş seyahati sırasında Fransız asıllı olan ruh eşim ile tanıştım ve artık hayat, Paris, Brüksel ve İstanbul arasında mekik dokumayla farklı bir boyut kazandı. Bu şehirlerde kurduğum profesyonel ekiplerle, birçok firmaya kreatif alanın yanı sıra, koleksiyon oluşturma, marka konumlandırma, satın alma ve perakende stratejileri gibi alanlarda da danışmanlık hizmeti sunuyordum. Ve en sonunda uzun yıllardır hayal edip hedeflerim arasında daima ilk sıraya yerleştirdiğim kendi markamı yaratma isteğim ağır bastı ve tüm bu profesyonel iş bağlantılarımı sonlandırarak kendim için çalışmaya başladım.
Tüm bu süreçte gerçekte ne istediğinizi bulmak çok da zor olmamış öyleyse sizin için, attığınız her adım sizi hedefinize yaklaştırmış diyebilir miyiz?
Dediğim gibi çok küçük yaşlardan itibaren dünyanın birçok ülkesine sıklıkla seyahat etme şansım oldu. Ziyaret ettiğim ve yaşadığım her yerde kendimi daima "yerel turist' gibi hissettim. Tasarım tarzım ve moda kimliğim bu seyahatler sayesinde şekillendi. Yaptığım tüm seyahatlerde kendi dolabım için seçtiğim orijinal tasarımlar ve vintage parçalarla, kendim için tasarlayıp diktirdiğim kıyafetler birleşince de Mirela Cerica markasının hikayesi başladı. Benimle aynı adı taşıyan markamın üçüncü sezonu olan 2020-21 sonbahar/ kış koleksiyonundan 'Date Night' serisinin bir seçkisi Beymen'lerde yerini aldı, koleksiyonumun geri kalan kısmını bu ay showroom'umuzun kapılarını açtığımızda paylaşacağız.
2020-21 Sonbahar/Kış koleksiyonunuzda hangi materyaller öne çıkıyor? Kıyafet dışında neler var?
Koleksiyon hazırlama prensibim; sürdürülebilir, feminen ve konforlu lüks tanımına oturuyor. Koleksiyonlarımda her parçanın bir bütünün içinde bile ön planda olacak şekilde tasarlanması ve koleksiyona dahil edilmesi önemli bir detay yani; Mirela Cerica markasında belli bir desen, renk veya kumaş ön planda değil, her ürün kendi detayları ile öne çıkıyor. Kıyafetler dışında her biri eşsiz denecek derecede özel olarak bir araya getirilmiş aksesuarlar var.
Markanız içindeki #Designedbymirelacerica ve #Selectedbymirelacerica ayrımı nedir?
#Designedbymirelacerica koleksiyonunu ben tasarlıyorum. Her biri keskin detaylı ve aksesuarlı parçalar. Bununla beraber, zamansız ve cool olarak tanımlanan jean koleksiyonumuz, ikili ve üçlü triko takımlarımız, nitelikli basic diyebileceğim parçalar da bu ürün grubuna dahil. Bu koleksiyonun temel değeri ise yine her zaman olduğu gibi; doğru ve kaliteli kumaşın yanında yüksek dikiş işçiliği. Bu koleksiyondaki her ürünün içeriğine baktığınızda karışımlarının farklı farklı değerli iplikler barındırdığını görürsünüz, yüzde 100 koton ya da ipek karışımlı gömlekler, vegan deriler, kaşmir karışımlı kabanlar ve her parçası çok özel olan "Date Night Collection" elbise ve tuniklerimiz bu koleksiyona dahil. Aksesuar koleksiyonumuz ise yine bir o kadar çarpıcı moda ögesi parçalardan oluşuyor. Ekstra büyüklükteki kristal küpelerin yanında, zamansız ve vazgeçilmez altın kaplama "Totem" küpeler veya bir kere taktığınızda asla bir daha çıkarmak istemeyeceğiniz "Yayla" bilezik ve kolyelerden oluşuyor.
#Selectedbymirelacerica hangi özelliklerle öne çıkıyor?
#Selectedbymirelacerica hep seyahat halinde geçen bir hayatın, özenli ve keyifli birikiminin koleksiyona eklenmiş kısmı. Kıyafetler kadar aksesuarların da eşi ve tekrarı yok. Kimono grubumuz bu koleksiyonun en kuvvetli parçaları sanıyorum. Japonya'dan getirdiğim bu gerçek, el yapımı, saf ipek olan kimonolarımız ile bir kimono klanı yarattık diye konuşulduğunu duyuyoruz. Bunun gibi aksesuarlar da çok kuvvetli, üstelik her parçanın sizi bir yerden yakalayacak hikayeleri de var. Sadece görüp almıyorum, onların her biri için özenle mesai harcıyorum ve geçmişlerini ögreniyorum. Dolayısıyla her parça el değistirip onu asıl bekleyen kişiye ulaşınca o hikayeyi nihai sahibi ile paylaşma kısmı benim için en değerli kısmı oluyor.
Ürün gamınıza bu yaz 'Mirela Cerica Date Night Collection' isimli bir kapsül koleksiyon daha dahil ettiniz. O nasıl ortaya çıktı?
Mirela Cerica Date Night Collection, benim için çok kişisel ve çok özel bir koleksiyon. Her birinin çıkış noktası aşk, dolayısıyla bu koleksiyonun çok derin anlamı var bende. Bu parçalar ruh eşim için tasarladığım ve yedi sene içinde onunla çıktığımız aksam buluşmalarımızda giydiğim parçalar. Her biri kumaş, kalıp ve aksesuar açısından kendi içlerinde özgün olmasının yanında, konforlu lüks hissiyatını veren parçalar.
Moda markaları ile tasarımcı işbirlikleri son yıllarda epey revaçta. Siz bu birliktelikler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben özel hayatımda da pozitif getirisi olan birlikteliklere, bilgi paylaşımına ve öğrenmeye, beslenmeye çok açık biriyim. Paylaştıkça artar yaklaşımına çok inanan biri olarak, moda dünyasının da bu yaklaşımı her geçen gün daha çok sahiplenip kullanmasına seviniyorum. Stratejik kararlarımızda ve gelecek planlarımızda bizim de böyle iki birliktelik hayalimiz var. Bu konuda öncelikle bir tüketici sonra da 11 sene perakendenin çeşitli kollarında çalışan biri olarak, genelde aradığım tek şey bu ilişkilerin ve birlikteliklerin organik duygular ve gerçek ilişkilerle veya gerçekten örtüşen marka/kimliklerle yapılması. Lakin tüketicinin çok bilinçli ve hissiyatlarının çok kuvvetli olduğunu ve yapay olan, doğal olmayan olan her türlü birlikteliği veya ürünü kolaylıkla ayırt edebildiğini ve reddettiğini düşünüyorum. Öbür taraftan bu birliktelikler doğru örtüştürdüğünde ve doğru ürünler ortaya çıktığında getirisinin ne kadar kuvvetli olduğunu kariyerim boyunca çalıştığım tüm markalarda deneyimledim.
Tasarımlarınızda en fazla keyifle kullanmayı tercih ettiğiniz materyaller hangileri?
Sürdürebilirliği kendimce içselleştirmiş ve bunu markamın temel taşlarından biri yapmaya odaklanmış biri olarak 'kalıp, kumaş, aksesuar' üçlüsü ben ve markamız için çok önemli. Kumaş ve aksesuar benim için her şeyin başladığı yer. Hem seyahatlerimde bulduğum özel kumaşlara hem de var olmayan bir kumaş kalitesini, desenini yaratmaya olan zaafım çok büyük. Koleksiyonu tasarlamaya ve oluşturmaya başladığımızda etrafımızda yüzlerce kumaş kartelası ve seyahatlerimden getirdiğim onlarca kumaş olur ve ben o kumaşların içinde kaybolur, kendimi olmam gereken yerde hisseder, çok beslenirim. Bu koleksiyonumda vegan deriler, Vietnam'dan aldığım ipekler, Hindistan'dan getirdiğim payetler ve jakarlara ek olarak her koleksiyonumun olmazsa olmazı; akışkan, kadının güzel hatlarını parlatan, jarseler, trikolar, poplinler, ipek taftalar en çok kullandığımız kumaşlar diyebilirim. Ama bununla beraber kumaşlar aksesuar olmadan yalnız kalıyor gibi hissederim hep. Dolayısıyla kumaşların yanında doğru ve orijinal aksesuarlar her daim çok önemli benim için. İstiridye kabuğundan veya Swarovski taşlardan bir ürün üstüne aksesuar veya pleksiden düğme tasarlamaya ayırdığım uzun mesailer de bu tutkumdan kaynaklanıyor.
Coco Chanel'in "Moda geçicidir, stil kalıcı" sözünü hatırlatarak sormak isterim; sizin tasarım stilinizin en akılda kalıcı özelliği nedir?
Öncelikle Coco Chanel'e katılmamak mümkün değil. Benim için moda, bir kadının stilinin, o günkü oyuncağı, detayı, makyajı diyebilirim. Ama stil bence çok geniş ve derin bir kavram. Bir kadının stili, o kadının anıları, hayalleri, birikimi, vizyonu, arkadaşları, gündelik hayatı, hobileri, kahkahası, yürüyüşü, favori içkisi, onu içme biçimi, aşık hali, en sevdiği şehri, dansı, evi, kullanmaya kıyamadığı eşyası, gözyaşı, üstünde olmayınca kendini çıplak hissettiği o çok özel aksesuarı, sevdiği renk ve kokuları gibi onu o yapan ve aynaya baktığında kendisini güvende hissettiği 'o hali'dir.
Bu sezon sizin gardırobunun vazgeçilmez tasarımcısı kim? Yeni bir favoriniz, ilham veren taze bir keşfiniz var mı?
Benim her seyahatimde yeni bir keşfim olur. Yerel tasarımcı veya hikayesi olan yeni parçalar bulma avım hiç bitmez dolayısıyla birini söylemem çok zor ama genel anlamda Seul ve Tokyo'daki lokal tasarımcılar, Hindistan'daki ve Vietnam'daki kumaşçılar, Marakeş'teki ve Hong Kong'daki aksesuarcılar, Avrupa'daki ikinci el pazarlar benim vazgeçilmezlerim ve bana hep ilham verirler.
Sona doğru yaklaşırken siz, özel bir davete giderken kararsız kaldığınızda, kurtarıcı gece kıyafeti kombininiz ne oluyor?
Japonya'dan getirdiğim, koleksiyonumuzda yer alan ve hep yer alacak olan kimonolarımızdan biri oluyor. Üstüne de tamamlayıcısı olarak kalın 'Taboo' korse kemerlerimizden biri.
Uzak ya da yakın vadeli, kalbinizi hızlı çarptıran yeni projeler var mı?
Büyük bir heyecan ve titizlikle hazırladığımız fakat pandemi sebebiyle kapılarını açamadığımız showroom'umuz eylül ortasında nihayet açılacak. Mirela Cerica showroom'u tasarlanırken sadece ürünlerin teşhir edildiği bir mekan olarak planlanmadı. Kreatif paylaşımların gerçekleşmesini dilediğim, sıcak, ilham veren bir yaşam alanı olarak tasarlandı. İstanbul'un ardından Paris, Marakeş ve Hong Kong gelecek, çalışmalarına başladık bile. Koleksiyonumuzu tanımak isteyenler ise bize; mirelacerica.com, Beymen mağazaları ve beymen.com adresinden ulaşabilirler. Çok yakında randevu ile Yeniköy showroom'da markamızın dostlarını ağırlamaya başlayacağız.