RÖPORTAJ GÜLÇİN İŞLER FIRAT gulcin.firat@sabah.com.tr
FOTOĞRAF KORAY IŞIK
Yurtiçinde ve yurtdışında başarılarıyla adından söz ettiren, moda dünyasının önemli ismi Mehtap Elaidi ile Four Seasons Hotel Sultanahmet'te buluştuk. Model Sena Yağmur Çelik, Mehtap Elaidi'nin 1001 Gece Masalları'ndan esinlenerek hazırladığı yeni koleksiyonundan tasarımlarla poz verdi ve biz de Mehtap Hanım ile moda üzerine keyifli bir söyleşi yaptık. Şu sıralar Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul ve yeni koleksiyonu üzerine çalışan ve showroom'unu Maçka'daki Aziziye Palas'a taşımanın tatlı yorgunluğunu yaşayan Mehtap Elaidi'nin "Tasarımdan ödün vermeden giyilebilir" olarak tanımladığı tasarımları 13 ülkede 30'u aşkın noktada alıcılarıyla buluşuyor.
MEHTAP ELAİDİ ŞAMDANPLUS ÖZEL RÖPORTAJININ BACKSTAGE VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ
Öncelikle yeni koleksiyonunuzdan bahsedelim
Koleksiyon 75 parçadan oluşuyor. Hacimli ve sert kumaşlar cesur ve iddialı kadınları işaret ederken, volanlar ve drapeler ise herkesin içindeki romantik yöne hitap ediyor. Tasarım ekibimiz tarafından tasarlanan özel nakış desenleri ve işlemeler kumaşlarda, manşetlerde ve yakalarda dikkat çekerken; gömleklerle ceketlerdeki maskülen ve rahat formlar zıtlık oluşturuyor.
Koleksiyonu hazırlarken nelerden esinlendiniz?
Koleksiyonu hazırlarken 1001 Gece Masalları'nın mistik gerçekliğini yeniden günümüz dünyası üzerinden değerlendirmek istedik. Ve bu yüzden de koleksiyonu üç renk teması etrafında kurguladık. Dönemin kurgusal çevresinin de etkisiyle kum rengi başlayan defile gün batımını temsil eden kiremit tonlarıyla devam ederek nihayet esas hikayelerin anlatıldığı geceleri temsilen lacivert ve gold renklerle devam etti.
Koleksiyonun çıkış noktası nedir?
Koleksiyonun çıkış noktası 1001 Gece Masalları ve onun kahramanı Şehrazat idi aslında. Burada Şehrazat'ın hikaye anlatıcılığındaki kuvvetiyle hayatta kalması ve kendisiyle birlikte yüzlerce genç kızı da olası bir kötü sondan kurtarması çok etkileyiciydi. Yüzyıllar sonra bile kadınların hala varlık gösterebilmeleri için kendi hikayelerini yaşayan ve anlatan kadınlar olması gerçeğinin değişmemiş olması da beni ve tüm ekibi ayrıca çok etkilemişti. Genelde koleksiyon temalarımızın bir noktasında mutlaka bir kadın hikayesinin varlığından hareketle kurguluyoruz, bu sefer de bu noktaya biraz dikkat çekmek istedik.
Neden adı 'Sorrymystory1001'?
Bu aslında her kadının kendi hikayesine sahip çıkmasını söylem olarak seçmemizden dolayıydı. Her kadının kendi yazıp oynadığı hikayeleri aynı zamanda anlatabilme gücüne sahip olması günümüzde artık çok değerli.
Koleksiyon güçlü kadınlara ithafen hazırlanmış. Nedir sizin güçlü kadın tanımınız?
Güçlü kadından anladığım kendini tanımak için çaba harcamış, karşılaştığı kadınla da barış yapmış ve bunun üzerinden gücüne sahip çıkmış kadınlar.
Bu koleksiyonla bir de kadınlara "Alın mikrofon sizin, hikayeniz başlasın" diyorsunuz. Sizin hikayeniz nerede, nasıl başladı? Size göre moda dünyanızdaki dönüm noktanız ne oldu?
Benim hikayem de aslında 19 sene önce kendi hikayemi kurgulama gücüne ulaştığımı hissettiğim bir dönemde başladı. Lisedeyken hayalini kurup teknik sebeplerden gerçekleştiremediğim çocukluk hayalimi hayata geçirmeye karar verdim ve hiç bilmediğim bir işte var olabilmek için kolları sıvadım. Geriye dönüp baktığımda dönüm noktası diyebileceğim tek bir olay yok aslında ama sanırım ilk açtığım atölye/mağazamın yanına o zamanki Sabah Grubu'nun taşınmasıyla birlikte yaptıklarım gerçek sahipleriyle hemen buluştu. Özellikle reklam sektöründe ve dergi sektöründeki insanlarla yaptıklarımı buluşturmak sanıyorum olayları hızlandırdı. Bir de tabii o zaman zil çalıp içeri girdiğiniz bu tarz yerler azdı, o yüzden o kapı zilini çalma cesaretini gösteren kadınlar da zaten cesur kadınlardı. Sanıyorum ilk aklıma gelenler bunlar.
Bu yıl sizi yine Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul'da (MBFWI) göreceğiz. MBFWI sizin için ne ifade ediyor?
MBFWI'nin ilk gününden itibaren Danışma Komitesi'nde Moda Tasarımcıları Derneği'ni temsilen bulundum sonrasında da hiç aksatmadan bugüne kadar yapılmış bütün etkinliklerde markam ile koleksiyonlarımı gösterdim. Başından beri çok inandım bu etkinliğe ve hala da aynı inanca sahip çıkıyorum. Elbette hiç kolay değildi tüm değişen şartlara ve aksiliklere rağmen devam ettirmek ve her seferinde çıtayı yükseltmeye çalışmak... Bugün baktığımda da bazı aksaklıklarını görsem de gurur duyuyorum bir parçası olabildiğim için.
Moda dünyasında önemli bir yere sahipsiniz. Başarılı ve yükselen grafiğinizi neye borçlusunuz?
Klişe gibi olacak ama işimi çok seviyorum. Çalışmaktan gocunmam ve öğrenmeyi, keşfetmeyi çok seviyorum. Her koleksiyon kendinizle bir sınav gibi bazen içinizden çıkanlara sonradan baktığınızda tekrar tekrar kendinizi keşfediyorsunuz. Daha ne olsun.
Sektörde neredeyse 20. yılınıza gireceksiniz. 20 yılda moda dünyasında neler oldu? Sizin gözlemlerinizle dinlemek isteriz
Geriye dönüp baktığımda moda dünyasının da gittikçe daha özgürleştiğini düşünüyorum. Bir de moda dünyasını SMÖ (Sosyal Medya Öncesi) ve SMS (Sosyal Medya Sonrası) olarak ikiye ayırıyorum. SMÖ döneminde belli moda odakları modayı sokaktaki insanlara dikte ederken, SMS döneminde sokaklar modayı bu odaklara dikte etmeye başladı ve bütün dengeler yerinden oynadı. Bugün Instagram sayesinde her yere ulaşabiliyor hem de insanların size ve koleksiyonlarınıza ulaşması için bir platforma sahip olabiliyorsunuz. Elbette bu da inanılmaz bir rekabet ortamını beraberinde getiriyor. Ama moda dünyasının katman kazandığı bir gerçek.
Size göre sizin moda dünyasındaki farkınız nedir?
İstikrar bence ama bir de tabii kadınımıza ve söylemlerimize sahip çıkıyoruz her zaman. Çok iyi bir ekiple çalışıyoruz, çünkü bence tasarım kolektif bir olgu dolayısıyla imzamızı korurken her koleksiyonda kadınımıza yeni alternatifler de sunabiliyoruz.
Mehtap Elaidi denince benim aklıma en çok beyaz gömlekleriniz geliyor. Nedir sizin gömleklerin sırrı?
Çok enteresan aslında... Robert Kolej'de okurken Suudi Arabistan'da yaşayan ve sadece beyaz gömlek giyen babamın gömleklerini kesip biçerek okula giderdim. Beyaz gömlek babam için çok önemliydi çünkü renkli gömleklerin kir barındıracağını düşünürdü. O yüzden beyaz kolalı gömlekler babam için aslında temizliğin de bir göstergesiydi. Çok etkilendiğimi hatırlıyorum. O yüzden de benim dolabımda da beyaz gömlekler her okazyon için her zaman çok önemli bir yer tuttu. Oradan buralara geldik sanırım.
Moda dünyası çok önemli bir ismini, Karl Lagerfeld'i kaybetti. Moda dünyasının bu önemli kaybıyla ilgili birşeyler söylemek ister misiniz?
Ne diyebilirim ki, sanki bir çağ onunla birlikte kapandı. Sanki o da gitti ya her şey çok daha hızlı bir değişim içine girecekmiş gibi hissediyorum.
Moda dünyasında 'emekli olmak' diye bir kavram yok. 80 yaşına da gelseniz hala koleksiyon tasarlayabiliyorsunuz. Sizin önümüzdeki yıllar için planlarınız neler? Kendinize 'artık yeter dinleneceğim' dediğiniz oluyor mu?
Bazen emeklilik hayalleri kurmuyor değilim ama sonra her pazartesi, bana bu iki gün yetti dinlenmeye, ben daha emekli olamam diyorum kendime. Daha bir süre devam edeceğimi düşünüyorum ama kızım Lal'in de ekibe dahil olmasıyla birlikte biraz daha rahatladığım bir döneme girdim. O yüzden kim bilir belki bir gün çiçek tasarımı ile ilgili hayallerimi de gerçekleştirebilirim.
Çok klişe olacak belki ama işiniz sizin için ne ifade ediyor?
Hayatla bağlantı kurma şeklim galiba...
Markanızın yenilikleri neler?
Şu dönem Maçka'da büyük bir heyecanla taşındığımız Aziziye Palas'taki showroom'umuz ile uğraşıyoruz. Burada sadece ürünleri gösterebileceğimiz ve satışa sunabileceğimiz bir showroom'dan öte çeşitli paylaşımların deneyimleneceği bir mekan yaratmak gayretindeyiz. Aynı zamanda rebranding çalışmalarımız neredeyse sonuçlandı ve kadınımızı da yeniden betimledik. Artan taleplere cevap verebilmek amacıyla da online satış sitemizi yeniden canlandırdık. Müşterilerimizle perakende anlamında da daha iç içe olacağımız bir döneme girdik.
Defile öncesinde nasıl bir temponuz oluyor? Daha önce çok defile gerçekleştirdiniz ama hala defile anında heyecan oluyor mu?
Her koleksiyonun defileye çıkması hala ayrı bir heyecan. Her ne kadar ne yapacağınızı artık adım adım biliyor olsanız bile mutlaka sizi zorlayan bir şeyler çıkıyor ve gün yaklaştıkça heyecan ilk günkü gibi oluyor. İşin keyifli yanlarından bir de bu sanıyorum.
Hayat mottonuz nedir?
Hayattan mümkün olduğu kadar çok keyif almak...
MODEL SENA YAĞMUR ÇELİK /BLACKSWAN CASTING
MAKYAJ VE SAÇ SABİT AKKAYA
VİDEO BETÜL YAZICIOĞLU
KIYAFETLER MEHTAP ELAİDİ
AYAKKABILAR MEHTAP ELAİDİ VE CHRISTIAN LOUBOUTIN
Mekan için Four Seasons Hotel Sultanahmet'e teşekkür ederiz.