Londra’da yaşayan Slovenyalı model ve influencer Maja Malnar ile İstanbu’da buluştuk. Günlerini Londra, Paris, New York, Milano arasında mekik dokuyarak geçiren ancak İstanbul’u çok sevdiğini ve kalbinde özel bir yeri olduğunu söyleyen Malnar ile Divan Kuruçeşme’nin muhteşem atmosferinde, İstanbul tutkusunu yansıtan bir moda çekimi gerçekleştirdik. Roberto Bravo mücevherleriyle objektifi mize poz veren dünyaca ünlü influencer Maja Malnar, çekimin ardından moda, güzellik ve özel yaşamına dair sorularımızı yanıtladı.
Röportaj: Gülçin İşler Fırat
Fotoğrafçı: Serhat Hayri
Moda Editörü: Dilara İpek Şatır
Makyaj: Alper Kabadayı
Saç: Rıdvan Deniz
Moda Editörü Asistanı: Selin Bahadır
Mekan için Kuruçeşme Divan'a teşekkür ederiz.
Şu sıralar neler yapıyorsunuz?
Bu aralar moda ve yaşam tarzı projelerime odaklanıyorum. En son Venedik Film Festivali’ne katıldım ve çok keyifli, ilham verici geçti. Şimdi yaşadığım şehirde Londra’da başlayacak Londra Moda Haftası için çok heyecanlıyım. Milano, Paris moda haftalarını da işim gereği takip edeceğim. Hem markalarla iş birliklerim var hem de markaların yeni koleksiyonlarını, gösterimlerini, moda şovlarını izlemeyi çok seviyorum ve bana ilham veriyor.
İstanbul’a çok sık geliyorsunuz, İstanbul sizin için ne ifade ediyor ve burada neler yapmaktan keyif alıyorsunuz?
İstanbul’un kalbimde çok özel bir yeri var; insanları çok seviyorum, hepsi çok nazik ve misafirperver. Lezzetli Türk mutfağını deneyimlemekten çok keyif alıyorum. İstanbul’un sokaklarını, hareketli mahallerini keşfetmeyi, şehrin güzelliğini objektifimden yakalamayı çok seviyorum. İstanbul’un moda anlayışı da çok yüksek ve bu şehirde modayı yakalamak çok güzel. Ve en önemlisi de İstanbul’da çok fazla dostum var, her geldiğimde tekrar gelmek için heyecanlanıyorum.
Bir gününüz nasıl geçiyor?
Günlerim fotoğraf çekimleri, toplantılar, içerik üretimleriyle oldukça yoğun geçiyor. Onun dışında spor antrenmanlarım mutlaka olmazsa olmazımdır, her zaman vakit ayırırım ve tabii ki kişisel bakım rutinlerim de öyle. Kahve içmeyi ve alışveriş yapmayı çok seviyorum.
Nasıl bir dünyanız var? Olmazsa olmazlarınız nelerdir?
Benim dünyam moda, seyahat ve macerayla dolu. Yeni şehirleri keşfetmeyi, egzotik yiyecekleri denemeyi ve aktif kalmayı seviyorum. Sağlıklı yaşam benim için her şeydir.
Moda dünyasını nasıl yorumluyorsunuz? Moda, stil kavramları sizin için ne ifade ediyor?
Benim için moda kendini ifade etme şeklidir. Bu, giydiğiniz şeyin içinde kendinizi güvende ve rahat hissetmenizle ilgilidir. Stil ise kişiliğinizi sergilemenin bir yoludur. Tarzlarla oynamayı, kombinler yaratmayı, trendleri yakalamayı seviyorum ama bir şekilde daha klasik olan tarza sadık kalıyorum.
En son neler satın aldınız?
En son satın aldığım şey geri dönüştürebilir bir kapri pantolondu. Ayrıca çanta alışverişi yapmaya bayılıyorum.
Beğendiğiniz Türk ve yabancı tasarımcılar kimlerdir?
Raisa Vanessa, Selma Çilek Çiftçi en iyi arkadaşlarım ve daha birçok Türk tasa - rımcıya hayranım. Yaklaşık 8 yıl önce New York’ta Raisa Vanessa defilesine gittim ilk defa ve o günden beri hayranıyım. Yabancı tasarımcılardan Saint Laurent’in zamansız klasik tasarımlarına bayılıyorum ve yeni markalardan da Magda Butrym’nin büyük fanıyım; elbiselerini, tasarımlarındaki ince detayları çok seviyorum.
Stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Tarzımı eklektik ve çok yönlü olarak tanımlarım. Trendi moda parçalarıyla sokak stili öğelerini karıştırmayı seviyorum.
Makyaj çantanızda her zaman neler olur?
Makyaj çantamda her zaman iyi bir maskara ve onsuz yaşayamayacağım en sevdiğim dudak kalemi bulunur. Makyajsız sokağa çıkabilirim ama dudak kalemi olmadan asla! Dudak kalemi şart.
Peki vazgeçemediğiniz güzellik ürünleri nelerdir?
Benim için olmazsa olmaz güzellik ürünleri arasında nemlendirici bir yüz spreyi ve yüksek kaliteli bir güneş kremi yer alıyor.
Cilt ve saç bakım rutinleriniz nelerdir?
İyi bir temizleyici, nemlendirici ve düzenli peeling ile cilt bakımına öncelik veriyorum. Saçlar için besleyici maskeler kullanıyorum ve ısıyla şekillendirmekten kaçınmaya çalı - şıyorum. Güzel saçlar için çok fazla takviye ürün alıyorum.
Röportajın devamı Şamdan Plus Dergisi'nde...
