Röportaj: İrem Orhan
Genç endüstriyel tasarımcı İklina Varan’a göre koku, mekanların ruhunu yansıtan en önemli faktörlerden biri ve her mekânın kendine has tasarımıyla bütünleşen bir kokusu olmalı. Tam da bu noktadan hareketle, La Cle du Coeur adlı koku markasını kuran İklina Varan ile markasının ortaya çıkış hikayesinden üretim felsefelerine dair her şeyi konuştuğumuz bir sohbeti paylaştık.
Önce kendinizden ve markanızın hikayesinden bahsetmek ister misiniz?
İş hayatıma Massimo Art and Design mimarlık şirketinde başlayıp, daha sonrada şirkete ortak oldum. Yaptığımız mimari projeleri süslerken genelde farklı markaların koku ürünlerini kullanıyorduk. Bir gün çok sevdiğimiz bir projenin sonuna gelirken yine sevdiğim bir markadan oda kokusu alarak evin en güzel yerine yerleştirdim. Çünkü koku bildiğiniz gibi mekanın ruhunu yansıtan en önemli faktörlerden biri ve bence her mekanın kendine has tasarımıyla bütünleşen bir kokusu olmalı. Yaşamın her alanında karşımıza çıkan bu önemli etken bence en güzel şekilde anlarımıza eşlik etmeli diyerek, o gün ortaklarıma dönüp; “Neden tasarladığımız mekanlara özel bir kokumuz yok” dedim ve bu serüveni başlatmış oldum. Bu heyecanla hemen araştırmaya başladım ve koku eğitimleri alarak marka üzerinde çalışmaya koyuldum. Eğitimde kokulara karşı duyarlılığım hocalarımca keşfedildi ve beni onlar yüreklendirdi, bu tutkunun peşinden soluksuzca koştum. Gece gündüz demeden kurduğum bu hayali hayata geçirmek üzere bu romantik yolculuğu başlattım.
Marka adınızın sizin için anlamı var mı?
Aslına bakarsanız her şey bittikten sonra marka ismine sıra geldiğinde olay hiç de kolay olmadı. Ekip arkadaşlarımca bu konu için epeyce beyin fırtınası yaptık fakat hiçbir isim içime sinmiyordu. Çok okuyan ve bir yandan da yazmayı da seven biri olarak markamın daha önce duyulmamış, romantik, kalbe dokunan ve kokuya yakışan özel bir isim taşımasını istedim. Tesadüfen bir gün ofisimize sanat eseri niteliğinde işlemeli anahtar şeklinde bir hediye geldi. Masamın en güzel yerine bu eseri yerleştirdim. Her gelen şakayla karışık; “Bu nedir, yoksa kalbinin anahtarı mı” diye takılıyordu. Dedim ki; “Evet bu!” “Kalbin anahtarı” ne kadar da romantik, nasıl tatlı, nasıl da ruha iyi ve doğru geliyor... Koku insanları yakınlaştıran bir şey, duyguları açığa çıkaran onları harekete geçiren bir şey. Bu nedenle de ‘kalbin anahtarı’ aslında bir kokuya en çok yakışan tabir olabilir diye düşündüm.
Peki, markanızla şimdi en yeni hedefleriniz neler? Sizinle ilgili güncel olarak neler bekliyor bizi?
Markanın dinamik yapısını beslemek adına onu farklı deneyimlerle sizlerle buluşturmayı hedefliyoruz. Türkiye’de koku sektörü oldukça zayıf ve bu konuda büyük bir açık var. Kokunun mekan tasarımlarını beslediği bir gerçek fakat kokunun gıda sektöründeki yerini hafife almamak gerekir. Örneğin bir koku, mutfakta lezzeti desteklerken farklı alan ve mekanlarda an ve anıların oluşmasına fayda sağlayan önemli bir faktör. Dolayısıyla kokunun alanı çok geniş ve anlarımızı çoğaltarak anılarımızı oluşturmak için birçok yerde ona ihtiyacımız var.
