Şerif ERCAN
Norveç'in başkent Oslo'dan sonra en büyük şehri olan Bergen, küçük bir liman şehri. Tablo gibi işlenmiş kıyılarıyla muhteşem güzellikler barındıran Bergen, özellikle yaz aylarında bambaşka bir görümüne bürünüyor. Saat 02.00'de batan güneş, yaklaşık iki ay boyunca şehirde 'beyaz geceler'i yaşatıyor. Oldukça kuzeyde bulunan Bergen, Gluf Stream akıntısı nedeniyle ülkenin ve aynı zamanda bölgenin en sıcak şehirlerinden biri.
Norveç bir fiyordlar ülkesi. 12 bin yıl önce buzulların erimesiyle oluşan fiyordlar, kıyıların dantel gibi işlenmesiyle dünyanın en güzel manzaralarını oluşturmuş. Bergen'de fiyordlar mutlaka görülmeli. 204 kilometrelik uzunluğuyla dünyanın en uzun fiyordu olan Sogne ve sizi oraya ulaştıracak olan Flam treni de Bergen yakınlarında bulunuyor. 320 metre yükseklikteki Floyen Tepesi ise şehrin en güzel manzarasını sunan bir yer. Bergen'e gelmişken Viking gemileri gibi yapılmış ve bütün ülkede sadece 30 tane benzeri kalan Fantoft kütük kilisesini gezmeyi de ihmal etmeyin.
Limanda sabahları kurulan pazarlarda dolaşmak çok keyifli. Limanın biraz ilerisinde ise rengarenk ve dik çatılı ahşap evlerin görüntüsü büyüleyici. Çiçek ve balık pazarı da liman çevresinde yer alıyor. Birkaç dakika yürüdükten sonra kendinizi UNESCO'nun Dünya Kültürel Mirası Listesi'nde yer alan ahşap evlerin olduğu yerde buluyorsunuz. Bryggen bölgesinde, Alman tüccarların şehrin ekonomisine hakim oldukları dönemde yaptırdıkları bu binalar 18. yüzyıla kadar özellikle balık ticaretinin merkezi olmuş. Şehri keşfetmenin en güzel yolu sokaklarında kaybolmak. Bergen bu açıdan sürprizlerle dolu bir şehir; ahşap evlerin yer aldığı daracık sokaklar insanı geçmişte bir yolculuğa çıkarıyor. Bütün İskandinav ülkelerinde olduğu gibi Bergen'de de yemekler deniz ürünleri ağırlıklı. Burada her türlü damak tadına hitap eden restoranları bulmak mümkün.
