Klasiğe modern dokunuş
HABER BADE ÇAKAR bade.cakar@sabah.com.tr
Okyanusun derinliklerinden gelen eşsiz incilerin modada her zaman güçlü bir duruşu oldu. Eski hükümdarlıklardan, 40'ların zarafet kurallarına inci, yüzyıllar boyunca hükmünü sürdü. Bugün ise modern dünyaya ayak uyduruyor.
İnci ile ilk karşılaşma Antik Mısır dönemine denk geliyor diyebiliriz. Dünyanın bilinen en eski değerli taşlarından biri olan inci, uzun yıllardır statü ve güç sembolü. Bir istiridyenin içerisinden çıkan gizemli bir güzellik... Kleopatra'dan Kraliçe Victoria'ya, Audrey Hepburn'den, Rihanna'ya her dönemin ikonik kadınları duruşlarını incilerin gücü ile süsledi. 1893 Kokicko Mikimoto tarafından inci üretiminin bulunmasıyla bu nadir güzellik daha yaygın bir hal almaya başladı ama yine de gücünden bir şey kaybetmedi. Mücevher olarak incinin her kadının boynunu süslemesi ise modanın ikonik ismi Coco Chanel sayesinde oldu. İnci kolyenin bu kadar popüler bir sembol olmasının arkasında Coco Chanel'in başta kendi sitili ve sonrasında da Chanel için yarattığı koleksiyonlar var. Coco Chanel, 1932'de yarattığı ilk mücevher koleksiyonu ile incileri Chanel'in klasik görünümü haline getirdi. Bununla birlikte 40'ların, 50'lerin ve 60'ların stil ikonu olan isimlere de ilham oldu; Audrey Hepburn, Grace Kelly, Jackie Kennedy... 1961 yılında yayınlanan 'Tifany'de Kahvaltı' filmindeki Audrey Hepburn'ün ikonik görünümünü kim unutabilir ki...
İncinin lüks, statü ve güç sembolü olması, onu daha cazip kıldı. Aristokratlar sanat dünyası ve üst sınıf olarak kendilerini adlandıranlar incisiz dışarı çıkmaz oldu. Bu sınıfa ait olmak isteyenler ise inci kolyeye sahip olmak bir hayaldi. Chanel, incilerinden hiç vazgeçmediği gibi birçok tasarımcıya da ilham oldu. Sıra sıra dizilmiş incilerden oluşan kolyeler, 60'lardaki 'olmazsa olmaz' duruşunu 90'lar ve 2000'lerde kaybetmeye basladı. Dizi inci kolyeler, tekli inci küpeler, genç jenerasyon için sıkıcı bir görünüme sahipti ve büyük annelerine ait bir semboldü. Bu algı, o dönem Fransız moda evi Lanvin'in Kreatif Direktörü olan sanatçı Alber Elbaz tarafından değiştirildi. Elbaz, klasik inci görünümünü değiştiren dokunuşlarıyla dikkat çekti. 2003 sonbahar-kış koleksiyonunda yer alan tasarımlar, incinin alışılagelmis görünümlerden kolayca sıyrılabileceğini ortaya koydu. Kumaşa sarılı inciler genç jenerasyona bu değerli taşı sevebileceğini gösterdi.
Bununla birlikte birçok vizyoner tasarımcı da bu ikonik materyali kendi çizgileriyle birlestirdi. Philip Lim, tasma bir kolye olarak, Dolce& Gabbana'da maksi boylarda bir taç olarak, Alexander McQueen zincirlerle zıt bir bütünlük kurarak kullandı. Bugün inci tekrardan altın çağını yaşıyor. Ancak bu sefer modernize görünümüyle... Bazen zarif duruşuna zıtlık oluşturacak sekilde; ağır metaller ve punk detaylarla... Bazen de oldukça sade, minimalist ve modern çizgilerle... Sonuç ise şunu gösteriyor; İnci hala zarafetin ve kadınsılığın sembollerinden, gücünü hiçbir dönem kaybetmeyeceği ortada, evrim geçirerek geleceğe doğru ilerliyor.