'Kişi yiyerek ruhunu doyurmaya çalışıyor'
'Kişi yiyerek ruhunu doyurmaya çalışıyor'
Röportaj:Elif AKTUĞ
Fotoğraflar:Haydar ERÇİN
Park Sima Kliniği ile uzun yıllardır İzmir’de yakaladığı başarıyı İstanbul’da sürdürmeye karar veren diyetisyen Gülşen Altın ile ‘kilo ile alakalı her şeyi’ konuştuk. Genç kızken kendisi de kilo problemi yaşayan Altın, mesleğini biraz da bu sebeple seçmiş. “İlk, orta ve liseyi Köln’de tamamladım. Liseden sonra, ‘Fachhochschule für Gesundheit’i (Sağlık Yüksekokulu) bitirdim. Onun ardından da ‘BSA Academie’de Beslenme Uzmanlığı eğitimini aldım. Şimdi ne kadar doğru bir seçim yaptığımı gördükçe, çok mutlu oluyorum” diyen Gülşen Hanım, diyetle alakalı tüm merak edilenleri anlattı.
Diyetisyenlik çağımızın en gözde mesleklerinden, tahmin etmiş miydiniz mesleğinizin bu kadar popüler olacağını?
Gülşen Altın: Doğruyu söylemek gerekirse, evet etmiştim. Avrupa’da 25-30 yıl öncesinde sağlıklı beslenmeye ilgi oldukça yoğundu. Bende de zaten her yediğim şeyin içeriğine bakmak gibi bir hastalık olunca, her solukta kendimi organik gıda satan reform marketlerde bulurdum. Dolayısıyla, oradan gelen meslek aşkımı, 1990 yılından beri Park Sima markası altında devam ettiriyorum.
Kliniği neden İzmir’de açtınız?
Altın: Okuldan sonra, yine Almanya’da bu konuyla ilgili özel bir şirkette çalıştım. Fakat etrafımda kilo alımına devam eden ya da sağlıksız bir şekilde kilo vermeye çalışan insanları gördükçe, geç olmadan kendi kliniğimi açmak ve mümkün olduğunca kişiyi en kısa süre de bilinçlendirmek istedim. Sonuçta ise 24 yıl içinde, yedi binden fazla üyeyi zayıflatıp sağlıklı beslenme alışkanlığı edindirdim diyebiliriz. İzmir’i tercih etme sebebim ise ailemin Egeli olması.
İzmir’i toplamda 12 ton zayıflattmışsınız! Sıra İstanbul’da mı?
Altın: İstanbul’dan gelen çok fazla üyemiz vardı. “İstanbul’a neden açmıyorsunuz” baskıları üzerine burada da bir klinik açmak biraz zorunlu hale geldi. Bakalım İstanbul’u kaç ton zayıflatacağız?
'Kişi yiyerek ruhunu doyurmaya çalışıyor'
Uzun süredir istikrarlı şekilde çalışan firmalardan birisiniz, kimlere, nasıl hizmet veriyorsunuz?
Altın: Öncelikle sağlığına önem veren, zamanı durdurmak ya da geriye almak isteyen, fazla kilosu olan ve obezite problemi yaşayan kişiler diyebiliriz. En çok başvuranlar arasında, reaktif hipoglisemi, insülin direnci, haşimato triodi, polikistik over gibi çok ciddi kilo alımına sebep olan rahatsızlık yaşayan kişiler var. En büyük kitleyse, kısa sürede hızla kilo alan ve neden kilo aldığını bilmeyen erkek, kadın, genç ve çocuklar. Çoğu zaman kilo alımına neden olan bu rahatsızlıkların ortaya çıkarılması ve doğru tedavi protokolü uygulanarak bazılarının tamamen yok edilmesi ya da kontrol altına alınmasıysa bizim işimiz. Kliniğimizde doktor ve diyetisyen kontrolü ile tamamen kişiye özel bir tedavi programı oluşturuyoruz.
Sizce insanlar neden bu kadar çok kilo sorunu yaşıyor?
Altın: Kilo ve obeziteye bağlı birçok rahatsızlığın altında yatan faktörün, kişilerin özgür olmayan yaşamlarından kaynaklandığını düşünüyorum. Yoğun iş temposu, zorunlu devam eden evlilikler, saygı ve sevgi eksikliği, iletişim bozukluğu, evin, çocukların, büyüklerin sorumlulukları, yoğun stres! Yetişmesi gereken işler nedeniyle kendilerine zaman ayıramıyor olmalarına bedenin cevabı hastalık oluyor. Aslında mutsuzluk. Ruh isyan ediyor, beden arıza vermeye devam ediyor ama kimse anlamıyor, ne kişinin kendisi, ne de yanındaki insanlar. Bu baskı durumu yeme bozukluğu yaratıyor. Kişi yiyerek aslında ruhunu doyurmaya çalışıyor. Beden doysa bile, ruhu doymadığı için duygusal açlık ortaya çıkıyor. Aslında mutlu olmak için yiyor.
Kliniğinize gelenlerin beslenme alışkanlıklarını değiştirmek için de çalışıyor musunuz?
Altın: Asıl amacımız kişilerin beslenme alışkanlıklarını değiştirerek hayat boyu uygulayabilecekleri ve uygularken keyif alabilecekleri bir düzen oluşturmak. Zaten sağlıklı beslenmeyi keyifli hale getirmezsek bir ömür; aşırı zayıf, aşırı kilolu, belli rahatsızlığı olan ya da olmayan, genç yaşlı herkes için kendimize yaptığımız en büyük yatırımlardan biridir.
Diyetle birlikte aşırı spor yapanlar da var; öneriyor musunuz?
Altın: Öneriyorum ama aşırısını değil. Doğru bir beslenme programı sporla tamamlanınca, çok güzel sonuçlar alınmaktadır. Fakat sporun da kontrollü olarak yapılması gerekmektedir. Erkekte bel bölgesi 100 cm’den fazla ise spor yapılması kalp krizi riskini arttırır.
Şok diyetlere nasıl bakıyorsunuz?
Altın: Şok diyetler herhangi bir rahatsızlığı olmayan bireylerde 2-3 haftalık periyodlarda ancak iki günlük sürede uygulanmalıdır. Aksi halde, kişinin sinir sistemi ve metabolizması bozulur.
'Kişi yiyerek ruhunu doyurmaya çalışıyor'
Zayıflama sonrasında kişinin vücudunu da şekillendiren, komple bir çalışma sunuyorsunuz kliniğinizde. Neler var bunlar içinde?
Altın: Park Sima kişiye A’dan Z’ye komple bir tedavi programı sunmaktadır. Sürecimiz çeşitli parametrelerde ölçüm ve tahlil testleri ile başlayıp devamında ihtiyaç duyulan kişilerde Gentest ölçümü ile devam eder. Çıkan sonuçlara yönelik, doktor ve beslenme uzmanı kontrolünde kişiye özel tedavi programı çıkarıyoruz. Bel bölgesi yağlanmasına karşı kullandığımız çok özel tıbbi cihazlarla bölgesel sorunları kısa süre de çözüme ulaştırdığımız için, ortaya hem sağlıklı hem de estetik bir sonuç çıkıyor. Ayrıca, İzmir şubemizde kişiye özel uyguladığımız spor programıyla tedavi sürecini farklı yollarla hızlandırıyor ve estetik boyutunu da aynı süreçte tamamlama şansını yaratıyoruz. Özellikle insülin direnci gibi rahatsızlıklarda yağın direkt karın ve bel çevresinde toplanması sebebiyle, diyet programının yanısıra bölgesel incelme çalışması da yapılması gerekiyor. Yüksek kilolu üyelerimizle yaptığımız karın bölgesi incelme çalışmalarında, dört seansta bile inanılmaz sonuçlar alıyoruz.
Bir kliniğe giderken neleri baz almalıyız? Daha çok cihazı olan bir kliniği mi mesela?
Altın: Öncelikle tedavi sonuçlarını ve güvenilirliği baz almalısınız. Ayrıca cihazın doktor kontrolünde kullanımı ve kullanan uzmanın da yetkinliği oldukça önemlidir. Dikkat etmemiz gereken bir başka unsur da cihazın FDA onaylı olması ve tıbbi cihaz kategorisinde olmasıdır.
Peki, siz de cildiniz için bu yeni estetik ve güzellik cihazlarından kullanıyor musunuz?
Altın: Sağlıklı beslenme sadece hastalıklardan korumakla kalmıyor, vücudun, organların ve cildin de gençlik süresini uzatıyor. Dolayısıyla sağlıksız beslenen birinden çok daha genç ve dinç oluyorsunuz. Öte yandan tabii ki merkezimizde yapılandıran cihazları tercih ederek düzenli seanslara giriyorum. Ve tabii ki ek besin destekleri de alıyorum.
Malum kış ayları kilo almak için çok uygundur. Bu soğuk günlerde kilo almamak için okurlarımıza neler önerirsiniz?
Altın: Maalesef Türkiye’de çok tüketilmeyen, fakat oldukça önemli olan hindi etini kesinlikle tüketmeliyiz. Hindi eti protein ve çinko açısından oldukça zengin bir besin olmakla birlikte, tokluk hissi de bir o kadar uzun sürmektedir. Dipnot vereyim bir de, hindi eti cinsel gücü de artırıyor. Matcha çayında bulunan L-Theanine amino asidi, beynin konsantrasyonunu yükseltir ve aynı zamanda yüksek miktarda klorofil içermesi sebebiyle tam bir magnezyum deposudur. Soya sütünden yapılan tofu, kinoa, maş fasulyesi, manda peyniri, manda yoğurdu ve manda sütü ve alfa alfa tohumu oldukça yüksek miktarda protein içerir. Bütün bunlar tokluk hissini uzun süreye yayar ve kilo alımını en aza indirger.
'Kişi yiyerek ruhunu doyurmaya çalışıyor'
GÜLŞEN ALTIN’DAN SAĞLIKLI VE HAFİF KAÇAMAKLAR
YULAFLI KEK: 1 bardak yulaf ezmesi 3 küçük kahve fincanı pekmez 2 çorba kaşığı sıvı yağ 2 orta boy armut (rendelenmiş) 1 bardak kepekli un 2 yemek kaşığı kepek 1/2 fincan ceviz içi 3 adet kuru kayısı (ince kesilmiş) 3 adet kuru incir 1 fincan kuru uzum 1/2 çay kaşığı kabartma tozu 2 çay kaşığı zencefil 2 yk tarçın 2 yumurta
YAPILIŞI: Fırını 200 derece ısıtın. Kare şeklindeki orta boy kek kalıbını yağlayıp, yapışmayan fırın kağıdıyla kaplayın. Yulaf ve pekmezi karıştırın. Armut, un, kepek, kuru üzüm, ceviz, kuru kayısı, kabartma tozu, zencefil, tarçın ve yumurtayı yukarıdaki karışıma ekleyin. Fırın kabına kaşık yardımı ile doldurun ve üstünü düzleyin. 50-60 dakika pişirin. Pişip pişmediğini bir kürban yardımı ile batırıp çıkararak kontrol edin. Kek piştikten sonra ters çevirip, kağıdını aldıktan sonra soğumaya bırakın.
ISPANAKLI KEK
1 bardak ıspanak püresi 1 su bardağı agave şurubu 2 bardak kepekli un 1/2 bardak sıvı yağ Kabartma tozu, vanilya
YAPILIŞI: Tüm malzeme karıştırılır ve herhangi bir kek gibi pişirilir.
FIRINDA PIRASALI MÜCVER
1/2 kilo pırasa 2 adet patates 1 bardak yoğurt 1/2 bardak sıvı yağ 200 gr beyaz peynir 2 bardak esmer un 2 yumurta Kabartma tozu Maydanoz, dereotu
YAPILIŞI: Pırasayı ince ince kıyın, patatesleri küçük küpler halinde doğrayın. Bir yumurta sarısını ayırarak yoğurt, sıvı yağ, yumurta, peynir, otları ve kabartma tozunu karıştırın. Pırasa ve patatesi ilave edin. Unu iyice yedirin. Yağlanmış tepsiye dökün, üzerine yumurta sarısını sürün. 200 derecede 1 saat pişirin.
DETOKS ÇORBASI
4 yaprak lahana 2 adet kalın pırasa 1 adet kereviz ve yaprakları 1 adet büyük kalınca havuç 1 yemek kaşığı zeytinyağı 2 yemek kaşığı kepekli un
YAPILIŞI: 1 yemek kaşığı yağla 2 yemek kaşığı kepekli un kavurun. İçine temizlenmiş küp küp kesilmiş kereviz ve havuç koyun. En son pırasa ve lahanayı ince ince kesip, yarım litre suyla ilave edilecek. Yaklaşık 30 dakika kaynadıktan sonra servise hazır.