Bir zamanların efsane televizyon dizisi 'Sex and the City'nin sıkı takipçileri, dizide kimyasal peeling yaptıran Samantha karakterinin başına gelen trajikomik hikayeyi hatırlayacaktır. Aslında bu sahnede anlatılan olay, kimyasal peeling yaptıran herkesin başına gelmiştir ya da gelebilir. Bir ilaç şirketi işte bu sorunları ortadan kaldıran 'renovasy biyodinamik cilt onarım sistemi'ni piyasaya sürdü. İtalya'da Dr. Riccardo Forte ve eczacı Mauro Castiglioni tarafından geliştirilen sistem, eczacı Mehtap Özcan tarafından markalaştırıldı. Özcan'a, bu yeni teknolojiyle ilgili merak edilenleri sordum.
Kimyasal peeling ile cildi yenilemek mümkün mü?
Bu alanda sürekli olarak yeni tedavi yöntemleri ortaya çıksa da, kimyasal peeling işlemi cilt yenilemenin altın standardı ve en etkili sonuçlara sahip yöntemlerden biri. Ancak kimyasal peeling işlemleri söz konusu olduğunda en önemli sorun, kullanılan elementlerin cildin en üst katmanında yarattığı yan etkiler nedeniyle kişiyi sosyal hayatından uzaklaştırması. İşte bu nedenle birçok kişi klinik ortamda uygulanan peeling işlemlerinden çekiniyor.
İşlem gerçekten de riskli mi?
Evet. Bugüne kadar uygulanan kimyasal peelinglerde çeşitli alerjiler gözleniyordu. Hekim tüm uygulama boyunca hastayı takip etmek ve işlem sırasında başında beklemek zorundaydı. Çünkü ciltte yanma gözlenirse hemen uygulamayı sona erdirmesi gerekiyordu. Yeni nesil bir peeling tedavisi olan bu teknoloji, asitlerin yüzeyde tutulumuna engel olarak tüm aktif moleküllerin dermise direkt ulaşmasını sağlıyor. Bu sayede kimyasal peelingin ciltte oluşturduğu komplikasyonlar minimuma indirilmiş oluyor. En yüksek oranda kullanılan asitlerle bile yan etkilerin görülme olasılığı son derece düşük. Üstelik uygulama sonrasında cildinizdeki olumlu değişimi hemen görebiliyorsunuz. Sistemin en önemli özelliği, biopeptidlerin nano teknolojiyle sağlanması. Bu teknoloji sayesinde kimyasal asitler doğrudan sorunun kalbine ulaşıyor ve cilt yüzeyinde en az hasarı oluşturuyor. Elbette her cildin asitlere karşı gösterdiği tepki farklı ancak bu sistem sayesinde tüm bu riskler en aza indiriliyor. Kişinin cildi doğru analiz edilip hekim tarafından doğru formülasyonlar oluşturulduğunda herhangi bir sorun yaşanmıyor.
Sistem hangi amaçla kullanılır?
Anti-aging amacıyla cildi yapılandırmak, ince kırışıklıkları açmak ve cilt kalitesini düzeltmek amacıyla, akneli-yağlı ciltlerin tedavisinde, akne yara izlerinde, gözenekleri sıkılaştırmakta, leke tedavisinde, hormonal lekelenmede, lazer ya da agresif tedaviler sonrası hassaslaşmış ve tahriş olmuş cildi yatıştırmak için, hassas ciltlerin yapılandırılmasında ve hassasiyetin giderilmesinde kullanılabiliyor. İlk seanstan sonra bile, cildinizde çok ciddi bir ışıltı, parlaklık ve sıkılaşma görebiliyorsunuz. Seanslar tamamlandığında insanlar "Cildinize ne yaptınız?" diye sorarlarsa şaşırmayın.
Nasıl bir sonuç alınıyor?
Kişiye uygulanacak formüle göre, uygulama sonrası gelişebilecek reaksiyonlar değişiyor. Kişinin tedavi planlaması yapılırken, cildin ihtiyaçları ve tipi çok iyi belirlenmeli. Bu noktada uygulamayı yapacak hekim, kişinin cildine göre formülü oluşturmalı. Hekimin oluşturduğu formüldeki asitlere göre ve kişinin hassasiyetine göre uygulama sonrası cilt tepkileri farklı olabiliyor. Örneğin, salisilik asitli bir formül uygulandığında hafif kızarıklık 24 ila 48 saat devam edebiliyor. Ancak bu kızarıklık, kişinin tolere edemeyeceği bir düzeyde değil. İki gün sonraysa hafif hafif soyulmalar beklenebiliyor. Hekim cildinizin hassasiyetine ve renk skalasına göre tedavi planladığında yan etkilerle karşılaşmanız söz konusu değil. Uygulamadan sonra oluşabilecek soyulmalara kesinlikle dokunulmamalı, nemlendiriciyle beslenmeli.
İşlem evde yapılabilir mi, ne sıklıkta ve kaç kez tekrarlanmalı?
Evde uygulanamaz, işlemler mutlaka bir uzman tarafından yaplımalı. Seanslar, haftada bir kez ya da 10 günde bir tekrarlanabiliyor. Kişiye göre ortalama 3 veya 5 seans, istenilen sonuçları almak için yeterli.
Şah YAYCI