Son zamanlarda sizde bir değişiklik görüyorum. Modaya daha çok ayak uyduruyorsunuz ve kendinize has bir stil belirlediniz. Bu değişimin sebebi ne?
İki sene öncesine kadar Bellamom mağazasının ortağıydım ve sabah dokuzdan akşam yediye kadar çalışıyordum, yoğun bir tempom vardı. Onu bırakınca kendime daha çok vakit ayırabildim. Modaya hep meraklıydım ama dergileri daha sıkı takip etmeye, beslenmeme dikkat etmeye başladım. Bunların hepsi birleşince bana olumlu yansıdı sanırım. Bunu da yansıtabildiğim için mutluyum.
Mango defilesinin bu seneki ev sahibi oldunuz. Bu isbirliği nasıl ortaya çıktı?
Kendimdeki bu değişimi yansıtabildiğim için Mango'cular hem tarzım, hem de duruşum itibarıyla beni tercih ettiklerini söylediler, bu da bana çok gurur verdi. Ancak bu teklifi kabul etmemin sebebi; buradan elde edeceğim gelirin Epos7 Derneği'ne gidecek olmasıydı. Bu şekilde hem manevi tatmin yaşadım, hem de güzel bir gece geçirdik. Bu defilenin ev sahipliğinden alnımın akıyla çıktığımı düşünüyorum.
Öyleyse biraz Epos7 Derneği'nden baheseder misiniz? Ne gibi çalışmalar yürütüyor dernek?
Dernek 2011 yılında kuruldu ve 'Sanata dair söylenecek söz' anlamına geliyor. Amacı ise kültür ve sanat değerlerimizi korumak ve onlar için bütçe sağlamak. Derneğimizin başkanı Zafer Kozanoğlu, başkan yardımcısı ise Arzu Sabancı.
Mango defilesi için dünyaca ünlü top model Jessica Stam İstanbul'a geldi ve siz de bizim için kendisiyle bir röportaj gerçekleştirdiniz.
Gördüğünüz kadarıyla nasıl biriydi Jessica Stam, neler yaşandı röportajda?
Aslında tahmin ettiğim gibi çıktı, çünkü olağanüstü güzel bir kız. Belki biraz daha uzun boylu bekliyordum kendisini ama inanılmaz güzel bir yüzü var. Ayrıca oldukça profesyonel. Yorgun olmasına rağmen bütün gün 'gık' demedi. Tam dünya standartlarında bir kız bence. Röportaja gelince; tüm sorulara içtenlikle cevap verdi ancak bir tek özel hayatı ile ilgili konuşmak istemedi.
Jessica Stam podyumda farkını nasıl ortaya koydu sizce ya da diğer modellerden çok mu farklıydı?
Bana göre bir aurası, duruşu var ancak inan Türk modeller de çok iyiydi.
Peki, Bellamom'dan ayrılış hikayenize gelmek istiyorum. Neden böyle bir karar verdiniz?
Beş buçuk sene gerçekten de çok çalıştım. O işe çok mesai harcamam gerekiyordu, sonuçta iki çocuğum var. Yeri geliyor çocuğumu doktora götürmem gerekiyor ama kendim götüremiyordum. Ortağıma da saygısızlık oluyordu. Bu sebeple yollarımızı ayırmaya karar verdim.
O işi bıraktıktan sonra iş hayatını tamamen bitirdiniz mi?
Hayır, ticaret hayatını bırakmadım. Şu anda da oyuncak ile ilgili toptancılık yapıyorum. Parakende satmadığım için göz önünde yapmaya gerek duymuyorum. Zaten çok vaktimi de almıyor çok basit bir şey. Şu an için portföyümde iki oyuncak var, ileride çoğalacak inşallah. Uzakdoğu'ya da veriyorum şu an, bakalım, ileride çoğalacak oyuncaklar.
Bir yandan yine iş yapıyorsunuz ama sanki bu aralar moda daha fazla ilginizi çekiyor gibi, yanılıyor muyum?
Kesinlikle doğru, sanki moda beni çekiyor. Gerçekten de renkli bir iş. Her kadın yani Diyarbakır'da oturan da Karadeniz'de yaşayan da evden çıkarken bir aynaya bakıp, güzel giyinmeye çalışıyor. Biz Allah'a çok şükür İstanbul'un göbeğinde oturan, şartları yerinde olan insanlar olarak bunu daha kolay kullanabiliyor ve gözlemliyoruz. Uygulama şansımız da böylece kolaylaşıyor. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Herkes giydiğini kendine yakıştırmaya çalısıyor sonuçta. Zaman içerisinde benim tarzım da oturdu. Sosyal medya sayesinde de bu tarzım insanlara daha kolay ulaştı.
Eski tarzınızla şimdikini kıyaslarsanız neler söylemek istersiniz? Eskiden yaptığınız neyi yapmıyorsunuz artık?
Eskiden büyük hatalar yapmışım gerçekten. Arada eski fotoğraflarıma bakıyorum da inanamıyorum. Ancak o yaptığım hatalar olmasa bugün ben olmazdım. Bir kere çok ağır makyaj yaptım, saçlarıma krapeler, topuzlar... Zaten Türk kadını alaturka olmaya çok müsait. Bugün bile benim birçok arkadaşımda hala o durum var. Sanırım insanın ruhu ile alakalı bu. Ben anladım ki bana sadelik daha çok yakışıyor. Saçlarım fönsüz, kendi halinde daha güzel. Botoks ve dolgu da yaptırdım zamanında evet ama artık hiç yaptırmıyorum. Tabii ki cilt bakımı yaptırıyorum ama yüzümün şeklini değiştirecek bir şey yapmıyorum. Onlardan daha çok cildime iyi bakıyorum. Düzenli uyku uyuyorum, makyajla yatmıyorum, vitamin kullanıyorum.
Öyleyse tarzınız için artık 'spor' diyebilir miyiz?
Kesinlikle öyle. Yerine göre de giyiniyorum tabii ama kendimi sade daha rahat hissediyorum. Bir davete gittiğim zaman da artık klasik etek ceket yani tayyör giymiyorum. Vücuduna göre giyinmenin önemini öğrendim. Artık gidip çok dar bir mini giymem ama diz boyu bir elbise giyerim. O dengeyi oturtturdugun zaman her kadın güzel zaten.
Giyim konusunda günümüzde birçok insan styling için birileriyle çalışıyor. Siz böyle profesyonel yardımlar alıyor musunuz?
Hayır, biriyle çalışmıyorum ama çok arkadaşımdan fikir alıyorum. Moda dünyasından çok arkadaşım var. Bir kıyafet aldığımda onlara danışırım, fikirlerini alırım. Allah'a çok şükür hepsi de zevkli kızlar. Onlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Zaten ne istediğimi biliyorum, eğer bulamadığım bir ürün olursa da onlara danışıyorum.
Bu sezon mutlaka neleri almak istiyorsunuz?
Chloe'nin bir eteğini almak istiyorum. Dolce&Gabbana'nın bir eteğine bayıldım, hatta aldım. Tom Ford'un bir ceketini çok istiyorum. Alışveriş yaparken şöyle bir strateji belirledim kendime; sezon başında 15-20 parça almıyorum, zaten belirli bir ortamdayız, herkes birbirinin giydiğini giyebiliyor. Bu nedenle haftalık veya aylık ürünleri gözüme kestiririm ve onları alırım. Bir de farklı markaları birbirleriyle karıştırmayı, sporlaştırmayı severim, kendi tarzıma daha uygun oluyor böylece.
Alışverişe yalnız mı çıkmayı seversiniz?
Yalnız çıkmayı tercih ederim. İlk önce çıkarım, beğenir ve ayırtırım. Sonra bir gün dinlenirim, ertesi gün gider ve tek başıma alırım. İç sesimi dinlemeyi öğrendim.
Eşiniz Metin Bey'in kıyafetlerine de karışır mısınız?
Hayır, o alışverişe çıkarken beni yanında ister ama zaten belirli bir tarzı vardır ve kendi beğendiğini alır. Ben arada fikrimi söylerim ama asla zorlamam. İnsanı değiştirmenin bir anlamı yok zaten.
Eltiniz Begüm Şen de giyim konusunda çok zevkli biri. Onun tarzını nasıl buluyorsunuz, fikir alışverişi yapar mısınız?
Evet, Begüm'e de sorarım, zaten o çok yardımcı olan bir insan. Bu konuda çok şanslıyım. O ne giyse kendine çok yakıştırır. Hem abiye, hem spor olarak çok beğenirim Begüm'ü. Özellikle spor hali favorimdir.
Günümüzde blog açmak çok revaçta, böyle bir planınız var mı?
Öyle bir planım var ama tamamen bir moda blogu açmayı düşünmüyorum. Şu anda firmalarla birkaç görüşmem var ama henüz netleşmiş bir şey yok. Modanın zaten içerisindeyim, o konuda bir iddiam yok, kendi çapında eğlenen biriyim.
Sizce Türkiye'de moda ikonu var mı?
Var tabii. Örneğin Ayşe Kucuroğlu ve Etel Baler'in tarzlarını beğeniyorum; kendilerine haslar, kimseye benzemiyorlar. Onlar gibi daha bir sürü insan var tabii ki, ilk anda aklıma onlar geldi.
Sosyal medya ile oldukça haşır neşir görünüyorsunuz. Hep böyle ilgili miydiniz?
Evet, zaten eşimin internet işi de vardı. Bizim evde teknoloji çok konuşulur. İki yıldır dergi almıyorum, çünkü bütün dergiler iPad'ime düşüyor.
Eşiniz Metin Bey son dönemdeki değişiminizi nasıl değerlendiriyor?
Bayılıyor ve çok beğeniyor. Karşındaki mutluysa sonuçta sen de mutlu oluyorsun, olay bu bence. O da benim mutlu olduğumu görüyor. Hayatım bunun üzerine kurulu olsa mutsuz olurduk. Ancak eşimi, çocuklarımı, ailemi ihmal etmediğim, dengeyi kurduğum sürece mutluyuz. Mango'da yaptığım ev sahipliği de işim değildi. Ben her şeyden önce anneyim ve eşim. Diğer şeyler hayatın çiçekleri gibi geliyor bana.
Styling yapmak ister misiniz, böyle bir düsünceniz var mı?
Bir teklif geldi bununla ilgili ama henüz bilmiyorum, yaparsam yine bir proje için yapmaktan keyif alabilirim. Bir kadının üretken olduğu zaman mutlu olabileceğine inanıyorum. Ben evin içinde 24 saat yaşayabilecek biri değilim. Bu ne eşimi, ne çocuklarımı mutlu etmez. Allah bana bir akıl vermiş ve bunu kullanmam lazım. Güzel bir proje bulursam onu büyütmek isterim. Zaten Başak burcuyum ve çok titizim. Bunun benim ruhumu besleyeceğine inanıyorum.
Ayakkabıya olan düşkünlüğünüzü biliyorum, peki marka takıntınız var mı?
Hiç marka takıntım yok. Yeri geldiğinde pazardan da, Christian Dior'dan da giyinirim. Ayakkabı konusunda ise biraz takıntılıyım. Fazlasıyla seviyorum ayakkabıları ama çanta konusunda öyle bir takıntım yok.
Yıllar sonra saçlarınızda da değişiklik yaptınız ve kısa kestirdiniz. Bu kararı nasıl verdiniz?
Eşim kısa saç hastası. Bugün Sharon Stone gibi kestirsem çok mutlu olur. Yıllarca karşı çıktım kestirmemeye ama etrafta o kadar çok uzun saçlı, sarışın kadın var ki biraz o sürünün dışına çıkmak istedim. Zaten şekil itibarıyla hemen klasiğe kaçabilen bir kadınım. Baktım ki düz, doğal hatlarla daha güzel, genç ve mutlu oluyorum onun için cesaret edip kestirdim. Şimdi yine uzadı gerçi, haftaya kestireceğim.
Kilo verdiğinizi de görüyorum. Spor yapıyor musunuz ya da beslenmenize dikkat ediyor musunuz?
Evet, kış ve yaz rutini farklı bu konuda. Kışın haftanın iki günü pilates, üç günü kardiyo, bir günü de kickbox yapıyorum. Bazen de tenis oynuyorum. Yazın da sadece kardio ve pilates yapabiliyorum. Yediklerime de bir dönem dikkat ediyorsam bir dönem daha rahat bırakıyorum kendimi. Böylece dengede tutuyorum.
Çekimlerde kullandığımız Vespa sizin değil mi? Ne zamandan beri var bu sevda?
Aslında Metin çok meraklıydı ve o aldı, sonra ben de alıştım ve şimdi İstanbul trafiğinde kullanıyorum. Çok da rahat ediyorum.
Fotoğraf hobiniz de vardı, devam ediyor mu?
Evet, o da bana Metin'den geçti. Yaklaşık iki yıldır fotoğrafçılığı öğrenmeye çalısıyorum. Ekipmanım tamam, inşallah zamanla öğreneceğim. Önümüzdeki günlerde Afrika'ya safariye gidip, çekim yapacağım inşallah.