YAZI ŞERİF ERCAN
Kendi küçük mirası büyük Ürdün
Ortadoğu'nun mutlaka görülmesi gereken ülkelerinden biri de Ürdün. Petra'sı, çölü, Kızıldeniz'i, tarihi ve kültürüyle çok büyüleyici bir ülke olan Ürdün'e gitmek için en uygun aylardan biri ise kasım...
Ürdün, Ortadoğu'da küçük bir ülke ama sahip oldukları çok büyük! Büyüleyici tarihi, zengin kültürü, sonsuzluğa uzanan çölü, renkli sualtı yaşamı ve tabii ki, kayıp şehir Petra, sahip olduklarından sadece birkaçı. Bir Arap ülkesi olan Ürdün'de, halkın yüzde 95'i Müslüman, yüzde 5 'i ise Hıristiyan. Ana dili Arapça olan ülkenin başkenti ise Amman. Yıl boyunca nadiren yağmur yağışı görülen ülkede çöl iklimi var ve ortalama hava sıcaklık 30 derece civarında.
Binlerce yıllık insan tarihinin önemli kavşaklarından biri olan Ürdün, Romalıların, Osmanlıların, Avrupalı Haç yolcularının ayak izlerini taşıyor. Kiliseler, Haçlı hisarları ve çöl kaleleri bu izler arasında yer alıyor. Dünyanın en gözde antik kentlerinden Petra, Bedevi kültürünü yaşatan bir macera sunan Wadi Rum, sahil kasabası Akabe, Tevrat'a göre, Hz. Musa'nın vadedilen toprakları gördüğü ve yaşamını yitirdiği Nebo Dağı, 'Mozaikler Şehri' Madaba bu ülkenin keşfedilmesi gereken yerlerinin başında geliyor. Ürdün denilince akla gelen ilk yer kayıp şehir Petra oluyor.
Ülkenin güneybatı köşesinde, engebeli çöl kanyonlarının ve dağlarının ortasında bulunan Petra; Lut Gölü ile Akabe Körfezi arasında bulunan antik bir kent. 'Raqmu' veya kayaların renginden dolayı 'Rose Şehri' isimleriyle de anılan Petra'nın geçmişi milattan önce 400 yılına dayanıyor. Petra, milattan sonra 106 yılına kadar Nebati Krallığı'na başkentlik yapmış. Deprem ve ekonomik sıkıntılardan dolayı şehir terk edilmiş. Gizemli bir şekilde yüzyıllarca saklanan Petra, 1812 yılında İsviçre asıllı gezgin Johann Ludwig Burckhardt tarafından keşfedilmiş.
Dar bir kanyon içerisinde, kayaların oyulması sonucunda inşa edilen şehir, gerçekten çok büyüleyici. Bedevi müzikleri eşliğinde, geleneksel Bedevi nane çayı ikramıyla Petra ve şehrin kurucuları Nebatiler hakkında detaylı bilgiler edineceğiniz Petra by Night'a katılarak burayı bir de yıldızların altında görmenizi şiddetle öneririm.
Ürdün, Kızıldeniz'e kıyısı olan ülkelerden biri. Akabe ise ülkenin Kızıldeniz sahilindeki en ünlü şehri. Dalış imkanları ile ünlü Akabe; 26 kilometre sahil şeridi bulunan Ürdün'ün Kızıldeniz'e açılan liman şehri. Şehrin rıhtımında bulunan tarihi Akabe Kalesi, 14. yüzyılda Memluk Sultanı Qansah al - Ghouri tarafından yaptırılmış, Osmanlılar tarafından kullanılmış ve günümüze kadar korunmuş. Akabe ayrıca ziyaretçilerine, koruma altındaki muhteşem güzellikleri şnorkel ile keşfetme, tekne ile koyları gezebilme imkanı veriyor.
Kırmızı kum tepeleri ile dünyanın en güzel çöllerinden Wadi Rum yani Ram Vadisi de Ürdün'de bulunuyor. Burada sabahın ilk saatlerindeki çölün cezbedici görüntüsü ve Arap müziği ezgileri eşliğinde seyrettiğiniz güneşin doğuşunu kolay kolay unutamayacaksınız. Göz alabildiğine uzayıp giden kum tepeleri ve sessizlik, kendinizi farklı bir gezegendeymiş gibi hissettiriyor.
Ülkenin başkenti Amman, yedi tepe üzerine kurulmuş. Şehir, batı ve doğu olmak üzere iki bölgeye ayrılmış. Geleneksel Amman'ı doğu kesimi yansıtırken İslam izlerinin görüldüğü doğu kesimi ise, tarihi Amman'ın merkezidir. Burası geleneksel Ürdün mimarisinin izlerini taşıyor. Batı kesimi ise modern görünümü ile adeta bir Avrupa şehri gibi. Bu kesimde; gökdelenler, lüks oteller, lüks restoranlar ve sanat galerileri yer alıyor. Amman'da, Amman Kalesi'ni, Amman Roma Tiyatrosu'nu, Kral I. Abdullah Camii'ni, Mşatta Sarayı'nı ve Amman Arkeoloji Müzesi'ni mutlaka görmenizi tavsiye ederim.
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde bulunan Bethany de, ülkenin görülmesi gereken yerleri arasında bulunuyor. Bu bölgede, Hz. İsa'nın vaftiz edildiğine inanılıyor. Bu sebeple de her yıl milyonlarca kişi kutsal kabul ettikleri bu alanı ziyaret ediyorlar. Siz de kiliseler, vaftiz havuzları, hac ve höyük yerleşimlerini gezebilirsiniz. Ürdün'ün Madaba şeri de UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi'nde bulunuyor.
Roma ve Bizans dönemlerinden kalan kiliseleri ve muhteşem yer mozaikleriyle ünlü Madaba'da Aya Yorgi Kilisesi, Arkeoloji Parkı ve On iki Havariler Kilisesi ile Müzesi'ni gezmenizi tavsiye ederim. Ürdün sınırları içinde yer alan Lut Gölü (Ölü Deniz), dünyanın en alçak noktası ve en tuzlu göllerden biri olması sebebiyle çok ünlü. Bu gölde yüzmek herkese nasip olmaz, aklınızda olsun. Ürdün'de bir çöl kalesi görmek isterseniz de Qasr Amra sizi bekliyor. 8. yüzyılın başlarında inşa edilen Qasr Amra son derece iyi korunmuş.