Şerif ERCAN
Karayip Denizi'ndeki Saint Martin; yarısı Hollanda'ya, yarısı da Fransa'ya bağlı tropik bir ada. Hollanda'ya bağlı güney yarısı 'Sint Maarten', Fransa sömürgesi olan kuzey yarısıysa 'Saint Martin' olarak adlandırılıyor. Hollanda bölgesi Hollanda Antilleri'nin bir parçası olarak Hollanda Krallığı'na bağlı. Hollanda'ya bağlı olmasına karşın AB dışında kalan adanın güney bölümünde para birimi Hollanda Antilleri Guldeni ama Fransa aracılıyla AB'ye bağlı olan kuzey bölümünde ise Euro kullanılıyor. Adada, bildiğimiz anlamda bir sınır yok. Sınırda bir tabela var; tabelanın bir tarafında 'Welcome to France Side', diğer tarafında 'Welcome to Dutch Side' yazıyor. Adanın isim babası Christoph Columbus. Ünlü kaşif, 1493 yılında keşfettiği adaya, Aziz Martin'in anısına St. Martin adını vermiş. St. Martin, turizmle geçinen bir ülke. Ekonominin yüzde 85'ini turizmin oluşturduğu ada, Princess Lucia Uluslararası Havalimanı sayesinde her yıl yaklaşık 1 milyon turist ağırlıyor. Bu havalimanın en büyük özelliği ise; plajın yanında yer alması ve uçakların adeta plaja inecek hissi vermesi. Ada, aynı zamanda cruise gemilerinin Karayipler'deki başlıca durak noktalarından biri. O yüzden de her gün birçok gemi limana yanaşıyor ve binlerce kişi adayı hareketlendiriyor.
Dünyaca ünlü bu cennet adada yapacak çok şey var. Deniz, kum, güneş ve su sporlarının yanı sıra isterseniz dağlık kesimde bulunan adanın tek bozulmamış tropik ormanına gidip buradaki şeker kamışı tarlalarını da gezebilirsiniz. Ya da tropik yağmur ormanında kelebek çiftliğini gezmeye gidebilirsiniz. Adadaki gece hayatı çok renkli. Farklı zevklere hitap eden birçok eğlence mekanı var. En çok ilgi gören yeme, içme ve eğlence mekanları ise adanın Hollanda tarafındaki ve Simpson Bay bölgesinde yer alıyor. Adada yaklaşık 40 civarında plaj var. Her biri müthiş bir kumsala ve denize sahip. İçlerinde çok salaş, doğal olanları da var, çok lüks onları da... St. Martin ayrıca tam bir alışveriş cenneti. Özellikle elmas, saat ve elektronik eşyaları çok ucuza alabilirsiniz.
