Her yaştan seveni bol, tatlı krizlerinin baş kahramanı, ağız tadımızın vazgeçilmezi çikolatanın aslında sadece tesadüf eseri hayatımızda olduğunu söylesek şaşırır mısınız? Evet, çikolatanın keşfi tamamen birbirini takip eden rastlantısal olaylarla gerçekleşiyor... Yüzyıllar önce Amerika kıtasında yaşadığı bilinen Mayalar, bir hayvanın kakao ağacının meyvesini koparıp yediğini görürler. Dolayısıyla onlar da bu meyveyi değerlendirmeye karar verir ve kakao çekirdeğinden bir içecek yapıp içerler. Öykü de böyle başlar... Öğütülmüş kakao çekirdeklerinin suyla karıştırılıp, içine başta biber olmak üzere farklı baharatlar katarak yapıldığı içecek o kadar çok sevilir ki, efsaneye göre Aztek Kralı Moctezuma günde 50 fi ncan çikolata içerek bu mucizevi içeceğin tadını çıkarır... 16. yüzyılda İspanyol kaşifl er Kristof Kolomb ve Hernán Cortés, Orta Amerika'ya yaptıkları gezide bu içeceği bizzat kralın ikramı olarak tatma şansına sahip olur. Öylesine etkilenirler ki, kakao çekirdeklerini alıp yanlarında getirirler... Maya ve Azteklerin biraz ekşi, biraz acı olarak içtikleri bu içecek, İspanyollar tarafından içine şeker katılarak tüketilmeye başlar. Görüldüğü gibi çikolatanın günümüzdeki haline yavaş yavaş yaklaşılıyor... 1700'lü yıllarda İngilizler, çikolatanın içine süt katarak satmaya başlar. Çikolatanın en sevdiğimiz haliyle tüketimi ise 1876'da İsviçrelilerin süt ve şekeri çikolatayla karıştırarak bugünkü sütlü çikolatayı yapmayı başarmasıyla ortaya çıkar. Öyle ki bu buluşların etkisiyle, kokusu ve görüntüsüyle insanları hipnotize olmuş gibi vitrin camına yaklaştıran çikolata evler yaygınlaşmaya başlar. Sizin anlayacağınız çikolatanın bulunuşunda pek çok farklı kültürün etkisi var.
Haliyle ortaya çıkan muhteşem lezzet de tüm dünyanın ortak damak tadına hitap ediyor.
ÇIKOLATA YAPILIRKEN
Boyları 4-10 metre arasında olan kakao ağaçları yılda iki kez ürün veriyor. Kakao ağacından toplanan meyve olgun haliyle 35 cm kadar oluyor. Meyvenin içinde de yaklaşık 20-40 tohumdan oluşan kakao çekirdeği bulunuyor. Bu çekirdekler birkaç gün mayalandırıldıktan sonra güneşte kurutuluyor ve fabrikada işlenmeye hazır hale geliyor. Önce kavrulup, sonra öğütülüyor, en son aşamada elde edilen karışım çikolata yapımında kullanılıyor. Bu arada kakao çekirdeğinin preslenmesiyle kakao ve kakao yağı da elde edilebiliyor.
ÇIKOLATANIN FAYDALARI
Çikolatanın bilinen en önemli özelliklerinden biri, içeriğindeki bileşenler ve magnezyumla vücutta serotonin adı verilen mutluluk hormonunun salgılanmasını artırması... Yani bir parça çikolata bize mutluluk ve neşe olarak dönüyor. Sizin anlayacağınız moralimiz bozuk olduğunda çikolata yeme ihtiyacı duymamızın bilimsel bir nedeni var!
Çikolatanın hammaddesi olan kakaonun içeriğinde yer alan flovanol beyne daha fazla oksijen gitmesini sağlayıp, bu da ilerleyen yaşlarda bellek kaybı yaşanmasının önüne geçiyor. Antioksidan özelliği sebebiyle kanser hücrelerinin çoğalmasının ve yayılmasının önüne geçiyor.
Kalp-damar sağlığının korunmasında etkili... Kan akışını düzenliyor böylece damar tıkanıklığını önlüyor. Cilt güzelliğinde de faydalı olduğu bilinen çikolata ile yapılan maskeler ve masajlar güzellik endüstrisinin vazgeçilmez unsurlarından biri olduğu gibi kendini şımartmak isteyenler için bulunmaz bir fırsat.
Beynimize kan akışını düzenlemesi de çikolatanın faydaları arasında...