Kalyon Kültür yeni sanat yılına, Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet’in ilk yıllarının sosyo kültürel yaşamından gün yüzüne çıkmamış eserlerinden oluşan “KUYTU” sergisiyle giriyor. 17. yüzyıldan 20. yüzyıla, kadının sosyal hayatını yansıtan etnografik 1203 eser ve objenin buluştuğu sergi aynı zamanda doğudan batıya kadın zarafetine ve kadının renkli dünyasına ışık tutuyor.
Geleneksel kadın başlıkları, kemerler, çantalar, keseler, takılar, el aynaları, köstekli saatler gibi kadın modasını ve dönemin özelliklerini yansıtan özel bir seçkinin yer alacağı sergi, 9 Mart -30 Haziran tarihleri arasında Kalyon Kültür’de ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.
Kalyon Kültür, 2023 kültür-sanat sezonuna anlamlı bir sergiyle “Merhaba” diyor. Dünya Kadınlar Günü’nün de kutlandığı mart ayında, kadına saygı çerçevesinde; Osmanlı döneminden Cumhuriyet’in ilk yıllarına uzanan, bir doğu -batı sentezi örneği olan, kadınının zevk ve ruhunu yansıtan toplam 1203 nadide eser ve objelerin yer aldığı KUYTU sergisini sanat ve tarih meraklılarıyla buluşturuyor. İş insanı ve koleksiyoner Yusuf İyilik’in çeşitli bölgelerden toplayıp restore ettiği özel koleksiyonundan seçilen eser ve objelerden oluşan serginin küratörlüğünü ise tasarım ve mozaik sanatçısı Meyçem Ezengin üstleniyor.
Sergi, Kalyon Vakfı’nın “Geçmişe vefa, geleceğe değer” misyonu kapsamında 2019 yılında restore ettiği, 2020 yılında ise Kalyon Kültür olarak hizmete açılan Nişantaşı Taş Konak’ta düzenleniyor. Taş Konak, şair İhsan Raif’in doğup büyüdüğü, şiirlerine ilham veren yer ve her daim sanatçıların buluşma noktası olarak da biliniyor.
Anadolu’nun mirasları ‘KUYTU’ sergisi ile kuytu köşelerden çıkıyor ‘Kuytu’, her ne kadar “ıssız, sessiz, göze çarpmayan yer” anlamına gelse de KUYTU sergisi, nispeten kapalı bir çevrede yaşayan kadınların zengin dünyasında bizleri bir yolculuğa çıkararak döneme tanıklık etmemizi sağlıyor. Tarihin kuytu odalarından keşfedilmek için çıkan; Osmanlı toplumunun farklı kesimlerinden kadınlar ile Cumhuriyet kadınlarının moda ve yaşam kültürüne odaklanan KUYTU sergisinde; köstekli saatlerden broşlara, geleneksel kadın başlıklarından takılara, el aynalarından çantalara 1203 eser yer alıyor.
Kalyon Holding Sosyal ve Kültürel İşler Komitesi Başkanı Reyhan Kalyoncu: “Geçmişe vefa, geleceğe değer” anlayışı ile yola çıktığımız Kalyon Kültür’de 3. yılımıza girdik. Şimdiye kadar ulusal ve uluslararası pek çok değerli sergiye ve farklı konularda atölyelere ev sahipliği yaptık. İçinde bulunduğumuz mekân, Taş Konak, tarihi boyunca sanat ve sanatseverlerle var olmuştur. Biz de şehre vefamızı, bu binada sanatın her dalını, tüm disiplinlerini destekliyoruz. Sanat herkesin hakkı idealiyle, topluma dokunabilme vizyonumuzla programımıza devam edeceğiz. Ülkemizi derinden sarsan deprem felaketi nedeniyle, sergiyi açmak konusunda çekincelerimiz oldu. Ancak sanatın iyileştirici gücünün hepimize iyi geleceğine inanarak sergimizi sanatseverlerle buluşturmayı arzu ettik” dedi.
Serginin küratörlüğünü üstlenen Meyçem Ezengin sergiye hazırlık sürecini şöyle anlatıyor: “Asırlardır kuytuda bekleyen, ihtişamı, asaleti ve zamansız olmasıyla geleceğe de ilham verecek bu eserler, Yusuf İyilik gibi ender sanatseverlerin kâşif ruhu sayesinde bizlerle paylaşılıyor. Dünyada hayranlık uyandıran Osmanlı sanatının nadide örneklerini de barındıran Cumhuriyet döneminden de esintiler taşıyan koleksiyon, keşfedileceği ve değer göreceği anı sabırla beklemiş ve nihayetinde hak ettiği gibi büyük emeklerle bir araya getirilip yine Yusuf İyilik’in kurmuş olduğu Enderun Sanat Merkezi’nde restore edildi. Bu koleksiyondan özel bir seçki sunduğumuz sergide; geleneksel kadın başlıkları, kemerler, çantalar, keseler, takılar, takunyalar, el aynaları, köstekli saatler gibi kadın ruhunun ve zevkinin yaşsız ve sınırsız olduğunu kanıtlar nitelikte eserlerle karşılacaksınız.” dedi.
Kalyon Kültür’ün üçüncü yılına, çok özel bir sergi ile yeni bir başlangıç yaptıklarını vurgulayan Kalyon Kültür Sanat Yönetmeni Aslı Bora şöyle konuştu: “Kuytu” Kalyon Kültür’ün yenilenen bakış açısıyla asırlara yayılan kültür mirasımızın derinliklerinden gün ışığına çıkardığımız bir hazine. Osmanlı’nın çok kültürlü ortamında kadına ilişkin dünyanın zenginliği yüzlerce yıl seyahatnamelerde ve elçilerin mektuplarında karşımıza çıkan bir olgu. Biz de bu esrarengiz dünyanın gizlerine uzanan böylesi bir sergi için büyük bir heyecanla hazırlandık. Ancak deprem felaketi bu süreçte üzerimize bir karabasan gibi çöktü. Acımız tarifsiz ve telafisiz. Yine de sanatın şifalı limanına sığınmanın bu kederli günlerde hepimizi şifalandıracağına inanarak, bu özel koleksiyonu sanatseverlerle buluşturmak istedik. Yaşadığımız bu keder ve yas içinde bir nebze ‘nefes’ almak isteyen herkese sergimizin ve Kalyon Kültür’ün kapılarının, ücretsiz bir şekilde açık olduğunu vurgulamak isterim” dedi.
Yaklaşık 200 yıllık Kur’an-ı Kerim ve Tevrat da sergileniyor Serginin önemli eserleri arasında, yaklaşık 200 yıllık tarihe sahip olan Kazasker Mustafa İzzet Efendi’in talebesi saray hattatı Muhsinzade Abdullah Efendi’nin yazdığı Şehzade Cüz ve fildişi süslemeli Tevrat da yer alıyor.
Kalyon Kültür, Dünya Kadınlar Günü’nde, ilk kadın şairlerimizden İhsan Raif Hanım’ın yaşadığı Taş Konağın kapılarını kadına ilişkin böylesi anlamlı bir sergiyle sanatseverlere açarken, sanatın evrensel değerlerini yerel değerlerle buluşturmayı hedefliyor. Bu kapsamda genç bir kültür platformu olarak sanatın geleneksel temsillerinden yeni medyaya uzanan sınırsız evrenini ücretsiz olarak Kalyon Kültür Nişantaşı Taş Konak sanat tutkunlarına sunuyor.