Röportaj: Gülçin İŞLER FIRAT
Fotoğraflar: Koray IŞIK
Sanatın kalbi, önemli ana noktalarından biri olan İstanbul Modern, Karaköy'deki binasından ayrılarak geçici bir süreliğine Beyoğlu'na taşındı. İstanbul Modern, Beyoğlu'ndaki geçici mekanındaki ilk süreli sergisinde, Ferko'nun sponsorluğunda, heykel sanatçısı Antony Cragg'i ağırladı. Küratörlüğünü İstanbul Modern Müze Genel Direktörü Levent Çalıkoğlu'nun üstlendiği 'İnsan Doğası' başlıklı Antony Cragg sergisini ve 3 yıl kalacakları müzenin yeni mekanını konuşmak için Çalıkoğlu ile bir araya geldik. Levent Bey ile hem eserleri konuştuğumuz hem de müzenin atmosferini yansıtmaya çalıştığımız keyifli bir çekim ve söyleşi gerçekleştirdik.
Levent Bey öncelikle İstanbul Modern'in yeni yeri hayırlı olsun. Açılış nasıl geçti?
Çok ama çok güzel geçti. Hem sanat dünyası hem iş dünyası hem de dostlarımız buradaydı. Umduğumuzdan çok yüksek bir katılım oldu. Çok heyecanlıyız ve mutluyuz. Açılır açılmaz inanılmaz bir kalabalıkla karşılaştık. Keyfimiz çok yerinde...
Karaköy kapandıktan sonra çok kısa sürede yeni yerinizi hayata geçirdiniz, nasıl bu kadar hızlı oldu?
Arayı açmamaya özen gösterdik ve 2 ay gibi kısa bir sürede İstanbul Modern'in 14 yıllık tarihine ve verdiği hizmetlere sadık kalarak buraya taşındık. İstanbul, önemli kültür, sanat şehirlerinden biri ve İstanbul Modern de ana aktörlerden biri, dolayısıyla onun uzun süre kapalı kalmasını göze alamazdık. Hızlı bir şekilde geçici mekanımızı hazırladık.
Beyoğlu için de taze bir kan oldu sizin buraya gelişiniz... Beyoğlu'nun sanatın kalbi olma yolunda, sizin buraya gelmeniz de büyük bir rol oynayacak.
İnşallah. Beyoğlu, İstanbul'un kültür sanat denilince kalbi ve buranın kendine özgü ruhu, ritmi, trafiği, dinamiği var. Pera Müzesi komşumuz, Salt açıldı geçen ay, ileride Akbank Sanat, arkamızda Arter var. Burada zaten önemli bir hareketlilik var. Biz de bu hareketliliğin içinde olacağız, bir parçası olacağız. Dolayısıyla biz de hem bu sorumluluğu üstlenmek isteriz hem de bu canlılığa katkı sağlamak... 3 yıl buradayız ve bizim için müzenin geçici mekanı çok önemliydi, çünkü burada yapacaklarımız, daha sonrasında döneceği yuvası için önemli bir adım olacak. Burası cadde üstünde ve çok farklı bir dinamiği var. Mutlaka binanın önünden her geçen kafasını çevirip içeriye bakıyor. Dolayısıyla 3 yıllık süreci çok daha aktüel, canlı, yeni bir izleyici kitlesiyle buluşabileceğimiz vesile olarak görüyoruz. Binanın da farklı bir atmosferi, ışığı, derinliği var.
İstanbul Modern, Beyoğlu'nda yenilikler sunacak mı?
Bizim için en önemlisi var olmayı burada devam ettirecek olmamız... Bütün bu süreci, oradaki birikimlerimizi, departmanlarımızı taşıyor olmayı bir başarı olarak kabul ediyoruz. Çünkü bu mekan, o mekan değil. Burası başka bir fiziki kondisyona sahip. Önemli olan oradaki hafızayı geçici mekanda kaybetmemek bizim için. Kazandığımız ve kazandırdığımız alışkanlıklar yine devam edecek. Ana sorumluluğumuz iyi sergiler yapmak, eğitim programlarıyla bunu beslemek, sinemamızla ziyaretçilerimize yeni bakış açıları kazandırmak. Koleksiyonlarımız zaten her zaman merak ediliyor, takip ediliyor. Açılışımızın uluslararası bir sanatçı olan Antony Cragg'in heykel sergisi ile yapmamız bizim için başlı başına bir durum. Buna yenilik mi deriz, bizim alışkanlıklarımızın devamı mı deriz fark etmez.
Evet, tam da bu konuya geliyordum, açılışınızı da çok önemli bir sanatçının sergisiyle yaptınız. Sanatı yakından takip edenler için Antony Cragg'i İstanbul Modern'de görmek çok önemli bir iş başardığınızı gösteriyor.
Teşekkür ederiz, 2009'dan bu yana Antony Cragg ile görüşüyordum. 2013 sonuna kadar sık sık konuştuk ama bir türlü takvimleri tutturamadık. Hem bizim takvim belirgindi hem de onun takvim çok hızlı ve hareketli idi. 2013 sonunda tam sergi için randevulaştık, bu sefer de bizim yeni binaya taşınma projemiz çıktı, takvimler değişti. Biz yerimizi taşıdık ama Cragg için fark etmedi mekan değişikliği. Çünkü müthiş bir bağ oluştu aramızda ve "Ben seninle ve İstanbul Modern ile proje yapmak istiyorum" diyen bir sanatçı vardı karşımızda. Çok yoğun takvimi arasında burada bizimle olması, bize zaman ayırıyor olması ve bu sergiyi önemsemesi bizim için çok mutluluk verici.
Burada sanatçının hangi eserlerine yer verdiniz?
Antony Cragg'in kendi sözüyle söyleyeyim; kariyerinin en çarpıcı işlerini bir araya getirdiği nadir sergilerden birisi oldu. Cragg genellikle son dönem işleriyle anılıyor ama biz onun erken dönem işleriyle birlikte İstanbul'da izleyiciyle buluşmasını amaçladık. Sanatçının 50 yıllık bir kariyeri var ve biz de 50 yıllık kariyer içinde mihenk taşı olmuş işlerini bir araya getirmeye çalıştık. Dolayısıyla sanatının nereden nereye evirildiğini ilk çıkışı ile bugün arasındaki süreci, sanatçının sanat tarihi kitaplarına kapak olan en önemli yapıtlarını bir araya getirmeye özen gösterdik. Hem yapıtlar hem serginin bütünü bakımından çok önemli.
Antony Cragg size göre nasıl bir sanatçı, sizin için ne ifade ediyor?
Antony Cragg çok meraklı bir sanatçı. Sadece kendisine değil, doğaya, bilime, kültüre, bilinçaltına, evrenin yaratılışına, doğanın kendisini şekillendirmesine, canlıların var olabilme mücadelesine, felsefeye... Ve merak edip, sorgularken "bunları nasıl sanata dönüştürebilirim, nasıl görünmeyen dünyayı görünür hale getirebilirim?" diye bakıyor. Sanatında aradığı şey "görünmeyen nasıl görünür olur?" Ve bunların çevresinde ortaya koymaya çalıştığı heykellerin doğada karşılıkları yok. Mesela buradaki eserlerinden biri erken dönemine denk geliyor; 1970'li, 80'li yıllar tüketim toplumunun filizlenmeye başladığı zamana denk geliyor. Bu süreçte tüketimin atıklarıyla olağanüstü işler yapmaya başlıyor. İngiltere'deki o liman kenti kültürünü, oradaki endüstriyi, makineleşmeyi göstermek istiyor ve makinelerin atıklarıyla ne yaratabilir? İşte çıkıklar, dökük malzemeler, o kule gibi şeyleri yaratıyor ve bunu heykel sanatıyla buluşturuyor. Dünyada doğada olan parçaları yan yana getirip inşa ediyor ve işte ortaya bu müthiş sanat eserleri çıkıyor.
İki katta sanatçının bu en özel eserleri görülebilecek. Başka neler göreceğiz?
Koleksiyon sergimiz 'Şimdinin Peşinde'. Sergide 33 sanatçının resim, heykel, yerleştirme, video ve desenlerden oluşan 42 yapıtı var ve insanın fiziki çevresiyle kurduğu ilişkinin dinamiklerini konu ediyor. Fotoğraf Galerisi'nde de 25 çalışmanın yer aldığı 'Bakış Açıları' koleksiyon sergisi var. Burada da temel hedefimiz her zaman modern ile çağdaş arasında bir bağ oluşturmak. Her zaman geçmiş ile şimdi arasında sanatsal bir akış olduğunu izleyiciye anlatmak. Dolayısıyla burada 1960'lı yıllardan örnekler de var şimdiden de var.
Çocuklar ve gençler için harika eğitim programları düzenliyorsunuz. Burada yine bunları devam ettirecek misiniz?
Tabii ki bizim için en önemli konu eğitimlerimiz ve ana misyonlarımızdan birisi. 3 yaşından 21 yaş altı bütün yetişkinlere ücretsiz sanat eğitimleri programları sunuyoruz. Bunu tabii ki burada da sürdürmemiz lazım. Bu mekanın sunacağı eğitim fırsatları olabilir. Geçen yıl 58 bin çocuğa sanat eğitimi verdik, müze ile tanıştırdık. Bir kere bunu burada da tutturmamız lazım.
Sanat sizin için ne ifade ediyor?
Çok zor bir soru benim için, işin içinde olsam da... (Gülüşmeler) Sanat bir düşünce alanının paylaşımı sonrasında forma kavuşuyor. Temelde sanat bir düşüncenin paylaşımıdır. Bu her şekilde olabilir dil, ifade, çizim vs. Sanatçı olarak bunu paylaşmak istediğinizde o yolu buluyorsunuz zaten. Sanat bir üretim süreci ve bu sürecin ve paylaşımların anlamlı olduğuna inanıyorum.