Şerif ERCAN
İtalya'nın sanayi şehri Torino; Kuzey İtalya'da yer alan, Alp Dağları eteklerinde, Po Nehri kıyısında kurulan tarihi bir şehir. Torino'nun adı Keltcede 'dağlar' anlamını taşıyor ama İtalyanca'da 'Küçük Boğa' anlamına geldiği için şehrin flamasında boğa resmi bulunuyor. Nüfusu yaklaşık 1.5 milyon civarında olan Torino aslında bir sanayi şehri. Fiat fabrikası ve Otomobil Müzesi de bunu gösteriyor. Hem fabrika hem de müze şehrin mutlaka görülmesi gereken yerleri arasında bulunuyor. Fiat markasının kuruluşundan bugüne ürettiği otomobillerin yanı sıra çok özel İtalyan otomobillerini bu Otomobil Müzesi'nde görebilirsiniz. Fiat fabrikasının tepesindeki pistin de çok ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Museo Nazionale del Cinema, Superga Bazilikası, Parco Valentino ve Via Roma, Via Garibaldi, Via Lagrange, Piazza San Carlo, Palazzo Madama (eski sanatlar müzesi), Mısır Müzesi, San Giovanni (John) Katedrali, Kraliyet Sarayı ve Valentino Parkı ile kalesi ise şehrin görülmesi gereken tarihi ve turistik yerleri arasında bulunuyor. Torino'da birçok krallık sarayı bulunuyor. Bunlardan Savoya Krallık Hanedanı Sarayları 1997'den itibaren UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alındı. Torino'ya gitmişken bu sarayları da gezmelisiniz.
2006 Kışı Olimpiyatları'na ev sahipliği yapan sanayi ve kültür şehri Torino'da çok renkli bir sosyal hayat var. Ünlü alışveriş mağazaları ve şık kafelerin bulunduğu Via Roma Caddesi'nde bu renkli hayatı görebilirsiniz. Bununla birlikte şehirde oldukça hareketli bir gece hayatı var. Po Nehri'nin kıyısındaki kayıkhanelerin çevresinde her zevke hitap eden gece kulübü ve bar bulunuyor. Ayrıca Murazzi'de bulunan Ponte Vittorio Emanuele Köprüsü'nün yakınları, eğlence için en doğru adreslerden biri.
Torino, gastronomi meraklıları için de birçok alternatif sunuyor. Dünyanın en iyi trüf mantarları 'dağ ayağı' anlamına gelen Piemonte'de bulunuyor. İşte bu yüzden Torino'da mutlaka tatmanız gereken lezzetlerin başında da beyaz trüf mantarı geliyor. Po Nehri'nin kıyısında kahvaltı yapmayı, Porto di Savona, Ristorante del Cambio ve Quadrilatero Romano restoranlarında yemek yemeyi de ihmal etmeyin.
