"İstanbul sanatsever için seksi bir şehir"
"İstanbul sanatsever için seksi bir şehir"
Uluslararası çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul, 9. defa sanatseverle buluştu. Contemporary İstanbul Danışma Kurulu Üyesi, Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve koleksiyoner Leyla Alaton ile beraber fuarı gezdik, sanat eserlerini inceledik. Alaton, hem sanata olan ilgisini, aşkını hem de gönüllü bir kültür ataşesi olarak nasıl çalıştığını anlattı. “Sosyal medyaya bayılıyorum” diyen Alaton’a, Instagram’a yüklediği ‘free and happy’ pozunun anlamını da sorduk.
Röportaj: Elif AKTUĞ
Fotoğraflar: Haydar ERÇİN
İstanbul özel midir sizin için, her yerde mutlu olur musunuz?
Leyla Alaton: Doğa ve güzelliklerin olduğu her yerde mutlu olan biriyim. İstanbul yaşadığım şehir olduğu için farklı tabii.
İstanbul’un sanatla buluşması fikri sizi heyecanlandırıyor mu?
Alaton: Ben Boğa burcuyum, Venüs’ün etkisindeyim. Venüs estetik, denge ve güzellik demektir. Doğadaki denge ve uyumu çok önemserim. Her baktığım yüzde, her yerde bir güzellik görürüm. Başkalarının çirkin dediği şeylerde bile bir güzellik bulurum. İstanbul da her şeye rağmen güzel bir şehir. Daha doğrusu güzel kalmakta inat eden bir şehir. Sanat da İstanbul’a çok yakışıyor.
Hem çok çalışıyor hem de her şeye yetişiyorsunuz; sosyal faaliyetleri de çok önemsiyorsunuz...
Alaton: Babam İshak Alaton ve ortağı Üzeyir Garih gibi iki ustanın yanında yetiştim. Her zaman için çıtam çok yüksek oldu. Kıstasım bu iki insan olunca; becerikli, çalışkan ve etkin olmak benim ‘normalim’ oldu. Özel bir şey değil, planlama yapmak işin anahtarı. Erken kalkar, geç yatmaz ve aile, iş ve sosyal hayatı dengelerseniz zaten kendiliğinden rayına giriyor hayat. Hayatı kolaylaştırmak için de elimden geleni yapıyorum, trafiğe girmemeye çalışıyorum. Kıyafetlerimi ofiste değiştiriyorum. Güne 06.00’da başlarım.
Öncelikleriniz neler?
Alaton: Sıralama şöyle benim için; çocuklarım, işim ve sosyal hayatım. İyi ki çok sosyal bir kadınım, çocuklar evden ayrılacak yaşa geldiğinde zırıl zırıl ağlamayacağım.
Contemporary Istanbul’un yeri nedir sizin için?
Alaton: Sanatla iç içeyim ama şöyle bir lüksüm var; ne galericiyim, ne de sanatçıyım. İkisi de büyük yük insanın üstünde. Sanatseverim sadece ve mini bir koleksiyonerim. Sanatın da destekçisiyim. Yurtdışında çağdaş Türk sanatının tanınması için elimden geleni yapıyorum. New York Chelsea’deki New Museum’un liderlik komitesindeyim. Yeter ki Türklerin adı geçsin, konuşulsun, bilinsin diye çalışıyorum.
"İstanbul sanatsever için seksi bir şehir"
Burada beğendiğiniz ve almayı düşündüğünüz parça var mı?
Alaton: Seninle de uzun uzun incelediğimiz ‘Yüzsüz Kadın’ heykelini almak istiyorum. Agresif eserleri pek sevmem, mutlaka bana pozitif enerji vermesi lazım. Ben sanat eserlerimle bir arada yaşarım. İç karartıcı fotoğraflarla, tablolarla yaşayamam. Çok beğendiklerim olur, hayran kalırım ama evime götüreceğim eserin bir hikayesi olmalı. Yumuşak olmalı, canımı acıtmamalı.
Koleksiyoner olduğunuzu söylediniz...
Alaton: Kendimi hiç koleksiyoner olarak görmediğim bir evrede sanat eserleri seçkim Ankara’ya sergilenmeye gidince öyle büyük ilgi gördü ki anlatamam. Böylece koleksiyoner olduğumu kabul etmek zorunda kaldım. Bu işin eğitimini almış insanların, uzmanların yorumu çok önemli. Seçkimin broşüründe benimle alakalı öyle bir yazı yazıldı ki gözlerim doldu. Seçimlerimden yola çıkarak bir karakter analizi yapmıştı uzman. Beni hiç tanımayan, yabancı biri. ‘Leyla Alaton’dan etkilenmiş olamaz ki. Öyle oluşturulan bir Leyla imajı var ya medyada! Onu kast ediyorum.
Türk sanatçıların eserleri yabancıları etkiliyor mu?
Alaton: Çok iyi yoldayız, dünya globalleşti. EkavArt TV gibi muhteşem bir buluşla oturduğunuz yerden istediğiniz sergiyi gezebilirsiniz. Bir bahaneniz olamaz dünyayı takip etmemek için. Sanatçılar açısından da durum böyle. Onlar da ilham kaynağı arıyorlar, dünya küçülüp kültürler yakınlaştıkça sanatçılar başka ülkelerde çalıştıkça, evrensel bir dil çıkıyor ortaya. Sanatın dili, dini ve memleketi yok, güzel olan da bu.
Sanatçılarla da tanışır mısınız, onları da merak eder misiniz?
Alaton: Çoğu zaman sanatçıları tanımaya meraklı değilim. Assolistleri tanırsan hayal kırıklığı yaşayabilirsin, onun riskine girmek istemem. Sanatçının işini beğeneyim yeter, eserin de bana hissettirdiklerini önemsiyorum doğrusu. Tanımam gerektiğini düşünmüyorum.
Bence siz resim ya da heykel yapabilirsiniz, hiç denediniz mi?
Alaton: Sanatla birebir uğraşmayı hiç denemedim, belki ileriki yaşlarda eğitim alırsam kendi çapımda bir şeyler denerim. Şimdilik cesaretim yok. Görmeyi daha çok severim ama gözüm çok iyidir. Fotoğraf çekilirken ne yapılacağını, nasıl durulması gerektiğini iyi bilirim. Bazı dostlarıma rehberlik de yaparım fotoğraf çekimlerinde.
"İstanbul sanatsever için seksi bir şehir"
Contemporary Istanbul danışma kurulunda, nasıl çalışıyorsunuz?
Alaton: Sanat adına buradayım, bir profesyonel çıkarım yok. Zevkle enerjimi ve zamanımı veriyorum. Çok kıymetli insanlarla bir aradayız, güzellikler ve sanatın ilerlemesi adına çalışıyoruz. Gurur verici ve saygınlık kazandırıcı bir şey. Evimde her yıl 150- 200 kişi ağırlarım Contemporary Istanbul zamanı. Yurtdışından gelenleri iyi ağırlamak, pohpohlamak, memnun etmek ve Türkiye’ye bir daha gelmesi için zemin hazırlamak durumundayız. Evimi açıyorum onlara.
Bir nevi gönüllü kültür elçisisiniz.
Alaton: Doğru, gönüllü olarak çalışıyorum; bir sorumluluğumuz var ülkemiz adına. Kendini düşünüp kendin için yaşamıyorsan yapacak çok iş var. Manevi bir tatmin yaşatıyor insana. Yeni bir ayakkabı veya çanta almaktan çok öte bir tatminden bahsediyorum.
Bu yıl Contemporary Istanbul nasıl, farklılıklar var mı?
Alaton: Her yıl daha iyi, rekabetin çok büyük olduğu bir piyasa bu. Her yıl üzerine bir şeyler koyarak düzenleniyor, büyüyor, gelişiyor. İstanbul zaten çok cezbedici, fuar bahane. Gelmek istiyorlar. İstanbul seksi ve cazibeli bir şehir. Fuarda sanatseverler, galericiler, sanatçılar kaynaşıyor, dostluklar başlıyor. Yorucu bir dört gün geçiyor ama sonuç fevkalade oluyor. Dünya ayaklarınızın altına geliyor demek istiyorum İstanbullulara, kalkıp gelsinler. Gelmeliler, insanda ufuk açan, zihin geliştiren sanat eserlerini kendi gözleriyle görmeliler.
"İstanbul sanatsever için seksi bir şehir"
Sizi tanıyan herkes enerjinizden bahsediyor, çok seviliyorsunuz.
Alaton: Yaşla gelen bir enerji bu. Genç kızken korkularımız oluyor. Bu yaşlarda çok daha affedicisin, ermişsin, gittikçe daha fazla maneviyata önem verip maddeden ayrıldıkça, hayat daha güzel geliyor. Eskiden olsa tabloların önünde bu pozları vermem mümkün değildi. Kendimi kutluyor ve çok cesur buluyorum artık. Eskiden olsa çok ezilip büzülürdüm, bana ilgi gösteriyorlar, kim ne der, öbür kadınlar ne düşünür diye. Rahatım artık ve çok seviliyorum, hep aynıydım ama başkaları için hareket eden biriydim. Kendim oldukça, kendim gibi davrandıkça çok seviliyorum.
Sosyal medyayı kullanıyorsunuz; sabah yürüyüşlerinde çekip Instagram’a yüklediğiniz, size özel poz efsane oldu...
Alaton: Bayılıyorum Instagram’a; pozitif ve çok güzel mesajlar verdiğime inanıyorum. Sabah yürüyüşlerinde ‘free and happy’ dediğim pozu veriyorum. Özgür ve mutlu olun diyorum, çünkü özgür insanların mutlu olduğuna inanıyorum. Kadınları çok önemsiyorum, ayakta durabilen, ekonomik bağımsızlığı olan, özgüveni olan kadın mutludur. Doğru seçimler yapar, bazı şeylere katlanmak zorunda kalmaz. Seçimlerini yapabilen insan özgür ve mutludur. Öyle olursa da daha mutlu birliktelik kurarlar. Pozum da kadınlara moral verdi, motive etti.
"İstanbul sanatsever için seksi bir şehir"
Sosyal medya insanların gerçek yüzünü gösteriyor bana kalırsa...
Alaton: Harika söyledin, bravo. Dikkat et, önceden gazetecilerin tanıttığı Leyla olarak biliniyordum; gerçek beni tanıdılar. İK’cılara da öneriyorum, birini işe alırken sosyal medyadaki varlığına bakarak hareket etsinler. Karakter analizi rahat yapılır Instagram veya Twitter üzerinden.