Son dönemde cemiyet hayatından birçok ünlü isme verdiği yoga dersleriyle adından söz ettiren Amerikalı Alexis Gulliver, şimdi de Rana-Erol Tabanca çiftinin sahibi olduğu, bu yaz sezonu kapılarını açan Alaçatı'daki Alavya Otel'de tatilcilere yoga dersleri veriyor. İlaç Sanayi A.Ş'nin sahibi Sami Kiresepi ile evlenince Türkiye'ye yerlesmiş. Çiftin evlilikleri üç hafta önce sona erdi. Boşanmasına rağmen Türkiye'den ayrılmayan ve İstanbul'da yaşamaya devam eden Alexis Gulliver, yogaya başlama hikayesini, Türkiye'ye gelişini, eşiyle boşanmasını ve aşka dair fikirlerini Şamdan Plus'a anlattı.
Yogaya nasıl başladınız?
Her zaman spora çok düşkün biriydim. 10 yıl önce, 22 yaşındayken o dönemlerde kick boksla uğraşıyordum. Amerika'da yaşadığım dönemlerdi. Bir akşam kick boks dersim iptal edilince, yoga sınıfına girmeye karar verdim ve yogayla böyle tanıştım. Daha ilk derste yogaya vuruldum. O günden sonra bir daha yogadan başkadan hiçbir sporla ilgilenmedim. Amerika'da yaşadığım o süreçte tek bir yoga dersini bile kaçırmadım. Kick boks daha agresif bir spor, o dönemde Johnson&Johnson için çalışıyordum ve fark ettim ki yorucu bir iş temposundan sonra agresif bir spor yerine ruhunuzu ve bedeninizi dinlendirebileceğiniz bir spora ihtiyaç duyuyorsunuz. Sabah kalktığınız andan gece uyuduğunuz ana kadar beyniniz sürekli çalışır ve hatta sizinle konuşur. Yoga yaparken huzuru ve sakinliği yakalıyorum. Beynim o sırada susuyor.
Yoga üzerine bir okulda eğitim aldınız mı?
Amerika'da devam ettiğim spor salonunda yoga dersleri aldım. Yoga eğitmenligi için ilk kez sekiz sene önce Boston'da dersler aldım. Daha sonra Yoga Works ile birlikte New York'ta eğitmenlik üzerine eğitim aldım. Türkiye'ye taşınınca da yoga üzerine çok fazla ders veren profesyonel yerler olmadığını gördüm ve burada Amerika'da aldığım derslerden yola çıkarak yoga eğitmenliğine başladım.
"AŞK İÇİN GELDİM AMA İŞ İÇİN KALDIM"
Amerika'dan İstanbul'a taşınma fikri nereden çıktı? Ben Amerikalıyım, ailem hala Amerika'da yaşıyor. İnsanlar İstanbul'a iki nedenden gelir; ya aşk ya da iş için. Ben aşk için geldim ama işim için kaldım. İstanbul'a ilk kez 2004 yılında bir tatil için gelmiştim, o dönemde bir dil okuluna gidip Türkçe öğrenmeyi denedim. 2006 yılında evliliğimden ötürü buraya yerleştim.
Evlendikten sonra İstanbul'a yerleştiniz ama evliliğiniz sona ermesine rağmen buradan ayrılmadınız, neydi sizi burada kalmaya ikna eden?
İstanbul'da yaşamak benim için kolay olmadı ve ben de tam bu nedenden dolayı İstanbul'dan ayrılmak istemedim çünkü yogada sizi zorlayan seylerin üzerine gitmeniz gerektiğini öğrenirsiniz ve yoga benim yaşam tarzım. İstanbul'da, yabancı bir şehirde kalmak benim için mücadele gerektiren bir durumdu. Ben de bu mücadeleyi yaşamak istedim. Her gün yeni bir şeyler öğrendim burada, yeni bir kelime öğrendim, yeni birileriyle tanıştım ya da hiç keşfetmediğim yeni yollar keşfettim. Limitlerimi zorlamam gerekti. Bu da beni daha iyi bir insan haline getiriyor. Burada sürekli kendimi yeniliyorum. İstanbul sürekli yaşayan canlı bir şehir ve bana çok iyi geliyor. Amerika'da yaşasaydım sıradan bir yoga hocası olurdum ama burada çoğu insan yogayla ve fitness'la yeni tanışıyor ve onların heyecanı bana da çok pozitif yansıyor. İnsanların yaşam tarzlarını değistirdiklerine tanık oluyorum ve bu hoşuma gidiyor.
Yoga yaparken nelere dikkat etmek gerekiyor?
Bence yoga yaparken en önemli şey aldığınız nefes. Yoga matının üzerine çıkıyorsunuz ve yaptığınız ilk şey nefes almak oluyor. Tüm spor dallarını yaparken nefes çok önemli ama yoga yaparken nefesin önemi ve yeri çok daha fazla. Yoga yaparken aldığınız nefes esastır, daha önce aldığınız ya da daha sonra alacağınız nefes önemli değildir. O aldığınız nefesle beraber hayatınız değisir. Yogaya başladığınızda hayatınızda yaptığınız her şeyle ilgili bir aydınlanma yaşarsınız ne yediğinizden tutun da ağzınızdan çıkan her söze kadar.
"HER GÜN YOGA YAPIYORUM"
Çok fit görünüyorsunuz. Formunuzu korumanızın özel sırları var mı, yoksa görünümünüzü biraz da genlerinize mi borçlusunuz?
Kesinlikle genetik bir durum değil, yogaya başladığımda çok kilo verdim. Bazı günler kendimi çok enerjik hissederim ve çok ağır bir yoga dersi yaparım. Bazı günler kendimi o denli güçlü hissetmem ve daha hafif bir ders yaparım ama ben 10 yıldır her gün mutlaka yoga yapıyorum. Bazı günler 5 dakika oluyor, bazı günler birkaç saat ama ben bir kişinin fit ve sağlıklı olabilmesi için her gün mutlaka terlemesi gerektiğini düşünüyorum. Birçok kişi masa başı işi yapıyor ve vücutlarını hissetmiyor, bu noktada vücudunuzu hissetmeniz için doğru nefes alıp hareket etmelisiniz. Diyete gelince,zaten vejetaryen olduğum için sağlıklı beslenmeye özen gösteriyorum. Bazen de detoks uyguluyorum. Mutlaka hareket etmeye özen gösterin, yürüyün, koşun, köpeğinizi gezdirin, çocuğunuzla oynayın, ne yaparsanız yapın kalp ritminizi hızlandırın, sonuçları hemen siz de göreceksiniz.
İstanbul'da nerede ders veriyorsunuz?
Galatasaray'daki Cezayir-İstanbul'da ocak ayından bu yana her çarşamba akşam saat 19.30'da yoga dersleri veriyorum. Dersler çok keyifli geçiyor, ders sonunda öğrencilerle birlikte yemekler yiyip keyifle sohbet ediyoruz. Bu bina benim evim gibi. Kendimi burada çok huzurlu hissediyorum. İstinye'de oturuyorum ben, bu nedenle Galatasaray'a yolum pek düşmüyordu. Burada ders verdiğimden beri Beyoğlu'nun hiç keşfetmediğim yerlerini keşfediyorum ve bundan çok keyif alıyorum.
İstanbul'da en çok nereleri seviyorsunuz?
Bebek'i çok seviyorum, sık sık Bebek'te yürüyüşlere çıkıyorum. Özellikle Türk yemeklerine ve balıklara bayılıyorum. Arnavutköy Balıkçısı sık sık gittiğim yerler arasında başı çekiyor. Sunset Restaurant'ı çok seviyorum, oranın manzarası benim için çok özel. Cezayir-İstanbul'da ders vermeye basladığımdan beri Beyoğlu'nu da keşfettim. Burayı da çok seviyorum.
Türk arkadaşlarınız var mı? Zamanınızı nasıl geçiriyorsunuz?
Evet, en yakın arkadaşlarım Türk, haftanın altı günü ders veriyorum. Aslında oldukça yoğun bir tempom var. Her sabah 07.30'da yoga derslerine başlıyorum. Öğlene kadar derslerimi bitirip, öğle yemeği için bir arkadaşımla buluşuyorum. Sonra yine derslere başlıyorum. Gün böyle koşuşturma içinde geçiyor. Bazı günler yoga kıyafetlerimle bu iş toplantılarına katıldığım bile oluyor. Zaman bulup üstümü bile değiştiremiyorum.
Yaz için tatil planlarınız var mı?
Evet, bayramda Bodrum'da gitmeyi düşünüyorum ama genellikle ne zaman Bodrum'a tatile gitsem tatile iş de karışıyor ve yoga dersleri vermeye başlıyorum (gülüyor). Bu yaz Amerika'ya ailemin yanına gidip birkaç hafta kalmayı planlıyorum. Biz Michiganlı bir aileyiz ama şimdi ailem Teksas'a taşındı. Ben de oraya gideceğim ziyarete.
Biraz da biten evliliğinizden konuşmak istiyorum. Eski eşiniz Sami Kiresepi ile neden boşandınız?
Biz çok erken evlendik, 10 sene önce tanıştık, henüz çok gençtik, çok toyduk. Evlenmeyi bitirmek isteyen taraf oydu. Geçmise dönüp baktığımda bir evlilik için iki kişinin de uğraşması gerektiğini görüyorum, bence evliliğimizin yürümesi için biraz daha fazla uğraş vermemiz gerekiyordu ama olmadı.
Sami Kiresepi ile arkadaş kalabildiniz mi?
Üç hafta önce resmi olarak bosandık.Sami ile birlikte 10 yılımız geçti. Bir insanla 10 yılınız birlikte geçince onun için kötü bir şey düşünmeniz imkansız. Sami gerçekten harika bir insandır, ne zaman başım sıkısşsa onu arayabilirim. Bu 10 yıl ikimize de çok şey öğretti. Birlikte büyüdük diyebilirim. O benim hayatımdaki en önemli insanlardan biri olarak kalmaya devam edecek.
Sami Kiresepi bir süredir Burcu Esmersoy ile birlikte, yakında evlenmeleri bekleniyor. Bu evlilik için siz ne düşünüyorsunuz?
Ne düşünebilirim ki, her zaman Sami için en iyisini dilerim. Her ikisine de mutluluk diliyorum. Yoga yapan bir insan olarak hayatta her seyin bir nedeni olduğuna inanıyorum, Sami ile aramızda işler böyle geliştiyse böyle olması gerektiği içindir.
Yeniden aşka hazır mısınız, bir kez daha evlenmeyi düşünür müsünüz?
Evlilik fikri beni korkutuyor açıkçası ama evliliğe ve aşka inanıyorum. Eğer karşıma doğru kişi çıkarsa yeniden evlenebilirim. Evleneceğim insanda bundan sonra aradığım özellik beni daha iyi bir insan haline getirmesi ve hayatın her alanında manevi olarak desteklemesi.
"ALAVYA OTEL'DE ÇALISACAGIM İÇİN ÇOK HEYECANLIYIM"
Şimdi de Alaçatı'da yeni açılan Alavya Otel'de yoga dersleri vermeye başladınız. Biraz bundan da bahsedebilir misiniz? Alaçatı'da Alavya Otel'de çalışmak benim için harika bir fırsat. 22 Temmuz'da ilk dersi verdim ve Ramazan Bayramı'nın başına kadar orada olacağım. Benden önce başka bir hoca yoga dersleri veriyordu. Ben ondan dersleri devraldım ve yoga derslerine başladım. Birkaç hafta orada olacağım. Benden sonra da başka bir hoca ile ağustos sonuna kadar yoga dersleri devam edecek. Alavya Otel'de Rana (Erkan Tabanca) ile birlikte çalışacağım için çok mutluyum. Birçok müşterim var birlikte çalıştığım, onlarla İstanbul dışında Alaçatı'da buluşacak olmaktan dolayı heyecanlıyım. Otele adımınızı attığınız ilk andan itibaren kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz. Alavya Otel ile işbirligimiz şöyle gerçekleşti: Ben bir çay markasını Türkiye'ye getiriyorum, 'Le Palais Des Thes' çaylarını Alavya Otel'e de veriyoruz. Önce çay satışı ile başlayan işbirliğimiz şimdi de yoga dersleri ile sürüyor. Çay ithalatının yanı sıra, bir de Brezilya'dan yoga kıyafetleri getirtiyorum Türkiye'ye. Birçok ünlü markanın yoga için uygun kıyafetleri var ama bizim ürünlerimiz çok canlı ve renkli ürünler. Bu ürünler Alavya Otel'de de satılıyor.
Zeyner GÜLER CEYLAN