Röportaj: Gülçin İşler FIRAT
Fotoğraflar: Şeref YILDIZ
Kemer Country Orman Ev'de kısa bir süre önce masallara yolculuk yaptık. Bize masal dünyasının kapılarını açan ise FD Architecture ve RUE 1387'nin kurucusu iç mimar Funda Arkaş oldu. Bilindiği üzere Rue 1387, İzmir ve Alaçatı'daki mağazalarıyla İstanbullu müşterilerin uğrak yeri. Rue 1387 Pop-Up Store, 15 günlüğüne İstanbul'da yer alınca büyük ilgi gördü ve sergilenen ürünlerin birçoğu satıldı. Biz de son gününde Funda Arkaş ile buluşarak hem mağazadaki ürünlerin hikayesini hem de işini konuştuk. Hayvan dostu Funda Hanım, bu projede satılan bazı ürünlerin tüm gelirini de sokak hayvanları yararına bağışladı.
Rue 1387 Pop-Up Store İstanbul'da ne kadar süre yer aldı? Nasıl geçti?
İstanbullu müşterilerimizden çok fazlasıyla talep gelince biz de 15 günlüğüne geldik ve Kemer Country Orman Ev'de yerimizi aldık. 1920'li, 1940'lı yılları anımsatan eğlenceli ve güzel bir yılbaşı partisiyle açıldık. Burada zaten bizi tanıyan, bizden alışveriş yapan, evini dekore ettiren çok sayıda müşterimiz olduğu için onların ilgisi yoğundu. Güzel geri dönüşler aldık, hatta kalmamız için çok ısrar ettiler. Tahminimizden iyi satış oldu, sosyal medyada da hakkımızda çok konuşuldu. Nisan-mayıs gibi tekrar gelmeyi düşünüyoruz.
Rue 1387, Alsancak ve Alaçatı mağazalarıyla dikkat çekiyor. Bu markayı hayata geçirmeye nasıl karar verdiniz?
FD Architecture olarak yaklaşık 14 yıldır evleri sıfırdan giydiriyoruz, dekore ediyoruz. Bu alanda FD için dünyanın çeşitli yerlerinden topladığımız dekorasyon ürünlerinin bulunduğu büyük bir depomuz ve stoğumuz vardı. Bu ürünlerimiz de ayrıca çok talep gördüğü ve satın alınmak istendiği için biz de Rue 1387 markamızı üç yıl önce kurmaya karar verdik.
Rue 1387'de yer alan ürünler gerçekten çok ilginç. Hepsinin özel bir hikayesi var değil mi?
Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz askerlerinin özel eşyalarını muhafaza ettikleri, üzerinde isimlerinin yazdığı sandıklar var. Onların hepsinin içini, dışını Londra'da iyileştirdik. Ayaklı saat aslında eski bir uçak pervanesiydi. 1915 yapımı bir şatodan çıkma üçlü aydınlatma, yine başka bir şatodan çıkma şamdanlar, 1880 yapımı kızak var mesela bana göre tarihi eser... 1820'ler 1890'lar şatolardan veya eski İngiliz evlerinden çıkan şu andaki performansları çok iyi olan, kırık dökük olmayan, çizilmemiş, fazla yıpranmamış, temiz kullanılmış parçalar var. Belçika, İtalya, Paris, Amerika kısacası dünyanın her yerinden hikayesi olan ürünleri buluyoruz. Burada hikayesi olmayan hiçbir ürün yok. Ayrıca güncel olarak ödüllü sanatçıların fotoğrafları, resimleri, heykelleri var. Mesela kadın portresinden dünyada sadece üç tane var ve biri Türkiye'de bizde. Bunun dışında koltuklar, kendi üretimimiz masalar, sandalyeler, büyük avizeler, aydınlatmalar var.
Neden geçmiş dönem yaşamları ilginizi çekiyor?
Ben eskiden Roma'da yaşadığımı iddia ediyordum, yani reenkarnasyon varsa kesinlikle Roma'da yaşadım. Vatikan'ı, Roma sokaklarını çok iyi biliyorum ve o yüzden de hep böyle büyük parçalar ve vintage tasarımlar, 1800'ler 1900'lar nedense beni daha çok çekiyor. Ama onun yanı sıra çok modern, pırıl pırıl olan çok iyi bir sanatçının bir parçasını da beğenebilirim.
Sizin diğer mağazalardan farkınız nedir?
En önemlisi şunu belirteyim ki biz antikacı değiliz, antika başka bir sektör. Biz evi dekore ederken eskiyi ve yeniyi karıştırıyoruz; mağazamızdaki ürünler de öyle. Modern bir koltuğun arka kısmına 1900'lerden kalma bir şifonyer koyabiliyorum. Bir yağlıboya Napolyon resminin hemen farklı bir duvarına ya da yanına çok modern bir resim asabiliyoruz. Geçenlerde mağazamıza Rahmi Koç geldi ve dedi ki "Burada çok güzel parçalar var hem eskiye gidiyorum hem yenileri görüyorum. Hiç sıkılmadım". Biz de işte bunu yakaladık. İstense bile aynı üründen ikinci kez getirmiyoruz. Bir önemli özelliğimiz de verdiğimiz zamanda işi teslim ederiz.
Mağazadaki ürün seçimini siz mi yapıyorsunuz?
Ürün seçimlerine her zaman ben gidiyorum ekibimle birlikte. Her ay 2-3 seyahatim oluyor; Londra, Belçika, Paris, Amerika, Almanya... Araba kiralayıp tüm şehirde gezmek, erken saatlerde uyanmak tabii ki çok kolay olmuyor. Ama işim çok zevkli. Ürünleri gördüğümde zaten aşık oluyorum, etkilenip alıyorum.
Bir evi dekore ederken öncelikleriniz neler oluyor?
Benim için bir evde öncelik konfor olmalı, çünkü çalışan kesim için oturduğu koltuk ve yattığı yatak çok önemli. İkincisi de metrekareyi doğru kullanmak ve dekorasyon yaparken ölü alan bırakmamak. Üçüncüsü de tabii ki kullanılan görsel malzeme. Bütün bunların genelinde de müşterinin isteği çok önemli, kişinin zevkine göre tasarlıyoruz. Genelde bize bırakıyorlar ama biz gidiciyiz onlar o evde kalıcı; o yüzden içine sinmiş olmalı. Ben mutlaka mekanlara vintage imza bir parça ekliyorum. Dördüncü olarak da aydınlatma, ışık çok önemli çünkü ışık kişinin moduyla ilgilidir. Farklı alanlarda farklı ışıklar tercih edilmelidir; yemek masasındaki ışık ile kitap okurken ya da koltukta dinlenirken ışık aynı olmaz.
Ev dekore etmenin ve mağazanız Rue 1387 dışında neler yapıyorsunuz?
Ev dışında otel, restoran, tekne yapıyoruz. A'dan Z'ye çatalından, koltuğuna, tablosundan halısına kadar her şeyi biz yapıyoruz. Beach club yaptığımız da oldu. Şu sıralar Londra'da bir işe başlayacağız, onun dışında da Çeşme ağırlıklı çalışıyoruz. Çünkü biz eşimle yaz-kış Çeşme'de yaşıyoruz.
İstanbul'da mağaza açmayı düşünüyor musunuz?
İstanbul'da mağaza açmayı hiç düşünmüyorum çünkü zaten İzmir'deki mağazamızdan İstanbul'da her hafta aracımız çıkıyor. Yine İstanbullu müşterilerimiz İzmir'e, Alaçatı'ya geldiğinde mutlaka bize uğrar. Bizim ürünlerimiz çok kıymetli ve hassas. Ben hem İstanbul'u hem İzmir'deki mağazalarda aynı anda olamam ve tabii ki gelen müşteri ister istemez beni görmek istiyor.
Mükemmeliyetçi misiniz?
Öyleyim. Çünkü ekibim çok iyi olsa da, bu benim işim. Hangi ürünün nereye konacağını, nasıl yerleşeceğini ekibi yönlendirerek yapamazsınız. Aynı iş ve aynı sonuç çıkmaz ortaya. Mağazaya gelen beni soruyor, ürün alırken benim fikrimi almak istiyor.
Dekorasyon dünyasında trendler neler?
Bizim için hiçbir zaman trend yok. Bizim mesleğimizde trend olduğunu düşünmüyorum. Moda olan hiçbir şeyi kullanmıyoruz, trendleri takip etmiyoruz çünkü trend denen bir şey yok. Siz bir kişiliksiniz, kendi zevkiniz, çizginiz, sevdiğiniz renkler var. Marka ürünler mesela Fendi koltuklar, Armani perdeler kullanmamaya çalışıyorum. Ayrıca ne kadar çok para harcarsanız harika iş çıkar diye bir şey de yok, küçük bütçelere de çok güzel işler ortaya konabilir. Önemli olan kapıdan girince, evin sizi temsil etmesi ve evin kişinin ruhunu yansıtması...
Sizin evinizde olmazsa olmazlarınız neler?
En büyük aksesuarlarım köpeklerim ve onların yaşam alanları... Evde 2, bahçede 9 köpeğim var. Hepsi benim ayrı çocuğum. Dekorasyon olarak bakarsak da vazgeçemediğim şey heykellerim, tablolarım, resimlerim... Onlar benim için çok kıymetli. Eşimin de benim de tek tek topladığımız, bizim için anlamlı ve asla sıkılmayacağımız objelerimiz, resimlerimiz var.
Birine hediye alırken sizce nelere dikkat etmek gerekiyor?
Bence karşı tarafın kullanırken keyif alacağı hediyeleri seçmek lazım. Ayrıca sadece yeni yıl, doğum günü değil normal zamanda hediye almak çok güzel. Doğum günlerinde, özel günlerde, yeni yılda hiçbir zaman kıyafet, parfüm almamalı; mutlaka bir anlamı olabilecek, duygulandıracak, baktıkça sizi hatırlayarak kullanmaktan keyif alacağı hediyeler seçin.