Röportaj: Gülçin İşler FIRAT
Fotoğraflar: Deniz TOPRAK
Aslı Ersu, cemiyet hayatının kendine özgü duruşu ve stiliyle dikkat çeken isimlerinden biri. Aslı Hanım ile iki yıl önce açtığı dekorasyon mağazası Bronz No5'in Nişantaşı'ndaki yeni yerinde buluşarak kendisine dekorasyon dünyasında merak ettiklerimizi sorduk. Tabii ki Aslı Hanım ile sadece dekorasyon dünyasını değil; Türkiye'nin en şık isimlerinden biri olan annesi Yüksek Behlil ve başarılarıyla ülkemizi yurtdışında da temsil eden ablası Zeynep Fadıllıoğlu ile olan ilişkilerini de konuştuk. Bu arada oğlundan iki torunu olan Aslı Hanım, anneanne olmaya hazırlanıyor. 58 yaşındaki Aslı Hanım, fitliği, cildi ve stiliyle göz kamaştırıyor.
Bronz Sokak'tan sonra yeni yerinizi sevdiniz mi?
İlk yerimiz çok güzel bir sokaktı ama bu sokağı da çok sevdik. Lokasyonu çok iyi ve dünya markalarına uzanan bir sokak olduğu için yoldan geçenler de mağazamızı merak edip geliyor. Bu çok iyi oldu. Güzel bir bina ve biz de dairemizi sıfırdan yaptık. Mimarımız Simge İplikçi çok destek oldu.
Bronz No5 nasıl bir dükkan, burada neler var?
Bronz No5'i bir ev gibi döşüyoruz ki insanlar buraya geldiklerinde neyi, nasıl dekore edecekleri konusunda fikir sahibi olsunlar. Yaşam stilini anlatmaya çalışıyoruz mağazamıza gelenlere. Mekanımıza gelenler, "Küratörlüğü çok güzel yapılmış" diyorlar, çünkü biz sanat eseri koyuyor gibi özeniyoruz ürünlerimizin yerleşmesine. Ablam Zeynep Fadıllıoğlu'nun tasarımı ZF çay sehpaları, kendi üretimimiz mumlarımız, Taschen markasının farklı fiyat skalasında kitapları, heykel, sanat eseri gibi gözüken objelerimiz, kelebek " AS L I E RSU SYF016- objelerimiz, aydınlatmalarımız, oturma grupları, kısacası yaşam alanında olması gereken hemen her şey var burada.
En çok tercih edilen ürünleriniz hangileri?
En çok ZF çay sehpaları tercih ediliyor, adeta yetiştiremiyoruz. Müşterilerimiz hem kendilerine alıyorlar hem de hediye ediyorlar. Bir de seramiklerimiz var, Defne Salman tasarımı onlar adeta birer şaheser en çok da kendime alıyorum. Beyza Özgören'in bardakları, hamam tası görünümlü objeleri de en çok satılan hediyelik ürünlerimizden, Taschen'nin kitapları da öyle.
Sizi neden tercih ediyorlar?
Bence bizim markamızda insanların en çok etkilendiği şey diğer mağazalara benzemiyor oluşumuz. Her şeyimiz farklı, mağaza sunumumuz, belli bir şeyi temsil etmiyor oluşumuz... Her seferinde yeni bir şey seçiyoruz, yaptırıyoruz, farklı bir şekilde uyarlıyoruz. Buraya gelen müşterilerimizin bize en çok söylediği şey "Nihayet değişik bir şeyler görüyorum" oluyor. Bir de ürün satışımız dışında iç mimarımız Simge, isteyen müşterilerimize yaşam stili konusunda destek oluyor.
Ürünleri seçerken neye dikkat ediyorsunuz?
Kendi evimde görmek istemeyeceğim hiçbir şeyi mağazaya almam. Satılmazsa evimde kullanır mıyım dediğim ürünler var. Bir ürünü sevmiyorsam çok satılıyor olsa bile almam.
Dekorasyon dünyası sizin için ne ifade ediyor?
İnsanların evlerini kendi zevklerine göre döşemeleri gerektiğini düşünüyorum. Çok da anlam yüklemeyi sevmiyorum ama insanların kendi zevkini içeren ve rahat edeceği şekilde dekore edilmiş bir evde yaşaması gerektiğini düşünüyorum.
Sizin evinizdeki dekorasyon öncelikleri nelerdir?
İlk olarak çok rahat bir kanepe, büyük bir masa ve üzerinde kitaplarım, güzel bir sehpa ve tabii ki sanat eserleri. Yaşanmışlığı olan bir ev olmalı ve herkesin kendine has bir şeyleri olmalı evde. Hiçbir şeyde özellikle de ev dekorasyonunda insanların birbirini taklit etmesini sevmiyorum.
Dekorasyon merakınız, gustonuz aile genlerinizden geliyor olmalı...
Ben de bilmiyorum açıkçası meğer varmış merakım. Ablam Zeynep Fadıllıoğlu'nun teşvikiyle girdim bu işe. Şu anda bana çok keyif veriyor ve bu işe girdikten sonra anladım dekorasyonu işini aslında çok seviyormuşum.
Bronz No5'i açmadan önce başka bir işte çalışmıyordunuz değil mi?
Yok, hiç çalışmadım ve şunu da belirtmek istiyorum ki hiç de eksikliğini hissetmedim. Çocuklarımla evde çok mutlu ve memnun yaşadım hayatımı. Zamanı Bronz No5 ile imiş. Zeynep bana bunu teklif ettiğinde "Nasılsa Aslı her şeye olduğu gibi buna da itiraz eder" diye düşünmüştü. Ben ise peki dedim ve 10 gün sonra bu işe koyulmuştum. Demek ki hazırmışım.
Keşke bu işe daha önce girseydim dediniz mi?
Yok, hiç demedim. Çok da keyfimle yaşadım hayatımı, 3 çocuğumu büyüttüm. Zamanı geldiğinde başladım.
İşiniz sizin için ne ifade ediyor?
Ürünleri seçerken çok keyifle seçiyorum. Seçtiğim şeylerin beğenilmesi bana müthiş bir keyif ve tatmin veriyor. Bu işe girmek hayatımdaki bir sürü şeyi değiştirdi, bakış açılarımı da... Çok mutluyum ve iyi ki girmişim bu işe...
Ablanız Zeynep Hanım size destek oluyor mu?
Tabii ki işe girdiğim zamanlarda bana çok destek oldu, ilk fuarımıza beraber gittik. Ama şu anda onun işi çok yoğun, bana yardımcı olabilecek bir vakti yok. Şimdi de fikir alışverişinde bulunuruz.
Anneniz Yüksel Behlil inanılmaz zevkli. İki kardeş vizyonunuz oradan geliyor olmalı.
Dünyanın en zevkli kadını, her seferinde söylüyorum. Annemin payı büyük.
Nasıl bir çocukluktu sizin ki? Biraz geçmişe dönersek...
Annem çok sert bir kadındı, hata kabul etmezdi, yanlışlık asla yapılamazdı. Kaşının bir hareketiyle kendimize çeki düzen verirdik ve çok korkardık annemizden. Babam ise dünyanın en yumuşak, tatlı insanıydı. Ailece çok düşkünüz birbirinize. Yeniköy'de büyük bir yalıda teyzemlerle, onların çocuklarıyla hep beraber çok keyifle büyüdük. Bol azar işittik, cezalar aldık ama çok iyi bir çocukluktu benim için. Annem hala sert ve hala karışıyor her gün her şeyime...
Ciddi misiniz?
Vallahi öyle (gülüyor). Her gün telefon ediyor ve "Tuzlu yeme, onu yapma, makyajını yaptın mı, akşam ne giyineceksin?" gibi sorular sorarak benim de, ablamın da her şeyimize karışır. Ben gündüzleri makyaj yapmam. Annem ise biliyorsunuz her zaman bakımlıdır.
Üç kadın bir araya geldiğinizde neler yapıyorsunuz?
İnanılmaz keyif alıyoruz bir arada olmaktan, özellikle de seyahate çıktığımızda. Kavga etmekten de çok zevk alıyoruz, sonra barışıyoruz tabii ki. Bizim çocuklarımız, yani benim kızım Lara ile Zeynep'in kızı Selin de birbirine çok yakındır. Kuzen ilişkisi gibi değil, kardeş gibi büyüdüler.
Siz de kızınız Lara Hanım'a karıştığınızı düşünüyor musunuz?
Annemin karıştığının onda biri kadar karışmadım ama şöyle söyleyeyim ki; Lara 18 yaşına kadar oje sürmedi, topuklu ayakkabı giyemedi. 18 yaşında ilk defa platform ayakkabı giydi. Kurallarım çok vardı ama hayatımızda hiç anne-kız çatışması yaşamadık. Her zaman kızımla çok ama çok iyi anlaştık.
Kadınlar arasında son sözü kim söyler?
Ben (gülüyor). Aslında şöyle derler, "Seninle hiç kimse münakaşa kazanamaz." Kuvvetli fikirlerim vardır. İnsanları ya çok severim, ya hiç sevmem. Bizim çocukluğumuzda küçükler her zaman büyüklerden özür dilerdi, evin en küçüğü de bendim. Galiba hiç dilemedim ama hep cezadaydım (gülüyor).
Ablanızla farklı ve benzer özellikleriniz neler?
Ablam korkunç derecede mesuliyet sahibi biridir. Ona bir şey söylediğinizde vazgeçseniz bile, o üstüne vazife alır ve sonuna kadar götürür. Ben de hiç öyle değilim. O çok çalışkandır, ben değilim; o daha akıllı, ben daha zekiyim. Zeynep çok ama çok sabırlıdır iş konusunda. Yaptığı şeyi çok doğru yapmaya çalışır. Ben ise çok daha kolay sinirlenirim, çok çabuk da unuturum.
Annenizden hiç unutmadığınız kulağınıza küpe bir söz var mı?
O kadar çok var ki... Mesela annem durmadan aynı şeyi söylerdi, ben de "Anne tamam söyleme" derdim. O da bana "Yok söylüyorum ki bir kulağından girip ötekinden çıkarken içinde bir şey kalır" derdi.Annemin her şeye söyleyecek bir sözü vardır. Onun için, içinden bir tanesini seçip söyleyemiyorum.
Aslı Hanım maşallahınız var. 3 yetişkin çocuğunuz, torunlarınız var. Bakım sırlarınız nelerdir?
Genetik miras diyelim. 58 yaşındayım ve herhalde 45 yaşında filandım cildime ilk defa krem sürdüm. Yüzümü sabunla yıkardım. Şimdi çok iyi kremlerim var ama sürmeyi unuttuğum çok oluyor. Fondöten hiç sürmem, çok şükür iyi bir cildim var. 20 yıldır pilates yapıyorum ve haftanın iki günü de kardiyo çalışırım.
Genç yaşta da anne oldunuz.
Evet, 18 yaşında evlendim, 19 yaşında anne oldum. 20 yaşında da ilk eşimden boşandım. Emir, ilk evliliğimden olan oğlum... İlk oğlumdan torunlarım var, kızımın bebeği de yolda.
Kızınız Lara Hanım, anne olmaya hazırlanıyor, siz de anneanne. Heyecanlı mısınız?
Heyecanlıyım ama kızımı o kadar küçük görüyorum ki... 27 yaşında ama çok küçük ve çocuk geliyor bana. Böyle dediğimde bana diyor ki "Anne sen benim yaşındayken 8 yaşında çocuğun vardı." Doğru. Lara ve anne olmayı bir araya koymaya çalışıyorum, tek heyecanım bu.