“İsabetli bir stil yaratmak sanat yapmak gibidir”

İş dünyasındaki başarılı girişimleri ve fark yaratan stil seçimleri ile dikkatleri üzerine toplayan girişimci ve tasarımcı Dicle İpek Öztaşkın ile oluşturduğu zamansız stil ve sezon seçimlerini konuştuk.

“İsabetli bir stil yaratmak sanat yapmak gibidir”

RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF SERKAN ELDELEKLİOĞLU

Kadın girişimci ve tasarımcı Dicle İpek Öztaşkın, zamansız, cinsiyetsiz tasarım anlayışı ve kendine has stil seçimlerini yıllardır takip ettiğimiz biri. Seçimleriyle genelde ezber bozuyor, kendisini takip edenlere stil yolculuğunda ilham oluyor. "Yenilikçi ve kendime özgü" dediği tarzını konuşmak üzere bir araya geldiğimiz Öztaşkın ile stilini mercek altına alıyoruz.

Dicle İpek Öztaşkın'ın stilini mercek altına aldık...

Dicle Hanım neler yapıyorsunuz şu aralar, her şey yolunda mı?
Öncelikle teşekkür ederim; hepimiz zorlu zamanlardan geçiyoruz ancak hiç pes etmeden, doğru adımlarla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Uzun zamandır Anadolu Yakası'nda da olmamıza yönelik yoğun bir talep vardı. Biz de açıkçası en doğru yerde olmaya özen gösterdik ve en nihayetinde önemli bir AVM projesi olan Metropol İstanbul'da olmaya karar vererek, yeni mağazamızı burada açtık. Mağaza sayımızı İstanbul'da üçe çıkardık. 2022 hedeflerimiz arasında olan bu yatırımlarımızı ve büyüme hareketlerimizi, yurtiçi ve yurtdışı olacak şekilde mevcut parametreler içerisinde en sağlıklı adımlarla yapmaya devam edeceğiz. Tüm bu çerçevede her şeyin yolunda gittiğini, aldığımız güzel yorumlarla her geçen gün daha da motive olarak hem kendimi hem de Rivus'un dünyasını zenginleştirdiğimizi söyleyebilirim.

Tıpkı kendi dikkat çeken stiliniz gibi, markanız Rivus da son koleksiyonlarıyla hayli dikkat çekici. Son tasarımlar nasıl ortaya çıktı, bir oluşum hikayesi var mı?
Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. Bir tasarımcı olarak her şeyden önce hikayesi olan işlere imza atmak, var olan zamanı, geleceği resmedebilmek, insanları doğru anlayarak, gözlemleyerek Rivus'un dünyasına yön vermek önceliklerimin arasında... Açıkçası sonbahar-kış koleksiyonumuzda 'New Reset' diyerek pandemiyle beraber hayatımıza giren yenilikleri, yeni düzeni, yeni dünyayı resmetmenin yanı sıra yepyeni bir başlangıcın olduğunu da tasarımlarıma yansıtmak istedim. Bu koleksiyon, hayatımızdaki etkisi daha da çok artan sosyal dijitalizmi ve değişen alışkanlıklarımızı da konu alıyor. Deri montlar, deri pantolonlar, şortlar ve etekler, deri tulumlar, renkli oversize trikolarla kombinli pantolonlar, tshirtler ve bodyler olmak üzere bu koleksiyonda toplam 60 parça yer alıyor. Rivus'un dünyasında, her zaman alanımızda bir adım önden giden, ilham kaynağı olan bir kimliğe sahibiz. Söz konusu da artık hepimizin içinde olduğu dijitalleşme olduğunda bu zaten yapılması gereken bir çalışmaydı... Ben artık lansmanların dijitalleşmesi noktasında çok daha etkili olduğunu düşünüyorum ki, bu da markaları çağ olarak daha ileriye götüren bir yaklaşım.

Diğer yandan modayı ve trendleri çok yakın takip ediyorsunuz, kendinize özgü bir çizginiz de var; siz kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Evet, doğru; modayı ve trendleri çok yakından takip ediyorum. "Kendine özgü" yorumunuz da çok güzel; çok hoşuma gitti. Herkes gibi olmayan, dinamik, genç ve protest olarak stilimi tanımlayabilirim.

Stilinizle ilgili de sıkça iltifat alıyorsunuzdur; şimdiye kadar duyduğunuz en güzel şey neydi?
Teşekkür ederim. Hep kendi tarzım olduğunu söylüyor arkadaşlarım... "Yenilikçi ve kimse gibi değil" demeleri hoşuma gidiyor. Duyduğum en güzel yorum da "Nereden aklına geliyor bunları karıştırıp, kombinlemek" demeleri..

Kıyafet seçimleri ve özgüven arasında bir bağ var mı sizce? Bu durum sizi nasıl etkiliyor?
Kesinlikle; çok büyük bir korelasyon var. Kişinin kendini sevmesi ve kendi öz benliğine saygı duyması, olmazsa olmazlardan bir tanesi... Yeni dünya insanlarda bu farkındalığı yaratıyor ve yaratmaya da devam edecek. Kendi bedeni, beden sağlığı, enerjisi o kadar önemli ki... Bu, özgüven hissetmesine yol açıyor ve ne giyerse giysin, sağlıklı ve fit bir beden ve zihin herkesin kendini yüksek hissetmesini sağlıyor.

Peki, kıyafet seçimlerinizle eleştiri aldığınız da oluyor mu hiç? Bu durum sizi nasıl etkiliyor?
İnanın bu zamana kadar hiç olumsuz eleştiri almadım fakat elbette beğenmeyen de vardır ki, buna da saygı duyarım. Giyinmek, stil sahibi olmak vs, bunlar hep göreceli şeyler... Kimse bunun için kimseyi yıkıcı ve kendi istekleri doğrultusunda adapte edecek şekilde, dayatan bir yaklaşımla eleştirmemeli diye düşünüyorum.

Sizce bir tasarımda farklılık ve özgünlük mü daha önemli yoksa kullanılabilirlik mi? Ne dersiniz, siz genelde tercihinizi hangisinden yana kullanıyorsunuz?
Eğer bir tasarım size farklı geliyorsa, o özgün bir tasarım title'ını hak etmiş demektir. Ancak bu tasarım özgün ve farklı ama kullanışlı ve giyilebilir değilse açıkçası 'art piece' tanımı ile askıda kalmaya mahkumdur. Ben tercihimi, hem özgün ve farklı, aynı zamanda da giyilebilir ürünlerden yana kullanıyorum. Rivus'un moda anlayışını da bu çerçevede yarattım; dolayısı ile kendi stilim için bu tanımlamalara uygun olan kendi markam 'Rivus'u tercih ediyorum.

Aksesuar ve kıyafet arasındaki ilişki hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kıyafetleri tamamlayan ve görünüşüne son dokunuşları vermek için seçilen parçalar aksesuarlar... Giyinmek ve aksesuar kullanmak birbiri ile paralel giden iki şey. Dümdüz siyah bir elbiseyi, çok çarpıcı bir aksesuarla bambaşka bir görünüme sokarsınız. Beyaz tişört ve jean'e kullandığınız aksesuarlarla bambaşka bir görünüm elde edersiniz. Aksesuarsız bir kombin kendi tarzım için düşünemeyeceğim bir durum... Ayakkabı, çanta, takı, gözlük ve şapka bana göre çok önemli tamamlayıcılar.

Okuyucularımıza tamamen kendilerine ait bir stil yaratmak ve geliştirmek konusunda verebileceğiniz tüyolar olur mu?
Öncelikle kendilerine yakışanı bulmalarını tavsiye ederim. Bunu tespit ettikten sonra da bu kombinler doğrultusunda, kendilerini en rahat, en özgüvenli nasıl hissediyorlarsa, o şekilde giyinmelerini önerebilirim. Bununla beraber daha birçok şey tavsiye edebilirim ve bu çok uzun bir yazı olur. Ancak kısaca özetlersem birden fazla çarpıcı detay, aksesuar kullanmamak, dozunda bir hareket yaratmak çok önemli... Renk uyumu da oldukça önemli ama ayakkabı ve çanta aynı renk olmamalı bana göre. Bazen uyumsuzlukların uyumunu yaratmak bile çarpıcıdır ve bu bence adeta bir sanattır...

Dünyada işlerini en çok beğendiğiniz tasarımcılar kimler? Ve son beğeniyle takip ettiğiniz iş birliği hangisi?
Ünlü Fransız moda tasarımcısı ve aynı zamanda fotoğrafçı Hedi Slimane, YSL'nin şimdiye kadarki en beğendiğim çizgisini yarattı. Kendisi ayakta alkışlıyorum. Geçtiğimiz aylarda şok edici şekilde moda dünyasında ölümüyle deprem yaratan Virgil Abloh'u çok beğeniyordum. Ayrıca uzun yıllar Celine'in kreatif direktörlüğünü üstlenen, şimdilerde kendi markasını yaratmak üzere çalışan, başarıları ile ödüller alan, ünlü İngiliz moda tasarımcısı Phobe Philo'nun işlerini çok beğeniyorum. Son zamanlarda da Prada'yı çok beğeniyorum; Miuccia Prada... Son beğendiğim iş birliği ise Reebok X Victoria Beckham; gerçekten de çok iyi!

Sezon trendleri arasında favorileriniz?
En beğendiğim trendlerden biri yırtmaçlı pantolonlar galiba; bir de çok bol pantolon ve erkek ceketleri... Yüksek bel pantolonlar ve crop top'lar, cutout tulum ve elbiseler de favorilerimden... Kuş tüyü detaylı top'lar da gerçekten çok güzel. Parıltılı ve ışıltılı her şey (Gatsby) trendi diyebiliriz. Kayak stilinin de gümbür gümbür yer aldığı, yorgan efektli puffer montlar ve kabanlar da bu sezon en beğendiğim trendler arasında yer alıyor. Pandemide, sıcacık evlerimizden sokaklara çıkışımıza bir gönderme yapan, rengarenk, dinamik trendleri beğeniyorum.

Sezonda gardırobunuzun demirbaşı nedir?
Tabii ki, Rivus derilerim ve trikolarım... Bunların dışında Prada ve Miu Miu'nun ışıl ışıl etekleri, birkaç top'u; bir de çantam... Balenciaga over size erkek ceketim de bu sezon gardırobumun demirbaşlarından biri oldu. Rivus vegan deri gene size free uzun ceketimi her şeyin üzerine giyiyor, her şeyle kolaylıkla kombinliyorum. Sezon gardırobumun olmazsa olmazları arasında Celine Jean pantolonum, Versace cutout klasik desen bluzlerim ve YSL tüylü kazağım var.

Sezon trendleri arasında 'Asla giymem' dediğiniz bir parça var mı?
Sadece bu sezona has değil; hiçbir zaman sevmediğim bir trend olarak dantel diyebilirim. Ne pantolon, ne elbise; hiçbir şeyini maalesef sevemiyorum. Her sezon da mutlaka bir yerden trend olarak önümüze çıkar. Bir de aşırı volanlar ve egzajere, fazla abartılı fırfırlar...

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.