!['İnsanlara yardım edebiliyorsam doğru yoldayım demektir'](https://ismd.tmgrup.com.tr/gallery/2015/12/17/FUFwIDGtkIGCBKNEHTe7WbrPYKVwbpvod78Fu05H.jpg)
'İnsanlara yardım edebiliyorsam doğru yoldayım demektir'
!['İnsanlara yardım edebiliyorsam doğru yoldayım demektir'](https://ismd.tmgrup.com.tr/gallery/2015/12/17/FUFwIDGtkIGCBKNEHTe7WbrPYKVwbpvod78Fu05H.jpg)
'İnsanlara yardım edebiliyorsam doğru yoldayım demektir'
!['İnsanlara yardım edebiliyorsam doğru yoldayım demektir'](https://ismd.tmgrup.com.tr/gallery/2015/12/17/FUFwIDGtkIGCBKNEHTe7WbrPYKVwbpvod78Fu05H.jpg)
Röportaj: Bade ÇAKAR
Fotoğraflar: Koray IŞIK
Doğanın iyileştirici gücüne inanan ve bunu insanlara yardım etmek için kullanan Margo Marrone, Homeopati ile tanıştıktan sonra eczacılık sektöründen ayrılıp kendi organik tedavi ve bakım markasını yarattı. Dünyaca ünlü isimlerin tercihi olan The Organic Pharmacy'nin sahibi Margo Marrone, 'Türkiye'nin En İyi Lüks Spa Oteli' seçilen Raffles İstanbul Spa'da 'Anti-Aging ve Detox - Yüz Aydınlatma ve Temizleme Ritüelleri' başlıklı konuşmasını yapmak için İstanbul'a geldi. Biz de Margo Marrone ile bir araya gelerek markasının bitkisel tedavi yöntemlerini ve organik kozmetiği konuştuk.
Uzun yıllar eczacılık sektöründe yer almışsınız, bitkisel tedaviye ve kozmetiğe geçiş nasıl oldu?
Margo Marrone: Kendi markamı yaratma fikri aslında çok uzun bir yolculuk oldu ve ilk başta aklımda yoktu. Üniversite zamanı Londra'da Eczacılık okudum ve uzun yıllar eczacılık sektöründe çalıştım. Bir süre sonra yediğimiz bütün ürünlerin içinde zararlı maddelerin olduğunu ve bunun farkında bile olmadığımı gördüm. Bu beni çok etkiledi. Aynı zararlı maddelerin kozmetik ürünlerinde de olduğunu gördüm. Hem yediklerimizle hem de cildimize sürdüğümüz ürünlerle kendimizi zehir liyorduk yani... Bu dönemde organik kavramı, bitkisel tedavi yöntemleri dikkatimi çekmeye başladı. Homeopati ile tanıştım ve bu konuda uzmanlaşmaya karar verdim. Bundan bir sene sonra kızıma hamile kaldım ve yediğim yiyecekte de kullandığım üründe de organik içerikli formüller hazırlamaya başladım.
The Organic Pharmacy markasını yaratma fikri nasıl ortaya çıktı?
Marrone: Eczacı geçmişimden dolayı kendim ve kızım için organik ve bitkisel içerikli basit formüller hazırlamaya başladım. Sonuçları görmeye başladıkça bunu insanlarla paylaşmak ve onların dertlerine yardımcı olmak istediğime karar verdim. Kocamla her şeyin benim kontrol edeceğim bir yer açmaya karar verdik. Bir kısmında bakım, bitkisel tedavilerin yapıldığı, kişinin sorununa göre özel formüller üretilerek tedaviler hazırlanacağı ve ürünlerimiz yer aldığı ilk mağazamızı Londra Kings Road'da 2002'de açtık. Mağazanın içinde Heopatik Dispanser bölümü de bulunuyordu. Bütün bunları insanlara sunarken modern ve daha gösterişli bir şekilde sunmak istedim, böylelikle kadınların daha kolay dikkatini çekecekti. Kocam markanın görsel tarafını tasarladı, formülleri de ben yarattım.
İlk başta tepkiler nasıl oldu, insanlar hemen organik kavramını kabullenebildi mi?
Marrone: İlk altı ay zorlu bir süreçti. 'Organik' o dönem bilinen veya kabul edilen bir kavram değildi. Benim her zaman isteğim insanlara yardımcı olmak, sorunlarına çözüm bulmaktı ve bunu zararsız, doğal yöntemlerle yapmak istiyordum. Ancak günün sonunda içeriğinden çok ürünün sonucu insanları etkiliyor eğer hiçbir şeye yaramazsa kimse o ürünü bir daha almaz. İnsanlar, sonuçları görmeye başladıkça bize güvenmeye ve markayı benimsemeye başladılar. Ürünlerimi formüle ederken 20 yıllık eczacı geçmişimde öğrendiğim her bilgiyi kullandım. Bu bilgileri doğru içeriklerle de birleştirince etkili sonuçlar ortaya çıkıyor. Aslında oldukça kolay; doğru içerik, doğru miktar bir araya gelince sonuç güzel oluyor. Sektördeki sorun aslında bu; asıl iyileştirici maddeyi, pazarlama mantığı yüzünden o kadar küçük kullanıyorlar ki etki etmiyor veya çok uzun sürüyor. Sonuca önem vermiyorlar. Benim için önemli olan şey ise sonuçtur. Müşterilerime yardım edebiliyorsam, doğru yoldayım demektir.
Homeopati'den biraz bahsedebilir misiniz? Tam olarak nasıl bir tedavi yöntemi?
Marrone: Her zaman bitkilerin iyileştirici gücü ilgimi çekmiştir. Türkiye'de de bu konuda çok şanslısınız çünkü bitki olarak çok geniş yelpazeniz var. Mısır Çarşı'sındaki bitki çeşitliliği mükemmel. Homeopati, doğal tıbbi bir yöntem ve yaklaşık 200 yıldır var. Homeopati'ye göre hastalık beyinde başlıyor ve sonra vücudumuzu etkiliyor. Hastalık, duygusal ve fiziksel alanlarda denge sağlayarak ve bağışıklık sistemini güçlendirerek çözülebileceğine inanan bir alternatif tıp. Homeopati'yle tanışmam benim için hayat değiştirici bir andı. Organik lafını da ilk bu dönemlerde duydum ve gözlerim açıldı.
'İnsanlara yardım edebiliyorsam doğru yoldayım demektir'
!['İnsanlara yardım edebiliyorsam doğru yoldayım demektir'](https://ismd.tmgrup.com.tr/gallery/2015/12/17/zDDOyqUiiq6qcZYdaLdarfG3DeQ4MWHOzfxUtKfn.jpg)
Yeni bir ürün yaratacağınız zaman nasıl araştırmalar yapıyorsunuz?
Marrone: Birçok farklı ürünümüz var. Kokularımda aromaterapi yağlarının esanslarını kullanırım. Her şeyin en son teknoloji, sağlıklı ve organik olmasına dikkat ederim. Ürünlerimin içeriğindeki her şey doğadan geliyor ama aynı zamanda oldukça bilimsel. Hangi bitkilerin beraber kullanılabileceğine, beraber kullanıldığında nasıl etkiler yaratacağına, hangi yağlar formül için daha etkili olacağına bakarak, yeni ürünleri ortaya çıkartıyorum. Formüle ekleyebileceğim yeni bitkisel malzemeler ararım. Yapılan araştırma makalelerini yakından takip ederim, onları nasıl kullanabileceğimi düşünürüm.
Türk kadınları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Marrone: Türk kadınları oldukça dikkat çekiciler. Çok güzeller ama aynı zamanda güzelliklerini koruyabilmek için çok çalışıyorlar. Sizin artınız bakımlı olmanız, kendiniz için mesai harcıyorsunuz, bu çok güzel. Tercih ettikleri ürünlerde içeriğe de önem verdiklerini umuyorum.
Raffles Spa'ya 'Yaşlanmanın sebepleri ve yaşlanmayı geciktirici etkileri' hakkında bir konuşma yapmaya geldiniz. Konuşmanızdan biraz bahsedebilir misiniz?
Marrone: Yaşam tarzlarının cildi ve yaşlanma süresini nasıl etkilediğini anlatacağım. Yaşlanırken kendimize nasıl daha iyi bakabiliriz, biraz bunlardan bahsettik. Eskiden 50 yaş denince akla yaşlılık gelirdi ama şuan orta yaş demek. 50 yaşında olduğunda da hala enerjik ve genç görünebilirsiniz. Bu tamamen sizin alışkanlıklarınız, yedikleriniz ve kullandıklarınızla alakalı.
Birçok ünlü isim sizin markanızı tercih ediyor, bu nasıl bir his?
Marrone: Çok güzel bir his. Bence ünlü isimler istedikleri her şeyi seçebilme lüksüne sahipler ve biz onlara yeni ve değişik bir konsept olarak geldik. Ben, onların özel bir şey gördüklerine inanmak istiyorum (gülüyor). Kullandıkça da sonuçları gördüler. The Organik Pharmachy'de zarar vermeden nasıl insanların problemlerini doğal yöntemlerle çözebileceğimize önem veriyoruz.
Güzellik ritüeliniz var mı?
Marrone: Genetik olarak şanslı olanlardan değilim. Sabah kalktığında doğal haliyle mükemmel görünen kadınlar var, ben onlardan biri kesinlikle değilim. Bana göre cildini sağlıklı tutabilmek için yapılması gereken dört şey var; temizleme, tonik, tedavi ve nemlendirme. Ben ilk olarak Carrot Butter temizleyiciyle yüzümü makyajdan ve kirden arındırıyorum sonrasında tonik kullanmalısınız, bazen göz ardı edilebiliyor ama cildi bakıma hazırlamak için çok önemli. Daha sonra da onarım ve nemlendirici kremleri sürüyorum. Böylelikle sabah kalktığınızda cildiniz daha sağlıklı olduğunu göreceksiniz.
Markanın en çok hangi ürünü tercih ediliyor?
Marrone: Antioxidant Yüz Serumu ve Antioxidant Jel, benim ilk formüle ettiğim ürünler ve şu an hala en çok satan ürünlerimin başında geliyorlar. Serum yağ bazlıdır, jel de subazlıdır ve ikisini beraber kullanırsınız. Dozunu kendiniz ayarlayabilirsiniz, herkesin cildine bağlı. Anti oksidan etkisi var, cildin renk tonu düzeltiyor, toparlama ve yenilenme sağlıyor. Gerçekten çok güzel bir ürün.