Yüzyıllardır bereketin sembolü meme

Yüzyıllardır bereket ve doğurganlığın sembolü sayılan meme, ne yazık ki en çabuk deforme olan uzuvlardan. Plastik Cerrah Op. Dr. Hüseyin Güner, en sık yapılan meme ameliyatlarını anlattı.

Yüzyıllardır bereketin sembolü meme

Kadının yüzyıllardan bu yana değişmeyen tek özelliği doğurganlığı ve emzirmesidir. Ancak zamanla memenin formu ve görünümü, bu özelliğinin önüne geçerek estetik açıdan önemli hale geldi. Tabii ki meme bu derece önemli olunca, onu güzelleştirmek için geliştirilen teknolojilerin de dikkat çekici boyutta olması şaşırtıcı değil. Teknolojinin tüm yeniliklerinden faydalanan meme büyütme-küçültme veya dikleştirme operasyonları, bugün geldiğimiz noktada estetik cerrahinin en başarılı ameliyatlarından biridir. Meme büyütme ameliyatı, FDA (Amerikan Kalite Standartları Merkezi) onaylı silikon protezlerden estetikte şahane trendler kişinin beklentileri ve bedeniyle uyum açısından uygun görülen ölçüye sahip olan modelin yerleştirilmesi yoluyla gerçekleştirilir. Ameliyatsız meme büyütmeyse kişinin kendisinden alınan yağ dokusu enjeksiyonuyla meme büyütme operasyonunun gerçekleştirilmesidir.

Yepyeni teknolojiler sayesinde hastanın birebir kendi vücut şekli ve ölçülerini algılayıp, iki dakikada üç boyutlu olarak ekrana taşıyan bir cihaz kullanıyoruz. Bu cihazın içinde önceden kaydedilmiş protez tipleri, ölçüleri ve katalog numaraları bulunuyor; biz de hasta görüntüsünü yükledikten sonra programın içinden hastaya uygun gördüğümüz implantları seçip yerleştiriyoruz. Ve hastaya ameliyat sonrası birebir nasıl görüneceğini 3 boyutlu olarak gösteriyoruz. Ameliyat için net bir yaş grubu yoktur; psikososyal ve anatomik gelişimini tamamlamış herkes yaptırabilir. Reşit olmayan hastalar başvurduğunda psikolojik uzman desteği alıyoruz. Çok nadiren de olsa yerleştirilmiş implantla ilgili sıkıntılar doğabilmektedir. Bunlardan biri milyonda bir görülen doku uyumsuzluğu durumudur. Bu durumda yapılacak şey implantı çıkarmaktır. İkincisiyse hastanın operasyon sonrasında sağlığına özen göstermediği durumlarda ortaya çıkabilen bir risktir. Örneğin bir diş kökü apsesi, ağır bir gribal enfeksiyon gibi vücuda bir mikrobun bulaşması ve bağışıklığın zayıflaması durumlarında hastaların geniş spektrumlu antibiyotik kullanması gerekiyor. Eğer hasta bu gibi kritik zamanlarda ihmal edip doktora gitmezse implant zarar görebilir.

Ameliyat izi, dört santimetrelik bir izdir ve uygulama yerleri nedeniyle fark edilmesi oldukça zordur. Ameliyat sonrası hastalar aynı gün ya da ertesi gün evlerine dönerler. Yaklaşık iki ila dört gün sonrasında bandaj açılır. Bu süre sonrasında aktif olarak işinize dönebilirsiniz. Literatürde 3-4 hafta boyunca kan basıncını artıran (tenis oynamak, ağır kaldırmak gibi) faaliyetlerin yapılmaması önerilir. Ancak genelde hastalar ameliyattan iki hafta sonra orta seviye kardiyo egzersizleri yapabilecek duruma gelmekteler.

Şah YAYCI

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.