Yardım için yarışa var mısınız?

Ardan Özmenoğlu

"Yaşadığımız acının yardımlaşarak hafifleyeceğini düşünüyorum"

Aslında deprem bölgesine yaptığım ilk eser bağışı bu değil ve bu son da olmayacaktır. Bu projede yardımlaşmanın sokak hayvanlarını da kapsaması adına, bir sokak kedisi resmi seçtim ve projeye onunla katılıyorum. Eğer küçük bir yardım eli bile uzatabiliyorsam bu bana umut veriyor. Yaşadığımız bu derin acının paylaşarak ve yardımlaşarak bir nebze daha hafifleyeceğini düşünüyorum. Ben bugüne kadar dört ayrı projeye dahil oldum ve yine dahil olup yardım etmeye devam edeceğim.

"Maddi yardımlar kadar manevi destek de önemli"

Daha büyük organizasyonların, vakıfların, derneklerin, müzelerin bölgeyi destekleyerek, devamlılıkla yardım uygulaması gerekiyor. Diğer yandan maddi yardımdan öte manevi destek de çok önemli. Daha fazla sanatçı, galerici ve müze iş birlikleri gerekiyor. Eğer ihtiyacı olan bir kişiye bile ulaşabilirseniz kalbiniz başka türlü atmaya başlıyor; yardım etme şansı bulduğum her projede bulunmak ve elimden geleni yapmak istiyorum.

Ekrem Yalçındağ

“Kapsamlı yardım projelerinin sürekliliği çok önemli”

Bu projeye katıldığım eser benim klasik olan ‘Sokaklardan İzlenimler’ ismini verdiğim resimlerimden. Günlük hayatta karşılaştığım renk kombinasyonlarını resimlerime yansıtıyorum. Gözlemlediğim renkleri tuvalle birleştirerek bir bütün oluşturuyorum. Rengin anlamı eserlerimin temel noktası. Yaşadığımız deprem felaketi birçok insana hem psikolojik hem de maddi olarak çok büyük zarar verdi. Doğal afet nedeniyle birçok evsiz kalmış insanımız zor şartlar altında yaşamaya devam ediyor. İçinden geçtiğimiz bu süreçte deprem bölgesindeki yaşam şartlarını iyileştirebilmek ve oradaki depremzedelerin ihtiyaçlarını bir nebze dahi olsa karşılayabilmek çok iyi hissettiriyor. Depremden sonra birçok sanat galerisi müzayedeler düzenleyerek depremzedelere yardım ediyorlar. Ben bu süreçte eserlerimle yardım müzayedelerine destek oldum ve olmaya devam ediyorum. Ben de hazırladığım eserleri bu yardım projelerine gönderip dayanışma göstermek istiyorum. Bundan sonraki süreçte de yine kapsamlı projelerle yardımın kesilmemesi gerekiyor. Çünkü bu deprem uzun vadede etkileri devam edebilecek bir travma yaşattı. Bunu en hafife indirgemek için yardımlarımızın devam etmesi gerekiyor. Özellikle bu aşamadan sonra öğrencilere dönük desteklerin artması gerekiyor.

"Dayanışmanın gücünü göz ardı etmeyin"

Halihazırda birçok projenin bir parçası olmaktan dolayı çok mutluyum. Önümüzdeki süreçte de tekrardan yapılacak olan sosyal yardımlar ve resim müzayedelerinin içinde olacağım. Böylelikle deprem bölgesindeki insanlarla bağ kurmaya devam edeceğim. Yapılan birçok yardım proje[1]sinin temel amacı, deprem nedeniyle yaşam koşulları yok olmuş insanlara yardımcı olabilmektir. Birey olarak elimizden gelen bütün imkanları sunmaya çalışıyoruz. Ancak bunu tıpkı parçalar sonucunda oluşan bir bütün gibi birlikte yaptığımızda yardım daha da büyüyor. Bu nedenle dayanışma çok önemli bir etkendir. Birlikte yaptığımız projelerle daha da büyük yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaşacaktır.

Arzu Kaprol

"Birbirimize görülmez bağlarla bağlıyız"

Mercan Dede ile birlikte tasarladığımız özel, sertifikalı seriden bir parça bağışladım. Bunu Mercan Dede’nin de duyarlılığını bildiğim ve onun da bu projede olmaktan gurur duyacağını düşündüğüm için özellikle seçmek istedim. Bu kaftan, her biri elde tek tek üretilen ve her ikimizin imzasını taşıyan özel orijinallik sertifikasıyla teslim ediliyor. Hepimizin, birbirimize görünmez bağlarla bağlı olduğumuzu bildiğim bir yerde, insanlığa faydalı olabileceğimi düşündüğüm her noktada olmayı çok değerli buluyorum.

"Bu dayanışmada yapabildiğimiz kadar var olmalıyız"

Depremden sonra ilk amacımız, acil ihtiyaçlara cevap vermek adına birleşmek oldu. Rayon Tekstil, Özlem Kumaş, Valens Tekstil, YKK ve Koleksiyon Mobilya iş birliğinde, önce battaniye, minder ve uyku tulumu üretimi yapıldı ve bizzat ekiplerimiz tarafından dağıtıldı. Bu üretimler hala devam ediyor. Moda Tasarımcıları Derneği’nin önderliğinde atölyesi uygun olan üyeler tarafından, bağış yapılan kumaşlarla, koruma ve ısıtma sağlayacak, yüzlerce ısıtıcı polar ve panço dikildi. Biz de BYB tekstil atölyesinde bunların dikimini üstlendik. Bursa Olgunlaşma Enstitüsü, uyku tulumu organizasyonumuzu gördüğünde, onlara da ulaşan çağrıyı gerçekleştirebilmek için destek istedi, Bursa bölgesinden Ete Kumaş ve Mehtap Elaidi koordinasyonuyla, Bursa Olgunlaşma’ya binlerce metre kumaş ulaştırıldı, şu anda atölyelerinde uyku tulumu dikiyorlar. Her birimiz, birbirimizden sorumluyuz. İnsan olma, yaşamda var olma sorumluluğu ile birlikte yürüyoruz. Bu sebeple, insanlığı hakkıyla yaşatmak adına, bu dayanışmada hepimizin yapabildiği kadar var olmasının gerekliliğine inanıyorum.

Ece Şirin

"Arılar, birlik ve bütünlük içinde yaşama felsefesini temsil eder"

Mucizelerin habercisi arı tılsımı, her şeyin özündeki ışığı görmeyi, çalışkanlığımızla, üretkenliğimizle hayata tat katmayı sembolize eder. Kendi ağırlığının 30 kat fazlasını taşıyabilen arı, hayata gelme amacımızın birbirimiz, yuvamız, ailemiz, toplumumuz için yaptığımız çalışmalar için olduğunu vurgular. Arılar, çalışkanlıkları, düzenleri ve uyumla, sevgiyle, birlikte çalışmalarıyla, yardımlaşma, birlik ve bütünlük içinde yaşama felsefesini temsil ederler. Herkesin birbirine destek olduğu, birlikte hareket ettiği ve herkesin sorumluluklarını yerine getirdiği bir ortam, sağlıklı bir toplum için son derece önemli. Arı sembolizmi birlikte çalışmanın önemini ve güzelliğini hatırlatır ve yardımlaşma ile birlikte hareket etmenin, hem kişisel hem de toplumsal başarı için ne kadar değerli olduğunu vurgular. Herkesin elinden geleni yaptığı bu dönemde, birlik ve bütünlük içinde birbirimize destek olmak çok değerli. Zorlayıcı zamanların üstesinden gelmek için daha fazla birlik ve beraberliğe, sosyal dayanışmaya ihtiyacımız var. Çok daha fazla aileye dokunacağımız, amaçlarımızın aynı olduğunu düşündüğümüz iki farklı vakıf ile farklı projeler geliştirdik. Bunu kısa dönemde yapılan bir yardım olarak değil, uzun vadede neleri yapabileceğimizi konuştuğumuz bir akışta desteklerimize devam etmeyi planlıyoruz.

"Dayanışma her zaman önemlidir"

Dayanışma, insanların birbirlerine destek vererek birlikte hareket ettiği güçlü bir kavramdır. Bir toplumda dayanışma olduğunda, insanlar birbirlerine yardım ederek zorlukları birlikte aşarlar ve daha güçlü bir toplum oluştururlar. Dayanışma, insanların bir araya gelerek ortak amaçlar doğrultusunda çalışmasıyla ortaya çıkar ve bu sayede güçlü bir sinerji yaratılır. Dayanışma, sadece zor zamanlarda değil, her zaman önemlidir. İnsanlar birbirlerine destek olduğunda, daha mutlu, daha sağlıklı ve daha başarılı bir hayat yaşarlar. Dayanışmanın gücü, insanların birbirlerine duydukları sevgi, saygı ve güven ile doğrudan ilişkilidir. Dayanışma, insanları birbirlerine bağlar ve birlikte hareket ederek daha büyük hedeflere ulaşmalarını sağlar.

Eda Zamanpur

"Dayanışma ile umutsuz durumların üstesinden geleceğiz"

Bu projeye seyahat temalı bir seri için hazırlamış olduğum özel bir suluboya çalışmamı bağışlıyorum. Aydınlık, sıcak ve umut verici bir kompozisyon olduğunu düşündüğüm için bu çalışmayı seçtim. Ben de 1999 yılında depremi yaşamış afedzedelerdenim. Bu yaşadığımız büyük felaket sonrası ailemle beraber şehir değiştirip yaralarımızı seneler içinde sarmıştık. Ama yardımlaşma ve destek süreci devamlılık gerektiriyor. En başından beri hepimiz elimizden geleni yaptık. Sanat ile insanların yaşamları üzerinde olumlu bir etki yaratmak ve anlamlı amaçlara katkıda bulunmanın çok değerli olduğunu düşünüyorum. Toplanan fonların etkilenenlere ihtiyaç duyulan yardımı sağlayacağını bilmek, bana empati ve az da olsa iç huzur hissettiriyor. Eşimle beraber ilk günden beri biz de elimizden gelenin en fazlasını yapmaya özen gösterdik. Tabii burada madde madde her şey söylenmez ve ne yapsak eksik kalıyor fakat ilk olarak temel ihtiyaçların etkilenen bölgelere ulaşabilmesi için destek olduk. Ardından yurt dışından bağlantılarımızla organize olduk. Biz paylaşımlarımızla, iletişim ile 3.5 milyon TL bağışı bir araya getirdik ve güvendiğimiz kuruluşlara aktarılmasına yardımcı olduk. Beraber ve kurumsal olarak yaptığımız destek dışında ben de bizzat afetzede çocuklarla workshop ve aktiviteler yaptım, yapmaya devam edeceğim.

"Birlikte daha güçlüyüz"

Diğer yandan farklı yardım kuruluşları ile iletişim halindeyim. Maddi yardım ve malzeme yardımının yanı sıra, benim elimden gelen çocuklara, gençlere resim atölyeleri yaptırmaktı. Birçok atölye yaptık, her çağırıldığım yere malzemelerimle birlikte koşarak gittim, gitmeye de devam edeceğim. Ayrıca İTÜ peyzaj mimarlığı öğrencilerinin deprem bölgesi için hazırladığı konteyner projesi için öğrencilerle beraber mural çalışması yaptık. Katkıda bulunabileceğim her projede yer almaya çalışıyorum. Eşimin de kurumsal tarafta devam ettirdiği ‘Sürdürülebilirlik Destek Projesi’ benim için çok değerli. Beş koldan oluşan bu uzun vadeli projenin kapsamı silkandcashmere.com’da detaylandırılmakta. Zor zamanlarda dayanışma göstermenin toplumun direncini artıran ve herkesin üzerinde olumlu bir etki yaratan önemli bir değer olduğunu biliyorum, bir araya geldiğimizde, sorunlara karşı daha güçlü bir cephe oluşturur ve birbirimize yardım etme gücümüzü en üst düzeye çıkarırız. Dayanışma sayesinde, umutsuz gibi görünen durumların üstesinden gelir ve toplum olarak daha sağlam ve huzurlu bir geleceğe doğru ilerleriz. Dayanışmanın, birlik olmanın umut veren, iç ısıtan etkisini hepimize yaşattığınız, bizi bir araya getirdiğiniz için teşekkür ederim.

Dilek Hanif

"Elimizden ne geliyorsa yapmalıyız"

Son koleksiyondan ve gerçekten çok sevilen, çok satan bir kıyafeti seçtim. Bu tasarımı seçerken çok ilgi gören bir parça olsun ki, ne kadar iyi fiyata satılırsa o kadar fazla faydası olur diye düşündüm. Bu projede yer almak, deprem bölgesine fayda sağlamak beni çok mutlu ediyor. Elimizden ne geliyorsa sonuna kadar yapmamız gerektiğini düşünüyorum. İlk günden itibaren de elimden geldiğince kendi adıma yapmaya çalıştım.

"Türk olmaktan dolayı gurur duydum"

Ben Türk olmaktan, Türk vatandaşı olmaktan, ülkemden, ülkemin insanından bu vesileyle bir kere daha gurur duydum. Çünkü hepimizin içten gelen çalışmalarını ve olanlara seyirci kalmayıp sanki kendimiz yaşamışız gibi etkilenmemizin büyük bir beraberlik duygusu olduğunu düşünüyorum. Onun dışında ben de elimden geldiğince ilk gün itibariyle hem maddi hem manevi desteklerde bulundum. Antakya’dan burslu öğrenciler aldım, ayrıca onlara destek oluyorum.

Zeynep Erol

"Ümit bu takıyı seçmemdeki en büyük etken"

Bu proje için seçtiğim takının bir anlamı var. Geçen yıl Antakya’yı ziyaret etmiştim ve Roma dönemi yer mozaiklerinden esinlenilerek yapılan bu çiçek mozaik taşı da oradan almıştım. ‘Neverland’ adlı son sergimde de yeniden baharın gelişini simgeleyen bu takıyı tasarlamıştım. Orijinal Antakya mozaiği oluşu ve baharın illa ki yeniden geleceği ümidim, bu takıyı seçmemdeki en büyük etken. Bu projede yer almak çok güzel ve özel bir duygu tabii ki ve yardımlaşma, paylaşma sadece ihtiyaç sahibini değil yardımı yapana da iyi geldiğinde beni özellikle daha da iyi hissettiriyor. Hayat benim için bütünlük ve birlik bilinci taşıyor ve bütüne ulaşmanın en doğal yolu hizmet, yardım ve paylaşım. Ben de kendime göre birtakım bağışlarda bulundum, bunlardan bahsetmeyi pek sevmiyorum zira kendi içimizde yaşamamız gereken bu duygunun kıymeti de kendimizde kalsın isterim.

"Birlik güç demektir"

Antakya mozaiklerinden ürettiğim bu kolyemi de bağış karşılığı verdim ve tüm Antakya mozaiklerinden üretmiş olduğum diğer takılarımın satışının da yüzde 10’unu yine istenilen derneğe bağış yapıyorum. Bu uzun vadeli bir süreç, ben de mücevher ve heykel sanatçısıyım; her türlü sergi desteğine, bu süreç içinde gelişebilecek her türlü sanatla şifa projelerine de açığım. Birlik güç demektir. El ele vererek kuvvetli bir enerji üretebildiğimize inanıyorum, insan olarak eksik tarafımız ise maalesef çabuk unutmak. Birbirimize bu doğal afeti ve sonuçlarını devamlı hatırlatmalıyız ve çalışmalarımıza devam etmeliyiz, derslerimizi alarak süreci olumluya çevirmeliyiz.

Kadriye İnal

“Ülke olarak şimdi birbirimizin ihtiyaçlarını giderme zamanı”

Bu eser genç nesillere atıfta bulunduğum işlerimden biri, o yüzden onu seçtim. Ülke olarak şimdi birbirimizin ihtiyaçlarını giderme zamanı diye düşünüyorum. Ben de elimden gelen ne olursa seve seve yapmaya hazırım, bunu bir borç olarak görüyorum. Depremzedeler için temel ihtiyaçlar karşılanmaya devam etmeli, pek tabii bunun için de mutlaka duygusal açlıkları gidermeye yönelik çözümler de olmalı. Çünkü biliyorsunuz; sanatın iyileştirici gücü yadsınamaz.

"Dayanışma bittiği yerde biz de yok olmaya mahkumuz"

Deprem bölgesine buradan gönderdiğimiz yardımlar dışında fiilen orada bulunmadım ama bir sanat projesi önerisi gelirse katılmayı çok isterim. Dayanışma bu dünyanın dönmesini sağlayan şey… Dayanışmanın bittiği yerde biz de yok olmaya mahkumuz.

Şansım Adalı

"Birlikte olmak, birlikte üretmek çok önemli"

Seçtiğimiz elbise markamızı iyi bir şekilde yansıtan tasarımlardan biri. Simli tül kumaş ile tamamen elde üretilen fırfırlar, grotesk kollar, uzun dökümlü eteği ile markamızın imzası olan bir gece elbisesi. Bu noktada ülkemizi ilgilendiren her konuda birlikte olmak, birlikte üretmek, bir amaca gelir sağlayıp destek olmak çok önemli. Eğer bir şekilde birbirimize katkıda bulunabiliyorsak bir nebze de olsa geleceğimize mutlu bir yatırım olarak görebiliriz. Kolektif bir bilinçle afet anında akut yaraları sarmaya çalıştık, özellikle Adana ve Hatay’daki yakınlarımızla koordineli bir şekilde teyitli ihtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz.

"Ülkenin her bir taşını korumak bir onur"

Türkiye’de özellikle afet anlarında ne yaptık, nasıl yaptık soruları bazı toplulukların söylem ve hareketlerinde katarsis yansıması olarak karşımıza çıkabiliyor. Bu tür tavırlara yakınlaşmadan soğukkanlı ve anlayışlı bir biçimde bir arada ülkemizin en değerli bölgelerini ve miraslarını korumaya, kalkındırmaya çalışıyoruz. Geleceğimizi birlik olarak, yalnızca bilim, sevgi ve saygı ışığında korumaya hem işletme hem de birey olarak özen gösteriyoruz. Türkiye önemli bir coğrafya ve her bir taşını korumak bizlere atanmış bir görevden ziyade bir onur. Bu da sadece birlik olarak, ilimle gerçekleşecek.

Evren Kayar

"Umut veren bir tasarım seçtim"

Bu destek projesine katılmak için ‘Celestial’ koleksiyonumdan Güneş kolyeyi tercih ettim. Güneş simgesel olarak, yaşam kaynağımız anlamına gelmektedir. Aynı zamanda umut verici buluyorum. Böyle bir projenin içinde olmak mutluluk verici. Bu ve bunun gibi projelerin içinde olmak yaratıcı olan ya da olmayan herkesin toplumsal sorumluluğudur, hepimizin görevi olarak görüyorum. İlk günden itibaren küçük ya da büyük ayırt etmeden elimden geleni yapmaya çalıştım.

"Uzun soluklu projelere ihtiyacımız var"

Bu depremi, ‘yüzyılın felaketi’ diye tanımlayabilecek bir boyutta olduğu düşünürsek bu yardımların kısa süreli olmaması gerektiği ve sürdürülebilir, uzun soluklu projelere ihtiyaç olduğu çok açık. Daha yolun başındayız. Deprem sonrası sivil toplum örgütlerinin projelerine bazen de bireysel olarak destek olduk. En zor zamanlarda bile birlikte olmak, destek olmak geleceğe yönelik umutlarımızı artırır. Dayanışma içerisinde olmak zorluklara karşı direncimizi artırır.

Nejat Satı

"Yardımlaşmak çok güzel"

Bu projeye katıldığım eser seçimim tamamen ruhsal bir tercih. 2013 yılında ‘Nefs Serisi’ ile başladığım bu çalışmalar şimdi ‘Faça Serisi’ olarak adlandırdığım bir seriye dönüştü. Sergiye koyduğum bu çalışma, önceleri bedensel morarmalar ve deformasyonla başlayan ‘yara’ ve ‘pain’ olarak isimlendirdiğim bir şekilde ilerliyordu. Tuvali kesip biçmek ne kadar nesnel olsa da altında ruhsal bir yara metaforu bulunuyor. Önceden üslubum gereği düşündüğüm yıllar olurdu, 50’lerde yaşasaydım bu ülkede farklı bir ruh halinde mi olurdum? Mesela 70ler, 80ler diye düşünürdüm. Oysa fark ettim ki hangi zamanda yaşasan da illa bir zorluğu var bu coğrafyanın. Yani zorluktan ya da sıkıntılardan kaçamıyorsun. Bu nedenle projeye bu çalışma ile katılmaya karar verdim. Sonuç olarak amaç yardımlaşmak… Benim bu depremden önce de topluma dair en büyük kaygım çocuklardı. Biz geçeceğiz onlar kalacak, onlar gidecek onların çocukları kalacak. Özellikle bu depremden sonra çocukların devlet güvenliğinde ve aydın eğitim kurumlarında hayatlarına devam edebilmesi benim için çok önemli.

"Desteklerimiz sistematik ve sürdürülebilir bir şekilde yürütmeliyiz"

Ben şimdi daha yeni yeni ne o bölge için ‘ne yapabilirim’ diye düşünüyorum. Desteklerimizi sürdürülebilir ve sistematik yürütmeliyiz. Ben bu yardım kampanyası dışında destek ve bağış gruplarıyla da iletişimimi sürdüreceğim. Yıkıcı gelebilir bu söylediğim ama ülkemizi dev gibi bir taziye evi gibi görüyorum bu günlerde. İlk zamanlar ev kalabalıklaşır, sonra yavaş yavaş o kalabalık azalır. İşte insan o zaman yalnızlığı hisseder. Bunu hissettirmemek lazım birbirimize… 40 yaşındayım. 20’li yaşlarda, büyüklerim söylediğinde, bunun insanın yaşamında nasıl bir dönüm noktası olduğunu anlamazdım. Bu acı olay gerçekleşmeseydi aklımda çevremden, benim gibi düşünen bir arkadaş topluluğu ile bir dernek kurmak vardı. En büyük amacım doğru koşullarda herkese açık bir dernek kurmak. Zaman alacak biliyorum. Şimdilik ufak tefek dostlarımla iletişim halindeyim ve kendimi de adapte etmeye çalışıyorum. Zamanla biçimlenecektir. Dayanışma, antropolojik olarak insanlık tarihinin temelini oluşturuyor. Koloniler kurdu insan. Ancak son 100 yılda öyle çok değişti ki insanlık tarihi, geri kalan 15 bin yıllık süreci neredeyse çöpe attı. Nasıl yaşamak istediğimizi biz seçeceğiz.

Tuba Ergin

"Bu projenin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum"

Bağışlamış olduğum tasarım, ilk gelinlik koleksiyonumun en çok beğenilen ve yayınlanan parçası. Komple el işlemesi ve deri detayları ile gerek tasarımı, kalıbı gerekse işçiliği ile ön plana çıkan çok özel bir tasarım. Benim için de anlamı büyük olan bu ürünü bu kadar kutsal bir amaç için bağışlamaktan büyük mutluluk duyuyorum. Öncelikle Şamdan Plus’ı bu anlamlı projeden ötürü tebrik ediyor ve bunun bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Yaşadığımız bu korkunç felaketin yaralarını sarmaya yönelik atılan her adım, gösterilen her türlü çabayı destekliyor ve takdir ediyorum. Depremin ilk haftası itibariyle bende herkes gibi bölgeye nasıl destek olabileceğim ile ilgili farklı çalışmalar içine girdim. Bir süredir Hatay’a çıkarttığımız yardım tırları ile beraber ben de rutin olarak bölgeye gidiyorum. 

"Farklılıkları bir kenara koyup tek yürek olduk"

İki aydır yaşamakta olduğumuz felaketin kayıpları ve acısı içinde bir pozitif çıkarımım oldu. O da, deprem anından beri inanç, ideoloji, etnik, kültürel farklılıklarımızı bir kenara koyup, tüm Türkiye olarak tek yürek olduk. Müthiş bir dayanışma ve birlik oluşturup tüm kalbimizle deprem bölgesine yardıma koştuk ve koşmaya devam ediyoruz. Hiç tanımadığımız insanlarla beraber çalışıp, işlerimizi, ailelerimizi, hayatlarımızı bir kenara koyup beraberce tek hedef uğruna çalıştık. Millet olarak bu dayanışmayı görmek ve parçası olmak beni derinden etkiledi. Emeği geçen herkese minnettarım.

Milka Karaağaçlı İnce

"Yaraları sarmak için hep birlikte çalışmalı"

Kısmet by Milka olarak ilk çıkış yaptığımız koleksiyon olan ‘Protect Me’den kirpikli nazar boncuğunu tercih ettik. Bu tasarımı tercih etmemde nazar boncuğunun spiritüel anlamının etkisi büyük. Kültürümüzün merkezinde olan nazar boncuğu/göz figürü kötülükleri savan güçlü bir tılsım olarak kabul ediliyor. Gözler ise dünyayı bize gösteren, hayatı deneyimleten, güzellikleri yansıtan en önemli parçamız. Yaşanan bu felaket yalnızca deprem bölgesini değil hepimizi derinden sarstı. Depremden doğrudan etkilenenlerin hissettiklerini tam anlamıyla anlamak mümkün olmayabilir ama depremin yaralarını sarmak için hep birlikte çalışmak mümkün... Tasarımımız ile depremden etkilenenlere ufak da olsa bir katkımız olduğunu bilmek çok sevindirici, bir nebze olsun umut verici. Tasarımın toplumsal gücüne inancım sonsuz. Kısmet by Milka ile her zaman dikkat çekmeye çalıştığım bir konu oldu bu.

"Bir olmanın verdiği güç motivasyon kaynağımız"

Böyle dönemlerde bir olmanın verdiği güç bizim motivasyon kaynağımız. Depremin meydana geldiği ilk günden itibaren bunu motivasyon odağımız haline getirdik ve depremden etkilenen bölgelere destek olmak için çalışmalar gerçekleştirdik. Onlara yönelik çalışmalarımıza Kısmet by Milka olarak devam edeceğiz. Deprem bölgeleri uzun bir süre yardımlarımıza ihtiyaç duyuyor olacak. Bu yüzden yapılan yardımlara tek seferlik bakmadan, düzenli olarak devam etmemiz gerektiğine inanıyorum. Böylesine bir felaketin bizi ülke olarak bir araya getirdiği şüphesiz. Dayanışmanın gücüne, ülkece kenetlenişimize tanık olduğumuz bu dönem umutlarımızı artırıyor. Deprem ülkemizin en önemli sorunlarından biri. Yıllardır göz ardı edilen bu doğa olayı ile ilgili toplumun bilinçlendirilmesi gerekiyor. Yoksa deprem gerçeği biz onu unuttukça bizlere acı bir şekilde varlığını hatırlatmaya devam ediyor olacak. Bu trajedi hafızalarımıza kazınsa da elbette yaralarımızı birlikte saracağız. Güzel günlerin bizi beklediğine inanıyorum...

Şeyda Cesur

"Bir kişinin acısını dindirebiliyorsak ne mutlu bize"

Yaptığım bu eser, şimdi benim için tam da istediğim yeri buldu… Manevi olarak tüm Türkiye’nin depremi hissettiği, empati yaptığı zamanda başladığım bir çalışmaydı. Her miliminde acıyı dönüştürme şeklim olan bu çalışmanın, yardım amaçlı yerini bulması için Şamdan Plus ekibinin projesine katılmak çok anlamlı. İnşallah gittiği, ulaştığı, dokunduğu kişilerin acısını dindirip yaralarına ilaç olur. Umarım bu eser, çaresizlik duygumu biraz olsun dindirmek için yardımcı olacak ve küçük de olsa bazı ihtiyaçları karşılayacak.

"Şu an elimizden gelen en önemli şey yaraları sarmak"

Diğer yandan sanatçıların çalıştığı bir destek ekibimiz var. Depremin ertesi günü beni aradılar; “Sanatçılardan yardım topluyoruz battaniye almak için” dediler ve hemen toplanan paralarla battaniyeler alındı, ilgili yerlere teslim edildi. Şu an için bizim tek yapmamız gereken yaraları sarmak. Ben de bununla ilgili yapılacak her projeye katılırım. Böyle bir çaresizlik ve acının cümlelere dökülen bir karşılığı yok. Tek yürek olmaya devam edelim ve depremzedelere elimizden gelen her türlü maddi ve manevi desteği verelim. Onların bize, bizim onlara ihtiyacımız var. Bir daha canlar yanmasın, bir daha ayrılıklar, acılar yaşanmasın inşallah.

Laura Margarita

"Bu projeler bize birbirimize karşı sorumluluklarımızı hatırlatıyor"

Gurur duyduğum bir parça olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak, bu projeye katılmak için bu eseri seçtim. Bu benim favori işlerimden biri. Benim için çok şey ifade eden bir parça seçtiğimden emin olmak istedim ve bu parça, teknikleri ve renkleri birleştirerek yaptığım için bence işin özünü temsil ediyor. Ben eserlerimi oluştururken çoğu zaman okyanuslardan ilham alırım; bu eserim yani kaplumbağa da umudu temsil ediyor. Bu yüzden bu işin depremzedeler için bir nebze de olsa umut olması en büyük arzum. Böylesine anlamlı bir projeye katılma fırsatı bulduğum için kendimi şanslı hissediyor, bundan onur duyuyorum. Bunun gibi dayanışma projelerinde yer almanın önemi konusunda farkındalık yaratmak bizim görevimiz. Bu proje bize insan olarak birbirimize karşı sorumluluklarımızı hatırlatıyor.

"Dayanışma içinde olursak hayal edilmeyeni dahi başarabiliriz"

Depremden hemen sonra bazı sanatçı arkadaşlarımı topladım ve ilk birkaç hafta içinde satılan bazı sanat eserlerinden elde edilen geliri farklı derneklere bağışladık. Ama tabii şimdi de her birey imkanları dahilinde mümkün olduğunca yardım etmeye devam etmeli. Bu davayı terk etmemeliyiz ve birbirimize yardım etmek konusunda farkındalık yaratmalıyız. Yeniden toparlanmak sandığımız kadar kolay olmasa da toplum olarak dayanışma içinde olursak süreci hızlandırabiliriz. Dayanışma içinde olursak, hayal edilemeyenleri bile başarabiliriz. Dayanışmanın muazzam bir etkisi ve gücü vardır. Sonuç olarak, bu milletin vatandaşları olarak bir arada durmak ve mağdurlara el uzatmak bizim görev ve sorumluluğumuzdur. ve bence dayanışma, vazgeçilmezdir.

Gamze Saraçoğlu

"Dayanışma ruhunu kaybetmeden desteğe devam etmeliyiz"

Bu proje, ilk duyduğum andan itibaren beni çok heyecanlandırdı. Benim için çok özel ve anlamlı bir tasarımla destek vermek istedim. Elbise benim 10. yıl defileme ait bir parça ve en ikonik tasarımlarımdan biri diyebilirim. 17 senelik kariyerimde en keyif aldığım ve beni duygusal anlamda en çok tatmin eden işler, çok fazla insanın hayatına dokunmayı başarmaya çalıştığım işler olmuştur. Bu projede de tasarımım vesilesiyle depremzedelerin ihtiyaçlarına katkıda bulunabilmek oldukça mutluluk verici. Meydana gelen deprem felaketi başta bölgedeki depremzedeler olmak üzere, hepimizde derin yaralar açmış olsa da içinde bulunduğumuz birlik ve beraberlik ruhu oldukça umut verici. Ülkece çok zorlu bir süreçten geçtik ve umuyorum ki çok şey öğrendik, dayanışma ruhunu kaybetmeden, yaralarımızı birlikte saracağız.

"Önümüzde uzun bir süreç var"

Böylesine büyük bir acı ve felaketin ardından elbette ki pek çok insan gibi benim de aklıma ilk gelen soru ‘Ben ne yapabilirim’ oldu. Vatandaş olarak yaptığımız bireysel yardımların yanı sıra depremin ilk gününden itibaren Moda Tasarımcıları Derneği ile koordineli bir şekilde hareket ederek bölgeye aktarılmak üzere kıyafet üretimi yaptık. Atölyemizdeki tüm üretim zincirini deprem bölgesindeki ihtiyaçlara yönelik organize ettik. Bölgedeki yerli girişimcilere elimizden geldiğince destek olmaya çalıştık. Önümüzde daha uzun bir süreç var, dayanışma duygusunun devam etmesi ve yapılan yardımların sürdürülebilirliği bizler için çok önemli.

Melis Göral

"Güç, birlik ve beraberlikten doğuyor"

Bu proje için ‘Focus’ koleksiyonumuzun içinde yer alan sınırlı sayıda ürettiğimiz ‘Chakra’ kapsül koleksiyonuna ait bir parçayı bağışladık. Geçen bu dönemden sonra kendi içimize dönüp, enerjimizi tekrardan hissedebilmek adına çakralarımızın ve taşların enerjisinden güç alabilmenin en güzel terapi olacağına inandım. Böyle bir desteğe vesile olduğunuz için Şamdan Plus ailesine çok teşekkür ediyorum. Orada birkaç kişiye de olsa yardım edip, umut olabilmek bizleri çok mutlu ediyor. Hep ‘Daha fazlasını yapabilseydim’ diyorsunuz. Tasarımlarımın iyi bir amaca hizmet ettiğini görmek beni daha da motive ediyor.

"Yolumuz uzun ve yapılacak çok şey var"

Bu deprem sadece bölgede yaşayanları değil, hepimizi çok derinden etkiledi. Yapılan dayanışma çağrılarına olabildiğince destek vermeye çalıştık ve Melis Goral markası olarak biz de müşterilerimizin de katkı sağlamasına olanak verdiğimiz bir sosyal sorumluluk projesi başlattık. Yolumuz uzun ve yapılacak çok şey var. Bundan sonra da bireysel desteklerin yanı sıra, kurumsal bağışların devamlılığı için sorumluluklarımızı yerine getirmeye devam edeceğiz. Güç birlik ve beraberlikten doğuyor. Başlayan ve devam eden tüm bu süreçte ülke olarak gösterdiğimiz çaba ve dayanışma ruhu ile birçok insanın hayatı kurtuldu. Bundan sonrasını da aynı duygu ve güçle devam ettireceğimize inanıyorum.

Şerife Bilgili Ercantürk

"Yaralar sarılana kadar desteğe devam"

Proje için bağış olarak yapıtlarımın arasından seçtiğim monokrom yapıtın bilhassa rengi yeşilin sembolik anlamlarıdır. Çoğu kez doğayla özdeşleştirilen yeşil rengi, eski Türkçedeki karşılığıyla, hem gözyaşı hem de de doğumdan beri geçen yıl anlamında kullanabiliriz. Seçtiğim bu yapıtı bugünü düşünerek üretmedim. Ama soyut resmin kurduğu ve kurguladığım her referans zamansız bir bahar, bereket ve refahla ilişkilidir. Günlerdir depremden etkilenen insanları, kültürü barındıran şehirleri nasıl iyileştiririz diye muazzam bir birliktelikle hareket eden Türk milleti, eminim ki her nefesinde aynı duyguları paylaşıyor. Her destek çok gönülden ve çok kıymetli. Bu desteği bir de her daim ‘destek olmak’ ve ‘iyileştirmek’ niyetiyle ürettiğim eserlerimden biriyle sağlayabilmek çok önemli. Deprem felaketinin henüz ilk günlerinde seferber olan görsel sanatlar alanında üretim yapan sanatçılar, diğer yaratıcı sektörlere de ilham oldu. Geri getirmekle sorumlu hissettiğimiz bu kültürel yıkım, yine kültürel birlikteliklerle kurtarılacaktır.

"Birlikte olmalıyız"

Ülkemizi derinden yaralayan bu felaket köklerimiz Kahramanmaraş’tan yükseldiği için bizi doğrudan etkiledi. Öncelikli olarak kendi çevremizden başlayarak yardım çemberi büyütülerek, planlı bir şekilde yayıldı. Deprem bölgesi ve yetkili kuruluşlarla yakın iletişim halinde ihtiyaçları doğru tespit ederek, gerekli tüm desteğin verilmesi için maddi manevi her türlü şeyi elimizden gelenin de fazlasıyla yönlendirdik. İstanbul’da bulunan uygun yaşam alanlarını da depremzedeler için açtık. En başından beri bunun uzun bir süreç olduğunun acı da olsa farkındaydık, enerjimizi ve kaynaklarımızı buna göre planladık. Tüm yaralar sarılana kadar elimizin bu konunun üzerinde olmasını düşünüyorum. Depremzedelerin yaşadıkları zor günleri en hızlı şekilde atlatmaları, yeniden güvenli ve sağlıklı bir hayat kurabilmeleri için desteklerimiz yetkili kuruluşlar ile yakın temas içinde devam edecek. Bu süreci birlikte iyileşme ve yeniden yapılandırma zamanı olarak görüyorum. Sanat alanında yaptığım çalışmalarda bu etkiyi yadsımam mümkün değil. Hepimiz ayrı bireyler olmakla birlikte, bir bütünün parçasıyız. Bu yaşadığımız felaket hepimize hatırlattı ki, diğerimiz iyi olmadan biz de iyi olamıyoruz. İnsanca yaşayıp, huzura kavuşmanın yolu birlik ve beraberlikten geçiyor. Toplumun gücünü, bireylerin birbirleriyle dayanışma içinde olmasına bağlayan düşünür Hz. Mevlana’nın şu sözüyle bu konudaki düşüncemi özetlemek istiyorum; “Kötü havalarda insan dosta aç olur. Bir araya gelse dost dosta ilaç olur. Güller tek tek bir şeye benzemez öbek öbek olunca bahara taç olur.”

Batya Kebudi

"Birlikten kuvvet doğar"

Tasarımlarımın hepsinin bir hikayesi var. Size bağışlamış olduğum tasarımım ‘Miras’ koleksiyonumdan bir bileklik. Benim için ailemden bize kalan en değerli miras, vicdanli ahlaklı ve merhametli bir insan olmak. Bu nedenle bir Antakyalı olarak en değerli mirasımı sizlere bağış yapmak istedim. Bu bağışımdan elde edilecek gelirin güzel bir yere gideceğine inanıyorum. Projede olmaktan dolayı çok mutlu oldum. Bireysel olarak birçok yardımda bulundum ve bulunmaya da devam edeceğim. Sizlerle birlikte de farklı birilerine ulaşabileceksem ne mutlu bana. Birlikten kuvvet doğar. Hep birlikte yaralarımızı saracağız.

"Sonuna kadar bir arada olacağız"

Ben uzun süre bölgedeki sevdiklerimden, dostlarımdan, akrabalarımdan haber alamadım. Benim için çok zor bir süreç oldu. Kayıplarım var. Geçmişimi kaybettim. Çocukluğumu, doğduğum evi, anılarımı... Biz 6 Şubat’tan beri omuz omuza bir aradayız, yıkılmadık ve ayaktayız. Çok güçlü olarak geri döneceğiz. Antakya bir aşk meselesidir, vazgeçilmezimizdir. Şehir yeniden hayat bulacak ve ben harika projelerle yine Antakya’ya gideceğim. Dayanışma, bir topluluğu, bir toplumu oluşturan bireylerin duygu, düşünce ve çıkar birliğiyle birbirlerine karşılıklı olarak bağlanmaları ve her konuda birbirlerine destek olmaları demektir. Sonuna kadar bir arada olacağız.

Alea Pınar Du Pre

" Bu anlamlı destek projesinde bulunmak mutluluk verici"

Bu anlamlı proje için bu eseri seçmemin başlıca nedeni, Atamız benim için dünyada gelmiş geçmiş en örnek insan, iyi bir lider. Küllerinden doğan bir feniks gibi bu ülkeyi ayağa kaldırdı. Tüm Türkiye için düzgünlüğün, gücün, aklın, öngörünün, ahlakın ama en önemlisi umudun sönmez bir ışığını simgeliyor. Bu simge Türk halkına her zaman yol göstermiştir, umarım bundan sonra da aynı tutku ile ona bağımız devam eder. Deprem’den bu yana işlerimin gelirinin bir bölümü zaten depremzedeler için ayrılmış durumda. Bu projede yer almak da ayrıca mutluluk veriyor.

" Daha iyisini nasıl yaparız diye düşünerek desteğe devam etmeliyiz"

Ben süreç boyunca eser bağışları ve eser satışlarımdan elde ettiğim bağışlar ile bölgeye güçlü bir destek olduğumu düşünüyorum. Hala bir grup arkadaşım ile her hafta depremden etkilenen bölgelere erzak ve diğer ihtiyaçların gönderimlerine devam ediyoruz. Ben halen “Bundan daha iyisi nasıl olur” diye sorup, düşünmeye devam ediyorum. Bundan sonra yapılması gereken, güçlü bir değişim. Bilinç seviyemiz değişmediği sürece, sadece günü kurtarmak adına yaşadığımız sürece, bu tür faciaları beklemekten başka bir yol görmüyorum.