Röportaj: İrem Orhan
Fotoğraf: Emre Özcan
Styling: Feray Kanpolat
Makyaj: Selen Karabulut
Saç: Taner Kuyu
Yeni jenerasyonun adı en öne çıkan oyuncularından biri Rabia Soytürk. Aslında kariyer hayatına bambaşka hayallerle başlıyor; önce hemşirelik eğitimi alıyor, sonrasında mimarlık okumaya karar veriyor ama o sırada hobi olarak tiyatro eğitimi alıyor bir yandan ve oyunculuk hikayesi işte tam da o noktada başlıyor çünkü aldığı o eğitimler kariyerine bambaşka bir yön veriyor. Şimdiye kadar çeşitli platformlarda yayınlanan pek çok başarılı işin içinde farklı karakterlerde gördüğümüz genç oyuncuyu yakından tanımak istedik ve bir araya geldik. Keyifli bir sohbeti paylaştığımız Rabia Soytürk ile şimdilerde neler yaptığını, uzak ya da yakın vadeli planlarını konuştuk.
Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz şu sıralar, sezon nasıl başladı sizin için? Önce bunun değerlendirmesini yaparak başlayalım mı röportajımıza?
Benim için sezon yoğun başlamıştı ama şu an yoğunluktan halledemediğim işlerimi hallediyorum. Daha sonrasında da biraz yurt dışı seyahati yaparak değerlendirmek istiyorum.
Şimdilerde üzerine en çok düşündüğünüz konu ne olabilir diye sorsak?
İçinde yaşadığımız dünyada kadınlara, çocuklara yapılanları, hayvanlara ve doğaya verilen zararları asla kabul edemiyorum. Her vicdanlı insanın yapması gerektiği gibi ben de bu korkunç döngü nasıl değiştirilir, bizler neler yapabiliriz diye kafa yoruyorum.
Peki, çıktığınız bu kariyer yolculuğunda şimdilerde yolun neresinde olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Yolumun çok uzun olduğunu düşünüyorum, öğrenmeye ve kendimi geliştirmeye hep devam etmek istiyorum ama artık yolun en başında olmadığımı da biliyorum.
Oyunculuğa dair en büyük hayaliniz nedir?
Övgü ve sadece alkış almak için yapmıyorum mesleğimi ama her zaman nasıl hissediyorsam o rolde de en gerçeğini yansıttığımı duymak benim için bir başarı. Oyunculuktaki hayalim de geride hep hatırlanacak bir karakter bırakmak.
Sizi bir rolü kabul etmeye iten, oynayacağınız karaktere karşı heyecanlandıran öncelikli hususlar neler oluyor?
Kesinlikle karakterin bir özelliğinden etkilenmem mümkün değil. Her şeyiyle öncelikle hikayeye gönülden tutunmam gerekiyor. Okuduğumda karakteri yaşatmam gerekiyor kafamın içinde. Duygularını, hislerini aktarıp aktaramayacağımı, karakteri paylaşıp paylaşamayacağıma emin olmam gerekiyor. Yapım ve ekip de tabii ki diğer önemli hususlar benim için.
Eğer bir gün oyunculuk yapmaktan vazgeçerseniz, kendiniz için hazırladığınız bir B planınız var mı?
Açıkçası bunu detaylı hiç düşünmedim ama çok içimde, aklımda olan bir pilotaj eğitimi var. Onu ilk fırsatta yapmak istiyorum.
Günlük hayatınızda en sık kullandığınız kelime hangisi?
Canım benim…
Hayatın size öğrettiği en önemli yaşam dersi nedir?
“Ancak sizden bir şey almaya niyetlendikleri zaman sizi bu kadar mutlu ederler.” Bu söz benim mottom diyebilirim. Yaşadıklarımdan bu dersi çıkarttım.
Hayatta (her konuda olabilir) aldığınız kararlarda mantığınız mı ön plana çıkar, duygularınız mı ağır basar?
Genelde duygularımı mantığım yönetir. O yüzden bir dengeyle kararlarımı veririm.
Neşeli ve etrafa pozitif enerji saçan birisiniz. Hep mi böyleydiniz, yoksa yaş aldıkça gelişen bir şey mi bu?
Yaş aldıkça koruduğum, kendim için önemli bulduğum bir karakter özelliğim o.
En güçlü insani duygunun ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Merhamet ve vicdan duygusu diyebilirim, tüm insanlarda var aslında. Sadece zaman zaman unutulduğunu görüyorum, nasıl oluyor ben de anlam veremiyorum…
Mutluluk en basit tanımıyla nedir sizin için?
Özlediğin birine sarılmak.
Stresli olduğunuz zamanlarda bu stresi üzerinizden atmak, rahatlamak, hatta kafa dağıtmak için neler yaparsınız?
Stresimi atmamın ve motivasyonumu artırmamın en güzel yolu köpeğim Gutsy ile oynamak.
Hayatta karşı karşıya kaldığınız zorlu durumlarda kendinize sık sık hatırlattığınız, sizi motive eden bir cümle ya da düşünce biçimi var mı?
“Vardır bir sebebi…” Çok basit ama hep ilk aklıma gelen cümledir.
Stil sahibi olmanın en önemli kuralı nedir size göre? Ve giymekten en fazla keyif aldığınız parça hangisi?
Stil sahibi olmanın bir kuralı vardır elbet ama çokta bilmiyorum açıkçası. Giyindiğimde kendimi konforlu ve içinde rahat hissediyorsam kendi stilimi yansıtıyorum gibi geliyor. Yazlık elbiseleri ve ince kumaş bol pantolonları mesela çok severim.
Hızlı bir alışveriş esnasında seçtiğiniz ilk parçalar genelde trend olanlar mı, marka etiketliler mi, yoksa anlık ruh halinize göre gözünüze hoş görünenler mi olur?
Benim stilimi modum ve ruh halim belirler. O yüzden o an gördüğümde hoşuma giden ve giydiğimde de beni yansıttığını düşündüğüm parçaları tercih ederim.
“Aşk, yaş aldıkça yaşaması daha keyifli bir duygu” diyenler oluyor. Katılır mısınız?
Her yaşta başkadır mutlaka, yaş aldıkça keyifli olması kişiyle alakalı diye düşünüyorum. Benim için daha da güzelleşti diyebilirim.
Birine duyduğunuz güçlü bir aşkın, size iyi gelen tarafları neler oluyor? Aşk sizi dönüştürüyor mu?
Aşk benim en iyi halimi ortaya çıkarıyor her anlamda. Sevmek ve sevilmek bana kendi gerçekliğimi hatırlatıyor.