"Güzel olmak için önemli olan çok para değil zaman harcamak."

Yeni çıkardığı ve güzellik sırlarını anlattığı ‘Güzelim, Güzelsin, Güzel’ adlı kitabıyla gündemde olan Özge Ulusoy güzelliğe bakışını, güzellik tüyolarını ve yeni projelerini anlattı.

"Güzel olmak için önemli olan çok para değil zaman harcamak."

Herkesin şanslı olduğu, işini keyifle ve başarıyla yaptığı bir dönemi vardır ya Özge Ulusoy da son birkaç senedir o dönemi yaşayan insanlardan. Sunuculuk, modellik ve oyunculuk kariyerindeki başarılarına son dönemde bir de kitap ekleyen Ulusoy, oturup sadece bu çalışmalarının meyvelerini yiyenler gibi yapmıyor, geleceği ve kariyeri için planlar yapmaya devam ediyor. Yeni çıkardığı 'Güzelim, Güzelsin, Güzel' adlı kitabını konusmak için bir araya geldiğim Özge Ulusoy ile hem güzelliğini, hem yeni projelerini hem de annelik ve evliliğe dair düşüncelerini konuştuk. Sunuculuk, podyum derken zaten çok yoğun çalıştığınızı biliyorum.

Kitap çıkarma fikri nasıl ortaya çıktı?

Postiga Yayınevi kimin cildi, giyinmesi, fiziği dikkat çekiyor diye bir ortam araştırması yaptığında benim ismim öne çıkmış ve benimle bağlantıya geçtiler. Ancak benim de aklımda zaten böyle bir kitap fikri vardı, çünkü sosyal medyadan, sokakta yürürken, alışveriş yaparken de "Cildiniz çok iyi, nasıl bakıyorsunuz, nasıl besleniyorsunuz?" gibi sorularla karşılaşıyor ve bu sorulara elimden geldiğince röportajlarımda cevap vermeye çalışıyordum. Sonunda bana sorulan bu soruların içeriğini bir kitap haline getirmek istedim.

Nasıl yazmaya başladınız, neler anlattınız kitapta?

Kitabı günlük gibi yazdım. Bir davete veya düğüne gittiğimde o gün neler yaptım, hangi bitki çayını içtim, şişkinliğimi nasıl geçirdim gibi ufak tüyolar verdim. Bir kadının nasıl daha iyi olacağına dair gözlemlerimi kitaba aktardım kısacası. İlk toplantılarımı mart ayında yapmaya başladık, benim kitaba başlamam da nisan ayını buldu. Sonra yoğunluktan bir ay ara verdim. Kitabın bitmesi de eylülü buldu. Her boş anımda yazdım; yaz tatilinde, uçakta, kafede, evde...


Bazı kişiler kitaplarını başkalarına yazdırır ama siz birebir kendiniz yazdınız öyleyse?

Evet, iPad'ime bir klavye aldım ve dediğim gibi her yerde yazdım.

Kaleminiz hep kuvvetli miydi?

Evet, hep yazardım yani, ortaokul ve lisede aldığım kompozisyon ödüllerim de var.

Bunun devamı gelecek mi ya da ileride bir roman yazmayı düşünüyor musunuz?

Su an için roman yazmayı düşünmüyorum ama bir çocuk serisi yazmak istiyorum. Çünkü öğrencilik yıllarımda böyle bir seri yazmışlığım var, bunu biraz daha geliştirip yayınlamak istiyorum.

Kitabın geliri Koruncuk Vakfı'na gidiyor değil mi?

Evet, geliri oraya bağışlıyorum. Konucuk Vakfı biraz konservatif bir vakıf. Zaten ziyaret ettiğim bir vakıftı. Çocuklarıyla çok ilgili bir vakıf, çocukların hangi yaşa geldiği hiç önemli değil, onları ömür boyu takip ediyor. Gidip gördüm ve gerçekten de muazzam bir iş yaptıklarına şahit oldum. Bu kitaba karar verdiğimde de Allah'a şükür paramı kazanıyorum, bunu oraya armağan edeyim dedim. Allah'ın bana çok şey verdiğini ve şanslı olduğumu, evrenden aldığımız şeyleri de paylaşmamız gerektiğini düşünüyorum.

Sizin için güzellik nedir ya da kriterleri nelerdir?

"İnsanın ruhu yüzüne yansır" derler ya, ben o pozitif enerjinin, iyi düşünmenin yüze yansıdığını düşünüyorum. Güzellik çok göreceli bir kavram tabii, herkese göre değişiyor ama altın oran diye bir şey de var. Ağzınız, burnunuz, gözleriniz belirli ölçülerde yerleşmişse, proporsiyonunuz düzgünse zaten hemen hemen herkese güzel geliyorsunuz. Ancak güzel olmak bence insanın kendini güzel hissetmesiyle çok alakalı. Bunu etrafımızdaki ünlü isimlerde de görüyoruz. Çok harika olmasa da o kişi güzel olduğunu karşı tarafa hissettiriyor ve biz o kişiyi öyle görüyoruz. Gerçekten de kişinin kendisini öyle hissetmesiyle alakalı bir durum bu. Güzellik için en büyük anahtar da o bence. Bu bir mesai işi. Çok para harcamak değil, zaman harcamak önemli, çünkü her kadın güzel olabilir.

Güzellik bir kadın için her zaman avantaj mıdır, eğer öyleyse bu avantajlar neler?

Her zaman avantajdır diyemem. Güzellik birçok yerde dezavantaj oluyor elbette. Ancak benim mesleğimi yapıyorsa bir kişi, bir adım önde başladığı doğru. Ancak yeri geliyor, özel hayatınızda çok zorlanıyorsunuz.

Nasıl zorluklar bunlar?

Çok dikkat çeken bir kadın olmak her erkeğin hoşuna gitmiyor. Onlar da haklı tabii. Kimi yanındaki bayanın güzel olmasından keyif alır, kimi de rahatsızlık duyar. Dışarıda yürürken bazen zorluyor. Bunun ünlü olmak ile alakası yok, ünlü olmadığım zaman bile bir topuklu ayakkabı giyip dışarı çıktığımda insanlar dönüp bakıyordu hatta ilk dikkat çekmeye başladığım yaşlarda "Yüzümde bir şey mi var, saçım mı bozuk?" diye düşünürdüm. Bu gösterişli olmakla alakalı bir şey.

Şu anda yaptığınız işlerde genç ve güzel olmanızın avantajı çok, yaşınız ilerleyip bu işleri yapamadığınızda ne yapacaksınız, bu yönde planlarınız var mı?

Hep şunu söylüyorum: Ben modellik yaptığım 10 senenin beş senesinde okuyordum. Önce Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Bale Bölümü'nü bitirdim. Son senesinde bu işe devam etmemeye karar verdim ve modellik kariyerim başladı. Sonra ise 'Türkiye Güzeli' oldum ama ben gidip tekrar üniversite kazandım ve Yeditepe Üniversitesi'nde 'Sanat Yönetmenliği-Küratörlük' okudum. İleride kendime ait bir sanat galerim olması gibi bir hayalim var, çünkü modern sanat ve Türk sanatı ile ilgiliyim. Elimden geldiğince sergileri kaçırmam. Ayrıca önümüzdeki sene de master yapmak istiyorum. Ayrıca halkla ilişkileri, moda ile birleştirmek istiyorum. Öyle bir bölüm araştıracağım. Her zaman bir şekilde 'B' planım var. Sunuculuğun zaten belirli bir yaşı yok. Özellikle kendine iyi bakan bir kadınsanız çok uzun yıllar sunuculuk, oyunculuk yapabilirsiniz.

Koleksiyonerlik tarafınız da var mı?

Şu an daha başlayamadım, ilk önce elimdeki başka yatırımları bir tamamlayayım sonra ona da geçmeyi planılyorum.

Yaşlanınca güzel olmak için estetik cerrahinin nimetlerinden faydalanır mısınız?

Yaş almanın bana yaradığına inanıyorum. Eski fotoğraflarıma baktığım zaman "Allahım neler yapmışım" diyorum. Birçok insan bende estetik olduğunu düşünüyor ama henüz yok. Estetiğe de karşı değilim ve zamanı gelince de yaptıracağım. Bunu gayet normal bir operasyon olarak görüyorum, keniden bakan her insanın yaptırabileceği bir şey. İnsan nasıl mutlu oluyorsa öyle olmalı. Üniversitedeki fotoğraflarıma bakıyorum, burnum daha büyük mesela, yine yüzüm daha kilolu. Estetik gibi görünebilir ama hepsi ergenlikten, kendinize nasıl bakacağınızı bilmemekten. Zaman içerisinde öğreniyor insan bunları. Ben de annemin karnından her şeyi bilerek doğmadım. Annem çok zevkli bir kadındır, bir o kadar da spor giyinir. Ben ise onun tam tersiyim, süslü ve kokoş biriyim. Sonuç olarak estetiğe karşı değilim, zamanı gelince estetik de, botoks da yaptıracağım. Kusuru saklamak adına yaptıracağım, yoksa dozunu kaçırmaya niyetim yok.

Bazı kadınlar doğum yapmanın vücudu bozacağını düşünüp çocuk yapmaktan kaçınıyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Anne olmak çok istediğim bir şey. Hatta en büyük hayalim ileride iyi bir anne olabilmek. Allah nasip ederse üç çocuk yapmak istiyorum, eğer imkanım olursa. Bu zihniyeti anlamam mümkün değil. Bazı arkadaşlarımız hakkında da çıkıyor "Fazla kilo almamak için erken doğum yaptı" gibi haberler ama bunlara inanmıyorum. Daha doğrusu bir kadının bebeğine ve kendine bunu yapabileceğine inanmıyorum.

Türkiye'nin en güzel kadınları kimler sizce?

Hande Ataizi'ni stilini, şıklığını, kendine bakmasını ve fit olmasını beğeniyorum. Siren Ertan Çarmıklı'yı güzel buluyorum. Çağla Sıkel, Fatma Girik, Filiz Akın, Sema Şimşek, Ivana Sert... Hepsini güzel buluyorum.

Sizce güzellerin aptal olduğu algısı hala yaygın mı yoksa artık değişti mi?

O algının çok değişeceğine inanmıyorum yani insanlar benimle bile gelip bir süre konuştuktan sonra anca akıllarında oluşturdukları 'Özge Ulusoy' imajı değişiyor. Kurduğum cümleleri, beni tanımaları gerekiyor anlamaları için ama konuşmasalar ve tanımasalar "Manken, fotomodel, ne yapmış olabilir ki bu kız" diye düşünüyorlar. Ben o nedenle bu algının kolay yıkılabileceğini sanmıyorum, kaldı ki sadece güzelliği ile bir yere gelebileceğini düşünen ve gelen o kadar çok insan var ki? Bunun tek yatırım olduğunu düşünüyorlar.

"Her güzelin bir kusuru vardır" derler, sizdeki kusur ne?

Çok fazla düşünecek bir şey yok, sanırım ayak parmaklarım, o da bale yaptığım için. Ancak bunu kusur veya çirkinlik olarak görmüyorum, sadece deformasyon var. Zaman içerisinde geçti ama düzelmeye başladı. Artık fena değiller yani. Onlara hayatımın çok güzel bir dönemine ait anılar diye bakıyorum. Onun dışında özellikle kış aylarında uyandığımda cildimi soluk buluyorum, canlandırıcı peeling'ler yapıyorum.

Peki, mutlu bir dönemde misiniz?

Evet, çünkü çok çalışıyorum ve çalışarak besleniyorum. İki gündür iki saatlik uyku ile duruyorum. Çalışarak mutlu oluyorum.

İlişkinize vakit ayırabiliyor musunuz bu kadar yoğunlukta?

Evet, çünkü erkek arkadaşım da çok yoğun çalışıyor. Önemli olan birbirine destek olabilmek. Tabii ki koptuğumuz, görüşemediğimiz zamanlar oluyor ama onlar da bu işin tuzu biberi.

Evlilik ve anne olmak konusunda belirli bir yaş var mı kafanızda?

"Genç anne ol" diyenler çoktu çevremde, 27 yaşında anne olsaydım mesleğime hemen dönebilirdim ancak şimdi 31 yaşındayım ve çocuk yapıp bir, iki sene çocuğumla olmak için ara verirsem tekrar toparlamam zor olur. Bu nedenle erteledim. Şu an bir dönemin içindeyim ve bu dönemin kıymetini bilmeliyim. Artık hiçbir yaş çocuk yapmak için geç değil. Tabii ki genç anne olmayı isterdim ama hayat bana bu şekilde bir yol çizdi.

Önceki röportajımızda oyunculuk konusunda da hedefleriniz vardı, hala var mı?

Evet, kış aylarında gösterime girecek olan, henüz adını açıklayamayacağım son filmimden sonra çok güzel yorumlar aldım. Çok değerli insanlar bu yolda ilerlememi söyledi, bu nedenle bu sene oyunculuğa ağırlık vermek istiyorum. Dizi yapmak istiyorum ve gelen projelere bakıyorum.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.