Koleksiyonlarında kültürel unsurları öne çıkaran ancak bunları mutlaka çagdas tasarım anlayısıyla ele alan Hiref, hediyelik esya ve dekorasyon objeleriyle Anadolu'nun binlerce yıllık uygarlık tarihini basarıyla yansıtıyor. smini II. Beyazıt zamanında dönemin en iyi ustalarının toplandıgı bir örgüt olan 'El Hiref'ten alan, dünya tatlısı iki kardesin; Ebru Çerezci ve Güvenç Kılıç'ın kurdukları Hiref, bu yıl 10. yasını kutluyor.
Yıllardır müdavimlerinden gelen istekler dogrultusunda ilk kez bir mücevher koleksiyonu çıkaran ve üretim asamasında da Diamond Line ile isbirligine giren Hiref, 48 parçalık koleksiyonunda hilali ana figür olarak kullanıyor. Kanyon'daki magazalarında bulustugumuz Ebru Çerezci ve Güvenç Kılıç'la Hiref'in ilk mücevher koleksiyonunu incelerken keyifli bir söylesi gerçeklestirdik.
Aldıgınız egitimlerden bahseder misiniz, bu egitimler Hiref'in yaratılmasına nasıl katkı sagladı?
EBRU ÇEREZCİ: TED Ankara Koleji sonrasında ODTÜ Endüstri Tasarımı mezunuyum. TED Ankara Koleji bana sorgulamayı ve ögrenmenin degerini asıladı. Bunların üzerine tasarım egitimimi insaa ettim. Hiref'i kurarken tasarımcı olmam, arastırmacı olmam, tarihimize, kültürümüze olan ilgim ve disiplinim bana en büyük cesareti verdi.
GÜVENÇ KILIÇ: İzmir Bornova Anadolu Lisesi, sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum. Bir mülkiye mezunu olmam bana üzerinde yasadıgımız toprakların, kültürün degerini anlama imkanı verdi. Çok degerli ögretmenlerden hem tarihi süreçler, hem de ekonomik degerlerimiz açısından çok önemli dersler aldım. Hiref'i kurarken üzerinde yasadıgımız bu toprakların ve kültürlerin aslında hak ettikleri gibi günümüze aktarılmadıgını gördüm ve bunu basarmak için yola çıktım.
Aranızda nasıl bir is bölümü var?
G.K : Hiref'in en önemli özelliklerinden biri is bölümüdür. Hiref'te her çalısan uzman oldugu konulardan sorumludur. Ebru (Çerezci) bir tasarımcı olarak tasarım ve üretimden sorumludur. Ben de isin finansman, pazarlama ve satısından sorumluyum.
Hiref markası adını Osmanlı'daki 'Ehl-i Hiref'ten alıyor. Konseptinizi yaratırken bu kurumun hangi yönlerini örnek aldınız?
E. Ç: Ehl-i Hiref, II. Bayazıt zamanında kurulmus bir örgüt. Sanatında en usta olanlar bu örgüte kabul edilmisler. Sanatsal anlamda bir çesit yön belirleyici olmuslar. Hiref olarak bu yolda bizler de Ehl-i Hiref gibi sanatında en iyilerle çalısmayı ilke edindik. Tasarım alanında 10. yılını kutlayan bir firma olarak, kültürel tasarım kavramının öne çıkarılması için tasarımcıların üstlenmeleri gereken misyonlar neler sizce?
E.Ç: Öncelikle geçmise büyük saygı... Bu baglamda geçmisini iyi bilmek, özümsemek büyük önem teskil ediyor. Aynı zamanda çagdas
tasarım anlayısına hakim olmak günü takip etmek gerekiyor.
Çok genis bir ürün grubunuz var, Gaziantep'in bakır isi, Beykoz'un camcılıgı, Kütahya'nın çinisi gibi... Bu grupları hazırlarken neleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
G.K: Anadolu topraklarında birçok medeniyet vücut bulmus. Tek bir medeniyete, tek bir kültüre baglı kalmamayı, bunların hepsini sırasıyla Hiref tarzı çagdas tasarım anlayısıyla tasarlayarak günümüzle bulusturmayı amaçlıyoruz. Her bir medeniyeti yerinde, o bölgede üretimle çalısıyoruz.
Bu yıl Hiref'in 10. yılını kutluyorsunuz ve ilk kez bir mücevher koleksiyonu hazırladınız, bu koleksiyondan bahseder misiniz?
E.Ç: Müsterilerimizden uzun zamandır gelen yogun talep üzerine mücevher koleksiyonumuzu hazırladık. Amacımız Hiref dünyasına mücevheri de katmak. Koleksiyonumuz 48 adet tasarımdan olusuyor. Koleksiyon 'Tutku', 'Hasret' ve 'Zaman' temaları üzerine kuruldu.
Yine son derece çagdas tasarımları geçmisimizdeki mücevher kültürüyle harmanladık. Koleksiyonun çıkması için yapılan titiz çalısma 1.5 yıl sürdü ve ana malzeme olarak elmas, tasıyıcı malzeme olarak da kırmızı altın kullanıldı.
Neden sadece elmas kullandınız, özel bir nedeni var mı?
E.Ç: Var tabii, elmas Osmanlı mücevher sanatında en çok kullanılan kıymetli taslardan biri. Elmaslı mücevherler günümüzde hala aile büyüklerinden yadigardır. Hiref bu anlamda bu romantik tası yeni nesillere de tasıyor.
Koleksiyonun üretiminde Diamond Line ile isbirligine girdiniz. Yeni projelerde beraber çalısmayı da düsünüyor musunuz?
E.Ç: ?sinin ehli olması nedeniyle üretimde Diamond Line ile çalıstık. Tasarımlarımızın isçilik, kalite ve güven açısından en iyi ellerde olduguna inanıyoruz. Yeni koleksiyonlarda da beraber çalısmayı planlıyoruz.
Koleksiyonun tasarımında kullanılan ana figürler neler, bu figürler günümüze uyarlanırken nelere dikkat edildi?
E.Ç: Osmanlı, Selçuklu ve lale motifleri üzerinde çalısıldı. Hiref dünyasına ait bir sekilde çagdas durusu olan güçlü tasarımlarla yola çıkıldı.
Koleksiyon sadece kadınlara mı özgü yoksa erkeklerin kullanabilecegi tasarımlar da var mı?
E.Ç: Koleksiyonda kadınlar için Selçuklu motifleri, Osmanlı desenleriyle süslü kolye, küpe, yüzük ve bros var. Erkekler için de kol dügmesi
ve tespih tasarımları mevcut.
Aradan geçen 10 yıl boyunca markanın gelisimini nasıl degerlendiriyorsunuz?
G.K: Hiref çok saglam temeller üzerine kurulmus bir marka. Sektörde yeni bir sayfa açtı. Bu anlamda herkesin gönlünü kazandı ve gurur duyulan bir marka olmayı basardı. İstinyePark AVM, Kanyon AVM, Aqua Florya AVM, Ankara İran caddesi ve Katar/Doha'da Hiref
magazaları bulunuyor. Ayrıca Beymen Home magazalarında da Hiref koleksiyonları görülebilir. Kurumsal müsterileriniz ve oteller
de Hiref tasarımlarını kullanıyor.
İstanbul'da Hiref tasarımlarını görebilecegimiz oteller hangileri?
G.K: Four Seasons, Hilton, Swiss- Hotel veya Rixos Dubai gibi yurtiçi ve yurtdısında birçok lüks otel zincirleriyle çalısıyoruz.
