Dünyadaki en önemli deri sektörü buluşmalarından 8. İstanbul Deri Fuarı (IDF), 21-23 Kasım tarihleri arasında yapıldı. Türkiye Deri Vakfı (TÜRDEV) Yönetim Kurulu Başkanı Ruken Mızraklı'nın ev sahipliğinde başlayan fuarın açılışında Uğurkan Erez'in 'Unlimited Leather' temasıyla koreografisini hazırladığı moda şovunda Senay Akay, Irmak Atuk, Chloe Loughnan ve Özge Ulusoy da podyuma çıktı. 8. İstanbul Deri Fuarı'nda Mefi, Adamo by Siren Ertan, Armando Diaz, Rafaello, Temer, Violenzia ve Studio Vogue markalarının yer aldığı 'Unlimited Leather' defilesi yapıldı. Defile izleyicileri ayrıca 'Art Meets Leather' projesi kapsamında çağdaş sanatçılar Lolita Asil, Yücel Kale ve Suzy Hug Levy'nin 8. İstanbul Deri Fuarı için özel olarak deriden tasarladıkları heykel ve tabloları da görme şansını yakaladı. Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden, TÜRDEV Başkanı, İstanbul Deri ve Deri ihracatçıları Birliği ( DM B) Yönetim Kurulu Üyesi, Deri Tanıtım Grubu (DTG) Yönetim Kurulu Üyesi Ruken Mızraklı ile 8. İstanbul Deri Fuarı'nın önemini ve Türkiye'nin uluslararası pazardaki yerini konuştuk.
İş dünyasının kadın patronlarından biri olarak mesleğe adım attığınız günleri anlatır mısınız, nasıl başladınız iş hayatına?
Üniversite eğitimimi İTÜ Endüstri Mühendisliği'nde tamamladım. İş hayatına Türkiye Şişe Cam Fabrikaları Genel Müdürlüğü'nde Toplam Kalite Yönetimi ve statistiksel Proses Uzmanı olarak başladım. Bir yıl süreyle topluluğa bağlı 26 fabrikada MBO (Management by Objectives) projesini hayata geçirdim. 1990 yılında Gündüz Dış Ticaret Ltd. Şti.'nde kurucu ortak olarak ham deri ithalatıyla deri sektörüne girdim. 1994 senesinde iki ortağım ile beraber gruba bağlı deri konfeksiyon fabrikasını, 1997'de de Çorlu'da yünlü deri fabrikası Gündüz Kürk A.Ş.'yi kurduk. Halen Gündüz Kürk A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini sürdürmekteyim.
Endüstri mühendisliğinden sonra çalısma alanı olarak neden deri sektörünü seçtiniz yani sizin için cazip yanı neydi bu sektörün?
Aslında iş hayatına atılırken hedefim güçlü firmalarda profesyonel olarak kariyerimi devam ettirmek ve bu şekilde ilerlemekti. Ancak 1990 yılında şu anki ortağımın cesaretlendirmesiyle deri sektörüne girdim. O günden beri de zevkle çalışmaya devam ediyorum.
Sektörün endüstriyel yönünün yanında tasarım boyutu da çalışma esnasında heyecanı yüksek tutan bir unsur. Türk deri sektörü dünyada hep en üst sıralarda yer alıyor. Biz de sektörün bir mensubu olarak bu başarıya katkıda bulunmaktan, ortak olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.
İ stanbul Deri Fuarı'nın sektördeki önemini ve uluslararası arenadaki duruşunu nasıl yorumluyorsunuz?
İstanbul Deri Fuarı, Türk deri sektörünün lider fuarı, dünyada da alanında sayılı fuarlardan biri. Türk deri sektörünün tasarım, teknoloji, birinci sınıf işçilik ve kaliteli üretim konusundaki öncü konumunu dünyanın gözleri önüne serdiği en önemli buluşma. Bu yıl toplam 23 ülkeden 300'ün üstünde firma ve firma temsilciliği fuarımıza katıldı.
I DF ağırlıklı olarak Avrupa, Rusya ve Çin'den olmak üzere dünyanın dört bir yanından sektör temsilcileri için de tam anlamıyla bir çekim noktası. Tamamı kendi fuar bütçemizden olmak üzere katılımcılarımızın belirlediği hedef müşterilerinin uçak ve otel konaklamalarını karşılayarak 18 ülkeden 140 profesyonel alıcıyı fuarımıza davet ettik. TC Ekonomi Bakanlığı'nın destekleriyle bu yıl 13 ülkeden 51 kişinin katıldığı bir alım heyetini de ayrıca ağırladık. İş dünyasının kalbinin attığı İ stanbul'da sektör için önemli bir ticari hareketlilik yaratıyoruz. Bu hareketlilik beraberinde teknolojiyi, trendleri ve tasarımları da getiriyor.
TÜRDEV Başkanı olarak deri sektöründeki ortak paydayı geliştirmek için neler yapıyorsunuz?
TÜRDEV Türk Deri sektörünün tüm sivil toplum kuruluşlarını kapsayan tam anlamıyla bir çatı kuruluş. Yönetim kurulumuz tamamen sektörel STK'ların başkan ve yöneticilerinden oluşuyor. TÜRDEVin en önemli misyonu ise Türk deri sektörünün uluslararası arenada rekabet koşullarını güçlendirirken hiç ayrımsız alt sektörlerini de kapsayan bir yapıya kavuşmasını sağlamak ve eğitim faaliyetlerini güçlendirerek sektöre nitelikli yetenekler kazandırmak. Bu doğrultuda en büyük organizasyonumuz ise İ stanbul Deri Fuarı.
Bu yıl fuarda Leyla Alaton'un moderatörlüğünü yaptığı 'Made in Turkey & Made in Italy, Pazarda Sinerji imkanları; Deri + Yaratıcılık = Lüks' adlı bir panel yapıldı. Deri, yaratıcılık ve lüks kavramları arasında nasıl bir ilişki var?
Biz Türk deri sanayicileri olarak ihracattaki gücümüzü yüksek kalite, hızlı teslimat, esnek üretim, uygun fiyat/değer aralığı ve güçlü tasarımlarımıza borçluyuz. Tasarım ve kalite, modada birlikte anıldığında ise İ talya bu konuda öne çıkan ülkelerin basında. Eski ve güçlü ilişkilere sahip bu iki ülkenin önemli isimlerini yaratıcılık ve lüks konulu bir panelde bir araya getirmek fuarın en önemli sürprizlerinden biri oldu.
Dünyanın en önemli tasarım okullarından Avrupa Tasarım Enstitüsü (IED) ile birlikte düzenlediğimiz bu panelde moda dünyasının efsanevi isimlerinden İ talyan Vogue Uomo'nun karizmatik Genel Yayın Yönetmeni Gianluca Cantaro, IED direktörü Alessandro Colombo, Hugo Boss, Calvin Clein, Jean Paul Gaultier gibi markalara çalışan freelance tasarımcı Troy Nachtigall, kreatif danışman ve moda editörü Ece Sükan gibi önemli isimlerle birlikte olduk.
Genel hatlarıyla moda, trendler, yaratıcılık, Made in Italy kavramı ve ekseninde ve Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton'un moderatörlüğünde çok verimli ve keyifli bir bilgi alışveriş olduğuna inanıyorum. Deri + Yaratıcılık = Lüks kesinlikle yerinde bir formül. Yaratıcılık ve tasarım, hele de Türk deri sektörünün de dünya genelinde öne çıktığı nitelikler olan ileri teknoloji ve birinci sınıf işçilik ile bir araya geldiği takdirde sonucun yüksek kalite ve lüks olması çok doğal.
Fuarda ayrıca 'Art Meets Leather' projesi kapsamında Lolita Asil, Yücel Kale ve Suzy Hug Levy'nin 8. İstanbul Deri Fuarı için özel olarak deriden tasarladıkları heykel ve tabloları da sergilendi. Bu proje nasıl start aldı?
IDF'nin bu yıl bize göre en önemli ayrıcalığı katılımcıların ruhlarına da hitap etmesi oldu. 'Art Meets Leather' da tam bu fikirle doğdu. Biz özü tasarım olan bir sektördeyiz. Ana girdimiz olan derinin çağdaş sanatçıların gözünden bir kez daha resmedilip yorumlanması fikri herkesi çok heyecanlandırdı.
'Art Meets Leather' projesiyle IDF 2013 Fuarı'nda Türkiye'de bir ilke imza atıldı. Ressam Lolita Asil'in 'Evrensel' adlı deri tablosu, ressam Suzy Hug Levy' nin 'Derilim' adlı deri tablo ve heykelleri ve heykeltraş Yücel Kale' nin deri çalışması 'Flora', IDF Fuarı süresince sergilendi ve böylelikle IDF 2013deri ile sanatın buluşma noktası oldu bu bizim için çok mutluluk verici. Ziyaretçilerden de çok büyük ilgi gören bu çalışmalarla IDF insanların sadece iş görüşmeleri yaptıkları bir fuar olmaktan çıkıp, keyifle zaman geçirdikleri, ruhlarını besledikleri bir ortam haline geliyor.
Sanatçılarımızın bu eserleri Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin çalışmaları çok beğenmesi üzerine 28-30 Kasım arasında Haliç Kongre Merkezi'nde yapılacak olan Türkiye Inovasyon Haftası'nda sergilenecek. Daha sonra bir hafta süre ile İstinyePark'ta gösterime çıktıktan sonra 2014 yılının mart ayında da Hong Kong'da APLF AsiaPasific Deri Fuarı'nda, ardından Eylül 2014'te ACLE Shanghai Deri Fuarı'nda ve nihayet Ekim 2014'te Milano'da MICAM Ayakkabı Fuarı'nda sergilenecek.
Deri ve deri ürünleri ihracatımızın ülkeler bazında en önemli pazarını hangi ülkeler oluşturuyor?
Türk deri sektörü olarak 2012 yılı istatistiklerine göre en çok ihracat yapılan ülkeler; Rusya, İtalya, Almanya, Irak, Fransa ve İngiltere. Ağırlıklı olarak ihracat yapılan diğer ülkeler ise Çin, Hong Kong, Güney Kore, Belçika, Libya, Suudi Arabistan, Kırgızistan, Bulgaristan, Azerbaycan olarak sıralanabilir. Deri ve deri ürünleri ihracatımızın ülkeler bazında en önemli pazarımız ise Rusya.
Deri pazarında dünyanın en önemli oyuncuları kimler, Türkiye ile bu ülkelerin nasıl bir işbirliği var?
Türk deri sektörü sahip olduğu bilgi birikimi ve uzmanlaşma ile deri ve deri ürünleri alanında dünyada Çin ve İtalya ile birlikte üç büyük oyuncudan biri. Kaliteli üretim alanında da dünyada ve bölgesinde İtalya ile birlikte lider konumda. Özellikle küçükbaş deri işlemede Avrupa'da İtalya'nın ardından ikinci, dünyada ise İtalya, Çin ve Hindistan'ın ardından dördüncü büyük ülkeyiz ve dünya yünlü deri üretiminde birinci sıradayız.
Bir deri tasarımını sizin için kusursuz kılan nedir?
Kullanılan derinin kalitesi, dikim kalitesi, aksesuarların kalitesi, model, kup ve en önemlisi duruşu.
Mesleğinizi sizin için vazgeçilmez kılan özellikleri neler?
Her şeyden vazgeçebilir olmanın özgürlüğünü yaşamayı çok seviyorum. O zaman yaptığınız şey size çok zor gelmiyor. Eğer bir gün bazı şeylerin ağır geldiğini hissettiğinizde ceketinizi alıp gidecek ve her şeye başka bir noktadan başlayacak gücünüz varsa siz gerçek anlamda özgürsünüz demektir. Bu duyguyu sürekli kıldığınızda çalışma hayatı da ağır bir sorumluluk olmaktan çıkıyor.
Kadınların hangi konu olursa olsun üretken olmalarını çok önemsiyorum. Bu yüzden Kadın Girişimciler Derneği KAGİDER üyesiyim ve kadının hem iş hayatında, hem de politikada daha fazla yer almasını gönülden destekliyorum.
Moda başkentlerinde en çok nerelerden alışveriş yapmayı tercih edersiniz?
Firmamla beraber yılda sekiz uluslararası fuarda standımızla katılımcıyız. Ben tüm sezonluk alışverişimi fuardan önceki gün sabah ilk uçakla o şehre inince belli butiklerden yaparım. Türkiye'de de artık birçok marka ve çok güzel tasarımlar olmasına rağmen İstanbul'da olduğum zaman iş dışındaki vaktimi çocuklarıma ve yakınlarıma ayırmayı tercih ediyorum.
'Lüks, kalite ve zarafet' denince ilk anda aklınıza gelen tasarımcı kim?
Kesinlikle Chanel. Her ne kadar kıyafetleri benim tarzımla örtüşmese de dalga dalga her butiğinde hissettiğiniz lüks marka algısı, başarılı marka konumlandırma stratejileri ve müşteri karşılamaktan ürünün paketlenmesine kadar gösterdikleri özenle insanın kendisini özel hissetmesini başarıyor. Birkaç defa Chanel'in dünyadaki operasyonunun en başındaki isimleriyle beraber oldum, hedefledikleri tam da bu.
