“Amacım ‘Sizinkiler’i Dünya markası haline getirmek”

‘Sizinkiler’in çizgi film olarak çocuklarla buluşması, 27 Nisan’da City’s AVM’de düzenlenecek özel bir davetle kutlanacak.

“Amacım ‘Sizinkiler’i Dünya markası haline getirmek”

Sabah Gazetesi'nde 1991 yılından bu yana yayınlanan 6 binden fazla bant karikatürü, kısa animasyonları, dergisi, tiyatrosu ve 100'den fazla kitabıyla çocukların sevgilisi olan 'Limon ile Zeytin', 3D çizgi filmleriyle artık her evde. TRT Çocuk kanalında geçtiğimiz yılbaşından bu yana çocuklarla buluşan 'Sizinkiler: Çatlak Yumurtalar' çizgi filmleri, hem eğlendirici hem de öğretici özellikleriyle çocukların sevgilisi haline geldi. 'Limon ve Zeytin' karakterlerinin yaratıcısı Salih Memecan, bu karakterlerin çizgi film haline gelmesini kutlamak hem de 23 Nisan haftası çocuklarla bir araya gelmek amacıyla 27 Nisan Cumartesi günü Nisantası City's AVM'de özel bir davet düzenliyor. 'Sizinkiler: Çatlak Yumurtalar' çizgi filminin 26 bölümünden oluşan 45 dakikalık bir kolajın gösterileceği davette, ünlü karikatürist, hem çocuklarla hem de ebeveynlerle bir araya gelecek. Salih Memecan'la bu özel davet öncesinde 'Sizinkiler'in geçmişten günümüze yolculuğunu ve yeni hedeflerini konuşmak için bir araya geldik. İşte başarılı çizerin anlattıkları...

'Sizinkiler Çizgi Film Şöleni', Sizinkiler karakterleri için ilk kez gerçekleştirilen bir organizasyon mu, çizgi film şöleni fikri nereden çıktı?

Limon'la Zeytin'i 22 yıldır çiziyorum, 1991'de Sabah gazetesinde başladım bu iki karakteri çizmeye. Çocukları ve aileleri yakalamayı hedefliyordum, ondan önce de siyasi karikatürler çizdim ama siyasi karikatürlerle çocukları ve aileleri yakalayamıyorsunuz, bu yol boyunca bant karikatür olarak ne kadar yaparsan yap, gazetede yayınlarsan yayınla çocukları en kolay yakalamanın yolu çizgi film. Ben 22 yıl boyunca çizgi film yaptırmak için çok uğraştım, Çinlilerle ve Hintlilerle görüştüm, fakat başaramadım. Çünkü eskiden sadece çizgi film yaptırmakla kalmıyordu is, bir eko sistem gerekiyordu. Bu eko sistemin içinde bu çizgi filmleri yapacak insanların olması lazım, bu çizgi filmleri gösterecek kanalların olması, çizgi filmleri destekleyecek lisans alan üreticilerin olması ve bunun hukuksal altyapısının olması gerekiyordu. Bunlar Türkiye'de ancak oldu ve simdi çizgi filmler başladı, TRT Çocuk bu konuda öncülük etti. Bu arada da iki, üç sene önce bir grup genç sanatçı arkadaş bana geldi ve "Sizinkiler'in çizgi filmini yapmaya talibiz" dediler. Yaptılar ve çok da başarılı oldular. Onun üzerine ekip kurduk ve bu işi geliştirdik. TRT Çocuk'ta gösterime başladı, yılbaşından beri gösteriliyor. 26 bölümünü bitirdik, 27 Nisan tarihinde de yapılacak özel gösterimle bu yeni biten 26 bölümün lansmanı yapılacak. 45 dakika içine sığan bölümlerden oluşan bir kolaj gösterilecek. Daha sonra da internet sitemiz ve Facebook üzerinden bir kampanya yapılacak. Bu kampanyaya katılanlar mayıs ayındaki gösterimi izlemeye hak kazanacaklar.

"HEP UZUN SOLUKLU DÜŞÜNDÜM"

Limon ve Zeytin'i yaratırken bu denli uzun soluklu bir işe imza atacağınızı düşünüyor muydunuz?

Amerika'ya gittiğim zaman öğrencilik yıllarımda gazetelerde hep görürdüm bant karikatürler vardı. Hatta bir gazetede neredeyse 60 tane bant karikatür vardı, bu bant karikatürler Amerika'da en çok bağımlılık yaratan ve en çok sevilen, takip edilen bölümlerdi. Bir köşe yazarını işten çıkartınca kıyamet kopmuyordu ama o basit görünen bant karikatürlerden bir tanesini çıkardığın zaman kıyamet kopuyordu. Ben Türkiye'ye geldiğim zaman gazetelerde böyle bir şeyin eksikliğini hissettim ve bunu ben yapayım dedim. O zamana kadar hep siyasi karikatürler yapıyordum, bir de şunu fark ettim; o dönem çocuklarım küçüktü, kızım ve oğlum benim çizdiğim karikatürleri okumuyordu, yaptığım işle ilgilenmiyorlardı. Ben de bunun üzerine iki tane civciv çizdim, birini siyah yaptım adı Zeytin oldu, birini sarı yaptım adını Limon koydum. Bu işe başlamadan önce ciddi bir araştırma yaptım, Amerika'da ve dünyada bu işin nasıl yapıldığını araştırdım. Bir kere iş aile üzerine olunca çok başarılı oluyor ve herkesin ilgisini çekiyor. Orada insanlar kendilerini buluyorlar ve daha çok sahip çıkıyorlar. Bir de ben işlere başlarken hep uzun soluklu olsun isterim, bu işe de o gözle başladım. Zaten bu yüzden Sabah gazetesinde 25 yıldır çiziyorum. 22 yıldır 'Bizim City' ve 'Sizinkiler'i çiziyorum. Uzun soluklu olacağına emindim bu işin ve öyle de oldu. Hep araştırdım bu işle ilgili seminer ve konferanslara katıldım, işimi iyi öğrendim ve işimi de o doğrultuda yapıyorum.

Çocuklar için yapılan işlerde sizce en çok neye dikkat etmek lazım?

Argo asla kullanmıyorum, çocuklar için çalışırken çok dikkatli olmamız gerekiyor, asla yanlış imla kullanmamak lazım, kelimeleri kısaltıp bozmamak lazım, aile düzgün olmalı, vahşet, cinsellik ve siyaset yok Sizinkiler'de. Renkli ve eğlenceli bir ortam var bu çizgi filmlerde. Çocuklara kötü örnek olacak şeyler yok, adam sigara içmez, eşini asla aldatmaz, adam belki tembellik yapar ama o kadarı da kabul edilebilir bir durumdur. Anne her şeyi kontrol eder, Limon erken yatmayı sevmez, ödev yapmayı sevmez ama sonunda yapar. Bunları böyle çizmeye başlayınca çocuklar da her gün okumaya başladı ve bu da beni çok mutlu etti.

'Sizinkiler: Çatlak Yumurtalar' çizgi filmlerinde çocuklara verilen mesajlar neler?

Genellikle eğitici ve eğlendirici mesajlar veriyoruz, muhakkak doğru değerleri vermemiz gerekiyor. Konular genellikle şöyle gidiyor: Günlük yaşantılarının içinde bir sorunla karşılaşıyorlar, her ikisinin de dahil olduğu bir kulüp var; Çatlak Yumurtalar Kulübü ve bu ikisi "Bu işi çözmek tam bize göre" deyip, sorunun üzerine gidip sorunu çözmeye çalışıyorlar, bu süreçte birçok macera yaşayıp bir sürü şey öğreniyorlar. Sonunda da mutlu sonla bitiyor ve tüm çizgi film beş dakika sürüyor. Burada genelde öğretmenlerinin anlattıklarını iyi dinleyin, anne ve babanızın sözünü dinleyin, her şerde bir hayır vardır, olaylar kötü gibi görünse de kendinize ders çıkartmaya bakın, moralinizi bozmayın, doğaya ve hayvanlara karşı daha duyarlı olun gibi motive edici mesajlar veriyoruz.

"ÇOCUKLAR KENDİLERİNİ BULDU"

Sizce çocuklar 'Limon ve Zeytin'i neden bu kadar çok seviyor?

Çocuklar bu karakterleri çok sevdi çünkü orada kendilerini buldular, bir de kitapları okuması çok kolay. Ben annelerden hep şunu duyuyorum: "Çocuklarım Sizinkiler kitapları sayesinde okumaya alıştılar ve kitap okumayı sevdiler." Çocuğun önüne yazılı bir kitap verdiğiniz zaman çocuğun gözü korkuyor ve 'Sizinkiler'in kitaplarında üç karede olay anlatılıyor ve çok az yazı var, çocuk sıkılmadan okuyor. Sonra ikinci sayfaya geçiyor ve aynı kolaylıkla tüm kitabı okumuş oluyorlar. Çocuklar bir de bu kitaplar sayesinde espri yapmanın önemini kavrıyor ve anne-babasına gidip espri yapıyor. Anne ve babası bunu takdirle karşılıyor, çocuk zamanla espri üretmeye başlıyor ve esprili bir çocuk olmanın hayatta ne kadar önemli olduğunu anlıyor. Yaratıcı olmak ve orijinal olmak çok önemlidir ve bu çocuk için iyi bir şeydir, ayrıca çizime de heves eder.

Bir de 'Sizinkiler'in lisanslı ürünleri var, bunlardan bahsedebilir miyiz?

Eskiden beri insanlar oyuncak üretiyordu ama artık bunlar lisanlı olarak da üretiliyor ve dolayısıyla bu ürünlerin çizgi film sektörüne çok katkısı oluyor. Satılan ürünlerin belli bir komisyonu çizgi karakterlerin markasına veriliyor ve marka da bu sayede kendisini devam ettirip yeni şeyler üretebiliyor. Türkiye'de artık lisanslı ürünlerin nasıl pazarlanacağı öğrenildi. Bizim lisanslı ürünlerimiz arasında defterler, yapbozlar, boyama kitapları, kırtasiye ürünleri, okul ve sırt çantaları, peluş oyuncakları, yazı tahtaları, çöp kutuları, nevresim takımları, oyun hamurları, kahvaltı setleri ve tekstil ürünleri var.

'Sizinkiler' ile ilgili yeni projeleriniz var mı?

'Sizinkiler' ile ilgili hedefim bir dünya markası haline getirmek. Daha önce en büyük hedefim bir çizgi film yapılmasıydı, onu başarıyla atlatmış bulunuyoruz. Ben bu işin uluslararası olmasını istiyorum, bu işin evrensel olmasını istiyorum. Amerika'daki veya Japonya'daki bir çocuk bu çizgi filmleri izlerken kendisini yabancı hissetmemeli. Zaten aile değerleri birçok ülkede aynı, anne her yerde anne, babalar aynı. Çocukların ebeveynlerle ilişkileri aynı. Bizde sadece çay bardağı lokaldir, onun dışında tüm eşyalarımız ve konularımız evrenseldir. Ben çok inanıyorum, yakında bu karakterler uluslararası karakterler olacak ve uzun metrajlı animasyon çizgi film haline gelecek.

"YETİŞKİNLER NANKÖR OLUYOR"

'Bizim City' de yetişkinlerin ilgiyle takip ettiği karikatürlerin başında geliyor, bir karikatürist olarak Türkiye'de yaşıyor olmak sizi yaratım sürecinizde nasıl etkiliyor?

Türkiye'de karikatürist olmak şanslı bir şey. Ben bir dönem bu Davos'ta düzenlenen karikatür seminerlerine katılıyordum, dünyadan farklı ülkelerden yedi, sekiz karikatürist gelip çizimlerimizle sunumlar yapıyorduk, bu arada da birbirimizle arkadaş olma fırsatı bulmuştuk. Orada mesela Singapur ve Japonyalı meslektaşlarım siyasi kısıtlamalardan ötürü mesleklerini yapmanın çok zor olduğundan dert yanıyordu; İsviçreli bir meslektaşım ise ülkesinde karikatür çizecek konu olmamasından yana şikayet ediyordu. Bir de Amerikalı deneyimli bir karikatürist vardı, "İnsanlar ne çizsek alınıyor bu yüzden çizemiyoruz, Afrikalı birini çizmek istesek rengini koyu çizsek eleştiriyorlar" diyordu. Biz bu konuda son yıllarda özellikle daha da rahatladık, yasalar değişti. Acemi siyasetçiler ilk kez karikatürlerle karşılaşınca dava açıyorlardı şimdi onlar bu durumdan vazgeçtiler.

Çocuklar ve büyükler için çizmek arasında ne gibi bir fark var?

20'li yaşlarımın başından beri siyasi karikatür çiziyorum ama bu işin zevki çocuklara karikatür yapmak. Çocuk gelip sana kitabını imzalattığında sevinip havalara zıplıyorsa, sana sarılıp seni öpüyorsa işte o zaman tüm yorgunluklara değmiş diyorsun. Çok önemli bir meslek doyumu oluyor. Ben her imza gününde çocukların kitaplarına mutlaka Limon ya da Zeytin çiziyorum, bu onların çok hoşuna gidiyor. Onların beni çizerken görmelerinin çok önemli bir şey olduğunu düşünüyorum, çizmenin ne kadar kolay olduğunu görüp "Ben de çizebilirim" diyorlar. Çocuklar çok vefalı oluyor ve size rock star muamelesi yapıyorlar ama büyüklere çizdiğiniz zaman öyle olmuyor, orada ya sizi çok seviyorlar ya da sizden nefret ediyorlar. Bir taraf tutmak ve bir siyasi görüş belirtmek zorunda kalıyorsun, aynı fikirde oldukların seni seviyor ama senle karşıt görüşte olanlar senden nefret ediyor. Bu nedenle nankör bir meslek siyasi karikatüristlik.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.