Resim yapmak onlar için derin bir tutku. Öyle ki; her ikisi de çocukluk çağlarından itibaren renklerle iç içe bu günlere gelmişler, hayatlarının önemli bir bölümü resim yaparak geçmiş. Diğer yandan ikisi de hayvan sever, ikisi de sosyal konulara duyarlı. Hal böyle olunca bu iki genç isimle konuştukça daha da konuşuyoruz ve konu konuyu açıyor.
İKI SIKI DOST IKI BAŞARILI RESSAM
Üniversite yıllarından bu yana dostlukları süren Ressamlar Songül Demirbüken ve Nebile Açar, uzun süren dostlukları kadar, ortaya koydukları başarılı işleri ile de dikkat çekiyorlar. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu, aynı zamanda moda tasarımı üzerine master yapmış Demirbüken, sanatla ilgili düşüncelerini sorduğumuzda “Sanat gönül işidir” diyerek özetliyor konu hakkındaki fikrini. İlk yağlı boya tablosunu altı yaşında yapmış, ilk eserinin ilham kaynağının ise hayvanlara olan sevgisinden kaynaklanıp, siyah bir kedi olduğunu anlatıyor. Sanatçı kişiliğinin yanında kendisini ‘kedi sever’ olarak tanımlıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor; “Hayattaki tüm amacım, bir gün sokaktaki tüm kediler için her mahalleye kedi oteli ve yemekhaneler yaptırabilmek” diyor. Sohbetimizin sonuna doğru kendisinden yeni sergi müjdesini de aldığımız Songül Demirbüken’e sanat yolculuğunda başarılar dileyip, Ressam Nebile Açar’ı biraz daha yakından tanımak üzere sohbete başladık. O da konuşmasına; “Ben iyi bir sanatçı, iyi bir arkadaş, iyi bir hayvan severim” diyerek kendini ve hayata karşı duruşunu özetledi. Bu iki sıkı dost ile buuşmamızın ardından gördük ki; ikisi de sanat tutkunlarının dikkatini şimdiden çekmiş, kendi yollarında hedeflerine sağlam adımlarla yürüyorlar. Bu yolculuklarında başarı hep onlarla olsun.