RÖPORTAJ: BADE ÇAKAR bade.cakar@sabah.com.tr
FOTOĞRAFLAR: KUTUB DALGAKIRAN
Medikal estetik konusunda başarılı isimlerden Dr. Hüseyin Tırman, yeni teknikleri yakından takip eden, kendi muayenesinde hastalarıyla bir araya getiren bir hekim. Hastalarına adeta sanatçı tavrı ile yaklaşan Tırman için önemli olan büyük resmi görmek. "Yaptığımız bozulanı, kaybedileni ve eksik olanı düzeltip, yerine koymak aslında" diyen Dr. Hüseyin Tırman ile bir araya gelerek, medikal estetik üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
İlk olarak sizi biraz tanıyabilir miyiz? Estetik alanına girişiniz nasıl oldu?
2000 yılında tesadüfen botoksla karşılaşınca bu alana girdim. Bu işin bana güzel gelen tarafı; insanların yüzleriyle ilgili eksikleri bulup, çözmek... Puzzle çözmek gibi keyifli bir tarafı var, çünkü yöntem çok... Ben bunların hepsi ile en doğru resmi yapmaya çalışıyorum. Medikal estetik çok gelişti. Her şey moda oluyor bir anda; size uygun olup olmadığından bağımsız olarak. Ben burada bütün parçaları toplayarak puzzle'ı en doğru şekilde yapmaya özen gösteriyorum. Bu da benim hoşuma giden taraf...
Artık işlemler çok kolay. Ameliyatsız birçok düzeltmeyi yapabiliyoruz, değil mi?
Cerrahiyi tabii ki kötülemek istemeyiz. Cerrahi gerektiğinde ve doğru zamanda çok mutlu eden bir uygulama; ama gerektiğinde... Biz medikal estetik ile artık birçok soruna çözüm sunabiliyoruz. Medikal estetik devamlı ve düzenli uygulandığında, işin eksikliğinin tamamlanması ve bir şekilde idame edilmesi olarak düşünebiliriz. Yüzde bir şey eksik olduğunda veya ufak bir esnemede onu keserek düzeltemeyiz. Onu bir şekilde doğru materyallerle doğru şekilde düzeltmek gerekiyor. 10 seneden fazladır Ulthera çıkışıyla beraber ameliyatsız alan olarak yüzü de küçültmek mümkün. Kısaca cerrahi kartını oldukça ileriye atabiliyorsunuz.
Peki, medikal estetiğe hangi yaşlarda başlamak lazım?
Doğru olan, sizin ne zaman ihtiyacınız var. Kırışıklıklarınız 20 yaşında bile oluşabilir, 50 yaşında da olabilir. Bu yüzden botoksun yaşı yok, sizin ihtiyacınız olduğu zaman olmak zorunda, dolgunun da öyle, germe işlemlerinin de. Amerika'da ortalama botoks yaşı 33. 30'lu yaşlarda değil, 18 yaşında da ihtiyacı olan biri olabilir. Gözleri bozuk olabilir, çok fazla yüz mimiklerini kullanıyor olabilir. Ama 18 yaşında başlamak demek doğru olmaz. 33 yaşında demek de doğru olmaz. Biz ergenlik bittikten ve her şey oturduktan sonra kaybetmeye başlıyoruz. İlk olarak elastikiyet düzenli ve devamlı olarak kayboluyor. O yüzden ameliyatsız germe işlemleri, sarkma gevşeme tedavileri çok özel işler ve önemli işler. Minimetrik olsa da hepimiz gevşiyoruz. İkincisi hacim kaybediyor yüzümüz. Yani yüzümüzün destek dokuları azalıyor. Onları eski haline getirmek gerekiyor belli dönemlerde. Ama ne zaman; hastayı rahatsız ettiği zaman.
Bu işlemlerin doğru sonuç vermesi için süreklilik önemli mi?
Güzel bir görüntüye sahip olmak için elini hep üstünde tutmak gerek. Sürekli yaptırmak anlamında söylemiyorum. İhtiyaç olunca doğru teknikle eksiği yerine koymak benim için. Bir kere yapılan tedaviler de var ama bunu biraz bahçe bakımı gibi düşünebiliriz. Güzel bir bahçe istiyorsanız, sadece tohum ekmekle bitmez. Düzenli suyunu vermek, çapasını yapmak, bakımını yapmak lazım.
Bu dönem en çok dikkat çeken yöntemler neler?
Endolift, bu sezonun en beğenilen tekniği. Bu tekniğin en büyük yanı tek seansta çok ciddi oranda gevşeme sarkma tedavisi yapıyor olması. Gözaltına, göz kapaklarına kadar... Bu alanda bugüne kadar çok cihaz yoktu, genelde cerrahiydi. Cerrahiyi ertelemek adına Endolift çok önemli. Yüz ovalini belirginleştirmekte, yüzdeki gevşeme ve sarkmanın olduğu her yerde biz bunu kullanıyoruz. Dünyaca ünlü doktor Dr. Simon Ourian'ın yöntemi olan 'Simon Dolgu' çok ilgi çekiyor. Geçen sene beraber çalıştık, biz de uyguluyoruz. Yüzün belli bir hattını hızla düzeltebilen ve dayanıklı bir dolgu... Ayrıca insanlar artık cildin kalitesini de önemsemeye başladı. Önceden sadece görüntüye bakılırken şimdi kalite de çok önemli. Bu da sosyal medyadaki uygulamalar ve filtreler sayesinde oldu. İnsanlar, yüzlerindeki o ışıltının, renk tonun önemini anladı.
Sürekli gelişen bir sektörün içerisinde olarak siz yenilikleri nasıl takip ediyorsunuz?
Bu işin birkaç tane çıkış yeri var. Teknolojinin çıkış kaynaklarını firmalardan ve FTE'den takip ediyoruz. Firmalar zaten bu konuda gelecek olan ürünleri ve cihazlarıyla ilgili bilgilendiriyorlar. Çünkü teknolojiye meraklı bir firmayız. Bu işin AR-GE'sini yapan çok fazla firma yok. Test ettirip fikrimizi alıyorlar. Dünya kongreleri var. Her ülkede farklı farklı gerçekleşen kongreler, çünkü ülkelere göre beklentiler, çalışma metodları ve ilgi alanları değişiyor. Her kıtanın özellikleriyle ilgili kongreleri takip ediyoruz. Bu işlerle ilgili dünyada yön veren, deneyimleri çok iyi olan, otorite kabul edilen isimler var. Birçoğu ile zaten arkadaşız, bir kısmıyla da sürekli ziyaret ve eğitim amaçlı bir araya geliyoruz.
Medikal estetikte dünyada nasıl bir konumdayız?
Yurtdışında, özellikle Amerika'da bu bir sektör. Kapıdan girdiğinizde ön planda bir kişi olsa da, bankanın kredi veren elemanına kadar, tüm süreçte yer alan kişiler orada bulunuyor. Entegre tesisler var. Entegre lafını bilerek kullanıyorum çünkü girişten çıkışa kadar vücudunuz, yüzünüz, nereyle ilgili sıkıntınız varsa size çözüm sunabilecek donanımlı yerler... Biz de Türkiye'de bu tür donanımlı bir yer yapmaya çalışıyoruz, benim kullanabileceğim ne kadar doğru cihaz varsa, onları burada bir araya getirmeye çalışıyorum. Uzakdoğu'da biraz daha farklı bir kültür var. Birkaç bin metrelik SPA'ların içerisinde bu işlemler yapılıyor. Daha ruhsal açıdan yaklaşıyorlar. Avrupa'da büyük tesisler ve büyük çalışma alanına ihtiyaç duymuyorlar. Avrupa işin başka noktasında. Orada bir doktor ya sadece botoks yapıyordur ya lazer... Bir parçasını yapıyorlar işin ve büyük resimler çizmiyorlar.