RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF SERKAN ELDELEKLİOĞLU
VİDEO BETÜL YAZICIOĞLU
King's College London Üniversitesi Business Management bölümünden yüksek derece ile mezun olmuş Revna Çakır Sarıgül ama hayatının her döneminde büyük tutkusu olan mutfak, mezun olduğu bölümle ilgili bir iş yapmasının önüne geçmiş. Akabinde ise hobisi kısa sürede profesyonel olarak yaptığı bir işe dönüşmüş. Sürekli kendini yenilemek peşinde koşan ve değişimi kucaklayan genç bir influencer olarak, şimdilerde sürekli yükselen bir ivme ile sosyal evrende kendisini takip edenlere sağlıklı ve kaliteli yaşam konularında ilham veriyor. Hayatın pek çok alanındaki seçimlerini ilgiyle takip ettiğimiz Revna Hanım ile yeni yıla günler kala Kemer Country'deki evinde buluştuk; kendi tarzını yansıttığı bir yılbaşı masası etrafında keyifli bir sohbeti paylaştık. Önce kısa bir yıl değerlendirmesinden sonra, güncel hedefleri, yeni dilekleri ve hayattan beklentilerini konuştuk.
REVNA ÇAKIR SARIGÜL'ÜN HAZIRLADIĞI YILBAŞI SOFRASININ VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Revna Hanım, sohbetimize kısa bir yıl değerlendirmesi yaparak başlasak mı? Nasıl bir yıl oldu sizin için?
Öncelikle evime hoş geldiniz. Pandemi başlayalı hayatlarımızda birçok şey değişti. Sağlığımıza daha da dikkat ettiğimiz bir dönemden geçiyoruz. Bu seneyi düşündüğümde ise nasıl bu kadar hızlı geçti inanamıyorum açıkçası. Aralarda eşimle çok keyifli seyahatlerimiz oldu. Onlar sayesinde rutinden çıkıp, ruhumuzu besledik diyebilirim. İşim konusunda da harika gelişmeler ve keyifli iş birliklerim oldu, o nedenle çok güzeldi. Şu an yeni seneye motiveyim anlayacağınız.
Şahane bir yeni yıl masası hazırlamışsınız. Evde kendi masasını hazırlayacak okuyucularımıza, kendi stillerini kuracakları masalara da yansıtmaları konusunda neler söylersiniz?
Çok teşekkür ederim, sizlerin beğenmiş olması benim için çok değerli. Sevgili dostlarım Sanem ve Duygu'nun The Grace Brands markası altında sundukları Pip Studio'nun yılbaşı soframa harika bir uyum sağlayacağını düşündüğüm Winter Wonderland takımını kullanmak istedim. Herkesin kendi tarzı ve bir stili var. Bence öncelikle buna yoğunlaşmamız gerekiyor. Esinlenmek için sosyal medyadan araştırma yapmak da bana mantıklı geliyor. Tabii ki özgünlüğü elden bırakmadan esinlenmekten bahsediyorum. Mesela ben kesinlikle sade ve spor bir yaşam sürüyorum. Bu demek değil ki, ağır sofralardan hoşlanmıyorum fakat en yakınlarımla geçireceğim samimi bir yılbaşı sofrasında sade şıklığı tercih ederim.
Biraz da bize özel hazırladığınız yılbaşı mönüsünden bahsetmek ister misiniz? Hangi lezzetler öne çıkıyor?
Mönü hazırlarken ilk dikkat ettiğim şey kesinlikle mevsim oluyor. Mevsim meyve ve sebzelerini kullanarak mutfağımı daha sürdürülebilir hale getiriyorum. Aynı zamanda dengeli ve yeterli çeşitlilik de önem verdiğim bir başka detay. Başlangıç olarak hafif ve ana yemeğe yer bırakacak yeşil otlu humus, keçi peynirli ve pancarlı kanepem var. Ardından ana yemek olarak nar gibi kızarmış vişne soslu fırında bütün tavuk ve balkabağı ile lezzetlendirdiğim siyah pirinç pilavı yapmak istedim. Yan lezzet olarak narlı çiğ brüksel lahana salatası ve kerevizden patates kızartmasına (tabii ki fırında!) yer vermek istedim.
Şamdan Plus okuyucularına özel, yılbaşı sofraları için özel bir lezzetin tarifini vermek ister misiniz?
Aslında bu sofrada en sevdiğim tariflerim narlı çiğ brüksel lahanalı salata ve fırında kereviz olabilir. Fırında kereviz birçok kişinin şans vermediği bir tarif olabileceğinden ondan bahsetmek isterim. Kerevizi evlerimizde hep zeytinyağlı olarak pişiriyoruz fakat birçok farklı şekilde de değerlendirmek mümkün. Özellikle patates kızartması sevenler için birebir bir tarif olacaktır! İster ince uzun isterseniz de küp küp doğradığınız kerevizlerinizi zeytinyağ, tuz-karabiber, taze kekik, biberiye ve biraz paprika ile harmanlayın. Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında altın sarısı oluncaya kadar kızartın. Ardından servis ettiğinizde lezzetine inanamayacaksınız.
Sosyal medya hesabınızdan yaptığınız sağlıklı yaşama teşvik edici paylaşımlar son dönemlerde epey revaçta. Ama siz aslında nasıl böyle bir yola girdiniz, bunu profesyonel bir iş olarak yapmaya başlamanızın ardında bir hikaye var mı?
King's College London, Business Management bölümünden yüksek derece ile mezun oldum. Londra'da yaşadığım süreç hayatıma kesinlikle apayrı bir vizyon kattı. Mutfak zaten kendimi bildim bileli inanılmaz sevdiğim bir alandı. Okurken aklım sürekli olarak yeni yerler keşfetmek ve kurslara gidip yeni kültürlerin mutfaklarını öğrenmekteydi. Bu sayede kendimi ciddi anlamda geliştirdim. O dönem sağlıklı beslenmeye ve hareket etmeye olan ilgim de arttığı için bir noktada ikisini birleştirdim. İstanbul'a dönmeye yakın sıfırdan bir Instagram hesabı açtım. Fakat tamamen hobi olarak ve keyfi açtığım bir hesaptı. İstanbul'da kısa süre kurumsal bir şirkette çalıştım fakat yapmak istediğimden çok farklı olduğunu anlayınca işi bırakıp o dönem sadece hesabıma öncelik verdim. O gün bu gündür istikrarlı bir şekilde devam ediyorum ve bu hiç beklemediğim profesyonel bir işe dönüştü.
Verdiğiniz bilgi ve tarifler ile aslında asıl ulaşmak istediğiniz kitle ve amaçlarınız neler oluyor?
Kültürümüzde yemek, sofra ve misafir oldukça önemli bir yere sahip. İlk zamanlar hesabımda sadece sağlıklı tarif veriyordum ve bu nedenle tabii ki daha kısıtlı bir kitleye erişiyordum. Fakat günümüzde sağlıklı tariflerimin yanı sıra hayat tarzımı, görüşlerimi ve hobilerimi paylaşarak daha geniş bir kitleye hitap ettiğimi düşünüyorum. Amacım bir nebze de olsun kişilerin hayatına dokunup bir katkıda bulunmak.
Peki, mutfakta sürdürülebilirlik hakkında neler düşünüyorsunuz? Siz de bu konuda hassasiyet gösteriyorsunuzdur eminim. Kendi mutfağınızda bu konu ile ilgili aldığınız önlemler var mı?
Sürdürülebilirlik benim uzun süredir hayatımda var olan bir konu. Günümüzde de modern dünyanın getirdiği aşırı tüketim anlayışının tam tersine sürdürülebilirlik kavramını benimsememiz gerektiğine inanıyorum. Sürdürülebilir mutfak için mevsiminde, yerel tohumlarla üretilen yiyeceklere ve bitkisel gıdalara ağırlık vermeye çalışıyorum. Hafta başında buzdolabımda neler var ilk olarak onlara bakıyor ve bu doğrultuda bir mönü hazırlayıp alışveriş listesi çıkartıyorum. Her şeyi kararında ve ihtiyaç oranında kullanmaya özen gösteriyorum. File ve keten keseler, balmumundan yapılmış saklama bezleri, cam ve silikon saklama kapları, cam pipetler ve doğada çözülebilen ürünleri kullanıyorum.
Sağlıklı yaşam bilincini paylaşıp çoğaltmak adına açılan YouTube kanal sayısının fazlaca olduğu son dönemlerde, fark yaratmanın koşulları neler sizce?
Youtube'a başladığım dönemde, şimdilerdeki gibi yoğunluk yoktu. Hatta 'sağlıklı' adı altında paylaşılan içeriklere de bugünkü ilgi yoktu diye düşünüyorum. Benim fark yaratmam düzenli bir şekilde bu işe devam etmemle oldu. Destekçilerim ise fark yaratmamın kesinlikle gerçek hayattaki gibi samimi ve içtenliğimle alakalı olduğunu söylerler.
Sona doğru yaklaşırken, yakın vadeli gerçekleştirmeyi planladığınız yeni hedeflerinizden bahsetmek ister misiniz?
Güncel olarak haftanın üç günü Bein Gurme kanalında sağlıklı, pratik ve fonksiyonel tariflerimi ekranlardan paylaşıyorum. Bu proje benim için oldukça gurur verici oldu. İlk aşamada yaptığım işe/projeye odaklanmayı hedefliyorum. Bu yolda kendimi geliştirmek için çok araştırıyor ve çalışıyorum. Eş zamanlı sosyal medya hesaplarımı da yönetiyorum. Yakın vadede hayata geçirmek istediğim projelerim var ancak yoğunluğumdan dolayı biraz daha erteliyorum. En hayırlı zamanda olacağına inandığım için hiçbir şeyi aceleye getirmek istemiyorum.
Ve son olarak; yeni yıl dilekleriniz neler?
Her şeyden önce kesinlikle sağlık ve hepimiz için huzurlu bir dünya diliyorum.