"Her geçen gün kendimizi geliştiriyoruz"

Erzurum Palandöken’de yer alan ve en lüks kayak otelleri arasında gösterilen Sway Hotels, sunduğu lüks hizmetler ve ayrıcalıklı pistleriyle dikkat çekiyor. Sway Hotels’ın sahibi Can Dikmen, Satış ve Pazarlama Müdürü Berke Dikmen ve otelin dijital pazarlam

"Her geçen gün kendimizi geliştiriyoruz"

Bade ÇAKAR

Türkiye'nin en lüks kayak merkezlerinin başında gelen Sway Hotels'in sahibi Can Dikmen, macera olarak 2005 yılında başladığı başarılı projesini, bugün oğlu Berke Dikmen ve kızı Ece Dikmen'in de desteği ile en yukarı noktaya taşıyor. Erzurum Palandöken'in eşsiz atmosferinde bir araya geldiğimiz Dikmen Ailesi ile gelecek planlarını konuştuk.

Açıldığı ilk günden beri Sway Hotels iddiasını sürdürüyor. İlk güne geri dönersek, Sway'in yaratım aşaması nasıldı?
Can Dikmen: Öncelikle bu, 2005 yılında başlayan bir macera. Palandöken bölgesini seçtikten sonra burada mevcut olan eski bir oteli alıp, yeni bir proje yapılarak Avrupa'daki ileri kayak servisini Türkiye'ye getirmek için başlayan bir maceraydı. Bunda da yer olarak Palandöken'i tercih ettik.

Palandöken'i özellikle seçme nedeniniz neydi? Diğer kayak merkezlerine göre Palandöken ne gibi özelliklere sahip, artıları neler?
Berke Dikmen: Palandöken, çok önemli bir yer, çünkü dağ ve kar açısından en uzun sezon burada. Ayrıca 30-40 yıl boyunca da küresel ısınmadan etkilenmeyecek bir bölge. Bunların dışında da havalimanından dağa 15 dakikalık mesafeyle en kısa sürede ulaşımı olduğundan ve diğer kayak bölgelerinden çok daha avantajlı göründüğünden burayı tercih ettik. Hepsine ek olarak 12 ay açık bir turizm yatırımı.

Peki, Sway Hotels'in diğer kayak otellerinden farkı nedir?
B. Dikmen: Diğer kayak otellerinden en büyük farkımız rahatlık. Dünyada başka bir yerde olmayan 15 dakikalık bir mesafeyle otele ulaşmak mümkün. Buna ek olarak Sway sadece Türkiye'nin en iyi kayak oteli olmakla birlikte, kayak yapmayan ve tüm misafirlerine iyi hizmeti sunmaya çalışan misafir odaklı bir işletme. Otelimizde çocuklu ailelerin de keyifle tatil yapacağı bir ortam yarattık. Çocuklar için aktivite odamızdan, stres ve yorgunluktan arınmak isteyenleri düşünerek oluşturduğumuz spa, hamam ve masaj salonlarımızla gelenlerin memnun ayrılması için çalışıyoruz. Apres Ski teras barımızda da eğlenmek isteyenleri düşünerek onlar için her geçen gün kendimizi geliştirerek en iyi hizmeti verebilmek için çalışıyoruz.

Ülkemizde kış turizmine ve kış sporlarına bakış ve ilgi nasıl? İlginin artması için neler yapılabilir?
B. Dikmen: Kış turizmini Türkiye'de küçük bir kesim tercih etmekte... Fakat her yıl çok ciddi sayıda artan bir talep var. Buna kayak sporu olarak değil, kış turizmi olarak bakmak gerek. Kışın tatil yapma tercihi ve kış aktiviteleri her yıl artmakta. Türkiye'deki tesis ve gidilecek dağ sayısı da arttığından devamlı kendimizi geliştiriyoruz. Daha da ileri gitmeye çalışıyoruz.

Baba-oğul birlikte çalışmak nasıl bir his? Avantajları ve dezavantajları var mı?
C. Dikmen:
Öncelikle baba-oğul çalışmak çok gurur verici bir olay... Oğlumun bu kadar aktif ve başarılı olması beni sadece mutlu ediyor. Otelcilik konusu çok hassas bir konu. Artık Türkiye'de birkaç çeşit turizm var. Bir endüstriyel turizm; Antalya'nın yaptığı gibi kitlelere hitap eden. Biz ise en zor bölümlerinden birini yapıyoruz, bu da kayak oteli. Kayak otelinde; kar, ulaşım, müşteri memnuniyeti, kayak, kayak dersleri gibi bir sürü faktörlerimiz var. Bunların içinde de gelen müşterimize dokunmak ve onların isteklerini yerine getirmek ile ilgili ciddi bir çaba sarf etmek zorundayız. Ben ve ekibim ve oğlum bu konuyu çok iyi yapıyoruz. Buraya gelen insanları eğlendirmek, mutlu etmek zorundayız bu konuda da, boynuz kulağı geçer derler, oğlum da böyle bir konumda sağ olsun, bu işi çok iyi yapıyor. Problemler olmuyor mu, oluyor. Çünkü arada tecrübe işin içine giriyor. Elimden geldiği kadar ben de tecrübelerimle onu belli konumlarda yönlendirmeye çalışıyorum, ama çok da fazla bir şey yapamıyorum, sağ olsun kendisi bunu gayet iyi yapıyor. Bundan dolayı benim için baba-oğul çalışmak mutluluktan öte bir şey değil.

Berke Bey sizin babanızdan iş hayatında öğrendiğiniz en büyük prensip nedir?
B. Dikmen: Babamla beraber çalışırken öğrendiğim birçok önemli prensip var. Başta yaptığımız her işte açık, net ve güvenilir olmak. Buna ek olarak detaylı çalışmak, ileriyi planlamak ve yaptığımız her şeyi farklılaştırmak artık bütün ekip için doğal bir hal almış durumda.

Kış turizmi açısından bu yıl nasıl bir sezon olacak? Beklentileriniz neler?
B. Dikmen:
Son iki senedir çok güzel bir kar var. Bu sene de sezon çok erken başladı. Biz tabii ki her zamanki gibi sezonu ilk açan tesis olduk. Talepler gayet iyi. Yurtdışı pazarı biraz daha düşmekte. Onun dışında geçmiş yıllarla kıyasladığımızda iç pazarımızda turist sayısının daha da artacağını düşünüyorum.

Uluslararası kış sporu yarışları daha önce Erzurum'da gerçekleşti. Bu yıl da bir organizasyonolacak mı?
C. Dikmen:
Öncelikle Kayak Federasyonu'nun ve Spor Bakanlığı'nın yapmış olduğu çalışmalar oluyor. Geçen sene Avrupa Kış Olimpiyatları Festivali'ne ev sahipliği yaptık. 2011'de de Universiade'ı yapmıştık. Şu anda da artık 2026 olimpiyatlarına talibiz. Bunun dışında da bu sezonda Uluslararası World Cup yarışlarımız olacak. 19-21 Ocak'ta Snowboard World Cup Yarışı Erzurum'da, yine biz ev sahipliği yapacağız.

Bu sezon Sway Hotels misafirlerini ne gibi yenilikler bekliyor?
B. Dikmen: Sway Hotels olarak bu sene yeni markamızla 3. yılımız ve bu 3. sezonumuz olacak. Bu sezon ilk yaptığımız yapısal değişikliğimiz ailelerimize biraz daha hitap edebilmek için daha fazla aile odalarımız oldu. Buna ek olarak geçen yıllara göre çok daha dolu bir aktivite takvimi yaptık. Her hafta 1 ya da 2 etkinliğimiz olacak şekilde düzenledik. Dolayısıyla artık aile tatilinde çocukları mutlu ettiğimiz kadar aile büyüklerini de birazcık daha eğlendirmeye yönelmek gibi bir planımız var. Güzel bir sezon başlangıcı yaptık, inşallah bu şekilde devam edecek diye düşünüyoruz.

Gelecek için farklı yatırım projeleriniz olacak mı?
C. Dikmen:
Sway son 2-3 yıldan beri ciddi bir ivme kazandı. Bu, ekip çalışması bunu üstüne basarak söylemek istiyorum. Sadece oğlum değil, diğer tüm ekibin de, tüm çalışanların da hepsi gönül verdikleri için canla başla çalışıyorlar. Amacımız mümkün olduğu kadar bunu daha profesyonel ve organize hale getirip bunun yanına yazlık bir otel eklemek. Bu başarı ve bize gelen mutlu ettiğimiz müşterileri bir yaz ortamında da ağırlamayı hedefleyecek bir çalışma yapmak. Çünkü galiba benim söylemem yanlış olabilir ama gelenler memnun ki açıldığımızdan beri her yıl birkaç defa gelen, turizmde 'repeat' müşteri dediğimiz müşteri sayısı çok fazla. Dolayısıyla bunu değerlendirip aynısını bir yaz otelinde de yapmayı hedefliyoruz. Bunu daha çok Berke yapacak zaten. Türkiye'nin mevcut şartlarını da değerlendirip gerekli ve uygun zamanda bunu yapmak da hedeflerimizde var. Ayrıca da otelimizde bayağı yoğun bir talep almaya başladı. Bu talep doğrultusunda da belki buradaki arazimiz ve imkanlarımız yeterli, küçük bir ek otel daha yapma fikrimiz olabilir. Tabii ki Türkiye'nin, dünyanın şartlarını değerlendirdiğimizde yoğurdu üfleyerek yemek zorundayız, bunları da dikkate alarak büyümek istiyoruz.

Ece Hanım, otelin dijital pazarlamasında sizin payınız büyük. Buradaki faaliyet ve hedeflerinizden bahseder misiniz?
Ece Dikmen:
Sway, dijitalde aktif bir otel. Instagram'da canlı konser paylaşımlarından, günlük resim paylaşımlarına kadar müşterilerimizi otelde olan yarışmalar, etkinlikler ve hava durumundan haberdar ediyoruz. Pazarlamada, samimi, sıcak ve anlık bir yaklaşımı korumak asil hedefimiz. Sway, sonuçta bir aile oteli ve bu güveni hissettirmek bizim için çok önemli.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.