RÖPORTAJ ÖZGE ZEKİ
Sosyal medyanın da etkisiyle mutfakla ilgili her konu, her gelişme yoğun ilgi görüyor. Uzun yıllardır gastronomi alanında başarılı çalışmalarıyla izlediğimiz Özlem Mekik, Kadı Kızı markasını lanse etmenin heyecanını yaşıyor şu sıralar. Markası için her ürün gamında maksimum kaliteyi minimum maliyetle üretmek ve müşteriye uygun fiyatlarla sunmak hedefiyle yola çıkmış. Günlük hayatta mutfakta pişirim ve sofra sunum olarak her bütçeye uyabilecek ürünler sunuyor. Özlem Mekik, misyonlarını ise, 'Önce yurtiçinde, sonra yurtdışında Türk mallarının kalitesini, güvenilirliğini ve sağlıklı olduğunu tanıtmak, mutfakta ve sofrada vakit geçiren insanların hayatlarını kolaylaştırmak' sözleriyle özetliyor.
Kadı Kızı markası nasıl ortaya çıktı?
Markanın doğuşu, ekip arkadaşlarımızın yaptığı fikir paylaşımları sonucu ortaya çıktı. Marka adı için birçok öneriyi değerlendirdik. Özellikle bu markanın yerel, yöresel ve tarihimizden gelen bir esintiyi içinde bulundurması konusunda ekip olarak hemfikirdik. Markamızı tüketiciyle buluştururken e-ticaret kanalı (kadikizi.com) ile başladığımız yolculukta online kanalda güçlü bir pazar payı elde etmek, sonrasında satış noktaları oluşturmak ve tabii ki ülkemizin en önemli ekonomik ihtiyacı olan ihracat tarafında da yol almak genel yol haritamız.
Koleksiyonların hikayesinden bahseder misiniz?
Sektörümüzde yaptığımız analizler sonucunda gerek kullanım gerekse sofra ve mutfaklarda görsel ahenk yaratacak form ve desenleri tasarım ekibimize aktardık. Tasarım ekibimizden gelen geri dönüşlerden en uygun model ve desenleri, sağlıklı olma ilkesi esas tutularak ürettirdik. Ayrıca sunduğumuz ürünlerimizde her geçen gün bir yeniliğin doğduğu, trendin çok hızlı değiştiği ev ve mutfak sektöründe gelişmeyi ve büyümeyi kendine hedef alan markamız bu kapsamda kaliteyi ön planda tutarak, pazarın talep ve beklentilerini tespit ederek koşulsuz müşteri memnuniyeti politikası ile tasarımlarına yön veriyor.
Ürün gruplarınızda neler var?
Kadı Kızı, masaüstü ve pişirim ürünlerine öncelik vererek oluşturduğu ürün gamına ilerleyen günlerde yine evlerde kullanılan birçok farklı ürün ile zenginlik katacak. Ana ürün grubu mutfak pişirim ürünleri ve sofra sunum ürünleridir.
Türkiye'de gastronomiye ilgi arttı. Siz sektördeki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk ve Anadolu mutfak ve yemek kültürlerinin daha derin bilgiler ve akademik boyutuyla dile getirilmesi, Türkiye için gastronomi sektöründe olumlu bir gelişme. Gastronomi sadece okullardaki aşçılık eğitimi olarak algılanmıyor artık. Bu da bir şeylerin ilerlediğini gösteriyor. Profesyonel şeflerin kişisel çabalarını da es geçmemek gerekiyor. Uluslararası arenada Türk mutfağından söz ettirmenin bir diğer yolu da profesyonel şeflerimizin kendilerini göstermeleri ile doğru orantılı. Eğitim alanında atılan ciddi adımlar, gastronominin bir bilim olarak işlenmesi ve öğretilmesi, binlerce yıllık yemek ve mutfak kültürümüzün tanınırlığını artırması önemli. Böyle olduğunu umuyorum ya da böyle olmalı diyelim…
Peki, sektörün gelişmesi adına önerileriniz neler?
Gastronomi sektöründen ayrı tutamayacağımız tarım çeşitliliğimizin de geniş kapsamlı çalıştaylar ile ele alınması ve devlet politikası olarak işlenmesi, teşvik edilmesi gerekiyor. Bir tarım ülkesi olan Türkiye'nin gastronomi sektörünün gelişmesinde tarımını yadsımak da mümkün değildir. Ayrıca ürünlerimizin dünyada marka olabilmesinin yolu da yerel üretimleri ve sürdürülebilir tarımı desteklemekten geçiyor. Önce bilgiyi üretmeli, sonra kanunlaştırmalı, paylaşmalı ve emeğe yansıtmalıyız.