Röportaj: İrem Orhan
Fotoğraf: Serkan Eldeleklioğlu
Hem kişisel yaşamında hem de kariyer yolculuğunda şimdilerde tarifsiz heyecanlar içinde mücevher tasarımcısı Milka Karaağaçlı İnce. 2009 yılında markası Kısmet by Milka’yı kurdu ve sunduğu koleksiyonlarla 15 yıldır mücevher endüstrisinin fark yaratan isimleri arasına adını yazdırdı. Kariyer yolculuğu gurur anlarıyla dolu, başarılı bir tasarımcı olmasının yanında üzerine titrediği aile hayatıyla da imrenilen biri. Onu yakından tanımak için sebeplerimiz sadece bunlarla sınırlı değil, daha merak ettiğimiz pek çok nitelikli özelliğe sahip kendisi. Milka Karaağaçlı İnce ile son dönemlerdeki yoğun temposunun içinde buluştuk; önce bir fotoğraf çekimi yapıp sonra da kariyerinden özel hayatına kendisiyle ilgili merak ettiğimiz her şeyi konuştuk.
Hem özel yaşantılarınızda hem de kariyer yolculuğunuzda nasıl gidiyor her şey?
Hem kişisel yaşamımda hem de kariyerimde çok yoğun bir tempo içindeyim. Ancak hayallerimi gerçekleştiriyor olmaktan dolayı çok heyecanlıyım. Bu yıl 15. yaşımızı kutluyoruz. Birçok ilki yaşıyoruz ve büyüyoruz. 15 yaş, artık çocuk olmadığınız, gençliğe adım attığınız bir yaş. Kısmet By Milka’nın da artık bir ayağı dışarıda, benliğini daha fazla korumak ve adını daha fazla duyurmak istiyor. Kendi çocuğumun büyümesine tanık olmak kadar heyecan verici benim için.
Kariyer yolculuğunuz gurur anlarıyla dolu. Mesela moda devlerinin peşinden koştuğu Fransız yönetmen Piotr Stoklosa ile beraber İstanbul’daki atölyenizde bir çekim gerçekleştirdiniz. Böylelikle Stoklosa ilk kez Türk bir marka ile bir araya gelmiş oldu. Kariyerinizin en özel anlarından biri olmalı, neler hissettiniz?
Piotr Stoklosa gibi uluslararası alanda tanınmış bir yönetmenle çalışmak çok önemliydi. Moda dünyasında bu tür iş birliklerinin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Dünyaca ünlü markalarla çalışan Piotr Stoklosa’nın bir Türk markasıyla çalışması da burada önemli bir noktaydı. Çekim süreci de gerçekten büyüleyiciydi. Piotr’un sanatsal vizyonu, yaptığı işin derinliğine duyduğu saygı ve detaylara gösterdiği özen, bambaşka bir seviyedeydi. Tasarımın ve üretimin kalbi olan Design House’ta çekimlerimizi gerçekleştirdik. İkonik tasarımlarımızı ve el işçiliğimizi öne çıkarırken, zanaatkarlığa verdiğimiz önemi göstermek ve tasarım alanındaki vizyonumuzu yansıtmak bizim için çok kıymetli.
Diğer yandan Naomi Watts, Anne Hathaway, Meghan Markle, Bella Hadid, Beyonce ve Madonna aklıma ilk gelenler arasında, tasarımlarınızı kullanan dünyaca ünlü isimler arasında. Kariyer serüveninizde tasarımlarınızı kullanmasını hayal ettiğiniz başka kimler kaldı? Konu mücevher olunca, kuralların dışına çıkmayı seven birisiniz, peki hayatta her konuda bu denli gözü kara mısınız?
Cate Blanchett, Cher, Sabrina Carpenter, Julianne Moore, Josh O’Connor, Jannik Sinner... Bu isimlerin üzerinde görmek isterdim. Hepsini aynı ayrı seviyorum ve tarzlarını beğeniyorum. Aslında gözü karalık değil yaptığım şey. Yani gözü karalıkta bir kontrolsüzlük hissediyorum. Kuralların dışına çıkmak sistemli bir kültür ve disiplin yaratarak, ruhunuzu yaşamak. Yani bir isyan, farklı bir bakış taşımalısınız. Ve bunda ısrar etmelisiniz. Hedeflerim konusunda ısrarcı ve istikrarlıyım, bu doğru.