Röportaj: Gülçin İşler FIRAT
Fotoğraflar: Şeref YILMAZ
Uzun yıllardır aile mesleği olan kuyumculuk sektörünün içinde adeta büyüyen Senem Gençoğlu, kendi kanatlarıyla uçmayı tercih ederek takı markası Kloto'yu hayata geçirdi. Gençoğlu Group Eş Başkanı ve Jival'in sahibi Naim Gençoğlu'nun kızı Senem Hanım, henüz 25 yaşında çıktığı bu yolda pozitif enerjisi, markaya olan inancıyla kısa sürede dikkatleri üzerine çekti. Senem Hanım, Rhode Island School of Design'da Endüstriyel Tasarım okumuş. İlk stajını Sevan Bıçakçı'nın yanında yapan Gençoğlu, Amsterdam'da Marcel Wanders'ın ofisinde çalıştıktan sonra İstanbul'da kendi serüvenine başlamış. Genç girişimciyle Jival'in ofisinde bir araya gelerek marka yaratma hikayesini konuştuk .
Sizi kendi markanızı kurmaya iten etkenler neler oldu?
Kapalıçarşı kültüründen gelen, uzun yıllardır kuyumculuk sektörüyle uğraşan bir ailede büyüdüm. Kendimi bildim bileli sanatsal yönüm kuvvetliydi ve her zaman en keyif aldığım aktivite çizim yapmaktı. Saatlerce stüdyodan çıkmazdım, ama bu alanda ne yapmak istediğime tam karar verememiştim. Abimin bana önerdiği 'Objectified' belgeseliyle masa başında çizim yapan tasarımcı algım yıkıldı ve hem düşünür, hem yaratıcı, hem üreten bir tasarımcı profili olduğunu gördüm. Bu da bir hayli ilgimi çekti. Eğitimim sonrasında da öğrendiklerimi ailemden gelen kuyumculuk tecrübesiyle harmanladım ve kendi markamı kurmaya karar verdim.
Markanızın adına nasıl karar verdiniz?
Yunan mitolojisinde Kloto, yaşamın döngüsüne yön veren Tanrıça anlamına geliyor. Ben de bu konulara çok ilgi duyduğumdan anlamını da öğrenince markamın isminin bu olmasına karar verdim. Çünkü Kloto takıları yaşam döngüsünü resmediyor.
Yaşam döngüsünü takılarınıza yansıtıyorsunuz, tasarımlarınız nasıl hayat buluyor?
Yaşamın kendi özünden ilham alarak oluşturduğum simgeler güçlerini kendi hikayesinden alıyorlar. Evren ve varoluşun anlamıyla ilgili sorular ilgimi çeker ve spritüel, bilimsel, felsefik konuları irdelemeyi seviyorum. Tarihin en büyük sorularını birçok uygarlık farklı şekillerde açıklamaya çalışırken muazzam sanat eserleri, çizimler, mozaikler, hatta dans ritüelleri ortaya çıkarmışlar. Ben de evrenle ilgili kendi hayranlığımı takılarıma yansıtıyorum.
Zaten tasarımlarınız da geometrik ve sanat eseri gibi dizayn edilmiş. Siz tasarımlarınızı nasıl yorumluyorsunuz?
Tasarımlar tasvir etmek istediğim hikayenin yansımaları aslında... Her parçayı çizim aşamasından gerçek hayata gelene kadar sizin de ifade ettiğiniz bir sanat eseri gibi incelikle üretiyorum. Tasarımlarımın sade, şık, özgün ve orijinal olmasına özen gösteriyorum. Koleksiyonları oluştururken ilham almak için heykellere, mimariye, mobilya ve aydınlatma tasarımlarına göz atmaktan hoşlanıyorum. Ettore Sottsass'ın tasarımları, Isamu Noguchi'nin heykelleri benim için büyük ilham kaynakları...
Malum çok sayıda mücevher markası var, sizin markanızın farkı nedir?
Tasarım yaparken bir endüstriyel tasarımcı bakış açısından, yani farklı bir pencereden bakıyorum. Bu sayede minimal çizgiler taşıyan, içlerinde mekanizma olan takılar ortaya çıkıyor. Ayrıca işçilik ve gümüşte yakaladığımız kaliteyle çıtayı yükselttiğimizi söyleyebilirim.
Aile mesleğini devam ettirme kararı almanızda ailenizin etkisi oldu mu?
Ailem her zaman sevdiğim mesleği seçmemi destekledi. Endüstriyel tasarımı sevdiğim için tercih ettim. Elbette kuyumculukla iç içe büyümemin takı tasarımına konsantre olmamda büyük etkisi var. Ailemden gelen bir geleneği devam ettiriyor olmak da ayrıca gurur verici... Bu anlamda takı benim için iyi bir başlangıç noktası oldu. Asıl hedefim endüstriyel tasarım deneyimlerimden yararlanarak; zevkimi ve görüşümü yansıtan bir tasarım markası oluşturmak.
Jival gibi büyük bir markada görev almak ve ailenizle kurulu düzende çalışmak yerine kendi markanızı yaratarak sıfırdan yola çıktınız. Bu atılımı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kloto için yola çıkış hikayem endüstri tasarımı eğitimimle sadece takı değil farklı boyutlarda ve alanlarda da ileriye dönük çalışmalar yapmaktı. Dolayısıyla bu bambaşka bir girişim; kendi hayallerimin hayat bulması...
Aileniz kendi markanızı kurmaya karar verdiğinizi öğrenince ne dedi? Babanız, aile bireyleri nasıl destek oluyorlar markanıza?
En başından beri beni hep desteklediler ve her adımımda, kararımda desteklemeye devam ediyorlar. Aile olarak her konuyu beraber değerlendiren, konuşan, ilişkileri kuvvetli bir yapımız var. Dolayısıyla aileden herhangi birinin bir konuda desteğe ihtiyacı olunca oturur, konuşur ve hepimiz maksimumda yardımcı oluruz. Aynı şekilde ben de Kloto'nun yaratım sürecinden bu noktaya gelene kadar ailemin manevi gücünü hep yanımda hissettim. Her kararım ve girişimimde fikir alışverişinde bulunarak, en doğrusu ve beni ben yapan en ideali için hareket ettik.
Koleksiyonunuz 'Kod'dan bahsedelim; kaç parçadan oluşuyor, ürün grubunu neler oluşturuyor?
Koleksiyonun ilham kaynağı evrenin geometrisi... Atomlardan galaksilere evren akıl almaz bir mekanizma ve Kod koleksiyonundaki her parça bu denge ve düzenin temelinde geometrinin yattığı düşüncesiyle tasarlandı. Koleksiyondaki tüm formlar da bunu yansıtıyor. Tasarımlarda altın ve gümüşün parlaklığını öne çıkarmak istedim. İki metal renk yan yana gelince de güzel bir kontrast yakaladı. Ayrıca choker'larda sonbahar ve kışın klasiği bordo rengini kullanmayı tercih ettim. Koleksiyonda her biri farklı renk seçenekleri de olan 10 küpe, 6 yüzük ve sadece bordo renkte 4 choker ile toplam 20 parça bulunuyor.
Ürünlerinizin satış kanalı nasıl, gelecekteki hedef noktalar neresi?
Kloto tasarımları şu an Beymen Blender İstinyePark ve Zorlu'da, online'da ise www.kloto.com.tr adlı kendi web sitemiz üzerinden ve www.hipicon. com, www.masculinfeminin.com sitelerinden satılıyor. İlerleyen dönem için hem yurtiçi, hem de yurtdışında etkili satış noktalarında yer almanın yanı sıra kendi Kloto butiklerimizi de oluşturmayı hedefliyorum.
Mücevher dünyası, Kapalıçarşı sizin için ne ifade ediyor?
Kapalıçarşı bambaşka bir kültür; geçmişiyle, kokusuyla, insanıyla, dünya çapında özel bir anlamı olan, enerjisi bambaşka bir yer... Söz konusu kuyumculuk ve mücevher olunca da işin mutfağı, özü, kaynağı; vazgeçilmezi... Mücevher dünyasında ise her tasarımın bir hikayesi var, çünkü hem tasarlayan, hem de kullanan kişi hakkında izler taşır mücevher... Elbette her tasarımın anlamı derin olmak zorunda değil; benim tercihim anlamı olan takılar üretmek... Takan kişiye bir parça da olsa merak ettirip, hikayeyi aktarabilirsem kendimi başarılı sayarım.
Markanız için hedefleriniz neler?
Takı sadece bir başlangıç benim için... İleride yelpazemi genişletip başka tasarımlar da yapmayı arzu ediyorum. Endüstriyel tasarım eğitimim boyunca mobilyadan, aydınlatmaya hatta web sitesine kadar birçok farklı alanda tasarım yapma fırsatı buldum ve hepsinden ayrı keyif aldım. Teknolojiyle tasarımın kesiştiği nokta ise bence çok ilginç bir nokta... Kinetik enerji üreten, solar enerjiyle telefonunuzu şarj edebildiğiniz yüzükler, kolyeler tasarlamak bile var aklımda. Kloto için geleceğe yönelik hedefim yaşamın her noktasına bütünsel dokunan bir tasarım markası olmak.