Banu KAZANÇ
Gelişmişlik ve buna bağlı gelişen yaşam şekli fiziksel görünümümüzü de değiştirdi; boyumuz uzadı, ayak numaralarımız büyüdü, belimiz kalınlaştı. Oysa kadınlar, yeteri kadar ince hatlara sahip olduklarında kendilerini daha çekici buluyorlar. Peki, estetik mi, sağlık mı? Bel çevresi ölçümündeki değerler aynı zamanda sağlıklı olmanın göstergesi. Şimdilerde bel inceliği, aynı zamanda sağlıklı yaşam için de önem kazanmaya başladı. Kadınların bel kalınlığının 88, erkeklerin ise 102 santimetreyi geçmemesi gerekiyor. Bel bölgesinde toplanan yağlar; insülin direnci, karaciğer yağlanması, yüksek kolesterol, tip 2 diyabet gibi hastalıklara neden olabileceği gibi, kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini de artırır. Bel çevresinin kalınlaşması; karbonhidrat, şeker, işlenmiş gıda ve fast food tarzı beslenmenin artmasına ile ilişkilendiriliyor. Bu tarz bir beslenme ile kanda insülin üretimi artırıyor, insülin yüksekliğinde, özellikle yağ, vücudun belli bölgelerinde, en çok da karın ve bel bölgesinde depolanıyor.
NE YAPMAMIZ GEREKİYOR?
Vücudunuzun yağ yaktığı yeri seçemezsiniz, bu nedenle bel ölçünüzün sağlık sınırları içinde olması için vücudun genelinden yağ, kilo kaybetmelisiniz. Vücudun bir bölgesindeki yağı kaybetmek için salt tek bir noktada uygulanacak egzersizler ve bölgesel yağ kaybetmeye yönelik diyetler olduğunu hayal ediyorsanız, yanılıyorsunuz! Vücudunuzun belli bölgelerinde biriken yağları ortadan kaldırmak için yapabileceğiniz herhangi özel bir egzersiz ve diyet gerçekten yoktur. çözüm, vücudun genelindeki kilo kaybıdır. Yağ yakmak için tüm vücudu, özellikle büyük kas gruplarını çalıştırmalısınız. Mekik ve karın sıkıştırma çalışmaları bu bölgedeki yağları yakmaz ama buradaki kasları geliştirip gererek, sıkı bir görünüm elde edilmesini, sizin daha fit görünmenizi sağlar. Ayrıca, nabzınızı belli sayının üstüne çıkarmak için kardio (aerobik) hareketler yapmanız ve ağırlıklarla kasları güçlendirmeniz, vücudunuzu esnetmeniz ve germeniz gerekir. Yağ kaybetmek için genel olarak daha az kalori tüketmelisiniz. Porsiyon boyutuna dikkat etmeniz önemlidir. Öncelikle rafine şeker tüketimine dur diyebilmelisiniz; hele meşrubat olarak isimlendirilen, gazlı içecekler ve hazır meyve sularının yanına bile yaklaşmayın. Beyaz ekmek ve hamur işleri gibi basit karbonhidratları unutun, meyve, sebze kepekli makarna, yulaf ve kahverengi pirinç gibi kompleks karbonhidratları tercih edin. Bol miktarda lif açısından zengin sebze yiyin ve bol bol su için, beslenmeniz için yağsız proteinleri ve doymuş yağlar yerine çoklu doymamış yağlar seçin. Her yemeğe biraz protein eklemek metabolizmanızı hızlandırmaya yardımcı olur. Et, balık ve tavuğun daha az yağlı olanlarından seçmek ve kızarmış etten kaçınmanız gerekir. Derisiz tavukgöğsü ve hindi mükemmel protein seçenekleridir. Yumurta, proteinlerin yanı sıra B12 vitamini içerir bu da vücutta yağ yakılmasını arttırır ve daha uzun süre tokluk hissederler. Daha fazla sebze ve meyve tüketmelisiniz. Sebze ve meyveler vitaminler, mineraller ile beta karoten, likopen gibi antioksidanlardan zengindir. Posalı beslenmeye özen göstermelisiniz. Günlük lif ihtiyacımız ortalama 25-30 gram kadardır. Posa tüketimini arttırmak için haftada en az 2 kez baklagiller tüketerek çeşitlendirmelisiniz. Tuz ve şekeri azaltmalısınız... Vücudumuzun tükettiğimiz kadar şeker ve tuza ihtiyacı aslında yok; yediğimiz her besin maddesi zaten bir miktar tuz ve şeker içeriyor. C vitamini ve kalsiyum alın... C vitaminlerinin, çalışmalar sonucu özellikle bel çevresinde toplanan yağı azalttığı ve egzersiz öncesi yeterli C vitamini alanların, daha çok yağ yaktığı yönünde bulgular elde edildi. Yine, kalsiyumdan zengin beslenmenin kilo kaybında yardımcı olduğu konusunda çalışmalar yapılıyor ve karın ve bel bölgesinde biriken yağ kaybı için kalsiyum öneriliyor.