Röportaj: Gülçin İşler Fırat
Fotoğraflar: Kutup Dalgakıran
Kardeş olan Yaprak Baltacı ve Başak Soykan, aynı zamanda iş ortağı. Yaklaşık 10 yıl önce girdikleri yeme-içme söktöründe istikrarlı bir başarı yakaladılar. Açtıkları kafe-restoran popüleritesini hiç kaybetmedi. Şimdi İstinyePark’ta açtıkları ‘Clove’ adlı mekan da bir anda şehrin gözdeleri arasında girdi. Yaprak Baltacı ve Başak Soykan’a yeni mekanlarını ve başarılarının sırrını sorduk.
Öncelikle yeni mekanınız nasıl hayata geçti, yola çıkış hikayeniz ne oldu?
Yaprak Baltacı: Clove’da bir masa etrafındasınız. Kişiler, zaman, mevsim değişiyor ama his hep benzer, bildiğimiz, tanıdığımız... Hep buradaymış, hep bizimleymiş gibi. Bu çember hep büyüyen büyüdükçe yeni hikayeler yaratan, hikayelerle yaşayan bir çember. Katmanlar, tatlar, kokular ve anılar birbirine karışıyor. Zıtlıklar ancak bir aradayken en gerçek halleriyle var oluyor. Anlatılmış ve muhakkak hatırlanacak hikayeler. Bir o kadar gerçek, aynı zamanda klişelerin ötesinde. Bugünü yakalayan eskidikçe daha da gerçek olan…
Lokasyonun İstinyePark olması fikri nasıl oluştu?
Başak Soykan: Yeme-içme alanında yatırım yapmaya karar verdiğimiz andan beri İstinyePark hep aklımızdaydı. Orada olmak istedik ama maalesef kafamızdaki, kalbimizdeki yeri bulmamız uzun zaman aldı. Doğru zaman ve doğru yeri bekledik. Orada bir trunk show’da mekanı görmemizle ortaya çıktı diyebiliriz. Lokasyonuyla, enerjisiyle, ışığıyla uzun zamandır hayalini kurduğumuz mekan diye düşündük ve İstinyePark yönetimi ile çalışmaya başladık. Uzun bir süreç oldu ama hayalimizden ötesini gerçekleştirdik diyebiliriz.
Adına nasıl karar verdiniz?
Y.P: İsim aslında en zorlandığımız konulardan biri oldu. Hem mekanı, hem hikayeyi doğru anlatan bir isim bulmak çok zor. Çok detaylı çalıştık üzerinde. Magnet ile çalıştığımız isim ve logo bizi en iyi tanımlayan, marka hikayesini tek kelimede en güzel anlatan isim oldu ve çok içimize sindi. İsmin anlamı karanfil tohumu olsa da içinde bolluk bereket, birliktelik, koku ve tat katmanları, şans ve aşk barındırıyor clove.
Mekan dekorasyonuyla, sanat eserleriyle de çok dikkat çekiyor.
B.S: Bu projede bizi böylesine iyi anlayan ve yansıtan yakın dostumuz Mahmut Anlar ile çalışmış olmak en büyük şanslarımızdan biri. İnce detaylara verilen büyük önem Clove’un mimari duruşunu çok doğru bir şekilde özetliyor. Clove gücünü anlattığı hikayelerden alan bir mekan. Bir hikaye anlatıcısı. Sanat ise, hikayelerimizi anlatmak ve yakın bağlarımızı temsil eden Clove Circle olgusunu gerçek kılmak için bir yol. Hikayelerimiz mevsimsel. Her mevsim geçişi yeni başlangıçlar ve yenilenmek için bir fırsat. Clove hikayeleri de işte bunlarla şekilleniyor. Bizim ruhumuzu yansıtan, filtresiz, ham ve gerçek karelerle, klişeler ve stereotiplerden uzak portrelerle şehrin kültürüne yorumumuzu misafirlerimizle paylaşıyoruz. Bu sezon Clove’da samimi anlar, paylaşılan tatlar ve sohbetleriyle İstanbulluları ve şehri odağına alan bir sanat seçkimiz var.
Sanat seçkinizden biraz bahseder misiniz, ne tür eserler var?
Y.B: ‘Istanbulites and the Drama’ hikayesinin başlangıcı tezatlar şehri İstanbul’da geleneğin modernizmle; tarihin çağdaş trendlerle aynı anda varlık göstermesine ve bu olağanüstü şehrin sakinlerini konuk eden karmaşık, büyülü ve dramatik katmanlara dayanıyor. Bu ilk edisyonda sanatçılarımız Bengisu Bayrak, Melis Buyruk, Ali Elmacı, Louis Gary, Hasan Karaaslan, Şafak Şule Kemancı, Berk Kır, Lottermann & Fuentes, Suzan Pektaş, Julian Rosefeldt, Visan Stefan, Illusory Superiority, Murat Türkili ve Ayşe Wilson'ı zıtlıkların içine dalmak ve eserlerine konu etmek için davet ettik. Böylelikle çok katmanlı, şehri ve insanlarını odağına alan etkileyici bir yemek deneyimine alan açtık.
Yaprak Baltacı(oturan) Başak Soykan
Mönüden bahsedelim, öne çıkan yemekleriniz, imza lezzetleriniz nelerdir?
B.S: Mönümüzde ağırlıkta olan Akdeniz lezzetlerinin yanı sıra Uzakdoğu ve Güney Amerika esintileri de var. Şef Emre Şen imzalı mönüde, mevsime göre değişen yemekler ve hiç değişmeyecek klasikler yer alıyor. Ayrıca girişte bulunan kafe bölümünde farklı lezzetlerin yer aldığı kahvaltı ve gün boyu servis edilen özel bir mönü bulunuyor.
Y.B: Restoranımızda, ıkura & nori pancake, tuna tiradito, istiridye kabuğunda karides, kore usulü tavuk, pizza tartufo, bakır tavada deniz mahsülleri, steak frites ve craquelin profiterol, orman meyveli eton mess, sıcak chocolate chip cookie gibi çok özel tatları da keşfedebilirsiniz.
Yeni mekanınız bir anda popüler oldu. Sizin meslekteki başarılarınız bunda etken olsa gerek ancak yine de size sormak istiyorum; bu hızlı yükselişi neye bağlıyorsunuz?
Y.B: Çok teşekkürler. Aslında Clove bir anda çok konuşulan bir mekan olsa da arkasında çok büyük özen ve emek var aslında. Biz, “miş” gibi mekanları sevmiyoruz, yapmış olmak için yapmayı sevmiyoruz. Bir hayalimiz vardı, onu yakalamak için her detayı özenle bir araya getirdik. Lokasyon, mimar, peysaj mimari, şef ve mönü, marka ve marka iletişimi, sanatın yeri ve seçimi, bütün bunları bir araya getiren kreatif direktör, her noktası düşünülerek seçilmiş parçalar. Birleşince bizim hayalimiz gerçek oldu. Harika bir ekip kurduk ve sanıyorum hızla çok konuşulan bir mekan olmasının sebebi, sürprizleri, yeniliği içinde barındırırken bizim sıcaklığımızı da hissetirmesi.
B.S: Tecrübemize ek olarak trendleri yakından takip ediyor olmak bizim için olmazsa olmaz. Seyahat etmeyi çok seviyoruz. İyi yemekten anlayan ve eğlenmeyi seven insanlarız. Yaptığımız ne olursa olsun her zaman en iyisini yapmak hedefimiz. Bunu da her geçen gün ufak yeniliklerle devam ettirmek hem heyecan verici hem de çok keyifli. Ayrıca Clove’un hızlı yükselişinde açılır açılmaz gelerek, bizi yalnız bırakmayan konuklarımızın ve dostlarımızın da birbirine önermesi çok etkili oldu diye düşünüyorum.
Röportajın devamı bu hafta çıkan Şamdan Plus'ta...
