RÖPORTAJ ÖZGE ZEKİ
Eğitim sektöründe güçlü bir geçmişe sahip olan Sylvan Learning, birbirinden farklı kişiselleştirilmiş öğrenim hizmetleri, yüksek kaliteli İngilizce eğitimi, profesyonel danışmanlar ve eğitmenler eşliğinde öğrencilere başarıya giden yol haritasını çiziyor. 40 yılı aşkın süredir, Kuzey Amerika'da 750'den fazla şubesiyle Sylvan Learning, öğrenciler için kişisel öğrenmenin önde gelen sağlayıcısı olarak ün salmış bir eğitim sistemi. Bu yaz itibariyle Bodrum'da ve İstanbul'da beş uydu lokasyonu olacak Sylvan Learning'in ana merkezi Eylül 2021'de İstanbul'da açılacak. Türkiye franchise sahipleri Ceylan ve Gonca Duru'ya bu eğitim sisteminin detaylarını sorduk.
Kişiselleştirilmiş eğitim kavramı neleri kapsıyor?
GONCA DURU Her çocuğun, hatta her insanın öğrenme hızı ve öğrenme metodu farklıdır. Kendi okul yıllarımızı hatırlarsak kimimiz özet çıkararak, kimimiz yüksek sesle tekrarlayarak, kimimiz şemalar çizerek çalışırdık sınavlara. Aslında tüm bu farklı yöntemlerle kendi kişiselleştirilmiş öğrenim metodumuzu keşfedip uygularız. Bizlerin Sylvan'ı benimseme sebebimiz; öğrenmenin tamamen kişisel bir olgu olduğunun ve eğitimin bunun üzerine inşa edildiğinde verimli olduğuna olan inancımız. Öğrencilerimizi yakından takip eden eğitmenlerimizle onlara tamamen kişiselleştirilmiş, kendilerini en kolay ve hızlı ifade edecekleri, bu sayede de özgüvenli hak edilmiş başarıya ulaşmaları için çalışıyoruz.
Sylvan Learning eğitim sistemini özetler misiniz? Diğer sistemlerden farkı nedir?
CEYLAN DURU Sylvan Learning eğitim sistemi, fark yaratmak isteyen bir kurum. Temel inançlarımız öğrenmeye ve öğrencilere olan yaklaşımımızı şekillendiriyor. Bizler eğitimin her şey olduğuna inanıyoruz. Öğrenmenin kişisel olması gerektiğine, gerçek öğretmenlerin ilham verdiğine, teknolojinin öğrenimi hızlandırıp kolaylaştırdığına ve sonuçların çok önemli olduğuna inanıyoruz.
Bu temel inançlarımız bizi öğrencilerimizin fark yaratması ve yarattıkları farkı elde ettikleri sonuçlarla hedeflerine ulaşana kadar çalışmaya yönlendiriyor. Uygulamamız asla ders anlatmak üzerine değil, anlatılan bilginin öğrenciler tarafından en hızlı ve etkin şekilde kavranmasını ve öğrencilerin bu kazanım sonucunda o konuyla ilgili problemleri çözebildiklerini kendilerine göstermek. Bu his bir kez tecrübe edildikten sonra bilgiye merak, başarının hazzı ve kazanılan özgüven ile çocuklarımızın tüm hayat yolunda yepyeni bir dönem başlıyor.
Siz bu sistemi nasıl keşfettiniz? Turizmden bu alana yönelmeye nasıl karar verdiniz?
G.D. Öncelikle girişimci ruhumuz ve iş dünyasındaki deneyimlerimizle krizlerden büyük fırsatlar doğar inancına sahibiz. Pandemi tüm dünyada olduğu gibi bizler için de büyük bir kriz dönemi başlattı. En büyük kriz de manevi olarak üretememenin verdiği boşluk! İnsan bir kez çalışmaya ve başarmaya başladıysa durmak en büyük kriz bizce. Turizm zamansız oluşunun yanı sıra bir o kadar da eskiye dayanan bir sektör. Çoğu kişi teknoloji sayesinde birçok seyahat organizasyonunu aracı kurum kullanmadan halledebiliyor. Bizim inandığımız ise hangi sektör olursa olsun fark yaratmak tüm yeni nesil ve teknolojik olguların üzerindedir. Bizlerin de en köklü firmalardan biri olarak turizmde yapmaya çalıştığımız daima bu oldu. Misafirlerimize münferit olarak organize ettikleri seyahat/ organizasyonlarda tecrübe edemeyecekleri kurgular yaratıp, hayallerine hayal ekleyerek gerçeğe dönüştürmeye çalıştık hep. Bu sebeple tüm teknoloji ve krizlere rağmen ayaktayız. Pandemi döneminde bolca vaktimiz olunca da geleceğin meslekleri neler olacak, nasıl yenilikler olacak derken araştırmalara başladık. Araştırmalarımız genişledikçe çocuklarımızı çok farklı bir geleceğin beklediğini öngördük. Tüm anneler gibi biz de iyi bir bugün ve yarın hayal ettiğimiz çocuklarımız için nasıl bir yol açabilirize kafa yorduk. Sonra da neden tüm çocuklara ulaşmayalımı sorguladık. Bir çocuğa verilebilecek en büyük kazanımlardan biri özgüvendir bence. Başarmanın verdiği özgüvenin de yerini hiçbir şey tutamaz. Buradan yola çıkarak bugün bir eğitim sistemi hakkında konuşuyoruz.
Bu eğitim sistemiyle yetişen çocuklar hangi alanlarda daha başarılı oluyor?
G.D. Bu eğitim sistemiyle yetişen çocuklar her alanda başarılı oluyor. Bu yolda başlangıç olarak Stem Yaz Kampları oluşturduk. Stem başlığını açmamız gerekirse; Science– Technology–Engineering-Mats kavramlarının kısaltması. Bu dallar her daim geleceğin temel taşları. Öğrencilerimize bu konularda ders anlatmıyoruz, bu konuları Amerika'da seçilmiş deneyimli ve mesleğine aşık öğretmenlerle hazırlanmış özel müfredatlarla deneyler ve projeler hayata geçirerek yaşatıyoruz.
Pandemi dönemi de eğitim sistemini etkiledi. Sizce neler yapılmalı? Önümüzdeki yılı nasıl öngörüyorsunuz?
C.D: Pandemi dönemi eğitim sistemini ve çocukların okul hayatındaki yerleşmiş disiplinlerini maalesef kökünden sarstı. Önümüzdeki yıl bu açığı kapamak için onlara hatırlatmamız gereken çok olgu var. Yaz kamplarımızın bunun için harika bir fırsat olduğuna inanıyoruz.
Hedefleriniz, hayalleriniz neler?
G.D. Hedefimiz, hayalimiz bu eğitim sistemini Türkiye'de her isteyene ulaştırabilmek. Eğitim ve çocuklar her zaman, hepimiz için en hassas konu olacak sanırım. İstisnasız tüm çocuklarımıza dokunmak, herkes için bir fark yaratmak ve hayata o farkla başlamalarını arzu ediyoruz. Doğudan batıya, kuzeyden güneye bilgiye aç olan, bilgiye aç olduğunun bile henüz farkına varmamış her çocuğumuza gelecekte bir şans yaratmak en büyük temennimiz. Bunun için çok çalışmamız gerekiyor.