Hangi koya demir atacağınıza dikkat edin

Modern seyyah Özlem Avcıoğlu, tekne tatili planlayanlar için rehber niteliğinde bir yazı kaleme aldı. Avcıoğlu, harika bir tekne tatili yapmak için hangi koylara demir atmak gerektiğini ve bu koylarda tatilcileri nelerin beklediğini yazdı.

Hangi koya demir atacağınıza dikkat edin

Pandemi ile beraber çok izole bir tatil şekli olan tekne tatilinin değeri çok arttı. Hangi koyda durulup, nereye gitmeniz gerektiğinin önemi de tabii... Demir atacağınız koy, tatilinizin mükemmel geçmesini de sağlayabilir, tatilinizi zehir de edebilir. Karada olduğunuz zaman gidip çok keyif aldığınız beach'ler, tekne ile durmaya hiç elverişli olmazken, karadan ulaşamayacağınız turkuaz renkli sularda, tekne sayesinde yüzebilir, uyanır uyanmaz suya atlayıp denizin üstünde olma keyfini çıkarabilirsiniz. Tüm bunları göz önünde bulundurarak oluşturduğum benim Ege koylarındaki tekne tatili rotam şöyle:

BODRUM VE ÇEVRESİ

Hem sosyal hayattan vazgeçmeyelim hem de güzel bir denize girelim diyen için Orak Adası'nı tavsiye ederim. Gece konaklayıp sabah masmavi sularda yüzmek için ideal. Ancak özellikle de hafta sonu öğlen saatlerinden sonra gürültülü müzikler çalan günlük tur tekneleri ile doluyor, bunu da göz önünde bulundurun.


Amanruya Bodrum

Hapimag Resort'ün önündeki koy olan Pabuç Burnu, hem sakin hem de yemyeşil berrak bir denize sahip. Cennet Koyu, son yılların en popüler koylarından biri. Sadece gündüz masmavi sularında yüzmek için değil aynı zamanda gece de Tükbükü'nün gürültüsünden kaçmak için harika bir koy. Mandarin Oriental Bodrum'un üç birbirinden harika kum plajı var, bu plajları da kullanabilirsiniz. Göltürkbükü Demir Mevkii de tekne için iyi bir sığınak. Hem Bodrum Loft hem de Amanruya'ya çıkabileceğiniz, nispeten diğerlerine göre çok daha sakin bir koy.


Karia Bel, Bozburun



Bodrum Loft


Amanruya

GÖKOVA

Yaklaşık 56 km uzunluğunda olan Gökova kıyı şeridi, eşsiz doğası ve tarihi kalıntılarıyla sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en güzel yerlerinden. Her biri birbirinden özel olan koyları da içerisinde barındıran körfezin, kuzeydeki ucu Bodrum Yarımadası'na, diğer ucu ise güneyde Datça Yarımadası'na doğru uzanır. Yeşil doğayı ve sakinliği sevenler için harika bir rota... Gökova Körfezi'ndeki favori koylarım ise şunlar:

Mersincik: Gökova'nın güney kıyılarında Datça Yarımadası'na hemen dönmeden önce yer alan Mersincik, Gökova'nın en berrak suyuna sahip. Bu sakin ve bakir koyda gece de konaklanabilir.

Çökertme: Dantel gibi işlenmiş, masmavi bir koy, yeşil tepelerle kucaklaşan berrak deniz, dağ keçileri ve kırlangıçlar. Çam ağaçlarının denize yapmış olduğu gölgeler ve koyun doğanın içinde bir ressamın yaptığı kadar güzel görünen bu eşsiz köşe sizi büyüleyecektir.

İngiliz Limanı: Burası Sadun Bora'nın koyu da sayılır. Koyun girişinde Sadun Bora'nın denizkızı güneşlenir, yeşilin türlü tonları ve denizciler için emniyetli olması ile kaptanların gözde koylarından biri olmasına rağmen denizin dibini görmeniz mümkün değil burada.

Knidos: Gökova'nın güneybatı ucunda, zamanının en büyük şehirlerinden, antik çağın önemli heykeltıraşı Preksiteles'in vatanı olan Knidos harabeleri yer alıyor ve Knidos'a sadece deniz yoluyla ulaşılabiliyor. Koy özellikle gecelemek için ideal. Kıyıdaki balıkçılardan taze tutulmuş kerevit ile teknede nefis bir ziyafet çekilebilir.


D Maris'in plajlari


La Guerite, D Maris

HİSARÖNÜ KÖRFEZİ

Yemyeşil bir doğa ve pırıl pırıl bir suya sahip olmanın ötesinde sakin bir tatil geçirmek isteyenler için ideal bir rota Hisarönü Körfezi. Körfezdeki önerilerim şunlar: Bozburun: Dünya üzerinde şehirden, dumandan, gürültüden uzak, dokusunu ve özgünlüğünü koruyabilmiş, hayatın ve ilişkilerin insan gibi yaşandığı, sanki cennetten kopmuş bir yer burası. Gün doğumunu Bozburun'un berrak ve durgun sularında seyretmek en büyük keyif.

Bozburun'da denize sıfır konumda olan Karia Bel adlı butik otelin restoranında mutlaka bir yemek yemenizi öneririm. Otelin, Yunan adası Simi ve Bozburun koyu manzaralı, masmavi denizin üzerindeki özel iskelesindeki restoran, nefis deniz ürünlerinden oluşan bir mönüye sahip. Hisarönü Körfezi'nde ayrıca Manzara Söğüt adlı restoran da çok iyidir. Saranda Koyu'nun tepesinde mevzilenmiş yerinde, adının hakkını sonuna kadar veren bir restoran. Balık kokoreç, balık beyti gibi özel tatlardan oluşan yemekleri, eşsiz bir manzara eşliğinde tadıyorsunuz.

Bencik Koyu: Bence Hisarönü'nün en güzel yeri. Değişik doğası ile öne çıkan Dişlice Adası'nın da bulunduğu Bencik Koyu, bu bölgeye gelindiyse, mutlaka görülmesi, yaşanması ve kalınması gereken mükemmel bir koy. Bu koyda bulunan D Maris oteli tam cennetin ortasında yükselen, çok konforlu bir tesis. Kalmasanız da otelin olağanüstü yeme-içme seçeneklerinden yararlanabilirsiniz. 1935 yılından beri önce Cannes sonra Saint Barthelemy adasında hizmet veren La Guerite, D Maris'te de açıldı. Öğle yemeği için ideal bir deniz kenarı restoranı. Otelin Hisarönü Körfezi'ne bakan terasında yer alan Zuma'da bir sandalye çekip şeflerin robata ızgarasında suşi ve tataki için somon alazlamasını izlemek ayrı bir zevk. En sevdiğim tatlar arasında, hoba yaprağına sarılı miso marineli morina balığı ve wafu sosu ve sarımsak cipsiyle servis edilen kemiksiz pirzola var.

Dirsekbükü: Masmavi denizi ve sakin koyu ile gündüz demirleyip yüzmek için ideal. Selimiye: Çam ormanları, zeytin, söğüt ve badem ağaçlarıyla kaplı burası. Denizi temiz, balığı bol, havası oksijen yüklü, huzurlu, sakin, misafirperver... Burada tekne ile duracağınız koylar olduğu gibi ufak bir marina da var. Köyde birçok dükkan ve yerel yiyecekler satan manavlar mevcut. Selimiye'de bulunan Sardunya Restaurant, lezzetli deniz ürünlerini, deniz kenarındaki masalarında servis ediyor.