RÖPORTAJ: BADE ÇAKAR bade.cakar@sabah.com.tr /
FOTOĞRAFLAR: İSA ARSLAN
Türkiye'nin başarılı mobilya markası Lazzoni, bu sektördeki başarısını bir adım ileriye taşıyarak, otelciliğe taşıdı. 2015 yılında kurulan ve mobilya markası olarak dünyadaki ilk otel yatırımına giren firma özelliğini taşıyan Lazzoni Hotel ile bu sektörde de iddialı olduğunu ortaya koyuyor. Otel, birbirlerini 'aile' olarak gören tecrübeli ekibi ve tabii ki etkileyici dekorasyonu ile misafirlerini ağırlıyor. Lazzoni Hotel Genel Müdürü Gürhan Sayar ile bir araya gelerek, bu süreci konuştuk.
Mobilyadan konaklama sektörüne geçiş fikri nasıl oldu?
Lazzoni aslen mobilya markası olan ve dünyadaki ilk otel yatırımına giren firma. Bunun mantıklı bir sebebi var. Baktığınız zaman otel yatırımı yapmak için iki özelliğe ihtiyacınız var; biri oteli inşa edebilme kapasitesi, diğeri de markalaşma yani hizmet üretebilecek belli bir bakış açısı. Lazzoni Mobilya'nın mobilya yapmaktan ileride bir vizyonu var. Bu vizyon doğrultusunda, marka olarak misafirlerinin ve müşterilerinin hayatındaki yaşam alanlarını dizayn ediyor. Otel de bir yaşam alanı ve bunu en iyi dizayn edenlerin de bir tasarımcı mobilya firması olması çok makul bir sebep. Bunun yatırımda da çok büyük avantajı var. Sonuçta otel yaparken inşa için harcadığınız rakamlar en büyük rakamlar. Mobilyacı bir firmanın, bizler gibi otelcilik kökenli kişileri de projeye dahil etmesi sonucu çok makul bir proje ortaya çıktı. Bir mobilya firmasının oteli olarak herkesin beğenisini kazandık.
Ekibinizi oluştururken nelere önem verirsiniz?
Ekipçe profesyonel bir iş yapmak istiyoruz ama aile mantığını da unutmuyoruz. Çalışanlardan en büyük beklentimiz bu ailenin ferdi olmaları. Bu aileye girip kalıcı olacak kişiler arıyoruz. Sadece personel alıp, istihdam edelim, aldığımız personel de bize vadettiği hizmeti üretsin değil. Bizim derdimiz, hizmeti beraber üretelim, kişiyi geliştirelim, kendine ve bize bir şeyler katabilsin. Misafirlerimizi ticari bakış açısı ile değil, Türk kültürünün gereği olan misafirperverlikle bir aile zihniyetiyle ağırlayabilelim. Çünkü bence turizmdeki en büyük eksiklik, belli bir yerden sonra aşırı profesyonelleşmenin müşteride portföyünüzde rahatsızlık yaratması. Tabii ki kuralların olması lazım ama kurallar misafirlerin de ihtiyaçlarına göre tekrar dizayn edilebilmeli.
Lazzoni Hotel'in en dikkat çeken özellikleri nelerdir?
Tabii ki tasarım, otelimizin en dikkat çeken özelliği. Her misafirimizden biz "Otel binası dikkatimi çekiyordu beğeniyordum ama içeriye girince çok şaşırdım" sözünü duyuyoruz. Bu bizim için bir avantaj. Çünkü misafirlerimiz genelde var olanın altında bir beklenti ile gelip, üstünü buluyor. Bu bir işletme politikası. Çünkü çok büyük beklentilerle gelip hayal kırıklığına uğramaktansa, gelip beklentisinin üzerinde bir şey bulması misafirimizde bize karşı bir aidiyet duygusu ve sürekli misafir portfoyü yaratıyor. Bu noktada bizim aile yaklaşımımız da bunu perçinleyen şey.
Otelin dekorasyonu, kendi tasarımlarından oluşuyor. Dekorasyon konusunda misafirlerinizden nasıl geri dönüş alıyorsunuz?
Otelin mobilyaları, odaların dinlendiren yapısı, mesai harcanarak seçilmiş olan renklerin uyumu hakkında çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Birçok otel ticari endişe güderek, uzun süre dayanması için endüstriyel oda tasarlıyor. Biz bu görüşün aksine odalarımızı misafirlerimiz keyif alsın ve rahat etsin diye bir ev gibi tasarladık. Ticari ömür bizim için ikinci planda çünkü zaten bu konuda bilirkişiyiz ve maliyet; en az korku duyacağımız nokta. Sonuç olarak çok güzel övgüler aldık. Hatta dünyanın en büyük konferans örgütünün başındaki kişiyi ağırladığımızda bana "Bu oteli bir kadın mı tasarladı, sanki bir ev gibi... İlk defa odaya girdiğim anda yeni evimle tanışmış gibi rahat ve konforlu hissettim" dedi. Ayrıca tasdik edilebilir bir temizlik puanımız var. Odalarımızı "ev temizliğinde, ev konforunda" tutmak için özel bir çabamız var.
Uzun yıllar konaklama sektöründe olan biri olarak, size göre Lazzoni markasının sektördeki farkı ve yeri nedir?
Tabii ki ticari bir işletmeyiz ve kar amacı güdüyoruz ancak en büyük farkımız, açılış günümüzden bugüne kadar hiçbir zaman kar etmek bizim için birinci planda olmadı. "İyi hizmet ver, iyi bir şeyler yap, bu zaten otomatik olarak kar getirir" mottosuna inanırız. Kar etmek için her şeyden vazgeçmiyoruz. En kaliteli ve beklenenin üzerinde bir ürün gamıyla hizmet veriyoruz. Ayrıca personel açısından hep en iyisi için uzun süre bekledik. Hiçbir otelde bizim sayımızda personel yok, biz en kaliteli personeli kullanarak bölgedeki ve şehirdeki farkı yaratıp, yerli bir yatırım olarak yabancı yatırımlara kafa tutar hale geldik.
Bu sektörü tercih edecek olan gençlere ne önerirsiniz?
Mesleğe yeni başlayacak kardeşlerimize Lazzoni Hotel'in kapıları her zaman açık. Tüm ekipçe bizim için iki başarının birisi oteli güzel işletmek, kar ve memnuniyet ile götürmek ise diğeri de yerimize yeni kişileri yetiştirmektir. Ben insan kaynağına verdiğim kadar önemi belki de ekipmana vermiyorum. Yeni gelecek arkadaşlarımız da kendilerinin aslında bu operasyonun başarısındaki en önemli parça olacaklarını ve bu mesleğin git gide daha trend hale geldiğini unutmamalı. Türkiye'de senelerce okuyup doktor, avukat olduğunuzda yurtdışında çalışabilmek için denklik almanız gerekiyor. Ama bir otelciyseniz nereye giderseniz gidin ertesi sabah yüzde 90 işe başlayabilirsiniz. Bu çok büyük bir artı.
Lazzoni Hotel'in dünyaya açılmak gibi bir fikri var mı?
Lazzoni Hotel olarak önce lokalde büyüme fikrine sahibiz. Biz şu anda bildiğimiz işi en iyi bildiğimiz yerde yapıyoruz. Bunu bir sonraki sisteme taşımak ve dış sahalara bakmak için artık bu sahanın bize küçük geliyor olması lazım. İstanbul için ikinci bir otel yatırımımız çok yakında olacak. Lazzoni'nin New York'ta çok fazla mağazasının olması sebebiyle kalbimizin bir tarafında New York'ta butik bir Lazzoni Hotel var. Finansal olarak da imkanımız var ama bu bir yapılanma meselesi. Yönetim kurulu başkanımız ve tüm yönetim kurulu üyelerimiz dahil hepimizin en çok inandığı şey bir işi sırf yaptım demek için yapmış olmamak. Kendimizin ilgilenemeyeceği bir işi yaptım demek için yapmamak adına, tam istediğimiz hale geldiğimizde tabii ki muhakkak yurtdışı için de bir şeyler yapmayı planlayabiliriz.
