Beşiktaşlı eski yöneticilerden Hüsnü Güreli'nin kızı olan Yosun Güreli, yakın arkadaşı Burcu Kılıç ile birlikte genç sanatçıların yeteneklerini gösterebilecekleri online bir sanat galeresi kurdu. Güreli ve arkadaşı, 'Buryos' adlı sanal galeriyle, avlusundan dükkanlarına kadar galeriden öte adeta bir sanat meydanı yaratmış. Amaçlarının, genç sanatçılara, yeteneklerini gösterebilecekleri bir platform oluşturmak olduğunu söyleyen Güreli, Buryos'u bütün detaylarıyla Şamdan Plus'a anlattı. İlk kez röportaj veren ve Şamdan Plus'ı tercih eden Yosun Güreli ile Arnavutköy'deki ofislerinde buluştuk. Buryos'tan başlayıp genç yetenekleri ve sanatı konuştuğumuz Yosun Hanım, özel pozlar da verdi. İşte cemiyet hayatının en gözde isimlerinden Yosun Güreli ve online sanat galerisi Buryos...
Buryos ne demek?
Buryos, bizim için pek çok anlam ifade ediyor. 'Gençlik ve sanatın buluştuğu meydan', bu anlamların başında geliyor. Bu arada meydan derken gerçekten bir meydandan bahsediyoruz; avlusuyla, dükkanları ve sanatçılarıyla. En basit anlamıyla ise Burcu ve Yosun anlamına geliyor. Burcu, siz röportaj için ofisimize geldiğinizde kaçan, neredeyse 20 senelik arkadaşım, dostum, ortağım; yani Burcu Kılıç...
Nereden çıktı sanal bir sanat galerisi kurma fikri?
Çocukken televizyonda sürekli karnı şiş, Afrikalı çocuklar gösterilirdi. Onlara bakarken içimden hep "Kim bilir bu çocuklar içlerinde hangi hediyelerle dünyaya gelmiştir" diye geçirirdim. Çocuk aklıyla imkan verilse aralarından belki dünyanın en yükseğe zıplayanı, çita gibi hızlı koşanı, dünya barışının gerçek temsilcisi, zaman makinesi icatçısı (tabii o zaman benim için henüz mucit değil icatçı o kelime) çıkabilirdi. Belki dünyayı kurtaracak olan hatta bir süper kahraman çıkabilirdi içlerinden... Peki ama henüz o meşhur Maslow'un Piramidi'nin ilk basamağındayken bu yetenekler nasıl orataya çıkabilirdi ki? O zaman "Dünyada bir kişiyi kurtarmak, dünyayı kurtarmak anlamına gelebilirdi" diye düşündüm. Çoğu zaman kişinin piramidin birinci ve ikinci basamağını tırmanıp, kendi yeteneğini bulması da yeterli değildir. Bir üst basamakta keşfettiği bu yeteneğini paylaşma, sunma, ortaya koyma ihtiyacıyla karşılaşır. Kişi bu basamağı, bazen tanıdıkları (kontaklar) vesilesiyle, bazen de 'doğru zamanda, doğru yerde' olarak tırmanır. İşte Buryos, bu iki talih kuşuna da rastlamayanlar için var.
Bu site aracılığıyla genç yeteneklere kucak açmış oluyorsunuz değil mi?
Bazen kendi hayat mücadelemize, varoluş savaşımıza o kadar çok kendimizi kaptırırız ki, dışarıda olan daha büyük mücadele ve savaşları göremeyiz. Bazen de diğerlerinin mücadeleleri kulağımıza çalınan üzücü hikayeler olmaktan öteye gidemez. Halbuki kendi savaşımıza bu kadar odaklı olmasak ve kendimizi bu kadar kaptırmasak, belki çoğumuz içinde bulunduğumuz durumun savaşmaya ihtiyacı bile olmadığını göreceğiz ve bize kalan enerjiyi daha bütüne yönelik, anlamlı mücadelelere harcayacagız. Buryos, genç sanatçılara kendilerini, yeteneklerini gösterebilmeleri için sunulmuş bir platformdur. Bir nevi içinde yarışın olmadığı 'Yetenek Sizsiniz' gibi düşünebiliriz. Gençler Buryos'ta yeteneklerini ve eserlerini ortaya koyuyor. Siteye girip beğenip alan da var, almayıp bakıp tavsiye eden de var. Önemli olan muhakkak 'gözetleyen' birilerinin olması. İnsanlar bu gençlerin yapıtlarını izliyor, takip ediyor. Sistemden tüm bu gözetleyenleri görebiliyoruz ve çok hoşumuza gidiyor. Ortağım Burcu da ben de kendi hakkında konuşmayı beceremeyenlerdeniz. Başka bir sey için olsa düşünmezdik ama Buryos şahıslardan öte bir konu. Bu gençlerin eserlerinin belki de bu röportajla daha fazla kişiye ulaşacak olması bizi resmen havalara uçurdu.
Buryos'a dönecek olursak, sitenin bölümlerinden ve isleyişinden bahsedebilir misiniz?
Şu an sitemizde 'Blossoms' ve 'Snaps' bölümlerimiz aktif. Blossoms isimli bölümümüzde genç sanatçıların tablolarına, Snaps'te ise fotoğraf sanatıyla ilgilenen sanatçılara yer veriyoruz. VIP bölümümüz ise koleksiyonerlerin ellerindeki eserleri satabileceği bir bölüm. VIP bölümünü oluştururken amacımız koleksiyonerleri siteye çekebilmek, genç yeteneklerle üstad sanatçıları birleştirmekti. VIP bölümünde tüm işlemler bir gizlilik politikası içerisinde; alıcı ve satıcının bilgisinin kesinlikle onların isteği dışında paylaşmadan gerçekleşiyor.
Şu an elinizde koleksiyonerlere yönelik bir eser var mı?
Elimizde şu anda bir adet Selim Turan var ama lütfen yanlış anlaşılmasın; VIP bölümümüz kesinlikle bizim odak noktamız değil. Asıl odak noktalarımız Blossoms ve Snaps bölümleri.
Sitenizde 'Al Gülüm', 'Ver Gülüm' gibi bölümler de var, oralarda neler olacak?
Siteye baktığınız zaman aktif olarak çalışan yalnızca biraz önce bahsettiğimiz üç bölüm var. Henüz aktif olmayan bölümlerimiz var ama onlar hakkında şu an için sessiz kalmayı tercih ediyoruz. Röportajın başında söylediğim gibi Buryos, farklı binalardan oluşan gerçek bir meydan. Bu binaları gençleri desteklemek isteyen, sosyal sorumluluk bilincindeki kurum ve kuruluşlara tahsis edeceğiz. Böylece destek verecek kurumlarla gençlere buluşma imkanı sağlamış olacağız.
Var mı destek veren bir firma?
Zeynep Ilıcalı ve ortağı Melda Aksu'nun sahibi olduğu Thanx.Co şirketi, sosyal dönüşüm projelerinin yanı sıra genç tasarımcılara verdikleri destekten dolayı Buryos meydanında 'dükkan' açtı. Thanx.Co'nun bizimle çalışması haricinde zaten sosyal sorumluluk anlayışı yüksek bir firma. Siteye giriş yapan gençler Thanx.Co'yu görünce ona da tıklıyor ve onlarla bağlantıya geçebiliyor. Buryos kanalıyla Thanx.Co genç tasarımcılara, genç tasarımcılar da onlara ulaşabiliyor.
Genç tasarımcılara ve sanatçılara nasıl ulaşıyorsunuz?
Pek çok üniversitede afişlerimiz var, asmaya da devam ediyoruz. Gençler arasında enformasyon çok hızlı yayıldığı için sitemiz yeni açılmış olmasına rağmen 10 bine yakın ziyaretçimiz oldu.
Sitenizde yer alan sergi ve sanatçılara kim karar veriyor?
Seçici bir kurulunuz var mı? Bizim bir seçici kurulumuz yok; zaten olsun da istemiyoruz. Kısaca bakıyoruz ve beğeniyoruz. Daha doğrusu beğenmek için bakıyoruz çünkü mükemmele veya en iyileri ulaşmaya çalışmıyoruz. Biliyoruz ki 'uzman' bir heyetle çalışıp, en iyi eserleri ve sanatçıları hedefleyip, sırf onlara yer verirsek, Buryos daha prestijli bir site olabilir ama bizim yapmak istediğimiz şey olmaz. Biz Buryos isminin önem kazanması veya kendi isimlerimizi duyurma derdinde değiliz, ilgilendiğimiz şey ulasabildiğimiz genç sanatçıların sayısı ve onların isimleri. En iyilere değil, en fazla gence ulaşmaya çalışıyoruz. Zaten birçok büyük sanatçı yemek parası için tablo vererek hayatını geçirmiş dolayısıyla kimden ileride ne çıkacağı hiç belli olmaz. Ayrıca eklemek zorundayım ki sanatta iyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış kavramlarının olmadığını düşünüyorum. Bana harika gelen, başkasına baştan sona hatalı veya çirkin gelebilir. Bu eserleri özel bir zümreye değil, halka sunuyoruz. Hatta naçizane şahsi fikrimi dile getirmem gerekirse, sanatın gelişiminin önündeki tümseğin nedeninin, sanatın belli zümrenin, belli çevrelerin beğenisine sunulup, genelden uzak tutulması olduğunu düşünüyorum.
Sanatın belli bir çevre içerisinde kapalı kalmasının sizce ne gibi sakıncaları var?
Sanatı sürekli 'sanattan anlayanlar'a mal edip, geri kalanları oyunun dışında bırakırsanız, bu geride kalanlar oyunun kurallarını hiçbir zaman öğrenemez, dolayısıyla da hep 'konuyu anlamayanlar' sınıfında kalırlar. Bir toplumun belli bir konuda veya genel anlamda gelişmesi, toplu bir hareket olursa amacına ulaşır. İnsanları oyunun dışında bırakmaktan ziyade, oyuna dahil etmeye teşvik etmeye çalışılmalıdır. Aksi durum, toplumun gelişmesini bırakın bir yana, toplum içinde yaşayan insanların arasındaki farkı arttırır; ki bu ideal bir ülkede olması arzu edilenden çok uzaktır. Normalde devlet bu farkı gözetmek ve mümkün olduğunca azaltmakla yükümlüdür ama devletin buna yetişemediği durumlarda bu görevi imkan ve sorumluluk sahibi vatandaşlar severek sırtlanmalıdır. En nihayetinde bunu kendi yaşam alanındaki (ülke, sehir, mahalle) huzur için yapacaklardır.
Yine de eski zamanlara göre çok daha fazla değer veriliyor sanatçıya değil mi?
Sanat eserlerini ve sanatı pek çok kişinin 'sıkıcı' diye tabir ettiğini çok duydum, eminim siz de duymuşsunuzdur... Hele eskiden, ki çok uzak bir geçmişten bahsetmiyorum, bu sayı çok daha fazlaydı ama zamanla sanat popüler kültürün içine girip, yatırım araçlarından biri olunca birçok kişinin ilgi alanına girmeye başladı. İnsanlar ilgilenirken de sevmeye başladılar ve bu konuda neredeyse bilirkişi olma mertebesine kadar çıktılar. Bu güzel bir sonuçtur ancak sanat bazı kesimler için ulaşılmaz kılınmış, şartlardan ötürü sanırım. Her vatandaş zaten ulaşamıyor ki, ilgilensin, sevsin ve böylelikle bilgi edinmek istesin. Bazen de bütçesel olarak ulaşamıyor, ki bu çok normal, ülkedeki her bir vatandaşın alım gücü hesaplanarak sanat yapılamaz. Yine de asıl olarak lokasyon olarak onun yaşam alanında değil. Hal böyle olunca bilgisiz bir toplum karşımıza çıkıyor ve bu da çok doğal bir sonuç. Biz Buryos meydanında bu yüzden elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz, tabii ki bizim de eksik kaldığımız yerler vardır ama yol boyunca bunları gidermeyi hedefliyoruz. İnsanların desteği, tavsiyesi ve yapıcı eleştirileriyle...
Sizce Buryos aracılığıyla geleceğin usta sanatçılarıyla tanışabilecek miyiz?
Buryos'ta eserleri yer alan gençler arasında istikbal vadeden çok kişi var. Eserlerin yayınlanmasıyla uzman kişilerden de bu fikrimizi destekleyen pek çok yorum aldık. Bu gençler arasından geleceğin parlak sanatçılarının çıkacağına çok inanıyorum. Sitemizde yer verdiğimiz kişiler henüz çok genç, gelecekleri de çok parlak. Aralarında okulu birincilikle bitirmiş ama henüz hayatında hiç sergi açma imkanı bulamamış olanlar var.
Bu sergiler ne kadar süre sitenizde yer alıyor?
Her sergimiz sadece bir ay sürüyor. Her yeni sergi, yeni sanatçılar, yeni eserler, yeni yetenekler anlamına geliyor. Bu arada sadece genç sanatçılarla kısıtlamıyoruz kendimizi. Yeni eserler üretmiş, yeni bir sergi açmayı arzu eden tüm sanatçılara da meydanımız açık.
Ticari açıdan bakacak olursak adı sanı duyulmamış sanatçılarla çalışmak riskli değil mi?
Alışılmıs olan, herkesin yaptığı ve çok tatbik edilen, insana daha güvenli gelir. Derler ya "Amerika'yı yeniden keşfetme" veya "Yeni icat çıkarma" diye. Bu sözler aynı zamanda "Güvenli limandan ayrılma" demektir. Güvenli diye sürekli aynı limanda kalırsak, hiçbir zaman bilemeyiz ki ayrılırsak neler olabileceğini. Farkında olmadan o limandaki bir esir oluruz... Sanat, cesaret demektir; özgür ve özgün düşüncedir. Özgür ve özgün olmak cesaret gerektirir. Sanatı desteklemek bu nitelikleri de desteklemek anlamına gelir. Bir ülkenin sanata yaklaşımı aslında o ülkeyle ilgili çok şey anlatır.
Deran Özer