"GAIA İLE EĞLENCE HAYATINI BAŞTAN YARATMAK İSTEDİK"
'Gaia' varoluş tanrıçasının adı. Simdi bu ad, İstanbul'da bir gece kulübünde hayat buldu. Gaia'nın sahibi Onur Gülmek, "İstanbul'da gece hayatını baştan var eder miyiz" diyerek bu ismi koymuş. Bugüne kadar birçok mekanın işletmeciliğini yürüten Gülmek, ilk kez kendi mekanını açtı. Gaia'da bir araya geldiğimiz Gülmek ile hem İstanbul gece hayatını hem de Gaia'yı konuştuk.
-Henüz 29 yaşındasınız ve bu güne kadar birçok gece kulübünde işletmecilik yaptınız. Bu işe çok erken yaşta başlamış olmalısınız...
Evet, daha lise 2. sınıfta yani 17 yaşındayken bir arkadaşımla şirket kurup partiler yapmaya başlamıştık. Genç yaşta para kazanmanın getirdiği hevesle daha da yoğunlaştım bu işe. Üniversite zamanı geldiğinde de üniversite partilerine döndü bunlar, sonrasında festivallere dönüştü. Eğlence sektöründe iş yapmaya başlayınca da iş ister istemez kendi mekanını açmaya geliyor. Ben de ilk olarak Ritz Carlton'ın girişindeki Mio'yu işletmeye başladım. Onun üzerine Levent'teki Mojito, ardından Discorium ve Asmalımescit'te Toro diye bir mekan daha işlettim. Şimdi de Gaia'yı açtık.
-Üniversitede ne okudunuz?
İşletme okudum ancak bitiremedim. Üniversitedeyken mekan işlettiğim için bitiremedim ama bitirmeyi düşünüyorum.
-Gaia'dan önce 'My Pavyon'da da çalışıyordunuz ama aniden ordan ayrıldınız. Bu ayrılığın özel bir sebebi var mı?
Çok fazla söylenecek bir şey yok aslında. Bir sezon orada çalıştım, daha sonra anlaşamadık ve ayrıldım.
-Yeni açılan mekanlara gidip bakmayı, takip etmeyi sever misiniz?
Ben bu işe başlamadan önce de çok iyi bir gece hayatı müşterisiydim. Şimdi ise Gaia haftanın altı günü açık olduğu için burada olmam gerekiyor, o nedenle eskisi kadar gezemiyorum. Ancak yine de yeni açılan mekanları gezmeyi önemserim. Sadece gece kulübü değil kafe, restoran, hepsini gezip fikir edinmeyi seviyorum.
-Gece hayatında gıptayla baktığınız bir idol var mı?
Metin Fadıllıoğlu'nu çok beğeniyorum, kurumsallıklarından dolayı da Doors Gurubu'nu... Bunlar da zamanla olacak şeyler tabii.
-Gaia'ya dönecek olursak, pazar günleri de açıksınız değil mi?
Evet, haftanın altı günü açığız. Gece 11.00-04.00 saatleri arasında.
-Çok yorucu olmuyor mu altı gün çalışmak, üstelik gece hayatında. Kendinize vakit ayırabiliyor musunuz?
Çok yorucu olduğu bir gerçek ama artık alıştım sanırım. Hayatımın en yoğun dönemi diyemem yine de... Benim hem gece kulübü işlettiğim, hem organizasyon şirketimin olduğu, hem de menajerlik ve televizyon programı yaptığım dönem de oldu. İnsan sevdiği işi yaptıktan sonra katlanıyor.
-Gece kulübü işletmeciliği dışında başka bir iş yapmayı hayal ettiniz mi hiç ya da gelecekte böyle bir düşünceniz var mı?
Ben bu işi seviyorum ama kanıma girmiş olan bir televizyonculuk da var. O biraz içimde kaldı ama devam etmeyi düşünüyorum ileride. Benim asıl amacım, işler kurumsallaştıkça birkaç mekanın olduğu kompleks bir şirket kurmak.
-Bu piyasada kendinizi hangi ligde görüyorsunuz? Birinci lige çıkmak için neler gerekli sizce?
Biz kendimizi zaten birinci ligde görüyoruz. Gaia'ya gelen insanlar belli. Cemiyet hayatından da gelen var, magazin dünyasından da, üniversiteli gençlik de... Bu insanları buraya toplayabiliyorsak zaten biz birinci ligdeyiz demektir. Daha önce açtığım mekanlar da keza böyleydi. Örneğin ben Mio'yu açtığım zaman "Burada bir şey olmaz, bütün mekanlar otelin altında" dediler. Halbuki 'Mio' girişteydi ve tıklım tıklım doluydu.
"İnsanlara kaliteli, rahat edebilecekleri bir eğlence vaat ediyorum. Burada kendilerini kasmalarına gerek yok. Burada tartışma, kavga, gürültü yaşamayacakları, kaliteli içki içecekleri ve güzel müzik dinleyecekleri bir mekan yarattık. "
-Gaia'da insanlara ne vaat ediyorsunuz? İnsanlar neden gelmeli buraya?
Kesinlikle kaliteli, rahat edebilecekleri bir eğlence vaat ediyorum. İnsanların burada kendilerini kasmasına gerek yok. Zaten artık gece hayatında küçük bir tabaka oluştu ve herkes birbirini tanıyor. Burada tartışma, kavga, gürültü yaşamayacakları, kaliteli içki içecekleri ve güzel müzik dinleyecekleri bir mekan yarattık. Özellikle müziğimize çok güveniyoruz. DJ Duğhan çok genç fakat çok yetenekli biri.
-Son dönemde bir Türkçe müzik furyası var. Gaia'da da Türkçe çalıyor musunuz?
Biz de Türkçe çalıyoruz ama diger mekanlardan farklı olmak adına yine herkesin bildiği ve Türkçe kadar sevilen yabancı parçalara da yer veriyoruz. Sırf Türkçe çalmak işin kolayına kaçmak gibi geliyor bana. Ayrıca her çarşamba DJ kabininde ben oluyorum ve sadece Türkçe çalıyorum.
-Bir mekanın tutması için en önemli kriter nedir? Bu işin bir matematiği var mı?
Bunun aslında hiçbir matematiği yok. Lokasyon da değil bana göre. Çünkü dediğim gibi Levent Çarsı'nın içerisine Mojito'yu açtığımız zaman orada doğru düzgün gece kulübü yoktu, keza Süzer Plaza da öyle... Gaia'ya bakacak olursa, aslında insanlara sapa gelebilecek bir yerde ama trafiğe girmiyorlar. Lokasyonla değil, iyi bir şeyler sunabilmek ile alakalı bana göre.
-Peki, 'Gaia' ne demek?
'Gaia' varoluş tanrıçasının adı. Biz de eğlence hayatını basştan var eder miyiz diye ismini Gaia koyduk.
-Son olarak; yeni yıl yaklaştı malum. Yılbaşı gecesi ile ilgili planlarınız var mı?
31 Aralık gecesi bir etkinliğimiz olacak ama aralık ayının ortasında da ismini vermek istemediğim üç gazeteci arkadaşımla bir organizasyon yapacağız. Bir nevi erken yılbaşı partisi olacak bizimki. Bunun sayesinde de yılbaşını kutlamış olacağım. Çünkü 10 yıldır insanları eğlendirdiğim için kutlayamıyordum.